Ekin’in mücadelesi ‘Jin jiyan azadî’ ile dünyaya yayıldı
- 09:19 9 Ağustos 2023
- Güncel
Zelal Tunç
WAN - Gimgim’da çıplak bedeni teşhir edilen Ekin Wan’ın katledilişinin 8’inci yılına ilişkin değerlendirme yapan siyasetçi Tuğba Hezer, “Ekinlerin yürütmüş olduğu mücadele, tüm dünyaya Ekin’in anadilinden ‘jin jiyan azadî’ sesleriyle yayıldı ve yanıtsız kalmadı” dedi.
Tarih 10 Ağustos 2015 yılını gösterirken, Mûş’un (Muş) Gimgim (Varto) ilçesinin meydanında birkaç üniformalı erkeğin arasında bedeni çıplak şekilde ifşa edilen bir kadının bulunduğu fotoğrafın servis edilmesiyle duydu herkes Ekin Wan (Kevser Eltürk) adını. Dijital medya üzerinde yayınlanan fotoğrafa tepkilerin gelmesi üzerine Muş Valisi “İlimiz Varto ilçesi kırsalında güvenlik güçleri ile girdiği çatışma neticesi etkisiz hale getirilen PKK terör örgütü mensubu bayana ait bazı görüntülerin sosyal paylaşım sitelerinde yayınlandığı tespit edilmiştir. Kamuoyu ve valiliğimizce kabul edilemeyecek şekildeki bu görüntüleri çeken, yayınlayan ve sosyal medyaya servis eden kişi veya kişiler hakkında, adli ve idari soruşturma başlatılmıştır” açıklaması yapmıştı.
Açıklamasında işkenceyi görmeyen valinin açıklamalarına da kadınlardan, kadın örgütlerinden ve sivil toplum örgütlerinden tepki yağdı. İnsan Hakları Derneği (İHD) harekete geçerek baroların da içerisinde yer aldığı bir heyet oluşturdu, ilçede incelemelerde bulunan heyet ardından bir rapor hazırlayarak kamuoyu ile paylaştı. Ayrıca konuya ilişkin yetkililer hakkında suç duyurusunda da bulunuldu. 17 Ağustos 2015 tarihinde yapılan suç duyurusunda “… suç duyurusu TCK 130/2 temelinde yapılmıştır. kişinin hatırasına hakaret başlığı altında düzenlenen tck 130’uncu maddesinin 2. fıkrası; ‘bir ölünün kısmen veya tamamen ceset veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” sözlerini kullandı. Suç duyurusu dilekçesinde Kader Kevser Eltürk’ün (Ekin Van) cenazesinin Malatya Adli Tıp kurumundan alındıktan sonra, cenaze yıkaması sırasında görgü tanıklarının anlatımlarına da yer verilmiştir. Görgü tanıklarının beyanlarına göre, Kader Kevser Eltürk’ün (Ekin Van) boynunda ip izi bulunduğu, sürüklenmiş ve ya işkence edilmiş olabileceği tespitlerinde bulunulmuştur” denildi.
‘Ekin Wan’a yönelik savaş suçu işlenmiştir’
Heyetin olayla ilgili hazırladığı raporda ayrıca uluslararası hukuk kapsamı da hatırlatılarak; “Yine Uluslararası Ceza Mahkemesi statüsünde de, kadına yönelik her türlü şiddet, bir’ savaş suçu’ ve’ insanlığa karşı işlenmiş suç’ olarak kabul edilmektedir. Her ne kadar Türkiye Cumhuriyeti UCMY’e taraf olmasa da, suç tanımı olarak Kader Kevser Eltürk’e (Ekin Van) karşı işlenen suç, savaş suçu niteliğindedir” ifadeleriyle yanıtlanması üzere hazırlanan sorular şu şekilde sıralandı:
“*Kalçasından vurulan bir insanın, hemen ölmüş olması akla yakın gelmemektedir. Bu nedenle Kader Kevser Eltürk’ün (Ekin Van) ölüm nedeni ortaya çıkarılmalı ve otopsi raporu acil olarak açıklanmalıdır?
*Varto Emniyet Müdürü’nün,’ fotoğrafı olay yeri inceleme ekibi çekmiş’ olabilir sözü dikkate alınarak, bu konuda derhal bir soruşturma başlatılmalıdır.
*Bilişim suçları alanında çalışan uzman ekipler olduğu gerçeği bilindiğinden Kader Kevser Eltürk’ün fotoğraflarının kim ya da kimler tarafından sosyal medyaya servis edildiği çok çabuk bulunabilecekken, hala bulunmamış olması, suçluların korunuyor olmasını düşündürmektedir.
*Savcılık makamı soruşturmayı çabuklaştırarak bir an önce sonuca götürmeli ve sorumluları tespit edilerek davayı açmalıdır.”
Soruşturmaya ilişkin bilgi yok!
Ekin’in katledilmesinin üzerinden 8 yıl geçmesine rağmen açılan soruşturmaya ilişkin her hangi bir gelişmenin olup olmadığına ilişkin bilgi bulunmuyor. Soruşturmanın “gizli” yürütüldüğü belirtiliyor.
