İHD yıllık raporunu açıkladı: Cezaevlerinde 11 bini aşkın ihlal!

  • 14:21 31 Temmuz 2023
  • Güncel
 
ANKARA - Cezaevlerinde bir yılda yaşanan ihlallere dair raporunu açıklayan İHD, bir yılda 11 bini aşkın ihlalin yaşandığını duyururken, İmralı’da başlayan tecrit halinin her yere yayıldığına dikkat çekti. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, “Türkiye Hapishanelerinde Hak İzleme Raporu"nu derneğin genel merkez binasında yaptığı basın toplantısı ile açıkladı. Toplantıya İHD Genel Başkanı Eren Keskin de katıldı. Raporu ise İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen paylaştı.
 
Tutuklu ve hükümlü sayı 360 bini aştı
 
2022’de açılan 22 yeni cezaevi ile Türkiye’de toplamda 407 cezaevinin bulunduğunu ve bu cezaevlerinin kapasitesinin 296 bin olduğunu ayrıca bu yıl için de 20 cezaevinin açılmasının planlandığı belirtilen raporda, bu durum ile AKP’nin halkı hapsetme üzerine bir gelecek tahayyülü içinde olduğu ifade edildi. Raporda, tutuklu sayısının her gün arttığını Adalet Bakanlığı’nın Aralık 2022 itibari ile açıkladığı verilere göre 336 bin 315  tutuklu ve hükümlü olduğunu ancak 3 Temmuz itibari ile  bu sayının 360 bin 772 kişiye çıktığı belirtilen raporda, bu sayının üçte ikisinin kapalı cezaevlerinde kaldığı kaydedildi. Raporda, 2 bin 572 kişinin çocuk olduğu ve 65 yaş üstü sayının ise 6 bin 223 olduğu bilgisine yer verildi. 
 
İhlaller 10 bini aştı
 
Raporda, 58 ilde bulunan 153 cezaevinden yapılan başvurular yer aldı. Raporda, bu başvurular kapsamında en az 10 bin 789 ihlalin yaşandığı kaydedildi.
 
Sağlık hakkı kapsamında yaşanan ihlallere yer verilen raporda, en az 2 bin 439 ihlalin yaşandığının altı çizildi. Raporda, tutukluların kalabalık koğuşlarda tutulduğu için hijyenik bir ortamın olmadığı, hastane sevkleri sırasında tek kişilik nakil araçlarının kullanıldığı ve bu durumun insanlık onuru ile çeliştiği ifade edildi. Sevk sırasında hasta tutsakların temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı, ayrıca bu sevkler sırasında ağız içi arama uygulamasının yapıldığı belirtilen raporda, çoğu zaman tutsakların revir hakkının engellendiği ya da hastane sevklerinin aylarca bekletildiğine işaret edildi.
 
Kota uygulaması
 
Raporda, “Ayrıca kelepçeli muayene dayatması ve hasta-doktor mahremiyetini yok sayan muayene odasına jandarma ve infaz koruma memurlarının girmesi de sağlık hakkı ihlali oluşturmaktadır. Koğuş ve hücrelerin yeterince ısıtılmaması ve yeterince havalandırılmaması, mahpusların gün ışığından yeterince faydalanamaması, temiz suya ve sıcak suya erişim imkanlarının kısıtlanması, diyet yemeklerinin tedarik edilmemesi de sorun alanlarını oluşturmaktadır. Yapılan başvurularda iaşe bedellerinin yetersiz olması, yemeklerin besleyici olmaması, miktarının az olmasına ilişkin iddialar bulunmaktadır. Yine yapılan başvurularda yemeklerin içinden yabancı madde çıktığı (kıl, tırnak, kurt vb.) çıktığı aktarılmıştır. Mahpuslar temiz suya ve sıcak suya erişim ile ilgili sorunlar yaşamaktadır. İçme suyuna ancak ücretli olarak erişim sağlanabiliyor. Kullanım temiz su ve sıcak su ise mahpus sayıları gözetilmeden ve yetersiz bir biçimde veriliyor ve ayrıca kota uygulanıyor” denildi.
 
