Katliamın üzerinden 2 yıl geçti: Failler (AK)landı!
- 09:02 28 Temmuz 2023
- Güncel
Dilan Babat
ANKARA - Meram’da Kürt aile Dedeoğulları’na dönük katliamın üzerinden iki yıl geçti. İki yıllık süreçte görülen katliam ve saldırı davasında Mehmet Altun dışında tüm failler beraat edilirken, siyasi iktidarın, “Olay Türk, Kürt meselesi” değil söylemi üzerinden vesayeti altında olan yargı ayağı da ırkçı katliamı görmezden geldi.
Konya’nın Meram ilçesinde yaşayan Kürt aile Dedeoğulları ailesinden 7 kişinin ırkçı saldırıda katledilişinin üzerinden tam iki yıl geçti. Komşuları olan Keleş ve Çalık ailesi tarafından 12 Mayıs 2021’de ırkçı saldırıya uğrayan Dedeoğulları ailesinin fertleri, “Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayacağız” denilerek kesici aletlerle yaralandı. Saldırının ardından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanan failler ise “delil yetersizliği” iddiasıyla serbest bırakıldı. Saldırının ardından aile bireylerinden Serpil Dedeoğulları tarafından dijital medyadan dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya atılan “Can güvenliğimiz yok” mesajlarına rağmen hiçbir tedbir alınmaması sonucu 30 Temmuz 2021 tarihinde Yaşar, Serap, Serpil, Sibel, İpek, Metin ve Barış Dedeoğulları katledildi.
Irkçı saldırıda failler serbest bırakıldı
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, Çalık ve Keleş ailesinden 14 kişi gözaltına alındı, 10 kişi ise tutuklandı. Katliamın faili olarak bilinen Mehmet Altun katliamdan ancak 6 gün sonra 5 Ağustos’ta tutuklanırken, aileye ırkçı saldırıda bulundukları için tutuklananlar ise teker teker serbest bırakıldı.
Dönemin İçişleri Bakanı: Türk-Kürt meselesi değil
Dedeoğulları’na dönük göz göre göre gelen katliamda iktidar sorumluları bulmak yerine katliamın “ırkçı saldırı” olmadığını iddia etti. Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, katledilen aileden kendisine gönderilen “can güvenliğimiz yok yardım edin” mesajlarını görmezden gelerek, katliamı “husumet” olarak gerekçelendirdi. Hızını alamayan İçişleri Bakanı, ailenin daha önce emniyete yaptığı başvurular ve hastane kayıtlarını da yok sayarak, “Bunun Türk-Kürt meselesiyle ilgili herhangi bir tarafı söz konusu değildir. Bunu buraya çekmek bu saldırı kadar tehlikelidir” sözlerini sarf etti.
Hazırlanan iddianamede ırkçı saldırı yer almadı
Katliamdan 6 gün sonra tutuklanan fail Mehmet Altun, emniyetteki ifadesinde "Arkamda iz bırakmamak için yerde yattıkları sırada tekrar ateş edip, güvenlik kamera kayıtlarının silinmesi için de evi ateşe vermek istedim” dedi. Katledilenlerin otopsi raporlarında, 7 kişiye 21 kurşun sıkıldığı ve 6 kişinin baş bölgelerinden hedef alındığı bilgilerine yer verildi. Fail Mehmet Altun’un yakalanmasının ardından, Konya Cumhuriyet Başsavcılığı katliam öncesi 12 Mayıs’ta Dedeoğulları’na dönük ırkçı saldırıya ilişkin 21 Ekim’de iddianame hazırladı. İddianamede, ırkçı saldırıda ismi geçen 9 failden 6’sı hakkında “öldürmeye teşebbüs”, “nitelikli yaralama”, “nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal” suçundan, 3'ü hakkında ise “nitelikli yaralama” suçundan dava açılırken, ırkçı saldırıya yer verilmedi. İddianame, “önceye dayalı bir husumet” olarak hazırlandı. Konya Cumhuriyet Başsavcılığı katliama dönük hazırladığı iddianamede ise, fail Mehmet Altun hakkında, “canavarca hisle tasarlayarak kasten öldürme” suçundan 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi. Dosyada tek tutuklu sanık olarak bulunan Mehmet Altun, ifadelerinde ise Keleş ve Çalık ailelerinin katliamın azmettiricileri olmadığını öne sürdü.
