Tecrit sürüyor, hasta tutsaklar bırakılmıyor: Yargı iktidarın etkisinde

  • 09:08 3 Temmuz 2023
  • Güncel
 
 
Rojda Aydın 
 
AMED - ÖHD Riha Şubesi’nden Avukat Ayşe Şehriban Demirel, İmralı tecridi, cezaevleri ve hasta tutsakların durumunu değerlendirerek, yağının siyasi iktidarın etkisi altında olduğunu ve mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit devam ederken, 28 aydır süredir de hiçbir haber alınamıyor. Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin etkilediği yerlerin başında ise Kurdistan ve Türkiye’deki cezaevleri ve cezaevlerindeki hasta tutsaklar geliyor. Hasta tutsaklar tedavi edilmediği gibi Adli Tıp Kurumu (ATK) raporları ile de serbest bırakılmalarının önü alınıyor. 
 
 Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Riha (Urfa) Şubesi Cezaevleri Komisyonu Eşsözcüsü Avukat Ayşe Şehriban Demirel  konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Ağırlaştırılmış tecrit tüm cezaevlerine yayıldı’
 
Uzun bir süredir Abdullah Öcalan’dan haber alınamadığını belirten Şehriban, ağır bir tecrit uygulandığını ve bunun işkenceye dönüştüğünü söyledi. Ağırlaştırılan tecridin giderek tüm cezaevlerine yayıldığının altına çizen Şehriban,  devamla “İmralı’da başlayan hukuksuzluk diğer cezaevlerini de etkiliyor. Uzun bir süredir Sayın Öcalan’dan hiçbir haber yok. Aile ve avukatlarının görüşmesine izin verilmiyor. İnfaz kanunu ve uluslararası kanunlarda en temel hak  ihlal ediliyor. Ne olursa olsun, koşullar ne olursa olsun, tutsaklar ne kadar ceza almış olsalar da bu hak korunuyor. Ancak Türkiye’deki hukuk sisteminde büyük sorunlar yaşıyoruz. Burada yaşanan hukuksuzluktan dolayı diğer cezaevlerinde de tecrit ve izolasyon önümüze çıkıyor” dedi. 
 
‘AİHM kararları uygulanmıyor’
 
Cezaevlerinin durumuna dikkat çeken Şehriban, şunları belirtti: “Biz her ay raporlarımızı açıklıyoruz. Tutsaklar iletişim sorunu yaşıyor, gönderdikleri mektup ve dilekçeler kayboluyor ya da mektupları verilmiyor. Bu yüzden cezaevlerinde büyük bir iletişimsizlik var. Tutsaklar yakınlarına ulaşamıyor. Aileleri ile görüş yapamıyor. Sürgünlerle tutsakların aileleri ile iletişimleri koparılıyor. Bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları olsa da tutsaklar bilgileri dışında sürgün ediliyor.”
 
Hasta tutsaklar bırakılmıyor
 
Cezaevlerindeki en temel sorunun hasta tutsakların durumu olduğunu vurgulayan Şehriban, “Tahliye edilmelerine dair karar olsa da hasta tutsaklar bırakılmıyor. Son zamanlarda tutsakların infazları yakılıyor ve bu çok arttı. En son Urfa 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde 31 yıldan bu yana tutsak olan İsmail Hakkı Tursu’nun ikinci kez gerekçesiz infazı ertelendi. Yine Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde birçok infaz ertelemeler oluyor ve bu işkenceye dönüşmüş durumda.  Diğer cezaevlerinde aynı keyfi uygulamalar var. İdare Gözlem Kurulları yargıya dönüşmüş durumda. Tutsaklara pişmanlık dayatılıyor. Sübjektif tartışmalar yürütüyor ve infazları erteleniyor. Tutsakların özgürlük ve güvenlik hakları ihlal ediliyor.  Ağır hasta tutsaklar koşullardan dolayı çok zorluk yaşıyor” ifadelerini kullandı. 
 
 ‘Tutsakların durumu gündemde tutulmalı’
 
Hasta tutsaklara ilişkin yaptıkları başvuruların sonuçsuz kaldığını belirten Şehriban, şunları dile getirdi: “Hastane sevklerinde büyük sorunlar yaşanıyor. Cezaevi doktoru sevk ediyor ancak sevkler aylarca yapılmıyor. Erteleniyor. Bunun için de her seferinde farklı gerekçeler ileri sürülüyor. Cezaevi idaresi tutsakların sağlık durumundan sorumlu. Hasta tutsakların tedavisi için  koşulların iyileştirilmesi gerekiyor. Hasta tutsaklar tahliye edilmiyor tedavi hakları engelleniyor. Tutsakları hastaneye götürdüklerinde de kelepçeli muayene dayatılıyor. Bu kötü muamele ve işkenceden dolayı tutsaklar hastaneye gitmek istemiyor. Bu yüzden tutsakların durumu gündemde tutulmalı.” 
 
Cezaevlerinde ayrımcılık
 
Tutsaklara yönelik ayrımcılık yapıldığını ve bu yönlü politikalar yürütüldüğünü söyleyen Şehriban, “Hizbullah davası gibi farklı suçlardan tutuklu olanlar sağlık sorunları nedeniyle bırakılıyor. Ancak birçok ağır hasta tutsak Mehmet Emin Özkan gibi bırakılmıyor. Hizbullah üyelerinin tahliyeleri seçim ittifakı çerçevesinde oldu. Sadece bununla da sınırlı kalmıyorlar ve diğer suçlardan olanlar da bırakılıyor. Tutsakların görüntülü telefon görüşmesi yapma hakkı var. Ancak siyasi tutsaklar diğer bir çok hakta olduğu gibi bundan faydalanamıyor. Siyasi iktidar kiminle ilişki içindeyse onları bırakıyor. Bu politika yargı eliyle de bir işkence olarak siyasi tutsakların karşısına çıkıyor ceza içerisinde ceza veriliyor” dedi. 
 
‘Hukuki girişimlerimiz sürüyor’
 
ÖHD üyesi olarak bu hukuksuzluk sürecinde hukuki girişimlerini sürdürdüklerini  belirterek şöyle dedi: “Bu hukuksuzluk ve ihlallere karşı tutsakların hakları için başvurularımızı yapıyoruz. İnfaz hakimliklerini yaptığımız başvurular reddedildiğinde bu kez Anayasa Mahkemesi’ne  başvuru yapıyoruz. Ancak Anayasa Mahkemesi’nde de olumlu karar çok çıkmıyor. Çıksa da uygulanmıyor. Burada olumsuz sonuçlanan başvurularımızı bu kez AİHM’e götürüyoruz. Bunun dışında hazırladığımız raporları kamuoyu ile paylaşıyoruz. Yine raporlarımızı tüm kurumlara, uluslararası kurumlara gündem olması için gönderiyoruz. Ancak bu da tek başına yeterli değil. Avrupa Konseyi’nde gerçekleşen konferanslarda da bunu dile getiriyoruz.”
 
‘Mücadelemiz sürecek’
 
 Tutsaklar için mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizen Şehriban, son olarak “En önemlisi ise bunun siyaset alanında gündem olması gerekiyor. Çünkü siyasi iktidarın politikaları yargıyı etkiliyor. Yargıda da bu olumsuz karar olarak karşımıza çıkıyor. Ancak hasta tutsakların bırakılması için  mücadelemiz devam edecek” şeklinde konuştu.