İZMİR – Alsancak’ta trans kadın Ecem Seçkin’i katleden fail Mustafa Fidan’ın yargılandığı dava ileri bir tarihe ertelendi. 

 

İzmir’in Alsancak ilçesinde 5 Ocak günü trans kadın Ecem Seçkin’i kesici aletle katleden Mustafa Fidan hakkında “canavarca hisle öldürme” ve “silahlı yağma” suçlarından yargılandığı davanın ilk duruşması İzmir Adliyesi 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma çok sayıda seyirci bulunması nedeniyle daha geniş bir salon olan 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşındı. Duruşmada taraf avukatları, Ecem’in kardeşi, İzmir Barosu temsilcileri ve tutuklu yargılanan fail erkek hazır bulundu. Duruşmaya Genç LGBTİ+ Deneği Karabağlar Kent Konseyi Kadın Meclisi Şiddetle Mücadele Grubu, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu aktivistleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Duruşma öncesi Genç LGBTİ+ Deneği adliye önünde basın açıklaması düzenledi.

 

Açıklamada, “Erk-ek şiddetiyle sindirilmeye çalışılan tüm toplumsal gruplara her türlü ayrımcılık, yoksulluk ve her tür şiddet olarak katlanarak geri döndüğü bu sürece açıkça itiraz ediyoruz” denildi.

 

Ardından duruşmaya geçildi. Duruşmada ilk olarak söz alan fail Mustafa Fidan, bilindik ifadelerle kendini aklamaya çalıştı. 

 

Müdahillik talebi reddedildi

 

İzmir Barosu Kadın Hakları Temsilcisi Gamze Şimşek ve LGBTİ+ Hakları Komisyonu temsilcisi Mahmut Şeren de katliamın bir nefret suçu olduğunu vurgulayarak, müdahillik talebinde bulundu. Talepler mahkeme heyeti tarafından  “suçtan zarar görmedikleri” gerekçesiyle reddedildi.

 

Söz alan fail avukatı Mert Bahadır Ayaz mahkeme heyetinden faile susma hakkının olduğunun hatırlatılmasını istedi.

 

Fail Ecem’in evinde 1 saat oturmuş

 

Faile soru soran avukatlardan Mevluda Sena Yazıbağlı, fail Mustafa Fidan’ın kamera kayıtlarında bir saat Ecem’in evinde olduğunun görüldüğünü belirterek neden üç farklı kesici alet taşıdığını, evinden ayrılırken neden Ecem’e ait kesici aleti yanına aldığını sordu. Kesici aletlerden sadece birinin kendisine ait olduğunu, Ecem’e ait kesici aleti almadığını söyleyen fail, Ecem’in çantasını yanına aldığında içinde telefonun olduğunu fark etmediğini iddia etti.

 

‘Ecem’in telefonu failin üzerinde çaldı’

 

Tanık olarak dinlenen Ecem’in komşusu, fail Mustafa Fidan’ın Ecem ile en az 1 yıl öncesinden tanıştıklarını, faili daha önce Ecem’in evinde gördüğünü, katliam anından sonra ise faille kapıda karşılaştıklarını belirtti. O esnada failin Ecem’in kendisini evden kovduğunu belirtmesinden sonra Ecem’i aradığını ve telefonun failin üzerinde çaldığını ifade etti. Bunun üzerine aralarında arbede çıktığını failin üzerinden Ecem’in çantasının çıktığını dile getiren tanık, Ecem’in evine gittiklerinde kapıyı ancak kırarak içeri girebildiklerini söyledi. 

 

Fail Mustafa Fidan ise, tanığı ilk defa gördüğünü, birçok şeyi hatırlamadığını iddia etti.

 

Söz alan Avukat Mevluda,  failin Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden alınan raporda ceza sorumluluğunun tam olduğunun belirtildiğini kaydederek, failin üç kesici aletle Ecem’in evinde bir saat boyunca içinde kesici aletlerin olduğu montunu çıkarmadan oturmasının katliamı tasarladığının göstergesi olduğunu vurguladı. 

 

‘Failin diğer telefon hatlarının tespiti talep edildi’

 

Savcı ise mütalaasında failin kullandığı telefon hattına ait HTS kayıtlarının getirilmesini ve İzmir Siber Suçlar Bürosu tarafından incelenmesini, fail ile Ecem arasındaki irtibatın tespit edilmesi, katliam günü tanık ile Ecem arasında yapılan telefon kayıtlarının alınmasını talep etti. Ayrıca savcı Ecem’in kapı komşusu olan tanığın dinlenmesini ve failin tutukluluk halinin devamını talep etti.

 

‘Nefret suçunu teşvik edenler cumhurbaşkanı ve bakanlardır’

 

Söz verilen Avukat Mevluda, failin savcılık ifadesinde indirim almaya çalıştığını, aslında katliamın nefret suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizerek, katliamın aslında LGBTİ+ların cumhurbaşkanının, Diyanet İşleri Başkanı’nın ve İçişleri Bakanı’nın hedef göstermesinin sonucu oluşan ayrımcılık neticesinde yaşandığını kaydetti. Neredeyse her yıl bir nefret suçu ile katliam yaşandığını dile getiren Mevluda, failin akıl sağlığının yerinde olduğunu gösteren raporun yeterli olduğunu, failin “indirimsiz şekilde canavarca hisle katletmekten” cezalandırılmasını talep etti.

 

‘Cezasızlık politikası nefret suçlarını besliyor’

 

İzmir Barosu LGBTİ+ Komisyonu temsilcisi ve davada yetkili avukatlardan Mahmut Şeren ise failin karakol, savcılık ve mahkeme ifadelerindeki çelişkilerin bulunduğunu dile getirerek, failin Alsancak’ın güvenli olmadığı ifadesinin kesici alet kullanmakla ilgili bahane olarak öne sürüldüğünü sözlerine ekledi. Cezasızlık politikasının nefret suçlarını beslediğini söyleyen Mahmut, nefret suçları için ayrı yasaların çıkarılması, bu konuda uzmanlaşmış mahkemelerin yargılama yapması gerektiğini ifade etti. Mahmut ayrıca failin kullandığını belirttiği telefon hatlarının dışında da hatlarının tespit edilmesini istedi.

 

Fail avukatından akıl sağlığı raporu talebi

 

Fail avukatı Mert Bahadır Ayaz ise, failin farklı hastanelerde çeşitli tedaviler gördüğünü, failin farklı disiplinleri içeren detaylı Adli Tıp Kurumu raporu çıkarılmasını, gözlem altına alınarak akıl sağlığı yönünden rapor alınmasını istedi. 

 

Duruşma ertelendi

 

Mahkeme heyeti ise failin 3 haftayı geçmeyecek şekilde gözlem altında tutularak cezai ehliyetine ilişkin rapor alınmasını, faile, Ecem’e ve tanığa ilişkin telefon kayıtlarının dökümlerinin çıkarılmasını talep etti. Duruşma, fail Mustafa Fidan’ın tutukluluğunun devamı kararıyla 29 Eylül’e ertelendi.