‘Kovuşturmaya yer yok’ kararı
Yine Dedeoğulları’na dönük saldırıya ilişkin hazırlanan iddianamede Ali Çalık, Ramazan Çalık ve Şerife Çalık hakkında "birden fazla kişi ile tehdit”, “nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal etme”, “kasten yaralama”, “hakaret”, “basit yaralama” suçlarından; Ali Keleş, Ali Keleş, Ayşe Keleş, İbrahim Keleş, Lütfi Keleş, Veli Keleş ve Yahya Çalık hakkında "birden fazla kişi ile tehdit" ve "hakaret" suçlarından; Barış, Serpil, Serap, Metin ve Sibel Dedeoğulları hakkında "hakaret" suçundan; Yaşar Dedeoğulları hakkında “silahla tehdit" ve "hakaret" suçlarından; İpek Dedeoğulları hakkında ise "basit yaralama", "kasten yaralama" ve "hakaret" suçlarından, yine Metin ve Serap hakkında "basit yaralama" suçundan; Serpil ve Sibel hakkında "basit yaralama" ve "silahla tehdit" suçlarından; Yaşar hakkında "basit yaralama", "silahla tehdit", "genel güvenliği tehlikeye sokma" suçlarından; Ali Keleş, Haticenur Keleş ve Fatımana Keleş hakkında "nitelikli konut dokunulmazlığını ihlal etmek" ve "kasten yaralama" suçlarından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi.
Dijital medyadaki ‘ırkçı’ yazışmalar görülmedi
5 Kasım 2021’de kabul edilen iddianamenin hemen ardından dosya kapsamında tutuklu bulunan Veli Keleş, Ali Keleş, Ramazan Çalık, Yahya Çalık ve Ali Çalık tahliye edildi. Dosya kapsamında tutuksuz yargılanan ve Dedeoğulları ailesine yönelik 12 Mayıs’ta gerçekleştirilen ırkçı saldırı sonucunda Keleş ve Çalık aile üyelerinin dahil olduğu “mahkeme” isimli Whatsapp grubunu kuran, grupta çeşitli ırkçı yazışmaları tespit edilen, ırkçı saldırı sonucunda tutuklanan aile üyelerine her hafta 500 TL para yatıran ve gruptaki yazışmalarda aile üyelerini yönlendirdiği tespit edilen Ali Keleş ise tutuklanmadı. Tutuksuz yargılanan Ali Keleş hakkında mahkeme, yurt dışına çıkma yasağı ile yetindi.
Kamu görevlilerine dönük herhangi bir işlem yapılmadı
Dedeoğulları ailesinin katledilmeden önce, ırkçı saldırıya maruz kalmalarına dair aile avukatlarından Abdurrahman Karabulut, katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda, Konya İl Emniyet Müdürü, Meram İlçe Emniyet Müdürlüğü’nden Sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı, Meram İlçe Emniyet Müdürü, Lalebahçe Polis Merkezi Amirliği’nden Sorumlu İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı, Lalebahçe Polis Merkezi Amiri, Lalebahçe Polis Merkezi Amirliği'nde çalışan kusurlu personel, dosyanın Cumhuriyet Savcısı, Konya 5'inci Sulh Ceza Hakimi, Konya 3'üncü Sulh Ceza Hakimi ile diğer kamu görevlileri hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" ve "görevi kötüye kullanma" suçlarından işlem yapılması talep edildi.