Ekin’e dair yapılan işkenceye dair dönemin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Wan Milletvekili Tuğba Hezer JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
‘Sadece Kürt kadınlar değil, birçok kesim tepki gösterdi’
Tuğba, 2015 yılında Ekin’in çıplak bedeninin teşhir edildiği görüntüler dijital medya dolaşıma girdikten kısa bir süre büyük bir tepkiyi de beraberinde getirdiğini söyledi. Sadece Kürt kadınlardan değil genel anlamda feminist ve diğer birçok çevreden kadınlardan büyük tepki geldiğini belirten Tuğba, “Gelen tepkiler üzerine Muş Valisi paylaşılan görüntülerin PKK’e gerillası Ekin Wan’a ait olduğunu söylemişti. Asıl vahim durumu burada gördük, çünkü fotoğrafı servis eden hakkında soruşturma başlatılacağından bahsediliyordu. Yani bu suçu işleyenden, işkenceyi yapanlar ile ilgili herhangi bir cezai yaptırımdan bahsetmiyordu” ifadelerini kullandı.
‘Boynunda ip izi vardı’
Tuğba, “Geçen 8 yılık sürece baktığımızda da Ekin şahsında Kürt kadınlara yönelik yapılan saldırıda Muş valisinin açıklamasıyla da aslında devletin Kürt kadınına yönelik kirli savaş politikasının bir parçası olarak önümüze koydu. Fotoğrafların paylaşımından sonra cenaze otopsi işlemlerinin ardından ailesinin bulunduğu Wan iline gönderilmiş ve kitlesel bir şekilde karşılanmıştı. Cenaze dini vecibeleri sırasında yıkamaya giden arkadaşların söylediği çok açık bir şey vardı. Ekin’in vücudunda korkunç işkence izleri vardı. Boynunda ip izi ve vücudunun diğer yerlerinde işkence izi vardı. İHD’nin de o dönem hazırladığı raporunda aslında Ekin’in kalçasından aldığı kurşunla düştüğü ve sonrasında işkence sonucu yaşamanı yitirdiğini ortaya koymuştu. En azından kalçasından aldığı kurşunla ölmediğini biliyoruz. Boynunda iz olması ise araç peşinden cansız bedeninin sürüklendiği mi yoksa yaşarken boynuna ip asılarak mı işkence edildiğini bilmiyoruz” şeklinde konuştu.
‘Cizre’de de kadın bedeni çıplak ifşası sürdü’
Uluslararası ceza mahkemelerinden de Ekin’e yönelik işkence suçunun işlendiğini söyleyen Tuğba, ”Bir savaş suçu işleniyor. İnsanlığa karşı bir suç yaşanıyor. Tarih bize uzun zamandır aslında kadınların savaşlarda her türlü şiddetin bir savaş aracı olarak kullanıldığını gösteriyor. 2015 yılına baktığımızda aslında Ekin şahsında en çıplak şekliyle devlet işkenceyi yapmaktan geri durmayacağının mesajını verdi. Devlet Kürtlere ve Kürt kadınlara karşı her türlü savaş suçunu işleyebileceğini ortaya koydu. Yaşadığımız süreçte de en somut haliyle yaşandı. O gün o servis edilen fotoğrafta da duran birkaç sivil görünümlü kişi vardı. Bir yıl sonra Cizre’de de kamuflaj giymiş kişilerce Kürt kadının bedeni teşhir edilmeye devam edildi. Devlet savaşı kadın bedenini teşhir ederek yürüteceğini gösterdi” dedi.
‘Devlet Kürt kadının bedenini ifşa ederek yıldırmaya çalıştı’
Tuğba, “KJA (Kongreya Jinên Azad) ile Ekin’in taziyesine aileye yaptığımız ziyarette anne ‘öldürdüler öldürdüler neden bu hakareti yaptılar’ şeklinde tepki göstermişti. Ekin’e yapılan işkenceye ilişkin devletin insanlık dışı bir yönteme başvurmasına insanlık tarihinde ayrı bir yere koymak gerekiyor. Çünkü 2015 tarihine geldiğimizde ‘Rojava Devrimi’ Kürt kadının öncülüğünde Kürtler insanlığı İŞİD barbarlığından kurtararak, insanlık tarihine isimlerini yazdırdılar hem de dünya tarihine mücadeleleriyle bir kez daha not düştüler. Yine o dönemde bakurê Kurdistan’da Kürt kadınların mücadelesi, 7 Haziran seçimlerindeki başarı aslında devletin karşısında Kürt halkı büyük bir kararlılık gösterdi. Devlet MGK toplantısıyla birlikte aslında Kürt halkına karşı büyük bir çöktürme planı önlerine koymuşlardı. Kadınlar bu mesaja karşı ‘devlet zulmü soyunduğunda, Ekinler direniş giyinir’ sloganıyla Ekin’in çıplak bedenine sahip çıkıldı. Bir kez daha Ekin Wan’lar mücadeleden bir adım olsun geri durmadılar. Geçtiğimiz süreç zarfında Ekinlerin verdiği mücadelesi karşılıksız kalmadı. Ekinlerin yürütmüş olduğu mücadele, tüm dünyaya Ekin’in anadilinden ‘jin jiyan azadî’ sesleriyle yayıldı ve yanıtsız kalmadı” dedi.