Abdullah Öcalan: HDP Demokratik Sosyalizm Partisi'dir

  • 09:01 19 Haziran 2023
  • Siyaset
 
 
ANKARA – Seçimlerin ardından yaşanan eksiklikleri gidermek halkla birlikte güçlü bir siyaset yürütmek için tartışma sürecini başlatan HDP için PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yaptığı “Demokratik Sosyalizm Partisi” tespiti ve  “HDP demokratik, ekolojist ve feminist bir harekettir. Şimdi bunlar HDP’yi boğmaya çalışıyor. Doğru örgüt, doğru denetim yapmalısınız. Bu işler ahbap çavuş ilişkisiyle gitmez” değerlendirmesi güncelliğini koruyor.  
 
Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri geride kalırken, Halkların Demokratik Partisi (HDP) seçimlerin ardından yeni yapılanma sürecine ilişkin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri, Parti Meclisi (PM), Kadın, Gençlik Meclisi, il ve ilçe eşbaşkanları ile bir dizi toplantı gerçekleştirdi. Yapılan toplantılarda yaşanan eksiklikler ele alınarak eleştiri-özeleştiriler gündeme geldi, bu toplantıların sonucunda halkla birlikte tartışmaların yürütüleceğine dair karar alındı. Toplantının ana gündemlerinden biri de HDP fikriyatının ve projesinin pratikte işlevsel kılınamadığı ve halkla iç içe bir çalışmanın yürütülemediğine ilişkin değerlendirmeler oldu. 
 
Yapılan tüm tartışmalar,  PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın HDP projesine ilişkin yaptığı değerlendirmelerin güncelliğini ortaya çıkardı. Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’nda kendisi ile görüşmeler yapan İmralı Heyeti ile yaptığı tartışmaları içiren “Siyaset özgürleşmeden yaşamın hiçbir alanı özgürleşmez”, “Siyaset öngörebilmektir” ve “AKP otoriterleşirse kendini bitirir” konu başlıkları başlıkları ile AKP iktidarının yaptığı siyaset ve HDP’ye ilişkin değerlendirmelerini derledik.  
 
Siyaset özgürleşmeden yaşamın hiçbir alanı özgürleşmez 
 
9 Mart 2014 yılında Barış ve Demokrasi Partisi ve Halkların Demokratik Partisi’nin olaylara çok dar yaklaştığını değerlendiren Abdullah Öcalan, İmralı Heyeti ile yaptığı görüşmede BDP, HDP ve aydınlara ilişkin şunları belirtti: “Fazlasıyla 12 Eylül ve Gladiocu çevreler hepinizi pasifize etti. Bu saldırılarda da görüyorsunuz. Beni dinlemiyorsunuz. Öz savunma gücünü anlayamadınız. Sindirilmişsiniz, gürül gürül karşı koyacaksınız. Newroz’da tarihi çağrı yaptım ya, Başbakan bunun gereğini yapacak. İçinde bulunduğunuz durum hem koyu devlet inkarcılığı hem de koyu devlet teslimiyetçiliğidir. Ben bu tarzı kabul etmiyorum, ben son derece bilimsel aydınlatmalı devlet anlayışım ortaya koyuyorum. Devlet de bunu anlamalı. Dar bedenden kurtulmak istiyorlarsa HDP gereklidir. Darbenin ilacıdır, başka bir şekilde darbeden çıkış olmaz. Politikada hamsınız, siyasetin gücünü kullanmıyorsunuz, siyasetin gücünü bileceksiniz. Siyaset sanatı da, ekonomiyi de, hukuku da özgürleştiren bir alandır. HDP ve BDP'yi yeniden yapılandırmak gereklidir, yeniden yapılandırabilirseniz yüzde 15 bandına ulaşabilirsiniz” dedi. 
 
Siyaset öngörebilmektir 
 
15 Ağustos 2014 yılında Türkiye siyasetinin çıkmazı üzerinden değerlendirmelerde bulunan Abdullah Öcalan,  bu durumun ise öngörüsüz olmasından kaynaklandığını aktardı. Abdullah Öcalan, “Demokratik siyaseti çok hazırlıksız görüyorum. Daha sonuç alıcı olmalısınız. Sizde bu eksik. Devlet de bu konularda yetersizdir. Devlet içine bile sızmalar var; hatta istihbarat kurumlarına, buraya, benim bulunduğum alana kadar sızmalar var. Bu dağınıklık hepinizde var. Bizim AKP’nin ciddiyetsiz yaklaşımlarını, bütün bu kusurlarını örtmemiz isteniyor. Bunun için heyeti kullanıyorlar. Heyeti burada üzerimize salmaya çalışıyorlar. Ben devlet heyetini önemsiyorum. Kürt sorununda devlet heyetinin ağırlığını kullanmak istiyorlar. Kürt meselesini ne hale getirdiklerini biliyoruz. Ben çok önceden uyarmama, söylememe rağmen gerekli tedbirler alınmıyor. Legal siyaset de beni yanıltıyor. Hepiniz kadronuzu yetiştireceksiniz, anlamaya çalışacaksınız! 
 
