Tarikat ve cemaatler bakanlık bünyesinde: Çocuklar güvende değil!

  • 09:02 14 Haziran 2023
  • Güncel
 
Rojda Aydın    
 
AMED - Milli Eğitim Bakanlığı’nda cemaat ve tarikatlara zemin hazırlandığını söyleyen Önce Çocuklar Derneği Yöneticisi Mukaddes Alataş, çocukların güvende olmadığı uyarısında bulunarak, bundan tüm toplumun sorumlu olduğunun altını çizdi.  
 
AKP-MHP iktidarı, yeni dönemde de ülke yönetiminde kurduğu gerici ittifaklar ile kalmayı garantilerken, önümüzdeki süreçte kadın ve çocuk kazanımlarının en büyük hedef olacağı söylemler, yargı kararları ve atılan adımlardan okunabiliyor. İktidarın cemaat-tarikatlar ile ortaklığı, HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi ile kurduğu ittifak ise bunun en büyük kanıtı. Son olarak basına yansıyan iktidara yakınlığıyla bilinen İsmailağa Cemaati’ne bağlı olan Uzlet İlim Yayma Derneği Başkanı Alperen Sade'nin zihinsel engelli çocuğa tecavüz edip intihara sürüklenmesi olayı önümüzdeki günlerde kadın ve çocukların içinde olduğu tehlikeyi gözler önüne seriyor. 
 
İmamlar ‘manevi danışman’ oldu
 
İktidar son attığı adımla da cemaat ve tarikatlarda bulunan imamları okullara “manevi danışman” olarak atadı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES)” Projesi kapsamında İzmir’deki 842 okula imam ve vaiz görevlendirilmesi yapıldı. Konu kamuoyunda laik eğitimin ihlal edildiği tepkilerini de beraberinde getirdi. 
 
İktidarın bu adımlarını Önce Çocuklar Derneği Yönetiminde yer alan Mukaddes Alataş ile konuştuk. 
 
Önce Çocuklar Derneği ne yapıyor?
 
Dernek, 2017’den bu yana Amed merkezli çalışma yürütüyor. Çocuk hakları sözleşmesi çerçevesinde çocukların psiko-sosyal, kültürel-sanatsal gelişimi ve dilsel, zihinsel ve fiziksel gelişimine yönelik çalışmalar yapan ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek veren Önce Çocuklar Derneği, Kürt dilinin ve kültürünün korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için yürütülen çalışmalara da katkı sunuyor. Dernek ayrıca Kürtçe’nin Kurmancî ve Zazakî/Kirmanckî lehçelerinde yayın yapan çocuk kanalı Zarok TV ile de ortak projelerde yer alıyor. 
 
Çocuklar güvende değil
 
Çocukların taciz ve tecavüz tehlikesi ile yüz yüze olduğunu belirten Mukaddes, bu durumun çocuklarda ilerleyen yaşlarda büyük bir engel teşkil edeceğini vurguladı. Otoritenin gücünü çocukların istismar edilmesine sarf ettiğini ifade eden Mukaddes, “Bu yüzden çocukların güvenli alanlarda korunması gerekiyor. Güvenli bir sisteme ihtiyaç var. Şahsi ve toplumsal olarak bu sorunlar yaşanıyor. Kişiler çocuklara tecavüzü kendilerine reva görüyor.  Yine toplum faktörü de var. Toplum faktörünün risk olmasından devlet sorumludur. Devletin sorumluluğunu yerine getirmesi gerekiyor. Sosyal medya üzerinden verilen mesajlar ve eğitimdeki olumsuzlukların tamamı toplumsal risklerin faktörüdür. Toplumsal faktör bizi ilgilendiriyor. Çocuklara dönük cinsel istismar en fazla toplumsal alanda yaşanıyor. Bu sorun sistematik olarak devam ediyor ise bizlerin daha güçlü tepkiler vermemiz gerekiyor” dedi. 
 
Cemaatler devlet eliyle örgütlendi
 
Mukaddes, Türkiye’de eğitimin laiklik üzerine inşa edildiğini fakat 1950’lerden sonra gün be gün laik eğitimin yok edildiğini ve yerine tarikat ve cemaatlerin kurulduğunu dile getirdi. Bu yapılanlar ile mekanizmanın ele geçirilmeye çalışıldığını söyleyen Mukaddes, “Bu mekanizma Milli Eğitim Bakanlığı, devletin diğer eğitim kurumları, sivil toplum örgütleri tarafından yürütüldü ve buralarda cemaatler örgütlendi. Peki bunun sonuçları ve felsefesi nedir? Bunun alt metninde ideoloji yatıyor. Bu ideolojiyle değişim ve dönüşüm yarattılar ve toplumsal örgütlenmeye gittiler. Bu da öncelikle çocuklar ile başladı. Daha sonra teker teker cemaatler kuruldu. Elde edilen verilere göre 21 yılda köylerde bulunan 20 bin okul kapatıldı. 250’ye yakın da yatılı okul kapatıldı. 2002’den bu yana köyde kalanlar mecbur kaldıkları için çocuklarını şehirdeki okullara göndermek zorunda kaldı. Fakat kız çocukları güvenlikten kaynaklı okula gönderilmedi. Bu yüzden de çocuklarını cemaatlerin açtığı kurslara gönderdiler. Cemaatlerde de çeşitli perspektifleri var. Fakat ortak bir kararları var ki şeriat sistemini yeniden kurmak. Bundan dolayı her alanda çocukları şeriat sistemine göre değiştirip dönüştürdüler. Son 50 yılda bu durum daha da arttı” şeklinde konuştu. 
 
