‘CPT’nin tecride yönelik sessizliğine karşı baskı uygulanmalı’
- 09:01 17 Temmuz 2023
- Güncel
Dilan Babat
ANKARA - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük mutlak iletişimsizlik halini değerlendiren Yeşil Sol Parti Milletvekili Sümeyye Boz, iktidarın çözümsüzlükte ısrarından dolayı tecridin de derinleştiğini belirterek, CPT’nin sessizliğini kırmak için de baskı uygulamak gerektiğini söyledi.
İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit koşulları altında tutulan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 28 aydan bu yana da hiçbir haber alınamıyor. Avukatların, Abdullah Öcalan ile görüşmek için haftada iki kez yaptığı başvurulara olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmezken, “keyfi tutumlarla” verilen disiplin cezaları ile görüş başvuruları reddediliyor.
Gerekçesi öğrenilmeyen disiplin cezaları
Avukatları, Abdullah Öcalan’a 9 Eylül 2022’de verilen aile görüşü engeline gerekçe yapılan disiplin cezasının 9 Aralık’ta sona ermesi sonrası, 15 ve 23 Aralık 2022 ile 3 Ocak 2023'te hem cezaevi hem de savcılığa 3 ayrı başvuruda bulundu. Bursa İnfaz Hakimliği, 4 Ocak’ta Abdullah Öcalan ve diğer tutsaklara 3 aylık yeni bir aile görüş yasağı verildiğini avukatlara bildirdi. Yasak gerekçesi “disiplin cezası” olarak açıklanırken, cezanın neden verildiği ve ceza tarihine dair herhangi bir bilgi ise paylaşılmadı. Avukatların 10 Ocak’ta karara karşı yaptığı itiraz, Bursa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından aynı gün içerisinde reddedildi. Avukatlar, söz konusu karara karşı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu.
Başvuruya olumlu ya da olumsuz bir dönüş yapılmadı
Avukat görüş yasağının bitmesi üzerine 26 Ekim 2022’de hakimliğe avukatlar yeniden başvuruda bulundu. Başvuruya verilen yanıtta, Abdullah Öcalan’a 21 Ekim 2022 tarihinde kesinleşen yeni bir 6 aylık “avukat görüş yasağı” verildiği bildirildi. Karar ise avukatlara ancak 27 Ekim 2022 günü tebliğ edildi. Asrın Hukuk Bürosu avukatları, verilen bu cezanın içeriğinin kendilerine tebliğ edilmemesi nedeniyle Bursa İnfaz Hakimliği’ne itiraz dilekçesi sundu. Fakat bu başvuruya da olumlu ya da olumsuz bir yanıt verilmedi.
AYM’den bir yanıt yok
Avukatlar, aile ziyaretlerinin “disiplin cezaları” ile engellenmesini 12 Mayıs 2022’de AYM’ye taşıdı. AYM’ye yapılanı başvuruda, mutlak iletişimsizlik hali olan “incommunicado”ya dikkat çekilerek haber alamamanın işkence olduğunu, aile ve özel hayata saygı hakkının, savunma ve adil yargılanma hakkı ile etkili başvuru yolu hakkının ihlal edildiğinin tespit edilmesi talep edildi. Fakat bu başvuruya da AYM’den bir yanıt gelmedi. Bu nedenle de dosya hala AYM'de duruyor.
CPT’nin sessizliği
Ortadoğu, Avrupa ve Türkiye’den Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmek için yapılan başvurular hala yanıtsız bırakılırken, Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) sessizliği de sürüyor. CPT, 20-29 Eylül 2022 tarihli Türkiye ziyaretine dair 3 Ekim 2022’de yaptığı açıklamada, ziyaret ettiği kurumlar arasında İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nin de yer aldığını duyurmuştu. Defalarca yapılan girişimler ve çağrılara rağmen ziyaretine ilişkin hiçbir açıklama yapmayan CPT, 30 Mart’ta 2022 yılı raporunu açıkladı. Raporda ise Abdullah Öcalan’ın koşulları ve ziyarete dair hiçbir bilgiye yer verilmedi. Öte yandan CPT, ajansımızın sorusuna verdiği yanıtta 2022 Türkiye raporunun hükümete iletildiğini ve raporun şuan Türkiye'de olduğu bilgisini paylaştı.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Mûş Milletvekili Sümeyye Boz, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük mutlak iletişimsizlik halini değerlendirdi.
