Diyarbakır Kampüs Cezaevi hak ihlali raporu açıklandı
- 15:27 7 Temmuz 2023
- Güncel
AMED - Sivil toplum örgütlerinin Diyarbakır Kampüs Cezaevi’ndeki hak ihlallerine ilişkin hazırladıkları raporda, tutsaklara dönük beslenme, hijyen, kişisel ihtiyaçlar, tedavi için gidilen hastanede kelepçeli muayene gibi birçok konuda ciddi ihlallerin yaşandığı belirtildi.
Diyarbakır Kampüs Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Amed Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) ile birlikte yapılan ziyaretler sonucunda hazırlanan rapor Amed Barosu Adli Yardım Binası’nda açıklandı. Açıklamada ilk olarak konuşan ÖHD Amed Şube Eşbaşkanı Gizem Miran, cezaevinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekti.
İstihbaratçılara avukat kılıfı
Ardından raporu okuyan Amed Barosu İnsan Hakları Merkezi Cezaevi İzleme Komisyonu Başkanı Adile Salman, Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan kadın tutsaklardan alınan beyanlar ve yaşanan hak ihlallerine ilişkin tespitlere değindi. Adile, “Mahpuslar arasında yardımlaşma kapsamında; çoğu odalarda ihtiyaç bulunmasına karşın depolarda malzeme ve eşyaları bulunan bir mahpusun başka bir mahpusa hibe etmesine, ihtiyaçlarının karşılanmasına izin verilmeyerek mağduriyete yol açıldığı, birçok odada buzdolabı, televizyon vb. eksikliklerin bulunduğu ve bu ihtiyaçları karşılamaya maddi olarak imkânlarının el vermediğini, keyfi olarak da depolarda eşyaların tutuluyor. İstihbarattan gelen kişilerle görüşmeyi kabul etmediklerini idareye bildiren mahpuslara ‘avukatınız geldi’ şeklinde yanıltıcı bilgi verilerek zorla görüşme dayatılıyor. Kurum müdürüne sorunlarını koğuş olarak aktarmak için talepte bulunulmasına karşın tek kişi ile görüşmenin kabul edildiğini ve bu uygulama taleplerin iletilmesinde eksikliklere sebebiyet veriyor. Dilekçeyle belirtilen talepler karşılanmıyor” dedi.
‘Revirde kelepçeli muayene’
Koğuşlarda yapılan genel aramalarda tutsakların insan onuruyla bağdaşmayacak muamelelere maruz bırakıldığına dikkat çeken Adile, “Eşyaların özensizce aranıp dağıtıldığı ve bu sebeple birçok eşyanın zarar gördüğü, kantinde satın alınan eşyalar bile gerekçe gösterilmeksizin keyfi olarak toplatılıyor. Cezaevi idaresinin iki yıl önce verilen bir disiplin soruşturmasını gerekçe göstermesi sebebiyle koğuşlar arası sosyal faaliyetlerin engellendiği, kursların açılmadığı, spor ve sohbet imkânları hiçbir biçimde mahpuslara kullandırılmıyor. Koğuşların üst katları (yatak kısmı) ve tuvalet-banyoların görür şekilde gün boyu açık olacak şekilde kameralar yerleştirildiği, özel hayatın gizliliği ihlal ediliyor. Tutuklandıktan sonra cezaevi kabul birimine getirilen çok sayıda mahpusa çıplak arama dayatıldığını, itiraz edenler darp edilip disiplin cezası alıyor. Cezaevinde yeterli doktor ve sağlık personeli bulundurulmadığı, kurum revirindeki doktorların sık sık değişmesi sebebiyle mahpusların tedavi sürecinde aksamalara sebebiyet veriyor. Hastane sevklerinin geç yapıldığı, jandarma birimleri tarafından tedavi için hastaneye götürülen mahpuslara çift kelepçe uygulandığı belirtildi. Mahpusların sığamayacağı darlıkta olan tekli ring aracı ile sevkleri yapılıyor, hastanelerde ve revirde kelepçeli muayene yapılıyor, sevk esnasında tacize varan aramalara maruz kaldıkları, itiraz etmeleri sebebiyle de mahpusların disiplin cezası aldıkları kaydedildi” şeklinde belirtti.
