MUĞLA - Bodrum Kadın Platformu, Akbelen ormanlarının kesilmesine karşı Akbelen direnişçilerine destek açıklaması gerçekleştirdi.

 

Bodrum Kadın Platformu, Akbelen ormanlarının Yeniköy ve Kemerköy Enerji Şirketine maden sağlamak amacıyla kesilmesine karşı Akbelen direnişçilerinin yanında olduklarını belirtmek için Bodrum Belediye Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. “Akbelen için adalet” yazılı pankartın taşındığı basın açıklamasında, sık sık “Akbelen için adalet istiyoruz”, “Havama suyuma toprağıma dokunma”, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Limak elini Akbelen’den çek” sloganları atıldı. Basın metnini kadınlar adına Belgin Koç okudu.

 

‘Orman müdürleri suça ortak oldu’

 

İkizköy halkının daha önce 6 köyü yok eden termik santraller için ekolojik tahribatlar yaratan Limak-İçtaş şirketine karşı yaşamlarını, geçimlik ekonomilerini ve temiz hava haklarını savunduğunu ifade eden Belgin, direnişçilerim hukuk mücadelesi bir yandan sürerken, iki yıldır çadırlı nöbetle her türlü baskıya direnerek yaşam alanlarını ormanı kestirmediklerini ifade etti. Geçtiğimiz hafta şirketi korumak için halkın karşısına kolluk güçlerinin dikildiğini hatırlatan Belgin, “Hukuksuzluğun boyutunu anlatmaya artık nefesimiz yetmiyor. Esas görevleri hepimizin ortak değeri olan ormanları korumak olan orman müdürlükleri iktidardan aldıkları talimatla Anayasayı da çiğneyerek bu suça ortak oldular” dedi.

 

‘Tek bir ağaç kalsa bile hakkını savunacağız’

 

Muğla’nın yüzölçümünün yüzde 67’sinin maden sahalarına tahsis edildiğini, rant ve talan çetelerine teslim edildiğini dile getiren Belgin, “Bu hukuksuzluğa geçit verdiğimiz takdirde, yaşam kaynaklarının bir bir tükenişini, geleceğin yok edilişini göreceğiz. Çok geç olmadan birlik beraberlik içinde bu hukuksuzluğun karşısında durmak yurttaşlık görevimizdir. Umutsuzluğa yer yok. İkizköylüler’in dediği gibi; tek bir ağaç kalsa bile, onun haklarını savunmaya devam edeceğiz” diye belirtti.

 

‘Akbelen ormanlarındaki ekosistem geri dönüşsüz katlediliyor’

 

Ormanın, altı bitki örtüsü, birçok mikro yaşam alanı bulunduran toprak örtüsü ve buralarda yaşam bulan binlerce canlı çeşidiyle bir ekosistem olduğunu belirten Belgin ağır iş makineleriyle orman toprağının da traşlama denilen yöntemle geri dönüşsüz şekilde yok edilmeye çalışıldığını kaydetti. Akbelen direnişinin, eko-kırıma karşı bir bayrak olduğunu dile getiren Belgin “Bu bayrağı yere düşürmek demek, bundan sonra yapılacak talanın kapılarının aralanması ve geleceksiz, ormansız, susuz, tarımsız bir Muğla’ya razı gelmek, binlerce yoksul köylünün yaşam haklarının gasp edilmesi ve sürülmesi demektir” diye ifade etti.

 

‘Anayasal suç işlendi’

 

Enerji ihtiyacı olduğu söyleminin gerçeği yansıtmadığını, dünyanın iklim krizi nedeniyle terk ettiği fosil yakıt üretiminin çeşitli yalanlarla sürdürüldüğünü dile getiren Belgin, “Ancak biliyoruz ki ormanları yok ederek, anayasal suç işliyorlar. Devletin kendisinin ihlal ettiği anayasanın 169. Maddesi açıktır, özetle şöyle der: Devlet ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz, ormanlara zarar verecek hiçbir eyleme ve faaliyete müsaade edilemez. Ormanı yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla  işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınmaz. Suç işlediniz, hesap vereceksiniz” ifalerini kullandı.

 

23 yıllık AKP iktidarının doğa talanına devam ettiğini belirten Belgin “ Geriye perişan edilmiş hayatlar, yok edilmiş doğa kalıyor ve bu katiller utanmadan kalkıp ormandan söz ediyor, yalanlar, troller aracılığı ile verilen mücadeleyi karalamaya çalışıyor” diye konuştu.

 

Açıklama sloganlarla sona erdi.