Türkiye felakete sürüklenecek 
 
Şimdi HDP çok kritik bir noktaya geldi. Bunu büyütmek zorundasınız. Ben ta başından beri size ‘Hiçbir şey yapamıyorsanız bana elli tane genç bulun, her şeyini buna adasınlar’ demiştim. Bunu sağlamanız durumunda bile ben her şeyi hallederim dedim. Siz de müzakere sürecinin bir parçası olarak ekonomik, kültürel vb. tüm sorunlarını çözersiniz. Bunun gereklerini yerine getirirseniz Erdoğan’ın antidemokratik tavrına karşı koyabiliriz. Duygusallığa, küsmeye, hatta hastalanmaya yer yok derken bunu kastediyorum. Hükümete de söyleyin: İlkeler paketini, siyasi paketi gündemlerine alsınlar. Öyle bayrak edebiyatı yaparak sorun çözülmez. ‘Tek bayrak’ diyorlar. Bayrak zaten yerinde sallanıyor, rüzgar vurdukça dalgalanıyor. İki ayda silahları devreden çıkartabiliriz. Onlara söyleyin: Bu mesele hal olursa kadına karşı terör de, sokaktaki terör de biter. Bunlar bunu görmüyorlar mı? Bizim sunduğumuz öneri devleti de büyüten bir öneridir. Bizim sunduğumuz öneriler devleti büyütme, sağlamlaştırma formülüdür. Böyle ucuz siyaset olmaz. Biz çok dürüst ve ilkeli bir şekilde siyaset yapıyoruz. Seçimi kazanmış olabilirler, ama savaş kaybettirir. Bunlar devleti rant ve çıkar için kullanıyorlar. Ben olağanüstü sabır ve tahammül gösteriyorum, çünkü Türkiye felakete sürüklenecek” diye belirtti. 
 
AKP otoriterleşirse kendini bitirir 
 
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat 2015 tarihli  AKP’ye dönük yaptığı değerlendirmeler ve eleştiriler bugün de güncelliğini korumaya devam ediyor. İmralı Heyeti ile görüşmesinde Tayyip Erdoğan’ın “Yeni Türkiye” söylemlerine değinen Abdullah Öcalan, “Yeni Türkiye’nin ikinci üyesi ben olacağım. İkincisi demokratik kimlik statüsüdür. İnsan toplumsuz olmaz, insanlık başından beri topluluklar halin dedir. Klanlarla başlayan yürüyüş ulusla devam ediyor. Yeryüzündeki tüm halkların bir ulus karakteri vardır. Göbeklitepe’deki kazılarda da ortaya çıkmıştı. Kürtler de en eski halklardandır, en eski kavimlerdendir. Biz bu halkı demokratik bir statüye kavuşturmak istiyoruz. Demokratik statü bir devlet değildir, bir kimlik statüsüdür. Üniter devlete göre herkes bireydir, bağımsızdır. Bir oy hakkı vardır. Ulus-devlet faşizmdir. Bunu Hitler tek tip ırk yaratmak için kullanmak istedi. Hitler, Musollini insanları nasıl öldürdüyse ulus-devlet de onu yaptı. Türkiye'de de bu yönlü arayışlar oldu, ama gerçekliğe uymadı. Farklılık olmadan yaşam olmaz. Evren her an farklılaşarak evren oldu. Türkiye’de de farklılıklar temelinde kimlikler vardır. Örneğin dini, etnik, inanç kimlikleri var. Tek bir insanı kimliksiz yapamazsın. Toplumda birçok kimlik var. Yan farklılıkları inkar etmek evrenin oluşumunu inkar etmek gibidir. MHP böyle yapıyor. Biz bu bahçede tek tip çiçek olsun istemiyoruz. Hatta tek tip olsa bile, örneğin lale tek tip lale yoktur. Lalenin tüm cinsleri olmalıdır. Teorimiz budur. Biz cumhuriyeti kimliğini herkesin seçeceği bir temelde ele almalıyız. Devlet üstte en gelişmiş üst akıl olarak bu kimlikleri içerde ve dışarda koruyacak. Benim çözümüm budur. AKP’ye anlatacaksınız. Güvenlik yasası çıkarsa en çok onlara zarar verir. AKP otoriterleşmek isterse kendini bitirir, AKP hakiki olmazsa bu sefer gerilla hakiki savaşı başlatır. Anlaşma yok, çözüm yok, barış yok, faşizmi dayatırsa savaş başlar. Bunu onlara da söyleyin” ifadelerini kullandı. 
 
