‘Gençleri kaybedersek hakikatimizi kaybederiz’

  • 09:05 23 Haziran 2023
  • Güncel
 
 
Rozerin Gültekin 
 
İSTANBUL - “ÇEDES” projesine dair değerlendirmelerde bulunarak asimilasyonun diğer adının, eğitim olduğunu söyleyen HDK Halklar ve İnançlar Komisyonu üyesi Nergiz Güzel, “IŞİD Ortadoğu’ya İslami gelenek getirmeye çalıştı AKP’de onun devamı. Toplumun ayağa kalkması gerekiyor gençleri kaybedersek biz hakikatimizi kaybederiz” diye çağrı yaptı.
 
AKP-MHP iktidarı, eğitime dönük politikaları kapsamında sistematik bir şekilde, bilimden ve gerçeklikten uzak modeller ile çeşitli sınav ve müfredat değişiklikleriyle kendi neslini oluşturmaya çalışıyor. Yıllardır zorunlu din eğitimine karşı adım atılması gerekirken, bu kez “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” projesi pilot il olarak seçilen İzmir ve Eskişehir’de hayata geçirilmeye çalışılıyor. Söz konusu proje ile çocuğa yönelik suçlar ve çocuk yaşta evlendirilme riski de artıyor. 
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Komisyonu üyesi Nergiz Güzel, ÇEDES projesine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 
 
Neden zorunlu din dersine karşı mücadele?
 
İlk olarak Alevilerin yıllardır zorunlu din eğitimine karşı yürüttüğü mücadeleye değinen Nergiz, Alevilerin inançların yaşanmasına olanak tanınmadığı için zorunlu din eğitimi istemediklerini söyledi. Nergiz, “Cumhuriyet ile tek dil, tek din, tek millet meselesi bu coğrafyada yaşayan diğer halkların hepsini ötekileştiren bir süreci başlattı. Aleviler önce Koçgiri ile daha sonra Dersim, Çorum, Maraş, Sivas katliamlarını yaşadı. Ama insanlar artık asimilasyonu reddeden bir yerde olmaya başladı. Kendi inancımla yaşamak istiyorum, varlığımın hakikatinin kabul edilmesini istiyorum. Laik eğitim, anadilde eğitim gibi birçok talebimiz var. Bu haklı taleplerimiz Cumhuriyet tarihi boyunca karşılanmadı. Sadece Alevileri anlatma adı altında içinde öğreti olmayan bir kitap yayınladılar. Cemevi-cami projesini öne attılar burada da amaç Alevileri Sünni İslam’ın içine katmaktı. En son bizleri Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağladılar. Bu bir inanca hakarettir, çünkü inanç merkezlerimizin turizme açılması asimilasyon projesidir” dedi.  
 
‘Asimilasyonun diğer adını eğitim yaptılar’
 
Asimilasyon ve din kisvesi altında iktidarın yıllardır oluşturmaya çalıştığı nesle dair değerlendirmelerde bulunan Nergiz, iktidarın halklara “din üzerinden bir yaşam perspektifi” sunmaya çalıştığını aktardı. Nergiz, “Ensar Vakfı ile protokol yapıldı, okula başlama süresini geriye çektiler çocuklara kuran kursu protokolleri yapıldı. Çocukları ailelerin elinden alıp kendi istedikleri çocukları yaratmak istiyorlar. Asimilasyonun diğer adını eğitim yaptılar. Eğitim yasal hak ama içinde inancın olması Anayasa’ya göre yasak. Hak, hukuk bilmeyen bir iktidar tarafından yönetiliyoruz. Önceki dönemde partili başkanın ‘kindar ve dindar bir nesil istiyorum’ diye söylemi vardı. Gençlerimiz asimile oluyor dine bağlı, kendi öğretisini bilmeyen, dilini, inancının bilmeyen bir gençlik yaratılmaya çalışılıyor. Toplumu bu kadar ötekileştiren bir yaklaşım din adı altında olamaz, çünkü dinde barış felsefesi var. İstediği İslam perspektifi içinde bir yaşam. IŞİD Ortadoğu’ya İslami gelenek getirmeye çalıştı AKP’de onun devamı” diye belirtti. 
 
‘Bilimsel eğitimden kopulduğuna dair resmi adım’
 
“Kindar ve dindar” nesil ile Türkiye’de yıllardır içerisinde olduğu savaş siyasetinin de derinleştirilmeye çalışıldığına değinen Nergiz, “Daha çok savaş, sefalet, yoksulluk yaratılıyor. Urfa'da bir çocuk ailenin zorla cemaate göndermesi nedeniyle yaşamını yitirdi. Yeni yüzyılın çocukları bu kadar kötülüğü içinde barındıramıyor o açıdan yaratmak istediği şekil tutmuyor” ifadelerini kullandı. Bunların devamcısı olarak bütün değerlerin talan edildiği ülkede “Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” adıyla gerçekleştirilmeye çalışılan projenin gündeme gelmesine dair konuşan Nergiz, “Seçim sonrası ilk icraatları bu oldu. Müezzin, imam adı altında okullara gönderildiler. Rehber öğretmen yok sayıldı manevi danışman getirildi. Kendilerine bir tarih yaratmaya çalışıyorlar. Bilimsel eğitimden tamamen kopulduğunu daha resmileştiği bir noktaya geldik.”
 
‘Toplumsal ahlakın çürümüşlüğüne karşı gelinmeli’
 
Toplumun ayağa kalkması gerektiğini vurgulayan Nergiz, “Mesele sadece kadınların meselesi değil erkeklerin de meselesi. Kadınlar hep sokakta ve direnişin içerisinde ama erkeklerin hiçbir yerde olmaması iktidara alan yaratıyor. Toplumsal ahlakın çürümüşlüğüne karşı gelinmeli. Çocuğun psikolojisi düşünülmeli. Bu kadar erken yaşta dinle yetiştirilmesine psikiyatristlerin, pedagogların tepki göstermesi gerekiyor. Yaşadığımız her kötülük sıradanlaşmaya başladı. Bu sıradanlığın, bozulan ahlakın sonuçlarını yaşıyoruz. Gençleri kaybedersek biz hakikatimizi ve toplumumuzu kaybederiz” sözleriyle mücadele çağrısı yaptı.