Doktordan ağır hasta tutsağa: Bir yıl daha cezaevinde kalabilirsin!

  • 09:02 23 Haziran 2023
  • Güncel
 
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Cezaevindeki ağır hasta tutsaklardan Ayfer Ayçiçek, sevk edildiği hastanede doktorun kendisine “Bir yıl daha cezaevinde kalabilirsin” dediğini aktararak, arkadaşları ile sürdürdüğü komünal yaşamdan aldığı moral ile mücadelesini sürdürdüğünü söyledi.  
 
Adana’da 2007 yılında, “Örgüt üyeliği” iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklanan ve 15 yıldır cezaevinde maruz kaldığı tecrit, şiddet ve işkence uygulamalarına karşı direnen ağır hasta tutsak Ayfer Ayçiçek, 10 Mayıs günü Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nden Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. 2014 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yaklaşık 40 gün tutulan Ayfer, avukatı aracılığıyla ajansımıza gönderdiği mektupta, yaşadığı işkence ve ihlaller nedeniyle orada kalmak istemediğini iletmişti. Bu durumun ardından yeniden aynı hastaneye sevk edilen ve doktorların yalnızca “heyete girecek” bilgisini verdiği ailesi ise Ayfer için endişe duyduğunu paylaşmıştı.
  
Bir yıl önce taliye talebinde bulundu
 
“Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun”, tutsakların “koşullu salıverilme” durumlarının belirlendiği maddelerden oluşuyor. 5275 sayılı kanun kapsamında düzenlenen “koşullu salıverilme” hakkından yararlanabilmek için ise tutsakların infaz süresini “iyi halli” geçirmiş olması “şartı” yer alıyor. Bu kapsamda 2022’nin Kasım ayında cezaevi idaresine tahliye talebinde bulunan ağır hasta tutsak Ayfer, kanunun “Cezanın İnfazının Ertelenmesi” başlıklı üçüncü bölümündeki “Hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi”ne ilişkin yer alan 16’ncı maddeden yararlanmak istedi. Madde 16’nın içeriğinde, “Akıl hastalığına tutulan hükümlünün cezasının infazı geriye bırakılır ve hükümlü, iyileşinceye kadar Türk Ceza Kanununun 57’nci maddesinde belirtilen sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınır. Sağlık kurumunda geçen süreler cezaevinde geçmiş sayılır” ifadeleri yer alıyor.
 
6 ay sonra hastaneye sevk edildi
 
Ayfer, ajansımıza verdiği bilgi ile cezaevi idaresinin tahliye talebini değerlendirmek üzere “hastalık tespiti” için 10 Mayıs günü Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nden Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne sevkini gerçekleştirdiğini aktarmıştı. Daha önce işkence gördüğü hastanede bu süreçte herhangi bir hak ihlali ve baskıya maruz kalmadığını söyleyen Ayfer, sağlık tetkiklerinin yapılması ardından 17 Mayıs’ta hastanenin tutsak bölümüne bakan kurula çıkarıldığını iletmişti. Toplam 15 gün kaldığı hastaneden 25 Mayıs günü önce Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne götürülen Ayfer, birkaç gün sonra da Gebze Cezaevi’ne götürüldü. Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından hazırlanacak olan raporunu bekleyen Ayfer, raporun heyet tarafından birkaç gün içerisinde hazırlanarak sonuçlanacağının kendisine aktarıldığını ifade etmişti.
 
Ayfer, sağlık durumu ve hastane heyetinde yer alan doktorun verdiği bilgileri JINNEWS’e anlattı.
 
Bir yıl daha cezaevinde kalabilirmiş!
 
Büyük bir merakla ATK raporunu bekleyen Ayfer, bu süreçte Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde heyete çıktığı doktorun kendisine, bir yıl daha cezaevinde kalabilecek durumda olduğunu söylediğini aktardı. Doktorun henüz raporun sonuçlanmadığını da paylaştığını belirten Ayfer, hastalıklarının 2014 yılından daha iyi olduğunu dile getirdiğini sözlerine ekledi.
 
Komünal yaşamdan moral alıyor
 
İlaçlarını kullanmaya devam ettiğini ve sağlık durumunun da iyi olduğunu ifade eden Ayfer, uzun yıllardır birçok işkence ve baskıya maruz kalsa da mücadelesini sürdürmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini vurguladı. Ayfer, ayrıca cezaevinde birlikte kaldığı tutsak arkadaşlarıyla sürdürdüğü komünal yaşam ile de büyük bir moral aldığını paylaştı. Cezasının bitmesine yaklaşık bir yıl kaldığını söyleyen Ayfer, tek talebinin ise tahliyesi sağlanarak tedavisini sürdürmek olduğunu yineledi.
 
Ayfer Ayçiçek hakkında
 
Adana’da 2007 yılında gözaltına alınan ve tutuklanan Ayfer Ayçiçek, İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre Marmara cezaevlerinde tutulan ağır hasta tutsaklardan biri. “Örgüt üyeliği” iddiası ile yargılanan ve 22 yıl 11 ay hapis cezası alan Ayfer, uzun yıllardır Gebze M Tipi Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor. Ayfer, cezaevinde kaldığı süre boyunca çıplak aramaya, birçok kez de cezaevi memurlarınca sözlü tacize maruz bırakıldı. Tutuklandığı ilk süreçte 8 ay boyunca tek kişilik hücrede kalan ve sonrasında birçok cezaevine sürgün edilen Ayfer, gittiği her yerde farklı farklı hak ihlalleri, şiddet, işkence ve tecrit uygulamalarına uğradı.
 