Raporun devamı şu şekilde: “Yemeklerin besin kalitesinin düşük olduğu, yemek çeşitleri ve porsiyonlarının az olmasıyla birlikte yemeklerin yapılışında kullanılan ürünlerin hijyenik olmadığı belirtilmiştir. Her geçen gün yemeklerin daha da kötüleştiği ve özelikle hasta veya vejetaryen mahpusların yetersiz ve sağlıksız beslendikleri belirtilmiştir. Ağır hasta mahpus Semire Direkçi, yaşadığı sağlık sorunlarından kaynaklı olarak, raporlarıyla birlikte cezaevi idaresine başvuruda bulunulmasına karşın, ortak yemek verilmesi sebebiyle yeterince beslenemediği… İki ayda bir olmak üzere belirtilen ayların sadece ilk haftasında kitapların kabul edildiği… Kitap kotasının 10 kitap olarak sınırlandırıldığı, okunan kitapların başka koğuşa gönderilmesine izin verilmediği… İç postanın ücretsiz olmasına dair yapılan itirazların mahkeme tarafından kabul edilmesine rağmen ücretin alınmaya devam ettiği…
Yeni Yaşam ve Evrensel gazeteleri verilmiyor
Sadece belli gazetelere izin verildiği, Yeni Yaşam ve Evrensel gibi gazetelere erişimin engellendiği, talep edilen gazete ve dergilerin yasal olmasına rağmen cezaevi idaresi tarafından verilmediği… İdare ve Gözlem kurullarının mahpusların koşullu salıverilme ve denetimli serbestlik haklarından yararlanıp yararlanmayacaklarına yönelik iyi halli olup olmadıkları kararı verirken soyut ve subjektif yorumlarda bulundukları; politik temelli yargılamalar neticesinde kesinleşen hapis cezası bulunan mahpuslar açısından pişman olduklarına dair beyan istenildiği, bu sebeple birçok mahpusun, denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarından mahrum bırakıldığı…
Fotoğrafların ailelere verilmesine izin verilmiyor
Aile görüşlerinde cezaevine ait fotoğraf makinesiyle çekilen fotoğrafların görüş esnasında ailelere verilmesine izin verilmediği… Şalvarın cezaevinde yasaklı kıyafet olarak belirlendiği… Posta yolu ile mahpuslara gönderilen kıyafetlerin teslim alınabilmesi için eski kıyafetlerin aileye görüş esnasında teslim edilmesi gerektiği; eski kıyafetlerin depoya bırakılmasına izin verilmediği bu sebeple görüşe ailelerin gelmemesi durumunda yeni kıyafetlerin kendilerine teslim edilmediği… Kantin fiyatlarının fahiş olduğu, çoğunlukla istedikleri malzemeleri bulamadıklarını ya da fahiş fiyata satıldığı için alamadıklarını, bazı malzemelerin elde tutulup fiyatı artınca satıldığı, bazı hijyen malzemelerinin talep edilmesine rağmen kantine getirilmediği, pul ve ped fiyatlarının çok fahiş olduğu… Eskiden 2 ayda 1 verilen temizlik malzemeleri kuruma gelmesine rağmen uzun bir süredir mahpuslara dağıtılmadığı…
Bildirilen ziyaretçiler kabul edilmiyor
Mahpusların 3’üncü kişi olarak 3 kişilik sahip oldukları ziyaretçi hakları konusunda da bildirdikleri ziyaretçilerin kabul edilmediği, ziyaretçi olarak eklenmesini istedikleri isimler hakkında tahkikat yapıldığı, bu tahkikatların 6 ay ile 1 yıla yakın uzatılarak yapıldığı, incelemeler sonunda da taleplerinin ret edildiği belirtilmiştir. Tahkikat sürelerinin uzaması noktasında da gerekçe olarak; emniyet veya jandarmadan cevapların gelmediği ayrıca yine ret gerekçesi olarak da güvenlik sebebi olduğu kendilerine söylenerek mağdur edildikleri… Ziyarete gelen ailelerin arama sırasında keyfiyete varacak şekilde zorluklar çıkarıldığı, bu sebeple aynı anda görüşe gelemedikleri, kimisinin görüş bitimine az bir süre kala girebildiği belirtilmiştir. Görüşçülerin kıyafetlerine renk kısıtlamasının getirildiğini aktaran mahpuslar, 4 aylık bebeğin bir daha yeşil renk tişört ile getirilmesi halinde görüşüne izin verilmeyeceği uyarısına belirttiler. Ağır hasta mahpuslar, hastalıkları sebebiyle yaşamlarını tek başlarına idame edememelerine rağmen ATK’nin hazırladığı raporlar gerekçe gösterilerek tahliye edilmediği ifade edilmiştir. Şefika Kandar isimli 63 yaşındaki mahpusun ayaklarında platin olduğu, alzhemer hastalığının olduğu, merdivenleri dahi tek başına çıkamadığı belirtilmiştir. Sağlık durumları kötüleşmesine rağmen infazlarının ertelenmediğini ve cezaevinde sağlığa erişim hakkı başta olmak üzere uygun koşullar yaratılmadığını ifade etmişlerdir.”
Raporun devamına buradan ulaşılabilir.