Barış nöbeti Cumartesi Anneleri’ne adandı

  • 15:56 7 Temmuz 2023
  • Güncel
 
ANKARA - İHD Ankara Şubesi’nde tutulan barış nöbeti, Cumartesi Anneleri’ne ve hak savunucularına adandı.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube, her ayın ilk Cuma günü gerçekleştirdikleri barış nöbetini 12’nci ayında da Şube binalarında sürdürdü. Bu hafta insan hakları savunucularına adanan nöbette ilk olarak İHD Ankara Şube Eş Başkanı Sevil Turgut konuştu. 
 
‘Yargı bütünüyle siyasal iktidarın vesayeti altında’
 
“İnsan hakları savunucuları yargılanamaz” diyerek sözlerine başlayan Sevil, iktidarın insan hakları savunucularını hedef haline getirerek kriminalize etmeye çalıştığını söyledi. Çok sayıda İHD yöneticisi hakkında onlarca dava açıldığını belirten Sevil, MYK üyesi ve Siirt Şube eski Başkanı Vetha Aydın Yüksel ile İHD üyesi şair Ahmet Telli’ye  verilen cezalara işaret ederek, “Trajikomik olan bu iki dava bile, yargının bütünüyle siyasal iktidarın vesayetinde olduğunun ifşası niteliğini taşıyor” dedi.
 
Nöbet Cumartesi Anneleri ve hak savunucularına adandı
 
İHD İstanbul Şubesi ile Galatasaray Meydanı’nda kayıpların akıbetini sormak isteyen Cumartesi Anneleri’nin her hafta engellendiğini hatırlatan Sevil, “Siyasal iktidara bir kez daha sesleniyoruz: İnsan hakları savunucularına karşı ulusal ve uluslararası yükümlülüklerinizi yerine getirin. Anayasa Mahkeme’sinin kararını uymamak suçtur. Galatasaray Meydanı’nı her hafta terörize ederek suç işliyorsunuz. İnsan hakları savunucularından elinizi çekin! Barış Nöbetimizi bugün; insan hakları mücadelesinde bedel ödeyen tüm yol arkadaşlarımız için, tüm baskılara rağmen hakikat ve adalet arayışından bir an olsun vazgeçmeyen Cumartesi Anneleri için tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
 
Ahmet Telli: Dayanışma bilincimiz geliştirmekte
 
Ardından söz alan şair Ahmet Telli, 4 Temmuz’da görülen duruşmasında 10 aylık bir ceza aldığını söyledi. Suçun şahsiliğine dikkat çeken Ahmet, “Bunu şahsi olmaktan çıkararak gözdağı haline getirmek isteyen konjonktürel bir durumla karşı karşıyayız. Buradaki dostluğun arkadaşlığa, arkadaşlığın yoldaşlığa, yoldaşlığın da dayanışma ve direnmeye dönüştüğünün farkında olan egemen güçler cezalandırma güdüsüyle beni böyle bir cezaya çarptırdı. Yani cezalandırılan ben değilim. Bu toplumsal bir olgudur. Bu duruşma öncesi ve duruşma sonrası sayısız dayanışma mesajı geldi. Bu bana umut verdiği kadar buradaki arkadaşlarıma da umut vermeli. Bu mesajlar bizim bilincimizi de ateşlemekte, dayanışma bilincimizi geliştirmekte” sözlerine yer verdi.
 
‘Barış gelmeden bu ülkenin demokratikleşmesi beklenilemez’
 
Son olarak söz alan İHD eski Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Kürt sorununun demokratik çözümü için uzun soluklu bir mücadele yürüttüklerini ve yürüteceklerini belirterek şunları ekledi: “Siirt’te Vetha arkadaşımızın yaptığı açıklamalar bu ülkeye barış gelsin diye yapılan açıklamalardır. Bu ülkeye barış gelmeden bu ülkenin demokratikleşmesi beklenmemeli. Herkes ekonomik krizi konuşuyor. Bunlar savaşla bağlantılıdır. Siz savaş ortamında rant politikası izlerseniz ekonomik kriz giderek derinleşir. Savaş yürüttüğünüz zaman krizleri daha ağır bir şekilde yaşarsınız. İşkenceye karşı mücadele, ifade özgürlüğü mücadelesi veriyorsak ekonomik haklar için de mücadelemizi sürdüreceğiz. Ama tüm bunlar barış talebini açığa çıkardı. Kiminle savaşıyorsan onunla barışacaksın. 8 yıldır kesintisiz bir çatışma ve savaş hali devam ediyor. Onun da Türkiye’yi getirdiği nokta otoriter bir rejim. Cumartesi Annelerinin oturma eylemleri sürekli engelleniyor. Çünkü orada hakikat konuşacak barış talep edilecek. İktidar baskı politikalarıyla bu süreci yürütse de bizler barış demeye devam edeceğiz.”