Jeannah için açıklama: Sonuna kadar bu davanın takipçisiyiz

  • 13:44 21 Temmuz 2023
  • Güncel
 
İSTANBUL - Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga'nın şüpheli ölümüyle ilgili Dina için Feministler, son gelişmelere dair yaptıkları açıklamada,  “Erkek şiddeti saklanıyor. Bu nedenle bu dava bizim ve bütün bu topraklarda kadın kurtuluş mücadelesi veren herkesin davası. Gerçeğin ve adaletin peşindeyiz” dedi. 
 
Dina için Feministler, 26 Mart’ta Karabük’te şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga (17) davasını takip eden avukatlar ile birlikte soruşturma dosyasındaki son gelişmelere ilişkin Beyoğlu’nda bulunan Feminist Mekan’da basın toplantısı düzenledi. Toplantıya çok sayıda kadın katırken, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) İstanbul Milletvekili Özgül Saki de toplantıda yer aldı. Dina’nın fotoğraflarının yer aldığı toplantıya annesi Jessica Sandra Makemba Panga,  zoom ile bağlandı. Burada kadınlar adına açıklamayı Feminist Mekan’dan Ayşe Uyguner okudu.
 
‘Erkek şiddetinin boyutu saklanıyor’
 
Erkek şiddetinin her geçen gün artarak devam ettiğine dikkat çekerek sözlerine başlayan Ayşe, son yıllarda kadın katliamlarında sıklıkla “şüpheli ölüm” ya da “intihar” tespitinin olmasının erkek şiddeti boyutunun sakladığına dikkat çekti. Ayşe,  “Dina’nın ölümüne yönelik ilk haberler, intihar ettiği yönündeydi ve sonrasında ‘şüpheli ölüm’ olarak basına yansıdı. Dina için Feministler işte tam da bu nedenle savaya sahip çıkmaya karar verdi. Zira feministler, her şüpheli kadın ölümünün arkasında bir erkek şiddeti  olduğunu deneyimlerinden biliyor ve yıllardır erkek şiddetini kamufle etmek  için kamuoyuna ‘şüpheli ölüm’ diye yansıtılan kadın ölümlerinin peşine düşüyor” dedi. 
 
‘Kadın ölümleri tesadüf değil erkek şiddetidir’
 
“Kadın ölümleri tesadüf değil erkek şiddetidir” diyen Ayşe, kadın katliamlarının politik olduğunu vurguladı. Ayşe, “Feminist hareketin gündeminin son yıllarda neredeyse yalnızca erkek şiddetine kilitlenmesi de tesadüf değil. Elbette Türkiye’de sadece erkek şiddeti yok ama son 15 yıldır erkek şiddetinin pervasızca artması, erkeklerin adete şiddet uygulamayı bir hak olarak görmesi, öne sürdükleri ‘birkaç yıl yatar çıkarım’ gibi argümanların benzer göstermesi, bu argümanların  ülkeyi yönetenlerin cinsiyetçi politikaları ile kullandıkları dilden beslendiğini ve beslenmeye devam ettiğini doğruluyor” sözlerini kullandı. 
 
‘Gerçeğin ve adaletin peşindeyiz’
 
Göçmenlere yönelik nefrete de değinen Ayşe, bu durumun iktidar eliyle körüklendiğini, göçmenlerin ise hedef haline getirildiğine işaret etti. Ayşe şöyle devam etti: “Dina bütün bu koşulların sonucunda öldürüldü. Gerçeği ararken tarafız, erkek şiddetine karşı kadınların, ırkçılığa karşı göçmenlerin yanındayız. Bu işin aslını öğrenmek istiyoruz, bu davada Dina için bütün diğer davalarda kadınlar için gerçeğin ve adaletin peşindeyiz. Bu nedenle ‘şüpheli ölüm’ kavramını reddediyoruz. Dina’nın ölümündeki erkek şiddetini görüyoruz. Henüz soruşturma aşamasında olan dosyada göstermelik olarak bir kişi tutuklanmış olsa da Dina’ya gönderilen taciz mesajları, Dina’nın annesine gönderdiği ve ırkçılığa maruz kaldığını anlattığı ses kayıtları, Dina’nın koşarak uzaklaştığı kamera görüntüleri, adalet arayışımızın temel dayanağı.” 
 
Toplanan delillere kısıtlılık!
 
Kadın göçmen öğrencilerin maruz kaldıkları tacize ve fuhuşa zorlanmalarına dikkat çeken Ayşe, şu ifadeleri kullandı: “Dina’nın ölümü sonrasında yürütülen soruşturmada toplanan delillere kısıtlılık kararı nedeniyle erişemiyoruz. Ancak göçmen öğrencilerin Karabük’te maruz kaldıkları hak ihlallerinin tespiti ve Dina’nın ölümüne doğru giden sürece ilişkin somut gerçekliği aydınlatabilmek için bu dosyada saha araştırması yapılmasını gerekli görüyoruz. Bu nedenle tüm demokratik kitle örgütlerini ve hak örgütlerini bizimle dayanışmaya ve heyetler kurup Karabük’te saha araştırması yaparak duruma ilişkin gözlemlerini aktardıkları izleme raporları hazırlamaya davet ediyoruz.” 
 
‘Bu dava feministlere emanet’
 
Son olarak Ayşe, “Faili meçhullerin ülkesi olan bu topraklarda biliyoruz ki yas tutmak için gerçeğe ihtiyaç var. Biz gerçeğin ve adaletin peşindeyiz. Bu nedenle bu dava, bizim ve bütün bu topraklarda kadın kurtuluş mücadelesi veren herkesin davası. Bu dava, feministlere emanet. Sonuna kadar bu davanın takipçisiyiz” diye konuştu.