12 Mayıs saldırısında yer alanlar serbest bırakıldı
Dedeoğulları'na dönük gerçekleştiren katliama yer verilen suç duyurusunda, 12 Mayıs'ta meydana gelen saldırıda faillerden Ayşe Keleş, Lütfü Keleş, Veli Keleş, Ali Keleş, Yahya Çalık'ın Konya 5'inci Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandığı, olayda adı geçen faillerden Ali Keleş, İbrahim Keleş ve Ramazan Çalık'ın Dedeoğulları ailesinin 7 üyesini “öldürmeye teşebbüs etmesine” rağmen Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli kontrol tedbirinin talep edildiği ve Konya 5'inci Sulh Ceza Hakimliği tarafından da bu kişilerin serbest bırakıldığı hatırlatıldı.
BTK ‘özel hayatın gizliliği’ dedi bilgi vermedi
Konya Katliamı’nı gerçekleştiren Mehmet Altun hakkında Konya 1’inci Sulh Ceza Hakimliği’nin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’ndan (BTK) Mehmet Altun’un iletişim bilgilerini istediği, BTK’nin hakimliğin kararına itiraz ederek “özel hayatın gizliliği” gerekçesiyle bilgileri vermediği ortaya çıktı.
Fail Mehmet Altun 17 gün boyunca lüks otellerde kaldı
Dava süreci, 14 Aralık 2021’de Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlandı. Dava dosyasındaki tek tutuklu fail Mehmet Altun, ifadesinde, katliamı gerçekleştirdiği silahı “kendini korumak için yanına aldığını” iddia etti. Mahkeme başkanının faile, “azmettirenleri söylemesi halinde cezai indirim uygulayacağı” şeklindeki sözleri ise dikkat çekti. Dava dosyasına giren belgelerde fail Mehmet Altun’un katliamdan 17 gün önce Bursa, İzmir, İstanbul ve Eskişehir’de lüks otellerde kaldığı ortaya çıktı. Failin otelde kaldığı süre boyunca nakit para kullandığı da belirlendi.
Irkçı saldırının tutanağı 9 ay sonra UYAP’a yüklendi
Görülen katliam ve ırkçı saldırı davalarında emniyetin, polisin ihmali ortaya çıkarken, katliam anına dair iki dakikalık görüntünün olmadığı tespit edildi. Yine dava dosyasında, 12 Mayıs’ta Serpil Dedeoğulları’nın 155’i aradığı ancak yetkililerin 3 saat sonra olay yerine geldiği ortaya çıktı. Polisler tarafından tutulan tutanakta olayın bahçede geçtiği belirtilirken, emniyet tutanağında “komşular arası kavga” denildi. 12 Mayıs’ta yaşanan ırkçı saldırının tutanağının 9 ay sonra UYAP’a yüklendiği de ortaya çıktı.
Mehmet Altun’dan ırkçı söylem: Bunlar tam bir terörist
Öte yandan katliamın ardından fail Mehmet Altun'un 155 ile yaptığı ve valiliğin inkar ettiği görüşme dava dosyasından çıktı. Dosyada bir kısmı unutulan bu görüşmede failin 2 Ağustos 2021 tarihli görüşmedeki sözleri “Kalfalar Hasanköy cinayetler hakkında görüşmek istiyorum, Saraçoğlu, ivedi bana bağlayın” şeklinde dosyada yer aldı. Fail, kayıtlara göre polise telefonda şunları söyledi: “Polislerin önünde bizi tehdit ettiler ve ben 5 kişiyi daha vuracağım, öyle teslim olacağım... Bunlar tam bir terörist. Emniyetten yardım alamadık... Cinayeti işleyen şahıs benim...”
