'Gazeteciliği hep birlikte savunalım'
- 09:11 8 Temmuz 2023
- Güncel
Şehriban Aslan
AMED - Amed merkezli soruşturma kapsamında 15’i tutuklu 18 gazeteci hakkında açılan davanın ilk duruşması 11 Temmuz’da görülecek. Meslektaşları duruşma için, “Gazeteciliği hep birlikte savunalım, arkadaşlarımızı yalnız bırakmayalım” çağrısında bulundu.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Amed merkezli birçok kentte 8 Haziran 2022’de evlere ve basın yayın kurumlarına baskın düzenlenerek, 20’si gazeteci 22 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan JINNEWS Yazı İşleri Müdürü Safiye Alağaş, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan, Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Aziz Oruç, Xwebûn Yazı İşleri Müdürü Mehmet Ali Ertaş, gazeteciler Zeynel Abidin Bulut, Ömer Çelik, Mazlum Doğan Güler, İbrahim Koyuncu, Neşe Toprak, Elif Üngür, Abdurrahman Öncü, Suat Doğuhan, Remziye Temel, Ramazan Geciken, Lezgin Akdeniz ve Mehmet Şahin, 16 Haziran’da çıkarıldıkları mahkemece “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı.
15’i tutuklu 18 gazeteci hakkında 10 ay sonra 12 Mart’ta “örgüt üyeliği” iddiasıyla 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Dosyası tefrik edilen JINNEWS Müdürü Safiye Alağaş, 15 Haziran’da görülen ilk duruşmada tahliye edilirken, 15’i tutuklu 18 gazetecinin ilk duruşması ise 11 Temmuz’da görülecek.
Meslektaşları, 11 Temmuz’da görülecek dava öncesi gazeteciliği savunma çağrısı yaptı.
‘Onlar hakikatten vazgeçmedi’
MA Muhabiri Eylem Akdağ, geçen yıldan bugüne tutsak olan 16 gazeteciden yalnızca Safiye Alağaş’ın tahliye edildiğine işaret etti. Gazeteciler hakkında hazırlanan iddianameye değinen Eylem, “Arkadaşlarımızın sadece yaptıkları haberler, televizyon programları suçlama konusu olarak görüldü. Aslında suçlama konusu yapılanların da hiçbir suç teşkil etmediğini görüyoruz” dedi. İktidarın zorlandığı süreçlerde basını ve özellikle özgür basını hedef aldığını söyleyen Eylem, “Bunu 16 ve ardından 9 arkadaşımızın tutuklanmasında gördük. İktidar bir seçim sürecinden geçti ve bu seçim sürecinde de kendi alanını genişletmek ve gerçekleri saklamak, hakikati perdelemek için özgür basına saldırdı ama bu saldırı hiçbir şekilde 16 arkadaşımıza ve cezaevindeki gazeteci arkadaşlara geri adım attıramadı. Onlar hakikatten vazgeçmedi ve içeride de yazmaya devam ettiler. Biz de dışarıda onların arkadaşları olarak gazeteciliğe ve mesleğimizi savunmaya devam ettik” şeklinde konuştu.
Gazetecilere çağrı
Gazetecilikte dayanışmanın önemine vurgu yapan Eylem, baskıların sadece özgür basınla sınırlı kalmayacağını belirtti. “Artık tüm medya hedef halinde bunu aşmak için gazetecilik dayanışmasının çoğalması gerekiyor” diyen Eylem, “Özgür basın da gazetecilik yapıyor. Fakat özgür basın illegalize ve kriminalize edilmeye çalışılıyor. Tüm haberleri suçmuş gibi gösterilmeye çalışılıyor. Bu açıdan tüm basının birleşmesi çağrısında bulunuyoruz. Gazeteciliği hep birlikte savunalım” ifadelerine yer verdi.
‘Otoritelerin en başta ele geçirdiği güç medya’
Gazeteci-Yazar Bircan Değirmenci de gazetecilere yönelik baskılara dikkat çekti. Yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü kuvvetin medya olarak görüldüğüne değinerek, “Bu tabi ki gelişmiş toplumlarda, hukuk devletlerinde hala geçerli bir argüman olarak devam edebilir. Ama burada da bunun olması için 3 erkin yanında 4’üncü güç olarak durması için hem 3 erkin bağımsız olması gerekiyor hem de medyanın bağımsız olması gerekiyor. Ne yazık ki Türkiye ve benzeri ülkelerde siyasi otoritenin baskın olduğu yerlerde tam aksine bu 3 mekanizmayı kontrol etmek isteyenlerin en başta ele geçirdiği güç medya oluyor. Böylece medya patronlarının da sayesinde bundan nemalanarak iktidarın yanında durarak 4’ncü kuvvet olmaktan çıkarılmış oldu. Sözde toplum adına bu organları denetlemesi gerekirken maalesef ki iktidar dilini kullanan ve onun yanında duran bir güce dönüştü. İşte bunlar örgütlü gazeteciler için her zaman iktidar bir tehdit unsuru olarak görüldü. Bundan dolayı sürekli bir baskı altında tutuldu” vurgusu yaptı.
‘Gazetecilik suç değildir’
Artık “delilden sanığa gitme değil, sanıktan delile gitme” yöntemi kullandığının altını çizen Bircan, şunları kaydetti: “Darbe girişiminden sonra başlayan ve devam eden tutuklamalar silsilesinde gazetecilere yönelik duruşmaları takip ettim. İddianamelere baktım değişen bir şey yok ve hep uzun süreli bir tutukluluk hali devam ediyor. İçeriği konuşmaktan çok, direkt sisteme bakmak lazım. İktidar dilini kullanmayan, algıyı yıkmaya çalışan ve tüm bu baskılara karşı kalemine sıkı sıkı sarılan bu gazeteci arkadaşlarımızın yanında olmamız gerekiyor. Gazetecilik suç değildir.”
’11 Temmuz’da ses olmazsak baskı artacak’
Ankara merkezli 25 Ekim 2022’de gözaltına alınan ve 29 Ekim’de tutuklanan 9 gazeteciden biri olan JINNEWS Muhabiri Öznur Değer ise cezaevindeki arkadaşları için yazmaya ve direnmeye devam ettiklerini belirtti. Sözlerinde gazeteciliğin önemine dikkat çeken Öznur, “Bu ülkede sesi kısılmak istenen kadınların, çocukların, ötekileştirilenlerin, işçilerin sesini duyuran gazeteciler baskı altında ve cezaevinde bulunmakta. 11 Temmuz’da görülecek duruşma tam da bu sesi tekrar yükseltmenin duruşması olacak. Bu duruşmada eğer sesimizi yükseltmezsek ve çaba içerisinde bulunmazsak kamuoyunun sesi daha da kısılmaya çalışılacak. Hatta çok baskılanacak. Eğer bugün gazeteci arkadaşlarımız olmasaydı kamuoyunda gizlenen hiçbir şeyden haberimiz olmayacaktı. Yaptığı haberler dolayısıyla, halkın sesini haykırdıkları için tutuklu bulunuyorlar. Hep beraber bu operasyonlara dur deyip gazetecilerin yanında olalım” sözlerini kullandı.