Akbelen ve Cûdî için açıklama: Geleceğimizi çalanlardan hesap soralım

  • 19:12 29 Temmuz 2023
  • Güncel
İZMİR – Yeşil Sol Parti ve HDP, Cudi ve Akbelen’de yaşanan doğa talanına karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasında, bu durum karşısında duyarlı olan yaşam savunucularının Cudi ve Akbelen’i daha fazla savunması gerektiği vurgulandı.
 
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy Akbelen Ormanı’nda  Yeniköy-Kemerköy Enerji tarafından açılmak istenen kömür madeni için tekrardan başlayan ağaç kıyımı ve  Şirnex’ın Cudi ve Besta bölgelerinde “güvenlik gerekçesi” ile başlatılan ve devam eden ağaç kesimi ve bilinçli çıkarılan yangınlara karşı basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Yeşil Sol Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk, Yeşil Sol paeti Eş Genel Sözcüsü İbrahim Akın ve önceki dönem HDP İstanbul milletvekili Musa Piroğlu’nun yanı sıra çok sayıda sivil toplum örgütü, siyasi parti temsilcileri katıldı. “Cudi’ye ses ver yanıyor”, “Orman katliamına sessiz kalma”, “Akbelen Cûdî Dikmece’de kıyıma son” dövizlerinin taşındığı açıklamada “Akbelen’den Cûdî’ye işte rant talan savaş düzeni” yazılı pankart taşındı. Sık sık “Akbelen, Cûdî yalnız değildir”, “Ranta savaşa inat yaşasın hayat”, “İklimi değil sistemi değiştir”, “Rantta savaşa hayır” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. Basın metnini kitle adına HDP Ekoloji Komisyonu üyesi Mehtap Alişan okudu. 
 
Cudi ve Akbelen halkına selam
 
6 gündür Akbelen ormanlarında hızar seslerinin yükseldiğini belirten Mehtap, bu sabaha karşı kolluk ordusunun saldırısının yine başladığını ifade etti. Mehtap, “Yaklaşık 2 yıldır sürdürülen nöbet ve kesimlerin başlamasıyla birlikte ise 1 haftadır cansiperane sürdürülen direniş; onca kuşatma, şiddet, gözaltı, ceza tehditleriyle sürmeye devam ediyor. Buradan bir kez daha su anda Akbelen'de direnen ve yalnızca Akbelen için değil, onurlu bir gelecek için mücadele eden kardeşlerimize selamlarımızı gönderiyoruz. Bir selamımız da, aynı talan zihniyetinin gerçekleştiği Cudi ormanlarında, her türlü yasaklamaya karşı kendi imkânlarıyla ormanlarını korumaya çalışan Cudi halkına” dedi.
 
‘Kıyımlar Akbelen’den ibaret değil’
 
Kıyım pratiklerinin bizzat devlet güçlerinin yürütme ve koruması altında gerçekleştiğinin altını çizen Mehtap, bu durumun sadece Akbelen’den ibaret olmadığına dikkat çekerek “Yaz döneminin başlamasıyla birlikte, Kürt coğrafyasında ardı ardına çıkan yangınların son örneği Cudi dağlarında yaşanıyor. Devletin herhangi bir yangına müdahale etme hazırlığı, deneyimi ve kapasitesinin zayıflığı bir yana, önce Lice'de ve şimdi de Cudi'de hektarlarca alanın ve orman canlılarının yanarak yok olmasına neden olan ateşin günlerdir söndürülmemesinin ardında, bölgeyi insansızlaştırma politikalarının yattığını bizler çok iyi biliyoruz. Keza, yaşam alanlarındaki yangına müdahale etmek için seferber olanların askerler tarafından engellenmesi, bölgenin tıpkı Akbelen'deki gibi yasaklı alan olarak ilan edilmesi, gözümüzün önünde sürmekte olan bu doğa katliamının hangi amaçla gerçekleştiğini açıkça gösterir niteliktedir” şeklinde konuştu.
 
‘Gelin bu katliama sessiz kalmayın’
 
Cudi’den Akbelen'e kadar canlılığın sigortası olan ormanları korumaktan; rant, talan ve savaş düzenine karşı mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceklerini söyleyen Mehtap, “Orman varlığını koruyan Cudi ve Lice köylüleri ve de İkizköy halklarının bu haklı mücadelesini sahipleniyor ve her zaman yanlarında olacağımızı buradan bir kez daha bildiriyoruz. Gelin bu katliama sessiz kalmayın! Akbelen'de TOMA' ların, kalkanların, biber gazlarının karsısında kararlılıkla duranların direnişini, Cudi'de vanan ormanların çığlığını bulunduğumuz her alanda yankılandıralım! Bu katliamın sorumlularından, geleceğimizi çalanlardan başımızı dik bir şekilde hesap soralım!” diye belirtti.