‘Çözümsüzlükte ısrar ediliyor’
Abdullah Öcalan’a dönük mutlak tecridin uluslararası hukuka ve düzenlemelere bakıldığında tecridin suç ve işkence olduğunu belirten Sümeyye, bütün tutsakların aile ve avukatları ile iletişim kurma haklarının olduğunu kaydetti. Sümeyye, “Burada bir inkar olduğu ortada. Vaktiyle İmralı’da bu görüşmeleri yapan, çözüm istediğini belirten iktidarın şimdi ise çözümsüzlükte ısrar ederek aslında bu noktada görüşmelere engel olduğunu ve bu sorunlara karşı bir alan açmadığını görüyoruz. Daha önce yapılan görüşmelerde, Dolmabahçe Mutabakatı gibi bütün mekanizmalarda iktidar ve bakanlıklar üzerinde yapılan görüşmeler vardı, şuan ise bunları yalanlayan ve çözümsüzlüğü derinleştiren, hem Kürt halkı üzerinden hem de genel anlamda Ortadoğu siyaseti üzerinden bir çözümsüzlüğü, iletişimsizliği derinleştirildiğini görüyoruz. Bir çözüm ortaklığından ziyade, bir savaş derinleştirme üzerinden bir tutum alınıyor. Herhangi bir barış ve çözüm isteği iktidar tarafından uzak duruluyor” dedi.
‘Toplum ve basında tecrit altında’
Geçtiğimiz günlerde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın “tecrit konusunda eksik kaldık” söylemlerine dikkat çeken Sümeyye, bu söylemin bile tecridin bir sonucu olduğunu dile getirdi. Sümeyye, “Eğer bugüne kadar tecritten çok rahat bahsedilmiyorsa bunda da bir kişi üzerinden yayılan, toplum ve siyasete kadar sirayet eden tecritten söz etmek mümkün. Baskı mekanizmaları sadece bir kişi üzerinden değil, tüm alanlara sirayet eden bir durumda. Tecridin konuşulmasını bile tehdit olarak algılayan bir iktidar var ki en son Merdan Yanardağ’ın tutuklanması oldu. Evet tecrit çok fazla dillendirilmedi ama dilendirmek isteyenlere, bunun hukuksuz olduğunu söyleyenlere karşı da bir saldırı var. Bir basın mensubu üzerinden topluma ve basına dönük bir tecrit uygulanıyor. Tecrit çok fazla dilendirilmedi eleştirisine katılabiliriz ama bunu devlet eliyle de yapıldığını, toplumun her kesimine uygulandığını söyleyebiliriz” değerlendirmesi yaptı.
‘CPT’nin sorumluluğunu yerine getirmesi için baskıcı ve ısrarcı olunması gerekiyor’
CPT’nin 2019’daki raporunda İmralı’da mutlak iletişimsizlik halinin olduğuna dair bir tespit yaptığını anımsatan Sümeyye, “CPT hala sessizliğini koruyor. Bundan dolayı Kürt halkı, Ortadoğu halkları ‘İmralı’da neler olduğuna’ dair belirsizliği üzerine tartışmak gerekiyor. Bununla ilgili CPT’nin çalışmalarının yapması için Avrupa’daki kurumlar, insan hakları kurumları, komisyonların devreye girmesi için çağrıların yapılması, ısrarcı ve baskıcı olmak gerekiyor. Bu tecrit sadece bir kişi üzerinden değil, bir halkın temsiliyetine uygulanıyor. Barış ile ilgili temennimiz varsa tüm oluşumların CPT’ye baskılayıcı olması gerekiyor” sözlerini kullandı.
‘Tecride ilişkin tartışmalarımız olacak’
Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin bir turnosal kağıdına benzediğine vurgu yapan Sümeyye, İmralı üzerinden nabız yoklanmaya çalışıldığına dikkat çekti. Sümeyye, “İmralı’daki tecride karşı tepkilerin verilip verilmemesi üzerinden yoklanan bir nabız var. Nabza göre tecridin derinleştirilme durumu da değişiyor. Bundan kaynaklı siyasi ve demokrasi mücadelesi veren kesimlerin, tecridi masaya yatırması gerekiyor. Bizim de çalışmalarımız olacak ve tecride ilişkin tartışmalar gündemleştirilecektir. Siyasi ve hak arayış çalışmalarımız da bu dönemde devam edecektir” ifadelerini kullandı.
‘Sayın Öcalan’ın rolü yeniden devreye girmeli’
Devletin bazı organlarının İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşmeler başlatarak çözüm sürecinin başladığını anımsatan Sümeyye, önümüzdeki süreçte Meclis’in devreye girmesi gerektiğine işaret etti. Sümeyye, “Meclis bunun ana muhataplarından biridir. Bu konuyu sürdürmek için bütün mekanizmaların yerine getirilmesi gerekiyor. Aynı zamanda İmralı’yı göz önünde bulundurmak gerekiyor, bundan önceki süreçte iktidar bunu nasıl yaptıysa, yine aynı şekilde bunun sürdürülmesi gerekiyor. Ortadoğu’da ve Türkiye’de yaşanan krizler, Rojava’da kadınlara dönük saldırılara bakıldığında Sayın Öcalan’ın rolünün tekrar devreye girmesi gerektiğini gösteriyor” dedi.