Kayyım rektörün 6284 ile korunduğu öğrenci: Çare mücadele
- 09:03 15 Haziran 2023
- Güncel
Marta Sömek
İSTANBUL - Kayyım rektör Naci İnci’nin 6284 sayılı yasa ile tedbir kararı aldırması sonucu yaptıkları eylem ile uzaklaştırma kararı aldırdığı Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden Eftelya Koyuncu, “6284’ün, kadın düşmanı AKP ittifakı tarafından yeniden işlevsizleştirilmesi gündemde. Buna karşı biz hayatlarımızı korumak için 6284’e sarılıyoruz. Vazgeçmeyeceğiz ve bunun için mücadelemize örgütlü bir şekilde devam edeceğiz” sözleriyle seslendi.
1 Ocak 2021 gecesi AKP’li Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı kararnamesiyle Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğüne atandı. Hemen ardından ise öğrenciler protesto eylemlerine başlayarak, “Kayyım rektör istemiyoruz”, “AKP elini üniversitelerden çek”, “Melih istifa” şiarıyla direniş başlattı. Protesto eylemlerinde yüzlerce öğrenci ve hak savunucusu gözaltına alındı, yargılandı, işkence ve şiddet gördü. Ancak bu politikalar direnişi engelleyemedi ve mücadele sonucunda bir gece yarısı kayyım rektör olarak atanan Melih Bulu yine bir gece yarısı kararnamesiyle görevinden alındı. Daha sonra ise Melih Bulu’nun yerine vekaleten rektör yardımcısı Prof. Dr. Naci İnci getirildi.
Kadınlar için uygulanmayan yasa ile erkeği korudular!
Boğaziçi öğrencileri kayyım Naci İnci’yi de kabul etmediklerini belirterek, direnişlerini kaldıkları yerden sürdürmeye devam etti. Melih Bulu, göreve başladığında ilk icraatlarından biri BULGBTİ+ kulübünü kapatmak, diğeri de Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (CİTÖK) Ofis Koordinatörü Cemre Baytok’u ücretsiz izin saldırısı ile çalışma alanından uzaklaştırmak olmuştu. Cemre’nin işten çıkarılması ile hedef haline gelen CİTÖK, Melih Bulu ve Fazıl Önder Sönmez tarafından alınan kararlarla işlevsizleştirilmeye çalışıldı ve CİTÖK Ofis faaliyetleri fiilen durduruldu. Öte yandan katledilen binlerce kadın ile taciz ve tecavüze uğrayan çocuklar için uygulanmayan “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” olarak bilinen 6284 sayılı kanun ise kayyım rektör Naci İnci için uygulandı.
4 öğrenciye hapis cezası!
Kayyım rektör Naci İnci, 6284 kapsamında “ısrarlı takip mağduru” sıfatıyla 14 öğrenci hakkında, 26 Ekim 2021 tarihinde "şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama, küçük düşürme içeren söz ve davranışlarda bulunulması"nı içeren 5/1a maddesi yönünden bir ay boyunca geçerli olan koruma tedbiri kararı aldırdı. Bunun üzerine öğrenciler ve Kurdistan ile Türkiye’nin dört bir yanından kadınlar “6284 Nacilere değil kadınlara uygulansın” diyerek bir dizi eylem yaptı. Protestolardan biri de Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyım Naci İnci’nin rektörlük binasına, “Katledilen kadınlar isyanımızdır. Senin mi sandın!” yazılı pankartı taşıyan öğrencilerin yaptığı boyalı eylemdi. Büyük bir ses uyandıran eylemin ardından 8 öğrenci hakkında 2021’in Mart ayında “gösteri kanununa muhalefet”, 4 öğrenci de “kamu malına zarar vermek” suçlamasıyla dava açıldı. Davanın 7 Haziran’da İstanbul 60’ıncı Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen 11’inci duruşmasında savcının ceza istediği mütalaa ardından mahkeme 4 öğrenciye 10 ay hapis cezası, 8 öğrenciye de beraat kararı verdi.
