5 tutsağa Pirsûs cezası: Geri adım yok!

  • 09:01 9 Ağustos 2023
  • Güncel
 
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL – Pirsûs’ta katledilen 33 Düş Yolcusu’nu andıkları için 5 kadın tutsağa verilen iletişim cezası ile iktidarın saldırı ve tutuklama politikalarının adalet mücadelelerinde geri adım attıramadığını söyleyen SGDF MYK üyesi Senem Pektaş, “Hücre hücre, sokak sokak Suruç şehitlerimizin isimlerini yaşatmaya, haykırmaya, onlar için saygı duruşunda bulunmaya ve ‘yaşıyorlar’ devam edeceğiz” dedi.
 
Tarihler 20 Temmuz 2015’i gösterdiğinde, Kobanê halkıyla dayanışmak ve çocuklara oyuncak götürmek için Riha’nın (Urfa) Pirsûs (Suruç) ilçesinde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla toplanan 300 genç, Amara Kültür Merkezi bahçesinde önünde basın açıklaması yapmak üzere toplandı. Ancak açıklamada, DAİŞ'li Abdurrahman Alagöz bombalı saldırı gerçekleştirdi ve 33 genç katledildi, yüzlerce kişi de yaralandı. “Düş yolcuları” olarak anılan 33 gencin katledilmesi ardından Kurdistan ve Türkiye’nin dört bir yanında her kesim, Suruç Aileleri İnsiyatifi’nin başlattığı adalet mücadelesinde buluştu.
 
Failler bulunmuyor, adalet isteyenler tutuklanıyor!
 
Katliam  sonrası yargı sürecinde ise bir arpa boyu bile yol alınamadı. Faillerin bulunmaması nedeniyle mahkemeye tepki gösteren 9 kişi hakkında dava açılırken, her yıl düzenlenen Suruç anma etkinliklerine katılanlar da işkence ile gözaltına alınıp haklarında davalar açılarak yargılanıyor. Özellikle son süreçte dosya avukatları ile SGDF üyelerinin de dahil olduğu Suruç için adalet mücadelesi yürüten çok sayıda kişi gözaltına alınıp tutuklandı. Katliamın 8’inci yılında hala faillerin “bulunamadığı” dosyanın avukatlarından Gülhan Kaya, 12 Haziran’da “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandı. Yine, 17 Temmuz’da İstanbul’da bildiri dağıtarak 20 Temmuz’da sokağa çıkma çağrısında bulunan gençlik örgütlerine saldıran polis, 44 kişiyi işkenceyle gözaltına aldı ve 6 kişi “Görevi yaptırmamak için direnme” ve “2911 Sayılı Yasaya Muhalefet” iddiasıyla tutuklandı. Tüm bu baskı politikalarına karşı ise adalet sağlanana dek mücadeleden vazgeçilmeyeceğinin mesajı verildi.
 
Düş Yolcuları’nı anan 5 tutsağa iletişim cezası!
 
Son olarak da 27 Temmuz’da, Marmara (Silivri) 9 No’lu Cezaevi’nde tutulan 5 kadın tutsak hakkında cezaevi müdürlüğü tarafından 33 Düş Yolcusu’nun isimlerini andıkları, “Katil devlet hesap verecek”, “Kahrolsun faşizm yaşasın mücadelemiz” sloganlarını attıkları ve saygı duruşunda bulundukları için disiplin soruşturması başlatılarak iletişim cezası verildi. Suruç Aileleri İnsiyatifi avukatlarından Gülhan Kaya, SGDF Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Sinem Çelebi, Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Nadiye Gürbüz, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İl Yöneticisi Selvinaz Göçmez ve Şükran Yaren Tuncer’e verilen iletişim cezasının süresi henüz belli değilken, 1-3 ay arasında olacağı belirtildi.
 
Müdürlüğe göre ‘Gereksiz olarak marş söylenmiş!’
 
Cezayı yazılı tebliğ eden cezaevi müdürlüğü, “İşlemiş olduğunuz iddia olunan bu eylem, ‘Gereksiz olarak marş söylemek veya slogan atmak’ eylemi ile aynı olup bu eylemin karşılığı da aynı kanunun 40. maddesinin 1. fıkrası gereğince 1-3 Ay Arasında Haberleşme veya İletişim Araçlarından Yoksun Bırakma veya Kısıtlama cezasını gerektirmektedir. Bu nedenle yazı tebliğinden itibaren en geç 3 gün içerisinde bu husustaki yazılı savunmanızı vermeniz rica olunur” ifadelerine yer verdi. Müdürlük, tutsaklara verilecek olan iletişim cezasının türü hakkında ise bilgi vermedi.
 
