Tecride ilişkin ‘Meclis araştırması açılsın’ önergesi
- 12:07 9 Ağustos 2023
- Güncel
ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki mutlak iletişimsizlik ve ağırlaştırılmış tecride ilişkin önerge veren Yeşil Sol Parti Colemerg Milletvekili Öznur Bartın, “Meclis araştırması açılsın” talebinde bulundu.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Colemerg Milletvekili Öznur Bartın, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecrit, aile ve avukat görüş yasağı halinin araştırılması ve sonlandırılması için önerge verdi.
‘Görüşme başvuruları yanıtsız bırakılmakta’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın avukatları ile en son 7 Ağustos 2019 tarihinde görüştüğünü, kardeşi Mehmet Öcalan ile en son 25 Mart 2021 tarihinde “kesintili” bir telefon görüşmesi yaptığı belirtilen araştırma önergesinde, “İmralı Ada Cezaevi’nde sistematik bir şekilde sürdürülen ve mutlak tecrit olarak tanımlanan bu hukuksuzluklar nedeniyle Sayın Öcalan ile 4 yıldır avukat ziyareti gerçekleştirilememektedir. Ayrıca kanunda yeri olmadığı halde 2011 yılına kadar Öcalan’ın avukatlarıyla görüşme hakkı, haftada bir gün bir saat ile sınırlı tutulmuş; bu sınırlandırmaya rağmen ‘hava muhalefeti’, ‘koster arızası’ gibi gerekçelerle sürekli bir biçimde engellenmiştir. Sayın Öcalan ile 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana geçen sürede ise sadece 2 Mayıs ve 7 Ağustos 2019 tarihleri arasında 5 avukat görüşmesi yapılabilmiştir. Bu beş görüşmenin sonuncusu 7 Ağustos 2019’da gerçekleşmiştir. Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş ise İmralı’ya getirildikleri 16-17 Mart 2015 tarihinden bu yana tek bir kez dahi avukatlarıyla görüşememiştir. Avukatlar tarafından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına ve İmralı Cezaevi İdaresine yaptıkları görüşme başvuruları ise yanıtsız bırakılmaktadır” denildi.
CPT ziyaretlerine değinildi
Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) 5 Ağustos’ta açıkladığı rapora yer verilen araştırma önergesinde, CPT; 20-29 Eylül 2022 tarihleri arasında Türkiye'yi ziyaret ettiğini bu ziyaretler arasında İmralı cezaevi olduğunu ama duruma ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadığı anımsatıldı. Araştırma önergesinde, “Ayrıca Öcalan ve diğer üç tutsağın avukatları, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesine mutlak iletişimsizlik halinin sona erdirilmesi amacıyla yaptıkları tedbir talepli başvuru kabul edilmiş ve 6 Eylül 2022 tarihli karar ile ‘Başvurucuların maruz kaldıkları incommunicado tutukluluk haline son verilmesi ve başvurucuların kendi seçecekleri bir avukatla derhal ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın erişim sağlanması’ kararı hükümete bildirilmiştir. Ancak ne CPT’nin raporlarının gereği yerine getirilmiş ne de BM’nin kararları tanınmış, mutlak iletişimsizlik halini ortadan kaldıracak herhangi bir adım atılmamıştır. Sayın Öcalan’dan, 25 Mart 2021’de yapılan ve aniden kesilen telefon görüşmesinden sonra hiçbir biçimde haber alınamamıştır” ifadelerine yer verildi.
‘Öcalan ile temasların kesilmesi sorunların derinleşmesine yol açıyor’
İmralı’da 24 yıldır sürdürülen ve son 4 yıldır mutlak bir şekilde devrede tutulan tecrit sisteminin ulusal mevuzat ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu gibi keyfi ve ayrımcı bir tutum olduğuna dikkat çekine araştırma önergesinde, “Devlet politikası halini almış İmralı’daki bu tecrit sistemini yalnızca sıradan bir cezaevi uygulaması olarak görmek, tecridi yalnızca hukuki açıdan ele almak eksiklik olacağı gibi Sayın Öcalan’ın dışarı ile temasının kesilmesi ile coğrafyamızda yaşanan siyasal-toplumsal sorunların derinleşmesine olan etkisini de görmemek olacaktır. Türkiye’de müzakere ve diyalog sürecinin devam ettiği 2013-2015 tarihleri arasında çatışma halinin neredeyse ortadan kaldırılmasında Sayın Öcalan’ın rolü tüm kamuoyu tarafından bilinmesine rağmen İmralı’da sürdürülen tecrit sistemi; Kürt sorununda çözümsüzlük, güvenlikçi bakış açısı ve Ortadoğu’da izlenen savaş politikalarının tercih edildiğini ortaya koymaktadır. Kürt sorununda demokratik çözüm başta olmak üzere Türkiye ve Ortadoğu’da yaşanan tarihsel ve toplumsal diğer tüm sorunların, krizlerin, acıların son bulması ile bu topraklarda kalıcı bir barışın tesisi için İmralı Ada Cezaevi’nde Sayın Öcalan ve diğer 3 hükümlüye karşı uygulanan avukat ve aile görüş yasağı ile mutlak iletişimsizlik hali olan tecridin son bulması hayati bir önem taşımaktadır” sözlerine yer verildi.
Meclis araştırma talebi
Araştırma önergesinin son kısmında ise şu ifadelere yer verildi: “CPT raporları ve BM İnsan Hakları Komitesi’nin kararlarının bir gereği olarak da İmralı ada cezaevinde tutulan Sayın Öcalan ve diğer hükümlülere karşı uygulanan hukuksuzluklar ile mutlak bir şekilde sürdürülen tecridin araştırılması, son bulması ve hukukun sağlanması amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ediyoruz.”