Naci İnci’nin uzaklaştırma kararı aldırdığı ve ilk günden beri direnen Boğaziçili öğrencilerden Eftelya Koyuncu, AKP-MHP-HÜDA PAR ittifakının hedefinde olan 6284 sayılı yasa ve mücadelelerine dair JINNEWS’e konuştu.
Kanunlar işlevsizleştiriliyor!
“Biz kayyımın kadın düşmanı politikalarını, CİTÖK ve BULGBTI+’yı kapatmasından biliyorduk” diyen Eftelya, “Fakat 2021 yılının Ekim ayına geldiğimizde 12 arkadaşımızın da yargılandığı bir dava süreci yaşadık. Ve bu davayla birlikte kayyım, 6284 ile birlikte öğrencilere karşı korunma altına alındı. Ve ben de bu öğrencilerden biriydim” dedi. Tebligat geldiğinde karakolda polislerin “aile kısmında”, 6284 kapsamında kararı kendilerinin çıkardığını sandıklarını söyleyen Eftelya, “Aslında tam tersine bizden korunuyordu kayyım ve gerçekten akıl almaz bir mantıkla birlikte 6284 şiddet gören kadınlar için kullanılmazken bir gün içerisinde kayyım Naci İnci’ye çıkartıldı. Gerçekten biz bunun kabul edilemez bir karar olduğunun farkındaydık. Çünkü zaten gün geçtikçe kadına yönelik şiddet artıyor ve buna karşı hiçbir önlem almayan devlet politikalarının yanında tam tersine önlem alınacak İstanbul Sözleşmesi ve 6284 gibi kanunlar da işlevsizleştiriliyor” sözlerini kullandı.
'Kadın düşmanı ittifak 6284’ün peşinde'
Kararın ardından yaptıkları eylemde, “6284’ün Naci için değil, katledilen ve şiddet gören kadınlar için uygulanması gerektiğini” vurguladıklarını belirten Eftelya, “O dönemde bir kadın katledilmişti Şebnem adında. Sonrasında bunu okul dışına çıkarıp Kadıköy’de de eylemini yaptık. Ve bu eylem sonucunda arkadaşlarımız gözaltına alındı. Gözaltı sürecinden sonra dava süreci geçen günlerde sonuçlandı ve 4 arkadaşımız 10’ar ay hapis cezası aldı. Ve bu hapis cezasının aslında failler için, kadınları katleden katiller için uygulanmamasına rağmen kayyımı protesto eden, yasal hakkını kullanan öğrenciler için uygulanması hukuksuz. Biz bunu biliyoruz ve buna karşı mücadelemiz de devam ediyor” diye konuştu. 6284’ü işlevli hale getirmek için yapılması gereken şeyin seslerini daha da çok yükseltmek olduğunun altını çizen Eftelya, “Çünkü bugünlerde 6284’ün, kadın düşmanı bir ittifak tarafından yani AKP ittifakı tarafından yeniden işlevsizleştirilmesi gündemde. Ve buna karşı mücadelemizin de daha güçlü bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini de biliyoruz” yorumunu yaptı.
‘Yaşamak için sesimizi çıkarmak zorundayız’
AKP-MHP iktidarının seçim çalışmalarına başladıkları andan itibaren ittifaklarını kadın ve LGBTI+ düşmanı bir yerden kurduğunun altını çizen Eftelya, şunları kaydetti: “Buna eklemlenen HÜDA PAR da aynı şekilde kadın düşmanı söylemleriyle ya da seçim arabalarından kadını silmeleriyle yeniden gündeme geldi. Biz buna karşı bütün seçim süreci boyunca zaten kadınların değişim istediğini, kadınların mücadelesinin devam edeceğini, kadın düşmanlarına oy yok, diktatörü göndereceğiz diyerek belli etmiştik. Ama bunun yanı sıra seçimin sonucu ne olursa olsun biz yine mücadelemize devam edeceğimizi söylemiştik. Çünkü bizim mücadelemiz patriyarkaya karşı ve partiyarka baki oldukça bizim mücadelemiz de sürecek. Bu yüzden şu an 6284’ü kaldırmak istemeleri, bunu gündeme getirmeleri bir referandumla birlikte aslında şaşırmadığımız bir şeydi. Ama buna karşın biz de mücadeleyi örgütlemek zorundayız. Çünkü biz yaşamlarımız, haklarımız için bu zamana kadar toplumsal muhalefetin sürekli sokakta olan bir kesimiydik kadınlar ve LGBTI+’lar olarak.
