Sarah Glyyn: Tecride karşı bir kitle hareketi inşa edilmeli

  • 09:01 1 Ağustos 2023
  • Güncel
 
Melek Avcı
 
ANKARA - Abdullah Öcalan için Daimi Nöbet Temsilcisi Sarah Glyyn, tecridin zalimce olduğunu söyleyerek, “Hareketi genişletebildiğimiz kadar genişletmeliyiz ve bence bu, şu anda özellikle iklim değişikliği ve kapitalist toplumumuzun bizi içine sürüklediği felaket gibi şeyleri göz önünde bulundurduğumuzda çok uygun bir zaman. Burada bize umut veren, hayata geçirilmekte olan veya uygulanmaya başlanan alternatif bir yaşam tarzı diye açık açık yol gösteren biri var” dedi.
 
İngiltere merkezli “Abdullah Öcalan için Özgürlük Sendikal Kampanyası”, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin Belçika'nın başkenti Brüksel’de bulunan Avrupa Parlamentosu (AP) önünde 26 Temmuz’da acil bir basın toplantısı yaptı.  Milyonlarca üyesi olan sendikaların yer aldığı kampanyanın yürütücüleri,  Abdullah Öcalan’ın 24 yıldır hücrede tutulduğuna dikkat çekerken, 2 yılı aşkın bir süredir de kendisinden hiçbir haber alınamadığını hatırlatıp, CPT’nin Türkiye ziyaretine dair tek bir bilgi vermemesini endişe verici bulduklarını kaydetti. Basın toplantısında hem CPT’ye raporun açıklanması çağrısı yapıldı hem de Ortadoğu için demokratik konfederalizme dikkat çekildi.
 
Abdullah Öcalan için Daimi Nöbet Temsilcisi Sarah Glyyn, 26 Temmuz’da sendika ve temsilcileri tarafından Avrupa Parlamentosu önünde yapılan eylemi, tecrit ve Kürt sorununun çözümünü değerlendirdi.
 
'Amacımız Türkiye'ye baskı uygulanmasını sağlamak'
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik tecride en baştan insani açıdan baktığını söyleyen Sarah, bunun tüm hukuk normlarına da aykırı olduğunu belirtti. Sarah, "Ben avukat değilim fakat konuya insani açıdan bakıyorum. Hukuk tarafından baktığımda ise uluslararası insan hakları hukukuna aykırı olduğunu çok iyi biliyorum. Türkiye'nin kendi hukukuna da aykırıdır; tamamen ahlaksız, tamamen acımasız bir tecrit. Bu bir işkence ve bununu kesinlikle adalet sistemiyle yakından uzaktan alakası yok. Bunun için 26 Temmuz'da bir eylem ve açıklama yaptık. Amaç, Avrupa Parlamentosu ve dışında olduğumuz tüm parlamenterler üzerinde baskı kurmaktı, çünkü bu kurumlar ve kişiler Türkiye üzerinde biraz da olsa baskı uygulayabilecekler. Beklentimiz bu yönde. Baktığınızda şimdiye kadar başarılı olamadık ve politik kaygılar yüzünden Türkiye'ye herhangi bir baskı uygulamak çok zaman alacak. Gerçekten zor ve yıllar alıyor" sözlerini kullandı.
 
‘Bir kitle hareketi inşa edilmeli’
 
 
Birçok kurumun tecrit için farklı yol ve yöntemleri denediğini dile getiren Sarah, bununla birlikte Strasburg'da bulunan ve baskı uygulayabilecek gücü olan birçok uluslararası kurumun harekete geçmediğine dikkat çekti. Sarah, "İşkenceyi Önleme Komitesi, CPT geçen sonbaharda Türkiye'yi ziyaret etti ve biz hâlâ onların Öcalan'ı gördüklerine dair bir haber almayı ve hatta bunun teyit edilmesini bekliyoruz, çünkü farklı şekillerde söylentiler duyuyoruz. Bunlar Avrupa Konseyi üyelerinin insan hakları hukukuna uymasını sağlamak için insan haklarının peşinden gitmek üzere yeni kurulan kuruluşlardır. İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü, yapmak için kurdukları şeyi fiilen yapmazlarsa çökebilirler. Eylemlerimiz baskı oluşturmak için yeterli değil. Demek istediğim, baskıyı sürdürmek önemli ancak doğrudan politikacılara gitmenin yanı sıra ihtiyacımız olduğunu düşündüğüm şey daha fazla kitle hareketi. Bunu üzerlerinde hissetmedikçe harekete geçmezler. Bir kitle hareketi inşa etmeye daha fazla konsantre olmamız gerekiyor ve bu yüzden geçen hafta orada bulunan bazı insanları gerçekten cesaretlendirdiğini düşünüyorum, çünkü ben özellikle İtalya'dan orada olup bitenleri duymak için gelen bazı insanları tanıyorum. İtalyan belediyelerinde ve İtalyan sendikalarında ki dostlarımız geldi. Bu fikirlerin tartışılması, Öcalan'ın serbest bırakılması için dava açılması ama aynı zamanda onun fikirlerinin benimsenmesi ve bu fikirlerin yayılmasını sağlamak için oradaydılar. Bunu duymak bence gerçekten cesaret verici" dedi. 
 
