Madımak’ta katledilenler anıldı: Karanlık odaklar ortaya çıkarılsın
- 20:05 30 Haziran 2023
- Güncel
İZMİR – İzmir’de Madımak Katliamı yıldönümünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada 2 Temmuz’da Sivas’ta gerçekleşecek olan anmaya çağrı yapıldı.
Emek ve Demokrasi Güçleri ve İzmir’de bulunan Alevi kurumları Madımak’ta katledilenleri anmak üzere Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Demokratik Alevi Derneği (DAD), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile çok sayıda parti ve sivil toplum örgütünün katıldığı açıklamada “Her yer Madımak, her yer yanıyor” yazılı pankart taşınırken sık sık “Sivas’ı unutma unutturma”, “Katil devlet hesap verecek”, “Devletin Alevisi olmayacağız” ve “Faşizme karşı omuz omuza” sloganları atıldı. Basın metnini kitle adına Alevi Bektaşi Federasyonu Ege Bölge Sorumlusu Gülbahar Kaplan okudu.
‘Karanlık odaklar açığa çıkarılsın’
Devletin diğer katliamlarda olduğu gibi 2 Temmuz ile de yüzleşmediğini ifade eden Gülbahar, katliamın arkasındaki odakları açığa çıkarmanın ve adaletin sağlanmasının devletin yükümlülüğünde olduğunu belirti. Gülbahar, “Katliam hazırlıkları günler, haftalar öncesinden başlamış, civar illerden yüzlerce şahıs Sivas’a getirilmiştir. Camilerde, mahallelerde bildiriler dağıtılmış, gazetelere manşetler atılarak Aleviler hedef gösterilmiştir. Tüm bunlar devam ederken, ne devletin istihbaratı ne de polisi hiçbir önlem almamış ve sessiz kalarak bu hazırlıkları izlemiştir. Eğer gerçek bir yüzleşme yaşanacaksa, özellikle 1993 yılında Sivas ve civar illerdeki istihbarat ve güvenlik şefleri sorgulanmalı ve katliamın arkasındaki odaklar açığa çıkarılmalıdır” dedi.
‘2 Temmuz bozuk olan demokraside kırılma noktası’
2 Temmuz 1993 gününün Türkiye Cumhuriyeti devletinin “bozuk olan demokrasi sicilinde” bir kırılma noktası olduğunu vurgulayan Gülbahar, “Hatırlayalım, oteli kuşatan güruh ‘Kahrolsun laiklik, cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak’ diye bağırırken güvenlik güçleri sadece izliyordu. Yani aslında Madımak’ta bizimle birlikte laikliği de yaktılar. O günün Başbakanı ‘Çok şükür otel dışındakilere bir şey olmadı’ demişti. Bugünün cumhurbaşkanı ise ‘Hayırlı olsun’ diyor. Biz Aleviler biliyoruz ki ülkede gerçek anlamda bir laiklik olsaydı bunları yaşamayacaktık” şeklinde konuştu.
‘Madımak davası insanlığa karşı işlenen suçun davasıdır’
Madımak davasına sahip çıkmanın karanlık zihniyetlere karşı çocukların geleceğine sahip çıkmak olduğuna dikkat çeken Gülbahar, “Kadına yönelik her türlü şiddete karşı çıkmaktır. Örgütlü kötülüğe karşı iyiliği, yaşatmaktır. 30. Yılında zamanaşımına uğratılmak istenen Madımak katliamı davası insanlığa karşı işlenmiş bir suçun davasıdır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz” vurgusu yaptı.
‘Şeriat kadın cinayetlerinin yasal güvenceye alınmasıdır’
Gülbahar, şeriatın kadın cinayetleri ve çocuk gelinlerin yasal güvenceye alınması anlamına geldiğinin altını çizerken, “Şeriat demek kan ve gözyaşı demektir, milyonlarca insanın nefessiz bırakılması demektir. Şeriat demek, kadın cinayetleri ve çocuk gelinlerin yasal güvenceye alınması demektir. Şeriat demek kan ve gözyaşı demektir, milyonlarca insanın nefessiz bırakılması demektir” sözlerine yer verdi.
ÇEDES’e tepki: Amaç Madımak katliamlarının önünü açmak
Açıklamada “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) projesine değinen Gülbahar, şöyle konuştu: “Okullara imam gönderenlerin asıl hedefinde çocuklarımızın geleceği vardır. Dindar ve kindar nesiller yetiştirmek isteyenler, yeni Madımak katliamlarının da önünü açmaktadır. Ülkede demokrasi, eşitlik ve adalet taleplerinde bulunan herkes düşman ve terörist ilan edilmektedir. Adeta, ‘Halinize şükredin ve susun’ denilerek açlığın kader, itirazın suç olduğuna inanmamız istenmektedir.”
Gülbahar son olarak 2 Temmuz’da Sivas’ta gerçekleşecek olan anmaya çağrı yaptı. Açıklama slogan ve alkışlarla sona erdi.