SGDF MYK üyesi Senem Pektaş, adalet mücadelelerine dönük iktidarın saldırı politikaları ile 5 tutsağa verilen iletişim cezasına ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.
 
Rojava Devrimi’ne dokunmak isteyenler hedef!
 
Pirsûs'a dönük gerçekleştirilen tüm saldırıları 2015’ten doğru okumak gerektiğini belirten Senem, “Çünkü 2015 yılında oraya doğru yola çıkan yüzlerce arkadaşımızın katledilmek için hedefleştirilmesinin sebebi aslında orada Rojava Devrimi’ne dokunmak istemeleri. Orada yitirilmek istenen bir devrimi güçlendirmek istemeleriydi. Buradan doğru birleşik devrim perspektifimizdi oraya doğru yola çıkmış olmamız. Onların özel olarak hedefleştirilmelerinin ve bu katliama giden yolun çizilmesinin asıl sebebi de buydu. Gezi’nin çocukları ile Kobanê’nin çocuklarını buluşturma perspektifi ile yola çıktığımız için hedefleştirildik. 8 yıldır, adalet mücadelemizin de aslında en çok saldırılan toplumsal odaklardan biri olmasının sebebini de bu oluşturuyor” dedi.
 
İktidarın Suruç’a dönük saldırıları
 
Aynı zamanda tasfiye edilmek istenilen bir sosyalist gençlik örgütü olduğunu ifade eden Senem, “Buna rağmen gençlik örgütleri demokrasi güçleriyle yan yana yürüyerek bu süreçle tasfiye olmayarak bütün katliamlara rağmen adalet mücadelesini örerek daha da güçlü bir biçimde çıktı SGDF bu süreçten. Devlet bu yüzden de bir yandan bu adalet mücadelesinin bedelini ödetmek istiyor” şeklinde konuştu. Özellikle seçim öncesi süreçte çok yoğun saldırılardan geçtiklerini paylaşan Senem, “Seçim sonrasında da bu saldırılar yoğunlaşmışken Suruç gibi toplumsal bir odağın da devletin saldırısının ıskalandığı bir yer olması bizim açımızdan pek beklenebilir değildi. Bu saldırılara alışkınız. Suruç katliamına giderken süreci ördüğümüz bir ayın öncesinde de Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Gülhan Kaya tutuklandı” diye belirtti.
 
‘Devlet iradesini kıramadığı tutsağa da yöneliyor’
 
“12 Mart’tan beri yapılan operasyonlar ile SGDF Eşbaşkanları ve MYK üyeleri de dahil olmak üzere Silivri’den İzmir’e, İzmir’den Eskişehir’e birçok yoldaşımız şu anda tutsak bu saldırılar sonucunda” diyen Senem, iktidarın yalnızca sokaktaki saldırılarıyla yetinmediğini sözlerine ekledi. 5 kadın tutsağa iletişim cezası verildiğini anımsatan Senem, “Devlet, iradesini kıramadığı tutsağa da yöneliyor. Bu tutsaklar arasında tabii ki de Suruç için adalet mücadelesi yürüten tutsaklara yöneliyorlar. Yoldaşlarımız, basın emekçileri, avukatlar ve içerisinde bulunan 5 devrimci kadına da bu süreçte Suruç Katliamı’nda yitirdiğimiz yoldaşlarımıza, Suruç şehitlerimizin ismini anmaları, ‘yaşıyor’ diyerek bağırdıkları, saygı duruşundan bulundukları, esasında bir anma yaptıkları ve Suruç’u unutturmayacağız dedikleri için bu iletişim cezası verildi. Nasıl dışarıda saldırıyı sürdürüyorlarsa aynı şeyi tutsak ettikleri hapishanelerdekilerin iradesini kırarak sürdürmeye çalışıyorlar” cümlelerini kullandı.
 
Adalet mücadelelerinde kararlılar
 
Ne “içeride”, ne de “dışarıda” mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizen Senem, “Tüm bunlara rağmen biz şunu söylemeye devam ediyoruz, eğer hapishanedeysek hücre hücre, dışarıdaysak sokak sokak Suruç şehitlerimizin isimlerini yaşatmaya, haykırmaya devam edeceğiz. Onlar için saygı duruşunda bulunmaya ve ‘yaşıyorlar’ demeye devam edeceğiz. Halitağa’da her ay onlar için her ay adalet adalet adalet demeye devam edeceğiz. Ve bunların bütün yaslandığı yer olarak da birleşik devrimimizi savunmaya, buradan doğru yol yürümeye, Rojava Devrimi’mize yolumuzu ve yönümüzü çevirmeye devam edeceğimizi de söylemek istiyoruz” sözleriyle seslendi.