Hayalleri topraklarına dönmek…
- 09:02 15 Haziran 2023
- Güncel
Rojda Aydın
AMED - Devlet baskısı ve savaştan dolayı kendi topraklarını ve ülkelerini terk etmek zorunda kalan kadınlar, günün birinde geri dönmeyi umut ediyor.
Kurdistan’da devletin Kürt halkına karşı yürüttüğü politikalardan biri göç ettirme. 1990’lı yıllarda askeri operasyonların yanı sıra köyler boşaltıldı, yakıldı, yıkıldı, insansızlaştırılmak istendi. Devletin bu politikaları sonucu 3 bin 500 boşaltıldı, yaklaşık 3 milyon insan topraklarından zorla göç ettirildi. Köylerinden zorla göç ettirilen insanlar başka kentlere gitmek zorunda kaldı. 90’lı yıllardaki bu politikaların ardından 2015-2016 yılları arasında yaşanan öz yönetim direnişleri sürecinde de Sûr, Cizîr (Cizre), Nisêbîn (Nusaybin), Farqîn (Silvan), Şirnex (Şırnak), Gever (Yüksekova), Hezex’te (İdil) saldırılar sonucu birçok yer boşaltıldı ve yurttaşlar göç etmek zorunda kaldı.
14-21 Haziran Göç Haftası nedeni ile göç sorunu birçok yerde tartışılırken, Kurdistan’da savaş ve devlet baskısı, Suriye’de ise iç savaştan dolayı topraklarını terk etmek zorunda kalan yurttaşlar JINNEWS’e konuştu.
Köylerini terk etmek zorunda kaldılar
Topraklarını terk etmek zorunda kalan yurttaşlardan biri 55 yaşındaki Necime Yaşarer. Amed’in Pîran (Dicle) ilçesine bağlı Sersiya köyünden olan Necime’nin ailesine 1990 yılında kayın biraderinin PKK’ye katılmasından ardından baskılar başlar. Kayın biraderinin PKK’ye katılmasının ardından aileye baskıların başladığını ve askerlerin her gün evlerini bastığını söyleyen Necime, köyden zorla çıkarıldıklarını dile getirdi.
Amed merkezine gelip Yenişehir ilçesine bağlı Şilbê köyüne yerleşen Necibe ve ailesine yönelik baskılar burada da devam eder. Askerler birçok kez evlerine baskın yapar ve sürekli rahatsız eder. Baskınlar sonucu eşi ve oğlu tutuklanır, eşi 7 yıl oğlu ise 9 yıl cezaevinde kalır.
‘35 yıldır köyümüzden çıkarılmışız’
Köydeki yaşamlarının çok güzel olduğunu söyleyen Necime, “İnsan kendi köyünde olduğunda bir ağaç, bir kaya da olsa huzurlusun. Ancak 35 yıldır köyümüzden çıkarılmışız. Koruculuğun dayatıldığı süreçte köyümüzden çıkarıldık. Köyde bize huzur vermeyeceklerini gördük ve mecburen çıkmak zorunda kaldık. İnsan kendi toprağını bıraktığında sanki her şey bitiyor. Köyden çıktığımızda kayın biraderim bizim yanımızdaydı. Annesi yoktu. Birlikte işimizi yapıyorduk. Daha sonra kayın biraderim iş için Desim’e gitti gelmedi. Nereye gittiğini bilmiyorduk. O gittikten sonra askerler her gün evimizi bastı. Bir gün yine evimizi basıp eltime işkence yaptılar. Yıllarca bu baskılar devam etti” sözleri ile yaşadıklarını anlattı.
Amed’e göç
Devletin tüm Kürtlere baskı uyguladığını belirten Necime, baskılardan dolayı Şilbê’ye geldiklerini söyledi. Göç ettikten sonra yaşamlarının zorlaştığını dile getiren Necime, şöyle devam etti: “Kimse bize ev vermiyordu. Göç ettiğimizde iki çocuğum vardı. Kiraladığımız evin sahibi ‘devlet köydeki evinize baskınlar yapmış burada da benim evime baskın yapar bu yüzden evimden çıkın’ dedi. Çok zorluklar yaşadık. Köylerinden metropollere göç eden aileler de çok zorluk çekiyor. Göç etmek zor.”
‘Köyümü özlüyorum’
Şilbê’de yaşamlarını sürdüklerini ifade eden Necime, geldikleri zaman köyde sadece 3 ev olduğunu şu anda ise yaklaşık 300 ev olduğunu belirtti. Necime, “Köyümü çok özlüyorum. Devlet toprağımızı bizden aldı. Bunun için dava açtık. Ancak vermediler ve bize ‘siz teröristsiniz’ dediler. Hakkımızı vermediler Özellikle isteğim bu savaşın bitmesi. Artık kan dökülmesin. Siyasi tutsaklar serbest bırakılsın. Biz anneler çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz. Herkesin özgür yaşamasını istiyoruz” dedi.
Ülkesini terk etti
Aslen Halepli olan ve soyadını vermek istemeyen Eyşan isimli kadın da savaştan dolayı toprağını terk etmek zorunda kalanlardan biri. Kendi ülkesinde yaşamının güzel olduğunu belirten Eyşan, savaştan dolayı mecbur kalıp toprağını terk ettiğini söyledi. Halep’te savaşın başlaması ile yürüyerek sınıra geldiklerini dile getiren Eyşan, buradan da birçok insanla birlikte araçla Pirsûs’taki (Suruç) kapma geçtiklerini belirtti. Eyşan, şunları anlattı: “Savaş çıktı ve bu yüzden ülkemizi terk etmek zorunda kaldık. Pirsûs’a geldiğimizde çok zorluk yaşadık. Kampta bir yastık bile yoktu ki, oğlum başını koyabilsin. Yerde yatıyorduk. Hatta bir gece mecburen camide kaldık. Çok zorluklar yaşadık.”
9 yıldır Kurdistan’da
9 yıldan bu yana Kurdistan’da yaşayan Eyşan, kamptaki kötü koşullardan dolayı Amed’e geldiklerini belirtti. Eyşan, “Oradaki koşullar kötü olduğu için bir ay sonrasında Amed’e geldik. Ancak burada da kalacağımız yer yoktu. Bu ülkeye yabancıydık. Daha sonra küçük bir ev bulduk ve kiraladık. 7 kişi kalıyoruz ve bin lira kira veriyoruz. Yaşamımız şimdi zorluklarla geçiyor. Özellikle de yaşanan depremden dolayı kiralar çok arttı. Geçim çok zor. Küçük oğlum mecburen çalışıyor. Bu yüzden hastalandı. Eşim olmadığı için yaşamımız daha da zor. Çünkü evin tüm yükü benim üzerimde” şeklinde konuştu.
Kendi topraklarına dönmeyi umut ediyor
“Kendimizi burada yabancı hissediyoruz” diyen Eyşan, son olarak şunları belirtti: “Topraklarımızı özlüyoruz. Toprağımız bizim için güzel. İnsanın kendi toprağı asla unutulmaz. Kendi toprağımıza dönmek istiyoruz. Umuyoruz o gün gelecek. Bu savaşın bitmesini ve tüm mültecilerin kendi toprağına dönmesini istiyorum.”