Pankart astığı için yargılanıyorlar: Bizi yıldıramıyorlar!

  • 09:06 16 Temmuz 2023
  • Güncel
 
Marta Sömek 
 
İSTANBUL - 7 Temmuz 2020’de Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasına, “Artık yeter, kadınlar yaşam güvencesi istiyor” yazılı pankart astıkları için yargılanan ve savcının ceza istediği 7 kişi arasında yer alan Kırkyama Kadın Dayanışması üyesi Tülay Korkutan, “Biz hala sokaktayız, hala mücadelemizi sürdürüyoruz. Bunu unutuyorlar. Her geçen gün erkek şiddetine güç veren bir iktidara ve patriyarkaya karşı mücadelemiz sürecek. Bu davalar, gözaltılar bizi yıldıramıyor” mesajını verdi.
 
İstanbul'un Fatih ilçesinde 7 Temmuz 2020 tarihinde, Kırkyama Kadın Dayanışması ve Feminamfi’li 7 kadın ve LGBTI+, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü binasına astığı, “Artık yeter, kadınlar yaşam güvencesi istiyor” yazılı pankart ile erkek-devlet şiddetini protesto ettik. Güvenlik tarafından odaya kapatılarak şiddete uğrayan eylemciler, binadan çıktıklarında da polis saldırısı ile bir kez daha şiddete maruz kaldı. “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” ve “Gülistan Doku isyanımızdır” sloganlarıyla direnen 7 eylemci burada gözaltına alındı.
 
Faillere ödül, kadınlara ceza!
 
Vatan Caddesi’nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen ve ifadeleri alınan eylemciler, bir gün boyunca gözaltında tutuldu. Daha sonra savcılıkta ifade veren 7 kişi, tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildi. Eylemciler, haftada bir imza vermek şartıyla adli kontrol ile serbest bırakıldı. Failler “indirimli” cezalarla ödüllendirilirken hak arayan ve ses çıkaran kadınlar ise yargılanıyor. 7 kişiye defalarca şiddet uygulayan polisler hakkında hiçbir işlem yapılmazken, eylemden 6 ay sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aralarında gazeteci Şehriban Alkış’ın da bulunduğu 7 kişi hakkında, 2911 sayılı “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet”,  odada vazonun kırılması nedeniyle “Kamu malına zarar vermek” ve “Kamu görevlisine mukavemet” suçlarıyla iddianame hazırlandı. İstanbul 23’üncü Asliye Ceza Mahkemesi ise iddianameyi kabul ederek 7 kişi hakkında dava açtı.
 
Karar duruşması 14 Kasım’da
 
11 Temmuz günü, Çağlayan’da bulunan İstanbul 23’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 8’inci duruşmasında savcı mütalaa sundu. Mütalaada, yargılanan 7 kişinin, 2911 sayılı “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa muhalefet” ve “Kamu malına zarar vermek” suçlarından beraatı talep edildi. Öte yandan, “Kamu görevlisine mukavemet” suçundan ise 7 kişinin cezalandırılması talebinde bulunuldu. 14 Kasım günü saat 11.10’da görülecek olan 9’uncu duruşmada ise mahkemenin kararını açıklaması bekleniyor.
 
Yargılananlar arasında yer alan Kırkyama Kadın Dayanışması üyesi Tülay Korkutan, JINNEWS’e konuştu.
 