'Öcalan'ın tecrit edilmesi bizi yok eden sisteme alternatif sunuyor olmasıdır'
 
Uluslararası kurumların sessizliğinin, çıkar ve ikili siyaset nedeniyle olduğuna işaret eden Sarah şöyle devam etti: "Bu politika. Yani ikili bir siyaset aslında, Türkiye'yi yatıştırma siyaseti ve bunun ekonomik nedenleri var. Stratejik nedenleri var ve bu uzun zamandır var ama aynı zamanda kapitalist düzeni savunan insanlardan bahsediyoruz ve onlardan kapitalist düzenin büyük bir eleştirisini yapan bir lider için hareket etmelerini bekliyoruz. Öcalan'la ilgili bu kadar heyecan verici olan şey aslında bizi yok eden sisteme bir alternatif sunuyor olmasıdır. Bunu vurgulamamız gerekiyor ve buna ihtiyacımız var. Bu vurgu buna kitlesel destek getirmeye yardımcı olabilir, ama tabii ki bu aynı zamanda mevcut güçler için bir tehdittir ve bunu görebiliyorlar. Sizin de dediğiniz gibi,  insan haklarını savunması gereken kurumlar mevcut siyasi çıkarlara ama aynı zamanda değersizleştirmeye yönelik insan haklarını feda ediyor ve her zaman olduğu gibi Kürtler feda ediliyor. CPT kimsenin erişemediği hapishanelere erişebiliyor ama işin diğer tarafı, yazdıkları raporları önce eleştirdikleri ülkeye iletiliyor ve ancak o ülkenin izniyle yayınlanıyor. Bununla birlikte, başka şeyler hakkında bilgi vermeleri için hala alan var. Biliyorsunuz, raporun tamamı olmadan başka yorumlar ve bilgiler de alabiliriz. Ayrıca CPT'nin değerlendirmelerine uyması için Türkiye üzerinde çok daha fazla baskı görmemiz gerekiyor. CPT'den onlarca yıldır eleştiriler yapıldı. İtalyan avukat Michela ve Carla, CPT'nin verdiğinden çok daha fazla bilgi verebileceğine ilişkin sözleşmede maddelerin olduğuna birçok kere işaret etti."
 
‘PKK’nin terör listesinden çıkarılması çok önemli’
 
“Kürt sorunun çözümü aslında çok kolay. Demek istediğim sadece Kürtler için değil, daha fazla özerklik, onurlu bir barış, hak için bütün topluluklar ve her bölge için bir çözüm olması gerektiğini düşünüyoruz. Buradan pek çok sorun çıkıyor ve eğer bunu bir kenara bırakırsanız, bu sorunları çözmeye başlayabilirsiniz, ancak elbette Kürtleri günah keçisi yapmak için halkı birleştirebilecekleri yerde insanlara karşı bir günah keçisi bulmak elbette Türk hükümetine yakışıyor. Bizim için, Türkiye dışında, PKK'nin terör listesinden çıkarılması için çağrıda bulunmanın gerçekten ama gerçekten önemli olduğunu düşünüyorum, çünkü böylelikle tüm tartışmalardan paçayı kurtarıyorlar; insanlar ‘Ah, peki, teröristler’ diyor ve bu tartışmayı kapattırıyorlar. Onlar terörist değil. Onları terörist olarak listelemek siyasi bir karar ve Belçika mahkemelerinde terörist olarak sınıflandırılmaması gerektiği çok açık bir şekilde gösterildi. Bir savaşın tarafıdırlar ve bildiğimiz savaş kurallarına göre yargılanmamalılar, bahsettikleri Cenevre Sözleşmesi’ne uyuyorlar ve bu suç sayılmaz, ancak bu siyasi bir karardır. Listeye alındıkları ve aslında Avrupa Birliği açısından bakıldığında, yuvalanmanın PKK'den büyük barış çağrıları geldiği bir dönemde gerçekleştiğidir. PKK'nin yaptığı hiçbir şeye karşılık olarak değildi, bu, Türkiye'nin listeye alınmasını isteme çağrısına ve ayrıca pek çok tartışmayı ve pek çok özgürlüğü kapatmak için kullanılan teröre karşı hüküm süren savaşa bir yanıttı."
 
‘Hareketi genişletmeyiz’
 
Tecrit ve çözüme ilişkin eylem ve çağrılarını sürdüreceklerini dile getiren Sarah, bu birlikteliğin toplantı sonrası açıkça ortaya çıktığını belirtti. Sarah, "Daha fazla ve sürekli baskı olacak. Bu ruh, kesinlikle toplantıdan sonra hissedildi. Farklı yerlerden insanların bir araya gelmesi gerçekten iyi bir şeydi. Bu yüzden birbirleriyle farklı ülkelerdeki eylemleri koordine etmek ve bu konuyu orada da gündemde tutmak için konuşabiliriz.  Ama dediğim gibi, hareketi genişletebildiğimiz kadar genişletmeliyiz ve bence bu, şu anda özellikle iklim değişikliği ve kapitalist toplumumuzun bizi içine sürüklediği felaket gibi şeyleri göz önünde bulundurduğumuzda çok uygun bir zaman. Burada bize umut veren, hayata geçirilmekte olan veya uygulanmaya başlanan alternatif bir yaşam tarzı diye açık açık yol gösteren biri var. Suriye'de bunu biliyorum ve bundan bir şeyler öğrenebiliriz. Aslında kendi içinde son derece önemli ve daha fazla insanı,  Öcalan'ın önemini anlamaya ve bu politikacılar üzerinde baskı kurmaya ikna etmenin bir yolu olmalı” diye konuştu.