'AKP’nin dindar ve kindar nesil yetiştirme projesi devrede'
- 11:00 16 Haziran 2023
- Siyaset
ANKARA - Yeşil Sol Parti Qers Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, ÇEDES projesi kapsamında yaz dönemlerinde okullara imamların “manevi danışman” adı altında atanmasına tepki gösterirken, mesleki okullarda çocukların dört gün boyunca çalıştırılmasına ise, “Çocuk işçiliği resmîleştiriliyor” dedi.
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Qers Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, iktidarın eğitim politikaları kapsamında ÇEDES projesi ile yaz dönemlerinde okullara "manevi danışman" adı altında imam atamalarına ilişkin Meclis'te basın toplantısı düzenledi.
‘İhmaller silsilesi çocukları yaşamdan koparıyor’
Katledilen yada intihara sürüklenen çocukların otopsi sonuçlarına ulaşamadıklarını söyleyen Gülistan, tüm bu süreçlerin yargı eliyle kamuoyu ve ailelerden kaçırıldığını kaydetti. Riha'da bir medresenin arkasındaki ahırda şüpheli bir şekilde yaşamını yitiren çocuğu hatırlatan Gülistan, “12 yaşındaki çocukların intihar etmesini normal göremeyiz. Burada bir intihara sürüklenmek olduğunu, burada çok açık şekilde devletin, ailelerin ihmali olduğunu ve bu ihmaller silsilesinin de küçücük çocuklarımızı yaşamdan kopardığını özel olarak altını çizmek istiyorum. Ensar Vakfı’nın Çorum Şubesi başkanı ve Din Kültür ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Zekayi İşler iki öğrencisine cinsel istismardan 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yine Ensar Vakfı olayını herkes biliyor. Konya’nın Karatay ilçesinde bulunan bir kuran kursunda akranlar arasında yaşandığını görüyoruz. Ergenlik dönemindeki çocukların kendini savunmayacak çocuklarla aynı ortamda bulunmaları aslında ihmale ve istismara kapı aralıyor. Bunun üzerine denetimsizliği, çocuklarımızı yok eden süreçler olduğunu tüketildiklerini söyleyebiliriz” dedi.
AKP’nin dindar ve kindar nesil yetiştirme hedefleri
İzmir’in Dikili İlçesinde Süleymancılara ait tarikatta 9-12 yaş arasındaki çocuklara Kuran hocası Ömer Faruk E.’nin saldırıda bulunduğunu ifade eden Gülistan, tüm bu meselelerin, münferit olmadığını kaydetti. Gülistan, “Bir politikanın sonucunda yaşandığını ve AKP iktidarının buna müdahale etmek yerine bunun bir parçası olduğunu görüyoruz. Bu politikanın altında ne var; en başta yoksullaştırma var. Bugün Türkiye’de 22 milyon insana sosyal yardım dağıtıyor, AKP bunu kendi dağıtıyormuş gibi gösteriyor. AKP 22 yıl boyunca aslında yoksullukla mücadele etmek yerine yoksulluğu yöneten, yoksulluk üzerinden aileleri kendine bağlayan, bir bağımlılık üzerine kendisine bağlayan ve oradan oy devşiren bir pratiğin sahibidir. Aileler yoksul oldukları için en temel eğitimi karşılayamıyorlar. Yani kırtasiye ihtiyaçlarını alamıyor, barınma sorununa çözüm bulamıyor. Onun günlük harçlığını veremeyecek duruma getirmiş. Bu da, yoksulluğu sağlayarak, en nihayetinde çocuğunu bir tarikat yurduna bırakarak bir boğaz eksilsin yada ilim irfan öğrensin diyerek buraya getiriyor. Bu tarikat yurtları aslında AKP’nin dindar ve kindar nesil yetiştirme hedefleri doğrultusunda çalışıyorlar. Gerçek anlamda dinci bir eğitim süreci ile çocuklarımızı yaşamdan koparan bir pratiğin sahibi oluyor” diye belirtti.