Engelli tutsaklar tek kişilik hücrede
 
Hasta tutsakların tahliye edilmediği yanı sıra Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) siyasi kararlarla tahliyesinin önünü açmadığı, verilen “cezaevinde kalamaz” raporlarının da “güvenlik” gerekçesi ile uygulanmadığı ve bu nedenle hasta tutsakların yaşamını yitirdiği vurgulanan raporda, tusakların derhal serbest bırakılması gerektiği kaydedildi. Hasta tutsaklara ortopedik yatak  ve temiz nevresim ile battaniye verilmediği belirtilen raporda, engelli olan tutsakların tek kişilik hücrelerde de tutulduğuna dikkat çekildi. Bu bağlamda en az 7 ihlalin yaşandığı kaydedildi. Raporda, engelli tutsakların en az 31 ihlal yaşadığı, revir ve hastane sevki sırasında ise kelepçelerin açılmamasına dair en az 48 ihlalin yaşandığı kaydedildi. Raporda, Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan C.A adlı tutsağın hastanede yatağa kelepçelendiğine de yer verildi.
 
Hastanede ırkçı ve ayrımcılığa maruz kalınıyor
 
Tutsakların diş tedavilerinin yapılmadığı, diyet yemeklerinin verilmediği, tedavi için geçici ilaçlar verildiği, hastaneye kaldırıldıklarında ailelerine haber verilmediği ve götürüldükleri hastanenin odalarının da hijyenik olmadığı ayrıca hastanede tutsakların ırkçı ve ayrımcı uygulamalara da maruz kaldığı altı çizilen raporda, S Tipi cezaevlerinde bulunan tutsakların yıkadıkları çamaşırlarını havalandırmaya asma haklarının da engellendiği ve bu nedenle  tutsakların akciğer ve romatizma rahatsızlıkları yaşadığı kaydedildi. Bu bağlamda en az 4 ihlalin yaşandığı ifade edildi. Raporda, havalandırma kapılarının geç açılıp erken kapanmasına dair ise en az 109 ihlalin yaşandığı kaydedildi. Raporda, beslenme hakkı kapsamında ise 505 ihlal yaşandığı vurgulandı.
 
10 tutsağın intihar edeceğine dair başvuru
 
Raporda, yaşam hakkının da korunmadığı ve yıl içinde en az 81 tutsağın yaşamını yitirdiğinin altı çizildi. Bu tutsaklar arasında bulunan 6 kişinin ise ölümün kıyısına geldikten sonra tahliye edildiği ve kısa bir süre sonra yaşamını yitirdiği, 25 tutsağın ölümünün şüpheli olduğu ve bir tutsağın ise ölüm nedeninin açıklanmadığı kaydedilen raporda, 19 tutsağın intihar ettiğinin iddia edildiği ve ikisinin ise çocuk olduğu belirtildi. Raporda, bu durumların yaşanan ihlallerin sonucu olduğu altı çizildi. Yanı sıra en az 10 tutsağın da intihar edeceğine dair başvuruda bulunduğu yer aldı.
 
Ölümler engellenebilir
 
Raporun devamında, “Hapishanede meydana gelen tüm ölüm vakaları önlenebilir ölümlerdir. Gittikçe artan ve süreklileşen hapishanelerde ölüm vakaları için yeterli tedbir alınmalı, sağlığa erişim hakkı sağlanmalı, kişilerin bedensel psikolojik bütünlüklerinin korunması için insan onuruna yakışır tüm koşullar eksiksiz sağlanmalıdır. İnsan Hakları Derneği olarak gerek iç hukukta gerek uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınmış olan yaşam hakkının ayrımsız olarak korunmasını ve bu konuda gerekli olan tüm tedbirleri almasını talep ediyoruz. Ayrıca Ceza İnfaz Kurumları sivil toplum kurumlarının denetimine açılmalıdır. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun, Kamu Denetçiliği Kurumunun ve Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunun denetim mekanizmalarını daha etkin çalıştırmalarını, siyasi partilerin konuya dair daha çok inisiyatif almalarını talep ediyoruz” ifadelerine yer verildi.
 
Açlık grevleri
 
Raporda, tutsakların bu ihlallerin son bulması için açlık grevine girdiği ve çeşitli protesto yöntemlerini izlediği ifade edildi. Raporda yer alan bilgilere göre, yıl içinde en az 33 cezaevinde en az 234 tutsak, açlık grevi düzenledi. Raporda, tutsakların ihlallerin son bulması için yaşamını ortaya koymak zorunda kaldığını ve bunun temel sorumlusunun ise ülkeyi yönetenler olduğu belirtildi.
 
