AMED – Cezaevinde 2016 yılından bu yana tutulan müebbet hapis ve 26 yıl cezası verilen ve birçok rahatsızlığı olan  hasta tutsak Dilber Tanrıkulu, bırakılmıyor. 

 

Cezaevlerinde tutsaklara yönelik baskılar artarken, baskı ve hak ihlallerinden en çok etkilenen ise hasta tutsaklar. Cezaevlerinde 17 ay içerisinde 93 tutsak yaşamını yitirirken en son da Alanya L Tipi Cezaevinde K.S. isimli bir adli tutuklu şüpheli bir şekilde yaşamanı yitirdi. Cezaevlerindeki hala tedavi edilmeyen ve dışarıda tedavi imkanı için de bırakılmayan yüzlerce hasta tutsak bulunuyor. Bu tutsaklardan biri de Dilber Tanrıkulu. 2016 yılından bu yana tutuklu olan ve müebbet hapis cezası verilen Dilber, Kandıra Cezaevi’nde tutuluyor. “Acil bırakılması gerekenler” listesinde bulunan Dilber, yapılan tüm başvurulara rağmen bırakılmıyor. 

 

Nisêbîn’de dünyaya geldi

 

 Mêrdîn’in (Mardin) Nisêbîn (Nusaybin) ilçesinde dünyaya gelen Dilber, 6 çocuklu ailenin 4’üncü çocuğu. Kürt kimliğine yönelik saldırılardan dolayı direniş kenti olan Nisêbîn’de mücadeleye başlar. Erkek egemen sistem ve asimilasyona karşı isyan eden Dilber, Kürtçe eğitim verilmediği için 11 sınıfta okulu bıraktı ve genç bir Kürt kadın olarak tüm engel ve saldırılara rağmen varlık mücadelesini hala sürdürüyor. 

 

‘Katliam ve direnişe tanık oldum’

 

Küçük yaşta siyasetle tanışan Dilber, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimlerinde de genç bir kadın olarak çalışmalarda yer aldı. Mücadelesini sürdüren Dilber, sokağa çıkma yasaklarının ilan edildiği 2015-2016 yıllarında da tüm baskılara rağmen evini terk etmedi. Dilber, 2022 yılında ajansımıza gönderdiği bir mektupta o sürece ilişkin “Ben katliam ve direnişe tanık oldum. Orada insanların varlığı unutuldu. Savaş en vahşi yüzünü gösterdi” sözleri ile dile getirmişti. 

 

İşkence gördü

 

26 Mayıs 2016 yılında 17’si çocuk 70 kişi için açılan koridor ile çıkan Dilber, şarapnel parçalarının değmesi sonucu bacak ve kolundan ağır yaralandı. Dilber, gördüğü işkenceye ilişkin de mekbunda şunları belirtmişti: “Çıktığımızda askerler fiziki ve psikolojik işkence yaptı. Kol ve bacağımdaki şarapnel parçalarından dolayı ağır yara aldım. Ancak bunlar tedavi ile iyileşebilirdi. Fakat beni hastaneye götürdüklerinde üstüne işkence yapıyorlardı. Silahla vücudumun her yerine vuruyorlardı. Bacağım parçalanmıştı, kemikleri kırıldı. İşkenceden dolayı ailem hastanede beni tanıyamadı. Sadece askerler değil sağlık görevlileri de  bacağımda büyük tahribat oluşmasının sorumlusu.”

 

3 ağır ameliyat geçirdi

 

Ağır yaralı olan ve işkence gören Dilber’e ne ambulansta ne de hastanede müdahale edildi. Mardin Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Dilber, işkence ve geç müdahaleden dolayı doktor, “bacağın kesilmesi gerek” diyor ve bunun üzerine 3 ağır ameliyat geçiriyor. Bunun sonucunda da bacağına protez takılan Dilber, her işi yapamıyor ve eğilip kalkamıyor. Ameliyat sonrası Dilber alelacele Mardin E Tipi Cezaevi’ne götürülür. Tedavi için hastaneye daha sonra gittiğinde de doktor “tedaviye gerek yok” der. 

 

Müebbet ve 26 yıl ceza

 

Dilber, 70 arkadaşı ile birlikte haklarında “devletin bütünlüğünü bozmak” iddiasıyla açılan davada 3 yıl yargılandı ve 3 Aralık 2019 tarihinde aynı iddiadan müebbet, “kasten öldürmekten” 16 yıl, “kamu malına zarar vermekten” 3 yıl, “tehlikeli maddeleri izinsin bulundurmaktan” 7 yıl 6 ay ceza  olmak üzere 26 yıl ceza aldı.  

 

Birçok hastalığı var

 

2018 yılında Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne  götürülen Dilber burada da aynı uygulamalarla karşı karşıya kalır. Daha sonra da 20 Haziran 2022 tarihinde de Kocaeli 1 Nolu Cezaevi’ne götürülen Dilber burada da rahatsızlıklarından dolayı hastaneye gidip gelir.  Dilber aynı zamanda kolunda bulunan şarapnel parçalarından dolayı da sağlık sorunları yaşıyor. Parça tehlikeli bir yerde olduğu için müdahale edilmiyor.

 

Bu rahatsızlıklarının yanı sıra Dilber’in kalp kapakçıklarında da sorun var. Doktor kontrolünde olması gereken Dilber, salgın sürecinde tedavi edilmedi ayrıca mide ve bağırsak sorunu da yaşıyor. Cezaevinde tedavi koşulları olmadığı için, iyi bir tedavi göremiyor. Rahatsızlıklarından dolayı bırakılması gereken Dilber, tüm ağır şartlara rağmen cezaevinde direnişini sürdürüyor.