CİSST’ten ‘İnfaz Düzenlemesi’ görüşü: Ayrımcılığı derinleştiriyor
- 17:41 28 Temmuz 2023
- Güncel
İSTANBUL – “2023 Yılı İnfaz Düzenlemesi” ile siyasi tutsakların tümden kapsam dışında bırakıldığını belirten CİSST’in yayınladığı görüşte, “Hapishanelerin kapasite fazlalığı sorununa ayrımcı ve geçici çözümler bulmak yerine, insan hakları ve onurunu gözeten, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde belirtilen eşitlik ilkesine ve ayrımcılık yasağına uygun olarak düzenlenen, insan hakları standartlarında ve insan onuruna yaraşır bir infaz rejimi düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz” çağrısı yapıldı.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), “2023 Yılı İnfaz Düzenlemesi”ne ilişkin yazılı bir görüş yayınladı. CİSST’in 15 Temmuz 2023’te Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren ve 31 Temmuz 2023 tarihinden itibaren uygulanmasına dair yayınladığı görüşte, anayasa ve uluslararası sözleşmelerde belirtilen eşitlik ilkesi ile ayrımcılık yasağına uygun olarak düzenlenen, insan hakları standartlarında ve insan onuruna yaraşır bir infaz rejimi düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.
Siyasi tutsaklara covid izni yok!
2023 yılı infaz düzenlemesine dair paylaştıkları görüşte, “COVID-19 salgını sebebiyle Resmi Gazetede yayımlanarak 14 Nisan 2020 tarihinde yürürlüğe girerek 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a (İnfaz Kanunu) 7242 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 9. Madde ile açık ceza infaz kurumlarında bulunan veya açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanan mahpuslar ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezalarının infazına karar verilen yükümlülerin 2 ay süreyle izne ayrılmasına dayanak oluşturan bir düzenleme yapılmış ve siyasi mahpuslar ile belli suç tiplerinden mahkum olan mahpuslar kapsam dışı bırakıldığı örtük ve özel bir af olarak adlandırabileceğimiz bir düzenleme yapılmıştır” denildi.
14 Nisan 2020’den bu yana, Kovid 19 izninde olan tutsakların izin sürelerinin her 2 ayda bir uzatıldığının ifade edildiği görüşte, “Hapishanelerin temel sorunlarından olan kapasite fazlalığına geçici bir çözüm niteliği taşıyan bu düzenlemenin, salgının yarattığı riskler tüm mahpuslar için geçerliyken tüm mahpusları kapsamaması ve özellikle siyasi mahpusları tümden dışarıda bırakması Anayasanın eşitlik ilkesini ve ayrımcılık yasağını ihlal ettiği gerekçesiyle, CİSST ve ilgili insan hakları örgütleri tarafından eleştirilmiştir” denildi.
‘Düzenleme ayrımcılığı derinleştiriyor’
Özellikle siyasi tutsaklar ile belirli suçlardan mahkum edilen tutsakların kapsam dışı bırakıldığı düzenlemeyi eleştirdiklerini belirten CİSST, “Ayrımcılığın derinleşmesine sebep olan yeni düzenleme ‘2023 Yılı İnfaz Düzenlemesi’ olarak anılan, ‘06/02/2023 Tarihinde Meydana Gelen Depremlerin Yol Açtığı Ekonomik Kayıpların Telafisi İçin Ek Motorlu Taşıtlar Vergisi İhdası İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’ olarak 15 Temmuz 2023 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu düzenlemeye göre İnfaz kanununa İnfaz Kanununa 7456 sayılı torba yasa ile eklenen Geçici 10. Madde ile bazı mahpus gruplarını kapsam dışı bırakmıştır” sözlerine yer verildi.
CİSST, düzenlemeye dair görüşlerini şöyle sıraladı:
“*31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle geçici dokuzuncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izinde bulunan hükümlüler izin bitimini takip eden 7 gün içinde infaz işlemlerinin devam ettiği kurumlara dönmek zorundadır. Mevcut durumda COVID-19 salgını nedeniyle açık hapishaneye ayrılmaya hak kazanarak izinde sayılan mahpusların belirtilen tarihte tekrar hapishaneye dönmeleri gerektiği düzenlenmiştir. Bu fıkra COVID-19 izninde olan tüm mahpusların hapishaneye dönmeleri gerektiğini belirtse de takip eden fıkralarda hapishaneye dönmeyecek mahpus grupları olduğu belirtilmiştir.
*31/7/2023 tarihi itibarıyla geçici 9’uncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle izinde bulunan ve ilgili mevzuat uyarınca cezalarının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına beş yıl ve daha az süre kalan hükümlülerin talebi aranmaksızın, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına infaz hakimi tarafından karar verilebilir. Bu düzenlemeyle COVID-19 izninde bulunan, denetimli serbestliğe ayrılmalarına 5 yıl ve daha az süre kalan mahpusların tekrar hapishaneye dönmemesi ve kalan sürelerini denetimli serbestlik altında infaz etmeleri düzenlenmiştir. Yani COVID-19 salgın hastalığı nedeniyle 31/7/2023 tarihi itibarıyla izinde bulunan mahpusların beş yıl daha erken denetimli serbestliğe ayrılmasına imkan sağlanmaktadır.