Darp, tehdit, işkence…
 
Raporda, işkence ve kötü muamele ile onur kırıcı uygumalar nedeniyle yaşanan ihlallere de yer verildi. Bu uygulamaların Anayasa ve Türkiye’nin  altına imza attığı uluslararası sözleşmelere göre suç olduğu ancak yine de uygulandığı belirtilen raporda, cezaevlerinde bu bağlamda darp, tehdit, hakaret, çıplak arama, ağız içi arama, ayakta sayım, telefonda tekmil, askeri nizam, tek sıra yürütme, havalandırma hakkının engellenmesi, ajanlık dayatması, kameraların yaşam alanlarını görmesi ve baskın ile aramaların yanı sıra çok sayıda suç sayılan uygulamanın yaşandığı belirtilen raporda, bu doğrultuda en az bin 852 ihlalin yaşandığı kaydedildi. Raporda, bu ihlaller arasında en az 187 çıplak arama olduğu ifade edildi. Ziyaretçilere yönelik de ihlallere yer verilen raporda, en az 47 kadın ziyaretçinin çıplak aramaya maruz kaldığı dile getirildi.
 
127 ihlal
 
Raporda, bu bağlamda şu ihlallere de yer verildi: “Farklı siyasi görüşteki mahpusların aynı koğuşta tutulması 7 ihlal; farklı siyasi görüşteki mahpusların koğuşlarının aynı koridorda olması 53 ihlal; IŞİD ve adlilerle aynı koridorda tutulma    1 ihlal; koğuşa geçme talebinin kabul edilmemesi 7 ihlal; koğuşların birbirinden uzak yerlere yerleştirilmeleri 57 ihlal; siyasi mahpusların kaldığı koğuşların, adli ve diğer dosyalardan olanların bulunduğu koğuşlar arasına konulması   6 ihlal; oda değişim taleplerinin kabul edilmemesi    154 ihlal; odaların birbirinden uzak tutulması 1 ihlal; mahpusların talebi olmadan odaların değiştirilmesi        68 ihlal; tek kişilik yerde kalma talebinin karşılanmaması 4 ihlal; tekli odalarda tutulma   74 ihlal; tekli odalarda tutulma (S Tipleri ve Yüksek Güvenlikli) 127 ihlal ve üstü Kafesli odalarda tutulma    28 ihlal yaşandı.”
 
Kürtçe mektuplara dair yaşanan ihlaller
 
Raporda, en az 4 kişinin de ajanlık dayatmasına maruz kaldığı ve en az 79 tutsağın da kameralara dair yaşanan ihlalin son bulması için başvuruda bulunduğunu belirtildi. Raporda, tutsakların tutulduğu yerlere yapılan baskınlar nedeniyle en az 148 ihlal ve bu baskınlarda eşyaların dağıtılmasına dair ise en az 247 başvurunun olduğu belirtildi. Raporda, ayrımcı uygulamalara ilişkin ise 66 başvuru yer aldı. Raporda, sosyal aktivitelere dair ise 847 ihlal başvurusu belirtildi. İletişim ve haberleşmeye dair de yaşanan ihlallere dikkat çekilen raporda, Kürtçe mektupların gönderilmediği veya verilmediği, iç postaların engellendiği ve Türkçe bilmeyen tutsakların ise bu konudaki tüm haklarının engellendiğine yer verildi. Bu başlık altında ise en az bin 4 ihlalin yaşandığı kaydedildi.
 
Kürtçe kitap verilmiyor
 
Bilgi edinme hakkı kapsamında  yaşanan ihlallere de yer verildi. Bu kapsamda 359 gazete verilmemesi nedeniyle ihlalin yaşandığı, hediye gelen kitapların verilmemesine dair ise 1, kitap kotası konusunda, 299, kota nedeniyle kitapların toplatılması 59, yasaklı kitap konusunda ise 6 ihlalin yaşandığı kaydedildi. Raporda, Kürtçe kitap veya dergilerin verilmemesine dair 125 ihlalin yaşandığı dile getirildi. Raporda, radyoların verilmemesine dair 71, toplatılmasına dair 42, süreli yayınların verilmemesine dair 28 ve TV kısıtlanmasına dair ise 161 bir ihlalin yaşandığı dile getirildi.
 