Katledilen Dedeoğulları’na değil faillere koruma verildi
Tutuklanan Mehmet Altun ile ailesi arasında yapılan telefon görüşmeleri de dosyaya eklendi. Mehmet Altun, eşi Zehra Altun ile yaptığı telefon görüşmelerinde, hesabına tanımadığı kişiler tarafından çok fazla para yatırıldığını belirtirken, faili cezaevinde ziyarete giden sık sık para gönderen dayıları Hidayet ve Helim Şahin’in de görüşmeleri eklendi. Telefon görüşmelerinde, Mehmet Altun ifadesinde polisin de kendisine yardım ettiğini vurgularken, failin dayıları ise verilen korumaların kendilerinden “helallik” istediğini söyledi.
Görgü tanığın çelişkili beyanları
Yine Dedeoğulları’na dönük ırkçı saldırı davasında, dava dosyasında tanık olarak dinlenen ve olay gününden bir ay sonra ifade veren Ahmet Ardınç’ın söylemleri ile baz istasyonu verileri çelişti. Ahmet Ardıç polisi arayarak kavgayı gördüğünü söylerken, yapılan sinyal incelemesinde baz istasyon verilerine göre Ahmet Ardıç’ın orada olmadığı 1 kilometre ötede olduğu ortaya çıktı. Ayrıca Ahmet Ardıç’ın ifade vermeden önce Mevlüt Çelik’i 3 kez aradığı ve Mevlüt Çelik’in de telefon sinyalinin adliyeden geldiği görüldü.
Watsapp grubunu kuran Ali Keleş’ten Mehmet Altun ile ilişkisi olmadığı iddiası
Aile bireylerini yönlendiren, Whatsapp grubu kuran ve ırkçı saldırıdan tutuklanan ardından serbest bırakılan Ali Keleş duruşmada dinlendi. Ali Keleş, 12 Mayıs’tan sonra dosyada neler olduğunu öğrenmek için grup kurduğunu iddia etti. Avukattan aldığı bilgileri gruba yazdığını öne süren Ali Keleş, olayı internette gördüğünü, Mehmet Altun ile bir ilişkisi olmadığını savundu.
Saldırı dosyasındaki talepler bir kez daha reddedildi
28 Ekim’de, Dedeoğulları’na dönük 12 Mayıs saldırı davasının karar duruşmasında, mahkeme avukatların tüm taleplerini reddetti. 12 Mayıs saldırısının yaşanmasının ardından katliamın yaşandığını belirten avukatlar, faillerin beyanlarının ATK ile çelişkili olduğunu, 122 ve 155 kayıtlarının dosyada yer almadığını bir kez daha hatırlatarak, faillere dönük yargılanmanın adil yürütülmesi talebinde bulundu. Saldırı dosyasının tam olarak aydınlatılmadığını belirten avukatlar, dosyanın aydınlatılması talebinde bulunmasına rağmen talepler reddedildi.
Konut dokunulmazlığı suçundan sanıklar beraat etti
Avukatların taleplerini reddeden mahkeme heyeti, saldırı davasında tutuklu bulunan Ali ve Lütfü Keleş’i tahliye etti. Mahkeme ayrıca, tüm yargılananlara 1 yıl ila 3 yıl arasında hapis cezası ve para cezaları verdi. Yine hepsine haksız tahrik indirimi uygulanırken, konut dokunulmazlığı suçundan da hepsine beraat verildi.
Mehmet Altun 70 günlük Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı ziyaret etmiş
17 Kasım’da Dedeoğulları’na dönük katliam davasının karar duruşmasında ise, 12 Mayıs-30 Temmuz arasındaki HTS kayıtlarına dikkat çekildi. Mehmet Altun’un güvenlik şirketleri ve askeri personellerle yoğunlaştırdığı iletişime vurgu yapılırken, katliam planlamasının bu süreçte yapıldığı da belirtildi. Tetikçi katil Mehmet Altun’un HTS kayıtlarında 70 günlük süre boyunca Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nı ziyaret ettiği de ortaya çıktı.
Mehmet Altun’a ağırlaştırılmış müebbet
Karar duruşmasında yargılananlar arasındaki tüm çelişkili beyanlara rağmen, mahkeme tetikçi Mehmet Altun’a 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi, diğerinin hepsine beraat kararı verdi.