‘Artık ölmek istemiyoruz’ diye haykırdılar
 
Eylemlerini 2020 Temmuz’unda gerçekleştirdiklerini ve o dönemde erkek-devlet şiddetinin çok fazla artış gösterdiğine dikkat çeken Tülay, “Ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ya da devletin hiç ses çıkarmadığı, buna karşı bir politika geliştirmediği süreçti” dedi. AKP Grup Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un, ‘İstanbul Sözleşmesi’ne nasıl imza attıysak aynı şekilde çekiliriz’ dediği bir dönem olduğunu da hatırlatan Tülay, “Biz de orada şunu ifade ettik, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilinmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu ülkede kadınların ne yaşam ne iş ne gelir güvencesi var. Kadınlar her gün öldürülüyor ve erkek şiddetine maruz kalıyor. İfade ettiğimiz en çarpıcı şey de, ‘Biz kadınlar artık ölmek istemiyoruz’du. Ölüm haberleriyle gazetelerde, televizyonlarda anılmak değil, hayallerimizle, mücadelemizle anılmak istiyoruz dedik. Bu anlamda ses çıkardık. ‘Artık yeter, kadınlar yaşam güvencesi istiyor’ diye pankart astık” sözleriyle eylemlerinin amacını anlattı.
 
Sözleşmenin önemi karşısında polis şiddeti!
 
O dönemden bu zamana, şiddet noktasında değişen hiçbir şey olmadığını ifade eden Tülay, “Hatta diğer dönemlerde olduğu gibi her geçen gün erkek şiddeti artıyor, bizim mücadelemiz sürüyor” vurgusunu yaptı. Öte yandan eylemden sonra gözaltına alındıklarını ve savcılık tarafından tutuklama talebiyle hakimliğe sevk edildiklerinin bilgisini veren Tülay, “Adli kontrolle serbest bırakıldık. Tabii ki polisin ve yargının bize göstermiş olduğu tutum şuydu, bizim dikkat çekmeye çalıştığımız herhangi bir şiddet görüntüsü ve bir yeri dağıtmak yoktu bizler tarafından. Sadece kadınlar olarak gerçekten de yaşamak istediğimizi ve İstanbul Sözleşmesi’nden kesinlikle çekilinmesinin gerekmediğiydi. İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar, çocuklar, LGBTI+’lar için ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istedik. Ancak karşılığında polisin şiddetine maruz bırakıldık, hem Aile ve Sosyal Politikalar İstanbul İl Müdürlüğü odasının içinde hem de sonrasında araçla götürülürken. Bir gün Vatan’da kaldık ve hala süren bir davanın içerisindeyiz” diyerek şiddete karşı mücadele yürüten kadınların erkek-devlet-yargı eliyle “cezalandırılmaya” çalışıldığını ele aldı.
 
Yargılamalar mücadeleyi sönümlendiremiyor!
 
Polisler tarafından şiddete maruz kaldıkları halde, “Kamu görevlisine mukavemet” iddiasıyla yargılandıkları davanın geldiği son aşamada savcının mütalaasında ceza istediğini belirten Tülay, “Kasım ayında muhtemelen karar duruşması olacak. Bu sadece Kırkyama’lı ya da FeminAmfi’li kadınlar açısından ilk kez başımıza gelen bir şey değil. Birçok kadın, kadın örgütü, feministler açısından uzun süredir devletin böyle bir yaklaşımı var. Sokakta olan, ses çıkartan, 25 Kasım’ı, 8 Mart’ı örgütleyen kadınlar yargılanıyor. 30-40 yıllarla yargılanan arkadaşlarımız var. İlk kez başımıza gelmiyor ve şunu unutuyorlar, kadınlar yargılanıyor, cezaevlerine konuluyor, tutuklanıyor, sokakta ses çıkarmamız bir şekilde engelleniyor. Ama biz hala sokaktayız, hala mücadelemizi sürdürüyoruz. Bunu unutuyorlar” şeklinde konuştu.
 
‘İktidar ve patriyarkaya karşı mücadelemiz sürecek!’
 
Mücadelelerini sürdürmekte ısrarcı olduklarının altını çizen Tülay, “Bu anlamda sokaktaki varlığımız da mücadelemiz de, devletin bu saldırısına karşı özellikle erkekleri güçlendiren, cezasızlık politikalarıyla her geçen gün erkek şiddetine güç veren iktidara ve aynı zamanda patriyarkaya karşı sürecek. Diğer kadınlara da olduğu gibi, var olan bu davalar, gözaltılar bizi yıldıramıyor” dedi.