Hayatlarımızı korumak için 6284’e sarılıyoruz!
Buna karşı da şu anda da aynı şekilde sokakta, bulunduğumuz her yerde mücadelemizi devam ettirebilmek ve yaşamak için sesimizi çıkarmak zorundayız. Buna karşı da yine aynı şekilde 6284’ten vazgeçmediğimizi, bizim güvencemiz olduğunu, yaşamak istediğimizi bulunduğumuz her yerde haykırmalıyız. Çünkü bu bizim kazanılmış bir hakkımız. İstanbul Sözleşmesi de öyle. Biz hiçbirinden vazgeçmedik, hepsi için mücadele ettik. Sözleşmeyi kaldıracağını söylediği günden sonra sokaklara döküldük, gücümüzü gösterdik. Aynı şekilde 6284’ü de kadın düşmanı bir yerden referanduma sunmak, kadınların ve LGBTI+’ların kabul edebileceği bir şey değildi. Bir sürü çocuk istismarı oluyor, bunlara karşı ses çıkarmıyorlar. Hatta tam tersine tarikatlar eliyle bunu destekliyorlar. Buna karşı biz hayatlarımızı korumak için 6284’e sarılıyoruz. Vazgeçmeyeceğiz ve bunun için mücadelemize örgütlü bir şekilde devam edeceğiz.”
Tek çare mücadele
Kayyım rektör Naci İnci’nin kendisi için uzaklaştırma kararı çıkartmasının hayatında hiçbir etkisi olmadığını ifade eden Eftelya, “Çünkü zaten kayyıma yaklaşmak ya da kayyımın yanına gidip ona bir şey yapmak değil benim derdim kayyımı göndermek. Kayyımı göndereceğimiz alanlar zaten bizim mücadele ettiğimiz alanlarımız. Bu beni mücadelemden asla geri koymadı, koymayacak da. Bunun yanı sıra 6284’ü bu şekilde bir erkek ve kayyım için kullanmak gerçekten tam tersine beni daha çok motive etti. Çünkü şiddet gören bir kadın 6284 için başvurduğunda korunma kararı istediğinde ne kadar sürüncemeye sokuyorlar, süreç uzuyor. Asla bu kararı çıkartmıyorlar. Ama tepeden bir şekilde kayyum istediğinde bir günde çıkartabiliyorlar, bunu gördük. Bir günde çıkartılabiliyorsa aslında bu şiddet gören kadınlar için de çıkartılabilir. Ve bunu şiddet gören kadınlar için hızlıca uygulanan bir mekanizma haline getirebilmek adına bizim mücadele etmeye devam etmemiz gerekiyor. Çünkü bizim 6284’le ilişkilenmemiz tam da çok içten bir yerden, yaşama isteği gibi bir yerden ortaya çıkıyor” dedi.
Baskılar karşısında direnişi yükselttiler
Eftelya son olarak, “Bizim yaşama isteğimiz, neşemiz, enerjimiz asla sönümlenmedi. Tam tersine baskılar çoğaldıkça biz daha da çok var olmaya, varlığımızı göstermeye ve ‘Bizi yok edemezsiniz, biz bu şekilde varız’ demeye devam ettik. Ve böyle de devam edeceğiz” sözleriyle mücadeleden vazgeçmeyeceklerinin mesajını verdi.