HDP Projesi 
 
Abdullah Öcalan’ın 2014- 2015 yılında İmralı heyeti ile yaptığı görüşmelerde, HDP’nin demokratik ve sosyalist bir hareket olduğunu sık sık dile getirir. Abdullah Öcalan, “Hepimiz için ortak bir örgüt gerekiyor. 70’lerden beri bunu istiyoruz. Milliyetçi örgütler bunu hep engelledi. HDK-HDP doğru bir projedir, isimlendirme de doğrudur. Ama işlemiyor işte. Meclis alanı dar kalıyor, herkesi kapsamıyor. Olağanüstü HDP kongresi yapılabilir, yeni baştan örgütlenebilirler” önerisinde bulundu. 
 
Demokratik sistem anlayışı 
 
HDP’nin eşbaşkanlığına dair yürütülen tartışmaları eleştiren Abdullah Öcalan, "Bir hareketi etkilemek için ille de başında olmak gerekmez. Kendilerine biraz güvensinler. Siz de kendinize güvenin, başında olmasanız da etkileyebilirsiniz. Kimse parti şovenizmine kapılmasın. Tarihin ruhuna uygun çalışarak kendi ruhunu örgüte vermektir önemli olan. Ben bile burada Türkiye solundan daha birlikçiyim. Alevi, kadın, Türk, Çerkes demeden herkes girmelidir. Zamanın ruhuna uygun bir şekilde yeni parti olarak çıkış yapabilirler. Türk emekçilerini de örgütlemek gerekir. Muazzam bir eleştiri ekibi varmış. Bunlara karşı dikkatli olun. Duyarsız olmayın. Gel, partide çalış deyin. Ustalıklı bir taktik olarak bu çevreleri demokratik sisteme katın” dedi. 
   
Kadın bir toplumsal dönüşüm aracıdır 
 
Kadınların öncü rolünü yerine getirmesi gerektiğini dile getiren Abdullah Öcalan, “Çok sayıda kadın var. Kadın meclisleriniz var. Birçok çalışmaya el atın. Kadınlar erkek egemen zihniyetiyle uzaklaştırıldı. Kadrolarınız yeterli. Birikiminiz de var. Kadın toplumda yerini bulmalı. Kadından çekinmeyeceğiz. Kadın bir toplumsal dönüşüm aracıdır” diye belirtti. 
  
Ağırlığınızı kadrolaşmaya ve kurumsallaşmaya verin 
 
Sol sosyalist kesimlere karşı sorumlulukların olduğunu ve HDP’nin Türkiye partisi olması gerektiğini vurgulayan Abdullah Öcalan, HDP’nin "Demokratik Kongre Partisi" olabileceğini belirtti. Abdullah Öcalan, kurumsallaşmaya değinerek, “Çalışmak isteyen, şevki olan, dürüst, taktik gücü olanları Parti Meclisine alırsınız. Ağırlığınızı kadrolaşmaya ve kurumlaşmaya verirsiniz. Böylece bütün vekiller Türkiye vekilleri olurlar. Sadece Kürtlerin vekilleri olmaktan çıkarlar” şeklinde konuştu. 
 
Partiyi güçlendirin 
 
Abdullah Öcalan, “Örneğin su için H2O gereklidir. İstediğiniz kadar hidrojen ve oksijeniniz olsun, iki hidrojen ile bir oksijeni bir araya getirmezseniz su olmaz. HDP’yi bunun için önerdim. Tonlarca sorunun çözümü için nitelikli kadroya ihtiyacınız var. Türk ve Kürt Partisi gibi ayrışmayın, tehlikelidir. Yeni model bir Türkiye partisidir. Milliyetleri, bölgeleri ve kültürleri bağrında taşıyan demokratik ulus Türkiye’sinin partisidir. Çok önemlidir. Türk ulusu vardır ve bir gerçektir. Peki, Kürt halkıyla birleşince ne olur? Türkiye ulusu diyebiliriz. Bu parti işte buna öncülük edecek. ESP, BDP, EMEP, Yeşiller, Müslümanlar, feministler, çevreciler, hepsi olsun. Sadece antikapitalistlik bile herkesi birleştirebilir. Üç dört genel ilke yeterlidir. En çok da EMEP’in pratikte koşturması gerekir. Herkes ciddi yaklaşsın. Kariyerizme, kıskançlığa gerek yok. Nitelikli gençlerle donatın, partiyi güçlendirin” ifadelerine yer verdi. 
 