Konya Bölge Adliye Mahkemesi ’de usule ve esasa ilişkin itirazları dikkate almadı
Katliam Davası’nın 17 Kasım tarihli karar duruşmasında da Konya 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, Mehmet Altun hakkında 7 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verirken, avukatların Dedeoğulları saldırı ve katliam dosyalarının birleştirilmesi ve Türk Ceza Kanunu (TCK) 76’ncı maddesi ve insanlığa karşı suçlar yönünden 77’nci maddesi yönünden değerlendirilmesi talepleri ise reddedildi. Söz konusu duruma karşı İstinaf Mahkemesi’ne taşınan dosyada karar onandı. Konya Bölge Adliye Mahkemesi, İstinaf’a taşınan dosya hakkında verdiği kararda avukatların esas ve usule yönelik itirazlarını dikkate almazken, katliamı azmettiren ve saldırı dosyasının sanığı olan Keleş ve Çalık aileleri ile ilgili delilleri incelenmeksizin, dosyaların hukuki ve fiili irtibattan dolayı birleştirilmesi talebini reddetti. Kararda, Konya 4’ncü Ağır Ceza heyetinin kararı birebir onandı.
1’nci Ceza Dairesi bazı hükümlerin bozulmasına karar verdi
Saldırı davasında mahkemenin yargılananların hepsine haksız tahrik indirimi uygulanırken, konut dokunulmazlığı suçundan hepsine beraat verildi. Söz konusu hükümler Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1’nci Ceza Dairesi’ne gönderildi. Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1'nci Ceza Dairesi, hükümlere yönelik yaptığı incelemede, bazı hükümlerin bozulmasına karar verdi. Dedeoğulları ailesine yönelik saldırı davasında verilen hükümler yeniden değerlendirilecek.
Belgeler ‘delil’ niteliği taşınmıyor kararı
Söz konusu kararda, davada yer alan ve yakın akraba olan failler arasında somut olaylarda birbirinin suça iştiraki olup olmadığının değerlendirilmesinde, menfaat çatışması bulunduğundan yargılannların savunmalarının aynı müdafiye yaptırılmasına karar verildi. Aynı kararda, SEGBİS dökümü yapan bilirkişi raporunun tutanağa geçirilmemesi, bilirkişi raporunda zabıt kâtibi dışında imza bulunmadığı, bu kapsamda da delil niteliği taşımayan belgeye dayanarak hüküm kurulduğu belirtildi.
Yetersiz rapora dayalı hüküm kuruldu
Dosya kapsamında mahkemenin kabulü ile sanıkların eylemlerinin mağdurlar ile karşılıklı olduğuna hükmedildiği ve yazılı şekilde eksik ceza tayin edildiği, 4’ncü Konya Adlı Tıp Şube Müdürlüğü raporunda mağdur Serap Dedeoğulları’nın yaralanmasında kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir neden olmadığının belirtildiği ancak ATK Başkanlığı 1’inci Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda Serap Dedeoğulları’nın yaralanmasında yaşamını tehlikeye sokan bir durumun olduğu vurgulandı. Söz konusu raporda hangi nedenler ile hayati tehlike oluştuğunun açıkça yazılmadığı ve tereddüt oluşturması nedeniyle yetersiz rapora dayalı hüküm kurulduğu kaydedildi.
Hükümler bozuldu
İstinaf, CMK’nin 289\1 maddesi ve 280\1 maddesi gereğince irtibat durumunun gözetilerek Konya 8’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen tüm hükümlerin bozulmasına, dosyanın karar veren ilk derece mahkemeye gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi.
12 Mayıs saldırı davası, İstinaf kararından sonra 27 Nisan'da Konya 8'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşma 19 Eylül tarihine ertelendi.
Yarın: Dosya avukatı Ebru Akal: Dosyaya birçok delil konulmadı!