Şehriban Aslan

 

AMED – Zorla evlendirildiği erkek tarafından 16 yıl boyunca sistematik şiddete maruz bırakıldığını söyleyen Saadet Güler, boşanmasının ardından da kendisine yönelen baskılara yanıtını, “Asla boyun eğmeyeceğim” sözleriyle veriyor.

 

Daha doğmadan toplumsal cinsiyet rolleri ile yaşamları şekillendirilmeye başlayan kadınlar, hayat boyu bu roller ve cinsiyetçi kodlara karşı mücadele etmek zorunda kalıyor. Kadınların hakları için mücadelesi ise erkek ve devlet şiddeti ile sistematik olarak bastırılmak isteniyor. Kadınların en fazla karşılaştığı şiddet türlerinden biri de çocuk yaşta evlendirme. Çocukken evlendirilen ve sistematik şiddet sarmalının içine konulanlardan biri de Saadet Güler. Şimdi 65 yaşında olan Saadet, hayatını, 15 yaşındayken başlayan ve 16 yıl süren şiddeti anlatıyor.

 

Her gün şiddetle geçti

 

Ailesi tarafından 15 yaşındayken zorla evlendirildiğini söyleyen Saadet, evlendikten hemen sonra şiddet sarmalının başladığını kaydediyor. Evliliğinin her gününün şiddetle geçtiğini paylaşan Saadet, “Zaten evlilik istemiyordum ve her gün dediğim tek şey ‘Keşke evlilik diye bir şey olmasaydı’. Evliliğin hiçbir iyi yanını görmedim. 16 yıl evli kaldım ve görmediğim şiddet, zulüm kalmadı. Kaburgalarımı kırdı, başımdan yara aldım, bu yaraların ve şiddetin izleri hala duruyor. Düşünün hamileyken bile şiddet görüyordum. Başıma getirmediği şey kalmadı. Birkaç kere onu şikâyet ettim fakat çocuklarımdan kaynaklı şikâyetimi geri aldım” diyor.

 

‘Baronun desteğiyle boşandım’

 

Saadet, yaşadıklarının yanı sıra evli olduğu erkeğin onu ve çocuklarını bırakıp başka biriyle evlendiğine değiniyor ve bu şiddeti durdurmaya karar veriyor. “Ben boşanma davası açtım fakat Türkçe bilmediğim, kendimi ifade edemediğim ve kimse bana yardımcı olmadığı için bir yıl boşanamadım” diyen Saadet, ancak bir yıl sonra Amed Barosu’na gitmesi önerisiyle baroya gittiğini, oradaki avukatların kendisine yardımcı olduğunu dile getiriyor. Saadet, “Baroya gittikten sonra sağ olsunlar bana yardımcı oldular ve boşandım. Tüm yaşadıklarıma bakınca gençliğimin nasıl heba edildiğine, elimden kayıp gittiğine bakıyorum. Küçüklüğümden bu yana bana gün yüzü gösterilmedi. Boşandığım kişi geçtiğimiz aylarda öldü. Çocuklarımın ısrarına rağmen cenazesine gitmedim. Böyle birinin cenazesine asla gitmem ve ona hakkımı helal etmedim” ifadelerini kullanıyor.

 

‘Asla boyun eğmeyeceğim’

 

Boşandığı erkeğin ölümünden sonra erkeğin ailesi tarafından zorla başkasıyla evlendirilmeye çalışıldığını ekleyen Saadet, “Evlenmeyi kabul etmedim, etmem de. Kimsenin beni evlendirme ve evlenmemi isteme gibi bir hakkı yok. Yaşamım hakkında kendim karar veririm. Sonradan anladım ki oturduğum yıkık dökük evde gözleri var. O evi benden almak için böyle yapıyorlar. Ev de zaten küçücük bir şey ve benle engelli bir oğlum var, zorla sığıyoruz. Onlara asla boyun eğmeyeceğim” sözlerine yer veriyor.

 

‘Fırın fırın gezerek ekmek alıyor’

 

Yaşamının zorluklarla geçtiğini vurgulayan Saadet, son olarak şunları söylüyor: “Ben, engelli oğlum ve bir oğlumla birlikte yaşıyoruz. Fakat diğer oğlum İstanbul’a gitmiş ne yaptığını, nasıl yaşadığını bilmiyorum. Çok nadir arıyor. Evde çalışan yok, bir maaşım yok. Oğlumun engelli maaşı var ama o da neye yetecek? Elektrik ve su faturamı ödeyemiyorum. Önceki ayın faturası 800 TL idi. Kim bilir bu ay ne kadar gelecek. Ne kadar gelse de ödeme imkânım olmuyor. Fırınları gezerek ekmeğimi çıkarıyorum. Bir ekmek 7 TL iken maddi durumu olmayan insanlar nasıl alsın? Yaşamım daima zorluklarla geçiyor.”