 Güçlü vatandaşı esas alarak çalışın 
 
Kürt ve Türk ortaklığının önemine değinen Abdullah Öcalan, “Kürtlüğe yapılacak en iyi hizmet iki Türk aydınıyla da olsa ortaklaşmaktır. Çoğul modeli, demokratik birime sığdırılmış güçlü vatandaşı esas alarak çalışın. Yeni Anayasa’da vatan tanımı, ulus tanımı, cumhuriyet tanımı, yetkinin yerele devri hususları değişecek. Ermeniler de Süryaniler de kadınlar, feministler ve benzerleri de demokratik birim şeklinde örgütlenebilirler. Asıl sosyalizm de budur” dedi. 
 
‘Kürt temsilinden uzaklaşma değildir’
 
HDP’nin toplumsal tüm kesimlerin merkezi olması gerektiğinin altını çizen Abdullah Öcalan, “Devlet particiliği bu toplumun demokratikleşmesinde en büyük engeldir. Bunu aşmak gerekir. Bunu başaramazsanız halk politikacılığı yapamazsınız. Halk hukukuna sahip çıkmak için büyük direniş göstereceksiniz” şeklinde konuştu. HDP projesinin önemine değinen PKK Lideri, “HDP önemli bir projedir, katkı sunacak herkese kapısı açıktır. Hem Kürt Sünni hem de Türk Sol gruplar bilinçli karşı çıkıyorlar. Bizde de dar küçük burjuva milliyetçiler, aynı zamanda sahte aydınlar da karşıdırlar. İdeolojik, siyasi eleştiri ve önerileri varsa sunsunlar, yoksa karışmasınlar. Bu süreç Kürt temsilinden uzaklaşma değildir, bu stratejik bir hamledir. Emekçilerin kardeşliği için de önemli bir projedir. Bölgeden uzaklaşılıyor söylemi çok yanlış. Demokratik ulus çözümlemesini bilmeden konuşuyorlar, konuşmamaları gerekir. Bilmeden Kürt Özgürlük Hareketi’ne yaklaşmamaları gerekir. Eskisi gibi saf ve tavırsız kalmayacağız. Eleştirileri olsa bile katkı sunmak isteyene açıktır, ama engellemeye çalışanlara karşı kendimizi savunuruz” diye konuştu. 
 
‘Türkiye’nin bölünen solunu toparlamaya çalışıyoruz ‘
 
Abdullah Öcalan, HDP’nin "demokratik sosyalizm partisi" olduğunu belirterek, “Kimse burayı istismar, kendine alan sağlamak için kullanmaya kalkmasın. HDP kitle partisidir, Demokratik sosyalizm partisidir. Türkiye’nin bölünen solunu toparlamaya çalışıyoruz. Merkezileşmede demokratik sosyalizm ne kadar önemli ise, tabana doğru örgütlenme ve dallanma da o kadar önemlidir. Bir ağaç düşünün, tek dallı olabilir mi? Ağacın birçok dalı vardır. Farklılık evrensel bir kuraldır. Monolitik ilke ise faşizmdir. Biz kimsenin oyununa gelmeyeceğiz. Bizi kullanmaya çalışmak kimsenin hakkı değildir. HDP de işte bu özgürlükçü demokrasi hareketidir. Tek demokrasi ışığıdır. Herkes ciddi olacak. Sandığınızdan yüz kat daha ciddi bir hareketiz. HDP demokratik, ekolojist ve feminist bir harekettir. Şimdi bunlar HDP’yi boğmaya çalışıyor. Doğru örgüt, doğru denetim yapmalısınız. Bu işler ahbap çavuş ilişkisiyle gitmez. Ben HDP için söylemiştim. 40 yıllık bir mücadele birikimini, hatta Mustafa Suphi’lerden beri olan birikimi bugünlere getirdiğimizi ifade etmiştim. Bu bilinçle yaklaşmalısınız.” 
  
‘Özgür olan yurttaşı tanımlayacağız’
 
Yetersizliklerin giderilmesi ve yoğun bir örgütlenme sürecine girilmesi gerektiğini vurgulayan Abdullah Öcalan, “HDP’nin çıkışı demokratik sosyalizm adına bir çıkıştır. 1946’da Demokrat Parti’nin çıkışı gibidir. CHP bunu felç etti. Erdoğan’ı unutun, ona kutuplaşma fırsatı vermeyin. Avrupa’da yoğun bir örgütlenmeyle çalışın. Ciddi bir hazırlık yapın. Her yerde aynı şeyi yapmak zorundasınız. Tüm Türkiye’de bunu yapmak zorundasınız. Başarmak zorundasınız. Tüm kimlikler ve varlıkların demokratik bir statü elde etmelerini hedefliyoruz. Biz Türkiye’yi yerel demokrasiye taşıyacağız. Aynı zamanda özgür yurttaşı yapacağız. Yurttaşlığı yeniden tanımlayacağız. Devlete kul değil, özgür olan yurttaşı tanımlayacağız" diye kaydetti.