‘Neden çocuklar dinci tarikatçıların yaz okullarına gidiyor?’
Tarikatların bölgelerde yoğunluklu olmasına değinen Gülistan sözlerine şunları ekledi: “Bölgelerin istismara açık hale getirilmiş bir yaşam olduğunu görüyoruz. Bunlar neden görülüyor; Milli Eğitim Bakanlığı kendi görevini yapmak yerine çocukların eğitimini bilimsel temellere göre gerçekleştirmek, onları kendilerini gerçekleştirebilecek bir eğitim sistemi, kendini içinde özgür hissedebilecekleri bir eğitim sistemi yerine kaynaklara, dini vakıflara aktarılıyor. Bu vakıflar yerine dindar ve kindar nesil yetiştirme projesinde adım adım ilerlendiğini görüyoruz. Hem İzmir’de hem de Eskişehir’de protokoller imzaladılar. Bu protokollerle çocukların dini eğitim almalarını sağlıyorlar. ÇEDES protokolü ile İzmir’de 842 okula ‘manevi danışman’ ataması yapılmış. Bu manevi danışmanlar kimdir; vaizler, imamlar olduğunu görüyoruz. Bunlar hiçbir pedogojik formasyonu olmayan kişiler ilkokuldan tutalım tüm eğitim süreçlerine dahi olacak. Bunun bilimsel olmadığı çok açık. Eskişehir’de benzer bir uygulama var. Mütevelli heyetinden AKP’nin isimlerinden Bilal Erdoğan’ın TÜGVA’yla yapılan protokoller var. Burada da İstanbul’da 237 okula protokol imzalandığını görüyoruz. Bunu neden TÜGVA yapıyor da Milli Eğitim yapmıyor? Neden çocuklar dinci tarikatçıların yaz okullarına gidiyor? Yeni bir nesil yaratma sürecinin izlerini görüyoruz.”
‘Çocuk işçiliği resmîleştiriliyor’
Okulların yaz tatiline girdiğini, çocukların karnelerini aldığını, ama mevsimlik tarım işçisi olarak çalıştırılan çocukların karnelerini alamadığını ifade eden Gülistan, “Yoksulluğu bitirmek, tarım işçisi çocukluğu bitirmek yerine tarlaya gidip tablet hediye etmek neyin bakış açısıdır? Bu çocuklar çok kötü koşullarda çalışmak zorunda kalıyorlar. Mesleki eğitim adı altında çocuk işçiliğinin resmîleştiğini görüyoruz. Çocuklar bir gün okula gidiyor ve dört gün orada çalışıyor. Bu çocuklara asgari ücret veriyorlar, sigorta yapmıyorlar. Milli Eğitim Bakanı, bunun üzerinden havasını atıyor. Eğitimin geldiği noktayı görüyoruz. Sermaye için çocukların ara elaman olarak yetiştirildiğini görüyoruz. Bu bir angaryadır, bu anayasanın ihlalidir, bu yoksulluğun tersten itirafıdır. Neden çocuklar düz liseye gitmek yerine haftanın dört günü çalışmak zorunda kalıyorlar? Çünkü yoksullar ve aileler oradan harçlığını çıkarıyorsun diye oraya yönlendiriyorlar. Öğrencilerin ucuz iş gücü olarak çalıştırılmasına karşı çıkmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Mücadele vurgusu
Savaşa ayrılan bütçenin yüzde birinin eğitim için harcanmadığına dikkat çeken Gülistan, “Ne olursa olsun anadilinde ücretsiz eğitim mücadelemiz, herkesin devletin sunacağı kamusal eğitim mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğiz. Bu bir kamu hizmetidir, özelleştirilmeye izin verilemez. Kamusal eğitim mücadelesine tüm toplumun dahil olması nitelikli bir eğitim süreci olması gerekiyor. Yaz döneminde dinselleştirilmiş eğitime karşı ailelerimizle birlikte mücadele edeceğiz” diye konuştu.