Melike Aydın 

 

İZMİR - Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan Hatice Calıhan’ın tahliyesi gerekçe bildirilmeden 8 ay sonrasına ertelendi. Cezaevlerindeki hak ihlallerinin herkesi ilgilendirdiğini söyleyen Hatice’nin annesi Zeynep Calıhan, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.

 

Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan tutsak Hatice Calıhan tahliye edilmesi gerekirken, gerekçe bildirilmeden tahliyesi 8 ay sonrasına ertelendi. Hatice, tutsaklar tarafından pişmanlık dayatıldığı için reddedilen Cezaevi İdare Kurulu’na da çıkarılmadı. Tahliye günü olan 3 Mayıs’ta İzmir’e gelen annesi Zeynep Calıhan, hiçbir yazılı beyanda bulunulmadan, gerekçe sunulmadan Hatice’nin tutsaklığının devam ettirildiğini dile getirdi. Kızının telefon hakkının da engellendiğini, bu nedenle hukuksuzluktan haberdar olamadıklarını ifade den Zeynep, yaşanan hak ihlaline karşı kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu.

 

Güvenlik bahanesiyle aileye bilgi vermediler

 

Hatice 2010 yılında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Gençlik Örgütü içindeki faaliyetleri gerekçe gösterilerek “KCK gençlik yapılanması içinde olduğu” iddiasıyla önce tutuklanarak 6 ay cezaevinde tutuldu. Hemen ardından açılan başka bir dosyada “KCK Gençlik Yapılanması üst üyelik” iddiasıyla yargılandığı dava ile beraber iki dosyadan toplamda 13 yıl ceza aldı. Ancak Hatice’nin 3 Mayıs’ta tahliye süresi dolmasına rağmen serbest bırakılmadı. Annesi Zeynep, hastalıklarına rağmen bir gün önceden İzmir’e geldiğini belirterek “Cumartesi bekledik tahliye olamadı. Telefon açtı 5 dakika konuştuk. Anne daha belli değil dedi. 16.00’da arayacağız dedi. Ama gelemdi. Gece 00.00’da cezaevini aradık bekle dediler. Sabah aradığımda ise ‘onun güvenliği için bilgi vermiyoruz’ dediler. ‘Zaten sizin elinizde neyin güvenliği” dedim” şeklinde konuştu.

 

Telefon hakkı engellendi, erteleme sözlü olarak bildirildi

 

5 Mayıs Pazartesi Hatice ile kapalı görüşe gittiğinde detayları öğrenen Zeynep, “Kızım ‘bana kağıt gelmedi, sadece sözlü olarak 8 ay daha yatacaksın diye bildirdiler’ dedi. Biliyorum merak ettiğinizi ama hem telefon hem interneti kapattıkları için aramadım dedi. Oysa 5 dakikası daha vardı. Tazminat davası açmış” bilgisini verdi. 

 

‘Hiçbir gerekçe ve belge sunulmadan infazı yakıldı’

 

Durumu öğrendikten sonra cezaevi savcısıyla görüşmeye gittiğinde savcının kendisini dışarda beklettiğini bu esnada içerde belge hazırladığını kaydeden Zeynep, “Cezası bitmiş yatırıyorsunuz, 3 gün fazladan yatıyor dedim. Beni dışarıda bekletirken az önce yazdınız neden Cuma’dan haber vermediniz, rahatsızlığıma rağmen geldim dedim. Hiçbir kurula çıkarılmamış, kağıt da gönderilmemiş. Kanun yok. Kendi kanunlarını bize uyguluyorlar, biz de bunu kabul etmiyoruz” diye tepki gösterdi. 

 

‘Herkes ses çıkarmalı’

 

Gitmeseydi yazı bile yazmayacaklardı” diyen Zeynep, tutsak ailelerine çocuklarını yalnız bırakmama çağrısında bulundu. Zeynep şöyle konuştu: “Bu hepimizin görevi, halkın görevi. Bir gün onların da başına gelebilir. Hiç gelmese de vicdanen sahip çıkılması gerekir. Binlerce çocuğumuz içerde. Sözün bittiği yerdeyiz. Bu bütün insanlara yapılmış bir haksızlıktır. Ses çıkarmazlarsa ezilen halk olacak. Ceza üstüne ceza veriyorlar tecrit üstüne tecrit. Zaten tutsak bir ceza daha vermek hak değildir.”