Sağlık durumu yerinde değilken dava açıldı!
 
Cezaevi koşullarından kaynaklı psikolojik rahatsızlıklar yaşayan Ayfer hakkında sağlık durumu yerinde değilken Alanya Cezaevi’nde kaldığı süreçte, “kamu malına zarar vermek” suçlamasıyla dava açıldı. Cezaevinde yaşadığı ihlallerden ötürü oluşan sağlık sorunları nedeniyle itirazda bulunamayacak durumda olan Ayfer’in cezası ise o süreçte kesinleşti. Ardından Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’ne sürgün edilen Ayfer, 2014 yılında bir buçuk ay boyunca Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gördü. Burada da çokça psikolojik baskı ve işkenceye maruz kalan Ayfer, ilaçlarını kullanmaya bir süre daha devam etmek zorunda olsa da, koğuşta kaldığı kadın tutsaklardan aldığı destek ile moral ve motivasyonunu daima korudu.
 
Haberimiz sonrası ilaçları verildi
 
15 yıldır cezaevinde tutulan ve 4 yıldır düzenli olarak antidepresan ile birlikte dört farklı ağır ilaç kullanan Ayfer, 2022’nin Temmuz ayında ajansımıza cezaevi memurlarının kendisine ilaçlarını “gözleri önünde içmesini” dayattığını iletmişti. Bu uygulamayı kabul etmediğini dile getiren Ayfer, ilaçlarının kendisine verilmediğini ve psikolojik işkenceye maruz bırakıldığını paylaşmıştı. Ayfer ayrıca yaşadığı psikolojik işkencenin üzerine sırf ilaçlarını cezaevi memurlarının önünde içmediği için kendisine 2 aylık disiplin cezası verildiğini de aktarmıştı. 22 Temmuz 2022’de ise ajansımızda Ayfer’in yaşadıklarına dair yayınladığımız haberin ardından kamuoyu baskısının da oluşması ile Ayfer, ilaçlarının kendisine verilmeye başlandığını paylaşmıştı.
 
Televizyon programında hedef gösterildi
 
Ayfer ayrıca ajansımıza, “TRT World” isimli televizyon kanalında yayınlanan bir belgeselde isminin açık bir şekilde verilip hedef gösterilerek kendisine psikolojik şiddet ve işkence uygulandığını aktarmıştı. Programın kaldırılması için Adalet Bakanlığı’na mektup yazan Ayfer, aldığı “absürt” yanıtta kendisinden “kanıt” istendiğini söylemişti.
 
ATK’ye güvenmedi
 
Öte yandan Ayfer, 15 yıllık tutsaklık sürecinde ATK’nin “adil” raporlar vermediğini düşündüğü için de hiç başvuruda bulunmadı.
 
‘İnandığımız değerlerden vazgeçmeyeceğiz!’
 
Ayfer, 26 Kasım 2021 tarihinde ajansımıza gönderdiği mesajda ise, “Hasta mahpuslar nezdinde özellikle kadın tutsaklara gösterdikleri bu duyarlılıktan kaynaklı JINNEWS’e özellikle teşekkür ediyorum. Bir nebze de olsa birileri ilgileniyor ve sesimize ses olmaya çalışıyor. Bir şekilde inandığımız değerler ölçüsünde varlığımızı sürdüreceğiz, bizi kabul etsinler veya etmesinler. İstedikleri kadar bu ağırlaştırılmış tecridi bize de her ne kadar yansıtmaya çalışıyorlarsa çalışsınlar. İnandığımız değerler noktasında bu gerçeklerden vazgeçmeyeceğiz, insani olarak yaşama talebimiz söz konusu, biz hep bunun ardılı olacağız” sözlerini kullanmıştı.
 
Mücadelesinden vazgeçmemekte kararlı
 
Ayfer, hem kullandığı ağır ilaçların etkisi hem de ödem birikmesi ve vücudunda oluşan çok fazla şişliğe rağmen koğuşta beraber kaldıkları arkadaşlarının birbirlerine destek olması ve komünal bir yaşam sürdürmelerinden güç alarak var olmaya, kendini yaşamdan koparmamaya ve mücadelesini sürdürmeye devam ettiğini ajansımıza gönderdiği her mesajda iletmişti.
 
Ailesi: Son görüşümüzde elleri çok titriyordu
 
Ayfer’in ailesi ise 2 Mayıs Salı günü açık görüşe gittiklerinde, Ayfer’in ellerinin çok fazla titrediğini, kullandığı ağır ilaçlardan dolayı da spor yapmasına rağmen çok fazla kilo aldığının bilgisini vermişti. Ayfer’in hala aynı ağır ilaçları kullandığını aktaran ailesi, morali kötü olsa da Ayfer’in kendilerine hiçbir zaman yansıtmadığını, daima güçlü ve mücadeleci olduğunu vurgulamıştı.