Hukuki belirlilikten uzak bir durum
Buna göre ilgili mevzuat uyarınca mahpusların hali hazırda sahip oldukları denetimli serbestlik sürelerine beş yıl ilave edilerek, bu mahpusların hapishaneden daha erken çıkmaları ve kalan hapis cezalarını denetimli serbestlik tedbiri altında infaz etmeleri sağlanmaktadır. Bu düzenleme ile örtük ve özel affı denetimli serbestlik tedbiri şeklinde uygulamanın önü açılmıştır. ‘İnfaz Hakimi karar verebilir’ ifadesi ise kesinlikten uzak, infaz hakimliğine takdir yetkisi bırakılarak hukuki belirlilikten uzak bir durum yaratmaktadır.
*Yukarıdaki fıkralar uyarınca, izinden dönecek hükümlüler ile hakkında denetimli serbestlik kararı verilecek hükümlülere ilişkin hususlar, Adalet Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde duyurulur: Bu düzenlemelerden yararlanarak denetimli serbestliğe ayrılacak kişilerin durumuna ilişkin açıklamanın yapılacağı adres belirtilmiştir.
*105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezası infaz edilip geçici 9’uncu maddenin beşinci fıkrası uyarınca COVID-19 salgın hastalığı edeniyle 31/7/2023 tarihi itibarıyla izinde bulunan hükümlüler, koşullu salıverilme tarihine kadar olan süreleri 105/A maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülüklere tabi olmadan geçirirler: Söz konusu düzenlemeyle hapis cezasını 105/A maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbiri altında infaz edip 31/7/2023 tarihi itibarıyla COVID-19 izninde bulunan mahpusların, denetimli serbestlik tedbiri altında geçirecekleri süreleri yükümlülüklere tabi olmadan geçirmeleri sağlanmaktadır. Düzenlemeye göre, bu hükümlülerin 105/A maddesinin beşinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri kaldırılmakta ancak aynı maddenin yedinci fıkrasında belirtilen yeniden suç işlememe sorumlulukları aynen devam etmektedir.
*Geçici dokuzuncu maddenin altıncı fıkrası uyarınca Açık ceza infaz kurumuna gönderilen hükümlüler, 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle Açık ceza infaz kurumuna ayrılmış sayılır: Geçici 9. Maddeyle; “Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar; Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere, toplam hapis cezası on yıldan az olanlar bir ayını, on yıl ve daha fazla olanlar ise üç ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olan iyi hâlli hükümlülerden ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına bir yıl veya daha az süre kalanlar, talepleri halinde açık ceza infaz kurumlarına gönderilebilirler. Bu hükümlüler, açık ceza infaz kurumlarında barındırılır. İlgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya, beşinci fıkrada belirtilen süreler içinde hak kazandıkları takdirde beşinci fıkra uyarınca izinli sayılırlar.
Beşinci fıkrada belirtilen sürenin tamamlanmasından sonra ise açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanıp kazanmadıklarına bakılmaksızın, 95’inci maddede düzenlenen izin hakkından yararlanırlar. Bu fıkra hükmü 31/7/2023 tarihine kadar uygulanır. Geçici 9’uncu maddenin altıncı fıkrası uyarınca açık ceza infaz kurumuna gönderilen ancak COVID-19 iznine ayrılamayan mahpusların statüleri net bir şekilde belirlenmiş ve düzenlemeye göre bu mahpuslara açık hapishane rejimi uygulanacağı belirtilmiştir.
*Türk Ceza Kanunu’nun 2. Kitap 4. Kısım 4, 5, 6, 7. bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve Örgüt Faaliyetlerinde Kapsanan suçlar hariç olmak üzere, 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden, toplam hapis cezası 10 yıldan az ise 1 ayını, 10 yıl ve daha fazla ise 3 ayını bu kurumlarda geçirip ilgili mevzuat uyarınca Açık ceza infaz kurumlarına ayrılmasına, 3 yıl veya daha az süre kalanlar, bu şartların oluştuğu tarih itibariyle açık ceza infaz kurumlarına ayrılabilirler. Bu hükümlüler ile 31 Temmuz 2023 tarihinde geçici dokuzuncu maddenin altıncı fıkrası kapsamında açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlüler, talepleri halinde en az 3 ay açık ceza infaz kurumunda kalmış olmak şartıyla ilgili mevzuat uyarınca cezaların denetimli serbestlik tedbiri altında infazı uygulamasından 3 yıl erken yararlandırılır.