İtiraza karşı disiplin soruşturması  
 
İhlallerin son bulması için tutsakların yaptığı başvurular nedeniyle disiplin soruşturmaların başlatıldığını ve cezaların verildiği belirtilen raporda, bu kapsamda ise en az 251 ihlalin tespit edildiği ifade edildi. Bu nedenden ötür en az 178 tutsağın hücreye atıldığı, 2 tutsağın ise süngerli odaya atıldığı kaydedildi. Raporda,  görüş hakkının da engellendiği kaydedildi. Bu kapsamda en az 455 ihlalin yaşandığını bilgisi paylaşıldı. Sevk ve sürgüne dair yaşanan ihlallere de yer verilen raporda, 687 sürgünün yaşandığı, 152 sevk talebinin karşılanmadığı, sevk sırasında eşyaların gönderilmemesine dair ihlallere de yer verildi. Raporda, kıyafet kısıtlaması veya kargoların verilmemesine dair ise en az 278 ihlalin tespit edildiğine yer verildi. Yıl içinde en az 146 dilekçe hakkın da engellendiği belirtildi.
 
Tahliye edilmeyen kişi sayısı: 105
 
Adil yargılama kapsamında da 129 ihlalin yaşandığı belirtilen raporda, eğitim hakkı, İdare ve Gözlem Kurulu’nun yol açtığı ihlallere de yer verildi. Bu kapsamda 193 başvuruya yer verildi. Yıl içinde en az 105 tutsağın koşullu salıverilme hakkının engellendiği dile getirildi.
 
İmralı tecridinin yansıması
 
Raporda, Türkiye’de 14 F; 19 Yüksek Güvenlikli Cezaevi ve 7 adet S Tipi’nin bulunduğu ve en çok ihlallerin bu cezaevlerinde yaşandığı kaydedildi. Raporda, bu kapsamda şu ifadelere yer verildi: “İmralı tecridinin bir yansıması olarak açılan ve mahpusları izole eden F Tipi hapishanelerin uygulanmaya başlaması akabinde bu tip hapishanelerin mahpusların fizyolojik ve psikolojik durumlarına olan olumsuz etkileri tartışılıyorken, yeni açılan Yüksek Güvenlikli Kapalı Hapishaneler ve S Tipi Kapalı Hapishaneler ile tecrit sistemi daha da ağırlaştırılmıştır. Daha önce kalabalık olarak tutuldukları hapishanelerden sevk edilen mahpuslar bu cezaevlerinde tek başlarına tutulmakta ve bulundukları koğuşun havalandırması olmadığından günde 1 saat ayrı bir yerde bulunan havalandırma bölümüne götürülmektedir. Bu uygulama ile mahpusların ruh ve bedensel sağlıkları olumsuz etkilenmektedir. S tiplerinde de ağır tecrit koşullarında yaşam hakkı ihlalleri meydana gelmektedir.
 
Askeri düzen ihlali
 
Mahpuslar her hapishanede farklı olmakla birlikte günde 1 ya da 1,5 saat havalandırma hakkından yararlandırılmaktadırlar. Geri kalan 22-23 saati tek kişilik yerde kimse ile temas etmeden tutulmaktadırlar. Ereğli’de bir saat havalandırmaya çıkarıldıklarında tek sıra halinde ve duvar dibinden yürütme uygulamasına maruz kalmışlardır. Ayrıca mahpuslar spora çıkarıldıkları gün havalandırma haklarından yararlanamıyorlar. Mahpuslardan modülden dışarıya çıktıklarında ayakkabılarının çıkarılması istenmekte, görüşe ve spora çıkarıldıklarında tamamen askeri düzende tek sıra halinde yürümeleri istenmektedir. İnfaz koruma memurlarının askeri nizamda yürümeyi dayatmaları nedeniyle sürekli tartışmalar yaşanmaktadır. Yüksek Güvenlikli ve S Tipi Kapalı hapishanelerde idarenin inisiyatifine bağlı olarak açık görüşler 30 dakika ile 1 saat arasında yaptırılmaktadır.”
 
İmralı’da keyfi disiplin cezaları
 
Raporda, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 7 Ağustos 2019’dan beri avukatları ile görüştürülmediği ve 29 aydır hiçbir şekilde kendisinden haber alınamadığı, görüşme başvurularına olumlu ya da olumsuz herhangi bir geri dönüş yapılmadığı ve son olarak ise 18 Temmuz’da yeni bir disiplin cezası verilerek, görüşme halinin önüne geçildiği kaydedildi. Raporda, LGBT+ bireylerden de 8  ihlal başvurusu alındığı kaydedildi. Bireylerin kadınların bulunduğu koğuşlara konulmadığı ve tek tutulduğu belirtildi. Raporda, bireylerin erkek cezaevi uygulamalarına maruz kaldığını belirtildi. Raporda, birçok konuda yer alan ihlallere dair başvurulara yer verildi.
 
Raporda, bu durumların büyük bir tecrit durumunu ortaya çıkardığını ve derhal son bulunması için çağrıda bulunuldu.