Toplum cemaatlere bırakıldı
 
Eğitim sisteminde yer alan eğitmenlere çocukların kendilerini taciz ve tecavüzden nasıl koruyacakları üzerinden pedagojik eğitim verilmesi gerektiğini söyleyen Mukaddes, bu eğitimin cemaatlerde verilmediğinin altını çizdi. Cemaatlerde çocukların “diğer dünya” için eğitildiklerini belirterek, “Çocukları kendi sistemlerine göre eğitiyorlar. Toplum onları ideolojilerine bırakılmış durumda. Çocuklara dönük taciz ve tecavüz de bu yüzden arttı. Bu bizler özelde de toplum açısından büyük bir tehlike. Taciz ve tecavüzün teşhiri yeterli değil. Bu cemaat ve tarikatların tamamının kapatılması gerekiyor. Bizlerin inancına müdahale ediliyor. Çocuklar için de bunlar büyük bir tehlike barındırıyor. Cemaat ve tarikatlarda yaşananlar çocuklar ailelerine anlattıklarında anca ortaya çıkıyor. Bu olaylar sistematik yaşanıyor. Çocukların hakları ayaklar altına alınıyor. Bu yerlere gönderilen çocuklar ileride büyük sorunlar yaşayacak. Hem fiziki hem de psikolojik olarak çocuklar etkileniyor. Bu yerlerde çok sayıda intihara sürüklenen çocuk var” ifadelerini kullandı. 
 
‘Bakanlık zemin hazırlıyor’
 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın cemaat ve tarikatlara müdahale etmediğini vurgulayan Mukaddes, aksine bu oluşumlara zemin hazırladığını kaydetti. Mukaddes, “Bakanlık onları daha da güçlendiriyor. Onlara bütçe bir ayırıyor. Hiçbir aile çocuğunu bu yerlere göndermemeli. Bu yerlerde ihmaller ve tecavüzler çok fazla. Bizler sadece ortaya çıkanları biliyoruz peki ya daha açığa çıkmayanlar” diye ekledi. 
 
İstanbul’da 445 tekke bulunuyor
 
Mekanizmayı ele geçiren iktidarın ideolojisinin de böyle olduğuna işaret eden Mukaddes, şöyle devam etti: “Bizler bunu gözlerimizle de gördük. Kendi örgütlülüğüne göre bir ideoloji yaratıyor ve bu ideolojiye göre de mekanizmaları kullanıyor. Üniversite öğrencilerini tarikat yurtlarına mecbur bırakıyorlar. FETÖ’yü ortadan kaldırmayı istediler ve kaldırdılar. Bu yüzden de çocuklar ve gençleri diğer cemaatlere yönlendiriyorlar. O zaman devlet nerede? Devletin aklı budur. Siyasal islamın olduğu bir devlet var. Siyasal islam kendi fikirleriyle örgütleniyor. 9 Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Görevlisi Esergül Balcı’nın 2018’de yaptığı bir araştırmaya göre İstanbul’da 445 tekke bulunuyor. Buralarda 2 milyon 600 kişi ilişkili. Basında sadece birkaç cemaatin adı geçiyor. Tecavüz olayları bu cemaatlerin isimlerini ortaya çıkarıyor.  Fakat buralar ile ilgili daha detaylı araştırmaların yapılması gerekiyor. Devlet buralara yüklü miktarda yardımda bulunuyor.”
 
Çocuklar için güvenli toplum yaratılmalı
 
Tecavüz faillerinin “çocuğun rızası vardı” ifadelerine de dikkat çeken Mukaddes, bu ifadeler ile kendilerini suçtan aklamaya çalıştıklarını dile getirdi. Mukaddes, aile, toplum, iktidar ve devletin çocukların psikolojisinden sorumlu olduğunun altını çizerek, “Çocuklar için atılacak her adımda bizlerin sorumluluğu var. Her alanda çocukları korumalı ve onlar için güvenli bir toplum yaratmalıyız. Bunu ihmal edenlere karşı sesimizi daha gür bir şekilde çıkarmalıyız. Çocukların psikoloji ve fiziklerinden hepimiz sorumluyuz” dedi. 
 
‘Artık bakanlığın içindeler’
 
Mukaddes son olarak da okullara atanacak olan imam ve vaizler konusuna dikkat çekerek, “Milli Eğitim Bakanlığı çocuk istismarının önünü açıyor. İmamlara kadro açılmış. Artık doğrudan okullara müdahale ediliyor. Okullarda yapılan eylemler bunlar eli ile engelleniyor. Önce tarikat ve cemaatlere bağlı okullar açtılar, Milli Eğitim Bakanlığı da onlara destek vererek daha fazla örgütlenmelerine olanak tanıdı ve şimdi de bakanlığın içine girdiler. Tehlike her geçen gün büyüyor” şeklinde konuştu.