Siyasi mahpuslar kapsam dışı bırakıldı
Türk Ceza Kanunu’nun 2. Kitap 4. Kısmı ile “Millete ve Devlete Karşı Suçlar” düzenlenmiştir. 4. Bölümde; “Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar”, 5. Bölümde; “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar”, 6.Bölümde; “Milli Savunmaya Karşı Suçlar”, 7. Bölümde; “Devlet Sırlarına Karşı Suçlar” düzenlenmiştir. Bu suçlar ile birlikte Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve Örgüt Faaliyetlerinde kapsanan suçlar kapsam dışı bırakılarak geri kalan suçlardan mahkum olan mahpusların ne kadar süre kapalı hapishanede kaldıktan sonra ne zaman açık hapishaneye geçeceği, açık hapishanede bulunan mahpusların talepleri halinde hangi şartlarda ne zaman denetimli serbestlik tedbirinden yararlanacağı ve bu mahpusların denetimli serbestlik tedbirlerinden 3 yıl erken yararlandırılacağı düzenlenmiştir. Bu madde ile eşitlik ilkesine aykırı değişiklikler yapılarak belli suç tipleri ile siyasi mahpuslar kapsam dışı bırakılmış, denetimli serbestlik, açık hapishaneye ayrılma gibi haklardan yararlanmanın önkoşulu mahpusun işlediği suç olarak belirlenmiştir.
Düzenleme ayrımcılık yasağına aykırı hazırlandı
Bu sebeple söz konusu infaz düzenlemesinin eşitlik ilkesine ve ayrımcılık yasağına aykırı hazırlandığı söylenebilir. Ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesi Türkiye’nin tarafı olduğu birçok uluslararası metinde düzenlenerek Türkiye’nin iç hukukunun parçası haline gelmiş Türkiye Anayasası ile güvence altına alınmış ve infaz hukukunun temel metni olan İnfaz Kanununda da düzenlenmiştir. İnfaz Kanununun 2. maddesinde düzenlenen ayrımcılık yasağı ilkesinin koşullu salıverilme, denetimli serbestlik, açık hapishaneye ayrılma gibi infaz aşamalarının tümünde geçerli olması gerekirken Geçici Madde ile getirilen bu örtük af ayrımcılığı derinleştirmiştir. Tüm bu sebeplerle COVID-19 salgın sürecinde mahpuslar arasında suç ayrımı yapılarak özellikle de siyasi mahpusların ve sayılan diğer suçlardan hüküm giyen mahpusların kapsam dışı bırakıldığı düzenlemenin devamı niteliğinde olan ve ayrımcılığın derinleştirildiği yeni infaz düzenlemesi hukuka ve hakkaniyete aykırı nitelik taşımaktadır.
*Altıncı fıkra hükümleri 31/7/2023 tarihi itibariyle; hapis cezasının infazı 16, 16/A ve 17’nci maddeleri kapsamında ertelenmiş olan, hapis cezasının infazı durdurulmuş olan, hükümlüler hakkında da uygulanır: İnfaz Kanunu Md. 16: “Hapis Cezasının Hastalık Nedeniyle Ertelenmesi”, Md. 16/a: “Çocuğunun Hastalığı Nedeniyle Kadın Hükümlünün Cezasının İnfazının Ertelenmesi”, Md. 17: “Hükümlünün İstemiyle Ertelenmiş Olan” ve “Hapis cezasının infazı durdurulmuş olan” mahpuslar hakkında da mahpusların belirli süre kapalı hapishanede kaldıktan sonra belirlenen zamanda açık hapishaneye geçeceği, açık hapishanede bulunan mahpusların talepleri halinde belirlenen şartlarda ve belirlenen zaman da denetimli serbestlik tedbirinden yaralanacağı düzenlenmiştir.
*Koşullu salıverilmenin geri alınması nedeniyle 31/7/2023 tarihi itibarıyla cezası aynen infaz edilen veya ikinci defa mükerrer olup 31/7/2023 tarihi itibarıyla bu cezanın infazı için ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin bu cezalarının infazı bakımından altıncı fıkra hükümleri uygulanmaz. Bu hükümlülerin 31/7/2023 tarihi itibariyle kesinleşmiş ancak infaz edilmemiş diğer hapis cezaları bakımından altıncı fıkra hükümleri uygulanır: İnfaz Kanunu Md. 107/12’de düzenlenen şartların oluşması ve mahpusun koşullu salıverilmesinin geri alınması durumunda veya ikinci mükerrerlik durumunda 6. Maddede sayılan açığa ayrılma, denetimli serbestlikten yararlanma gibi düzenlemelerden yararlanılamaz ancak söz konusu infaz düzenlemesi uygulanacağı tarih itibariyle kesinleşip infaz edilmemiş hapis cezaları bakımından uygulanacaktır.
Siyasi mahpuslar tümden kapsam dışında bırakılıyor
Sonuç olarak; yukarıda ayrıntılı olarak değerlendirdiğimiz; 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’a 7456 sayılı torba yasa ile eklenen Geçici 10. Madde ile; mahpuslar arasında suç ayrımı yapılmakta ve özellikle siyasi mahpuslar tümden kapsam dışında bırakılmaktadır. Hapishanelerin kapasite fazlalığı sorununa ayrımcı ve geçici çözümler bulmak yerine insan hakları ve onurunu gözeten, Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde belirtilen eşitlik ilkesine ve ayrımcılık yasağına uygun olarak düzenlenen, insan hakları standartlarında ve insan onuruna yaraşır bir infaz rejimi düzenlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.”