Yeşil Sol Parti mücadeleyi büyütmek ve tecridi kaldırmakta kararlı!
- 09:03 12 Haziran 2023
- Siyaset
Rozerin Gültekin
İSTANBUL - HDP ile birlikte yaptıkları toplantılar sonrası yayınladıkları sonuç bildirgesi ile kadın örgütleri ve tüm kadınlarla gerçekleştirecekleri mahalle toplantılarıyla çözüm üreteceklerini belirten Yeşil Sol Parti MYK üyesi Çiğdem Özbaş, “Hedef, kadın özgürlük mücadelesinin büyütülmesi ve tecridin kaldırılması. Türkiye'nin demokratikleşmesi meselesinin Kürt sorununun çözümünden, barış sürecinden ve Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasından geçtiğini biliyoruz. Bunu başaracak olan da kadınlar” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlerin ardından toplantı ve kongre sürecini başlatarak Kadın Meclisi, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) üye ve temsilcileri ile bir dizi toplantı gerçekleştirdi. Eleştiri ve özeleştirinin esas alınarak gerçekleştirildiği toplantılar sonucunda ise HDP ve Yeşil Sol Parti Kadın Meclisi, 7 Haziran’da sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, tecridin kaldırılması, kadın mücadelesinin büyütülmesi ve sokak hareketliliğin arttırılmasına yönelik yerelden başlayarak halklarla birlikte çalışmalar yürütüleceği vurgulandı. Yine demokratik cumhuriyetin inşasında ısrarın sürdürüleceği ifade edilen bildirgede, Kürt sorununun demokratik çözümündeki ısrar da yinelendi. Bildirgede ele alınan konulardan biri de kuşkusuz İmralı tecridi. 27 ayı aşkın süredir hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan ağırlaştırılmış tecrit ve mutlak iletişimsizliğe karşı bildirgede, “Yeni dönemde önemli politik sorumluluklarımızdan biri Sayın Öcalan’a uygulanan tecridi kırma mücadelesini sürdürmek olacaktır” vurgusu yapıldı.
Yeşil Sol Parti MYK üyesi Çiğdem Özbaş, sonuç bildirgelerine dair ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
Seçim sonucu sonrası Yeşil Sol Parti ve HDP olarak bir dizi toplantı ile özeleştiri sürecinin adımını attıklarını söyleyen Çiğdem, halka sundukları hedeflerin tamamını neden gerçekleştiremediklerine dair sorunlarla yüzleşmek için bu toplantıları düzenlediklerini dile getirdi. Çiğdem, “Düştüğümüz yerden kalkmak, neyi yanlış yaptığımızı bulma meselesini ciddiye aldık. Ve hızlıca halklarımıza verdiğimiz sözün gereği olarak bir araya gelme gündemimiz oldu. Bu çerçevede hafta boyunca bütün parti organlarımız buluşarak raporlarımızı yapmış olacak. Ama bu toplantılarda yeniden yapılanma sürecine ilişkin somut kararlar alınmıyor. Çünkü halk buluşmalarında bu kararları alacağız” dedi. İleriki süreçte pozisyonlarını güçlendirecek olan çalışmaların önümüzdeki 3 ayın konusu olacağının bilgisini veren Çiğdem, “Toplantı süreçlerini özeleştiri ve eleştiriye en açık şekilde gerçekleştirme kararlılığımız var. Genel eğilimimiz buluşmaları en yaygın şekilde gerçekleştirmek. Bizim geleneklerimizde başarısızlık karşısında yeniden harekete geçmek önemli bir değer. Saldırılar ile karşı karşıya kalıyoruz ama yenilmiyoruz” sözleriyle yeniden yapılanma sürecine girdiklerini ve yerel çalışmalarını da güçlendireceklerini vurguladı.
Emek ve Özgürlük İttifakı ile buluşacaklar
Paradigmalarında bir yanlışlık olmadığını aktaran Çiğdem, paradigma ve stratejilerin hayata geçirilişinde eksiklikler olduğunu ancak halkların tüm eksikliklere rağmen sandıkta tavrını ortaya koyduğunu belirtti. Çiğdem, yaşanan eksikliklere dair, “Toplumun sağa kaymasına, faşizmin etkililiğine, mülteci meselesinin ırkçı bir saldırganlığa dönüşmesine karşı batıdaki gerici eğilimi fark edip, buna uygun etkin bir söylem geliştirememekten dolayı kendimizi sorumlu hissediyoruz” sözlerini kullandı. Öte yandan Emek ve Özgürlük İttifakı’nın perspektifinin doğru anlatılmaması nedeniyle seçim ittifakı olarak ele alındıklarına da dikkat çeken Çiğdem, “Emek ve Özgürlük İttifakı’nı kurarken mücadele ittifakı olduğunun bilincindeyiz. O yüzden Emek ve Özgürlük İttifakı’nda birlikte olduğumuz güçler ile de önümüzdeki günlerde bir araya gelip, bu çatışma ortamını diyalog merkezli gidermek gerekiyor. Bundan dolayı hedeflerimiz içerisinde Emek ve Özgürlük İttifakı ile buluşmak var” şeklinde konuştu.
Kapı kapı gezilerek çözüm üretilecek
AKP-MHP ittifakının, yanına Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR’ı almasıyla beraber kadına yönelik saldırıların daha da artabileceği bir süreç olduğuna değinen Çiğdem, “Seçimlerde toplum, kadın özgürlüğünden yana mı, kadının köleleştirilmesinden yana mısınız gibi bir tercihe zorlandı. Şiddetin üstünü örtmeye çalışan, kadının toplumdaki rolünü yok saymaya çalışan odağın yüzde 50'nin üzerinde oy alması, kadın hareketi açısından neyi eksik yaptığımızı tespit etmemiz gerekiyor. Kadın hareketleri ve örgütleri ile evdeki kadınlarla buluşacak, mahalle toplantıları gerçekleştireceğiz. Kadınlarla buluşup bu meseleyi birlikte konuşacağız. Şiddete ve gerici temsiliyete karşı en hızlı şekilde vekillerimizi kadınlar ile buluşturacağız. Kadın hareketinin sokakta ve Meclis’teki gündemi, gericiliğe karşı kadınları güçlendirecek çalışmaları yürütmek olacak” ifadeleriyle asıl hedeflerinin kadın ittifakı olduğunu paylaştı.
Sokak siyaseti ve mücadeleyi büyütme hedefi
Mücadelenin ise kaçınılmaz olduğunun altını çizen Çiğdem, “Bütün kadınlara çağrımızdır. Bizler kimliklerimizle, inançlarımızla, dillerimizle, emeklerimizle ve tüm farklılıklarımızla birlikte kadın dayanışmasını büyüteceğiz” diye konuştu. Sokak siyasetinin daha da güçlendirileceğine vurgu yapan Çiğdem, “25 Kasım’larda, 8 Mart’larda sokaklardayız. Her türlü kitlesel eylemin temel parçası ve örgütçüsüyüz. Kadınların en güçlü dinamik olduğunu biliyoruz. Sokak ile evin içine, toplumsal role hapsolmuş, şiddete uğrayan kadın arasındaki ilişkide sorun yaşıyoruz. Bunu çözecek çözümlere ihtiyacımız var. Sokak siyasetini ev içine hapsedilmiş kadınlara ulaştırabildiğimiz zaman değişim mümkün hale gelecek” cümlelerini kullandı.
Mücadele büyütülecek, tecrit kaldırılacak!
27 ayı aşkın süredir hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a 24 yıldır uygulanan ağırlaştırılmış tecrit politikasının en büyük etkilerini kadınların yaşadığını ele alan Çiğdem, “En çok istediğimiz şey tecrit altında tutulan yoldaşlarımızın özgürleşmesi. İktidara karşı güçlü mücadele yürütmüş kadrolarımız, barış sürecinin liderliğini yapan Sayın Öcalan’ın sözünün halklara ulaşmasını engellemek için tecrit siyaseti ve intikam siyaseti iç içe geçti. Hapishanelerin kapılarını açamamış, tecridi kaldıramamış olmak bizim için en üzücü şey. Tecridi kaldıramazsak özgürleşmek ve demokratik cumhuriyet hedefine ulaşmamız mümkün değil. Bundan dolayı seçim beyannamemiz ardından sonuç bildirgemizde de Sayın Öcalan’a yönelik tecridin kaldırılmasına ilişkin taleplerimiz devam ediyor. Hedef, kadın özgürlük mücadelesinin büyütülmesi ve tecridin kaldırılması. Türkiye'nin demokratikleşmesi meselesinin Kürt sorununun çözümünden, barış sürecinden ve Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasından geçtiğini biliyoruz. Bunu başaracak olan da kadınlar” vurgusunu yaptı.