‘Bize yöneltilen soruların tek cevabı gazetecilik’

  • 09:04 29 Mayıs 2023
  • Güncel
 
Şehriban Aslan
 
AMED - Ankara’da 16 Mayıs’ta görülen duruşmada tahliye olanlardan MA Muhabiri Ceylan Şahinli, “Bizi sorguladıklarında, DFG üyeliği, yaptığımız haberlerin nasıl yapıldığı soruldu. Bir gazeteci nasıl haber yapabilir ki? Aslında bunca sorunun cevabı tek bir şey, o da gazeteci olmamızdır” dedi.
 
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı  tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 25 Ekim 2022 tarihinde gözaltına alınan ve 29 Ekim’de tutuklanan muhabirlerimiz Habibe Eren ve Öznur Değer ile Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirler Selman Gözelyüz, Deniz Nazlım, Berivan Altan, Emrullah Acar, Hakan Yalçın, Ceylan Şahinli, tutuksuz yargılanan Zemo Ağgöz, Mehmet Günhan ve 2 Mart‘ta tutuklanan Yeni Yaşam gazetesi muhabiri Hamdullah Bayram’ın yargılandığı davanın ilk duruşması 16 Mayıs’ta Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 
 
Duruşmada Hamdullah Bayram dışındaki tüm gazeteciler serbest bırakıldı. Tahliye olan gazetecilerden Ceylan Şahinli, hem yaşadıkları süreci hem de kendilerine yöneltilen suçlamaları değerlendirdi.
 
‘Yaratılan algıyla tutuklandık’
 
Geçtiğimiz yıl Haziran ayında gazetecilerin gözaltına alınıp tutuklandığını hatırlatan Ceylan, neredeyse aynı dosya içeriğiyle, somut dayanağı olmayan, gizli tanık beyanına dayandırılan iddialarla gözaltına alındıklarını dile getirdi. Gözaltına alınan meslektaşlarının birçoğunun işkenceye uğradığını belirten Ceylan, “Arkadaşlarımız insanlık onuruna aykırı muameleler gördü. Teslim almaya dönük bir imaj çizmiştiler ve yaratılan algıyla tutuklandık. Dosyanın içeriği, suçlamalara dönük bir tutuklama değildi” dedi.
 
‘Tüm soruların cevabı gazetecilik’
 
Gazetecilerin kamuoyu için devlet kurumlarını denetleyen kişiler olduğunu söyleyen Ceylan, gazetecilik örneklerine bakıldığında da devlet esas alınarak habercilik yapıldığının görüldüğüne yer verdi. Ceylan, “Halbuki gazeteci halkı baz almalıdır. Bunun için devleti denetleyen bir yerde durması gerekirken, biz de halkın yanında durduğumuz için suçlanıyoruz. Mahkeme bize neden bazı haberleri yapmadığımızı sordu ama biz kendi açımızdan yaptığımız haberleri karşı taraf yapmayınca onların yargılandığını görmüyoruz. Yine Kürt basınının yanına ‘örgüt üyeliği’ gelince herkesin bir ‘ama’sı oluyor. Savcılık aşamasında bizi sorguladıklarında, bize DFG üyeliği, yaptığımız haberlerin nasıl yapıldığı soruldu. Bir gazeteci nasıl haber yapabilir ki? Biz sokaklardayız, mahallelerdeyiz, köylerdeyiz, ilçelerdeyiz kısacası her yerdeyiz. Aslında bunca sorunun cevabı tek bir şey, o da gazeteci olmamızdır” ifadelerini kullandı.
 
‘Haberler cımbızla ayıklanmıştı’
 
Ceylan, savcılık aşamasında kendisine gizli bir tanığın beyanlarının da sorulduğuna dikkat çekerek, “Tanığın benim hakkımda söylediği şey de, ‘Stajyer olarak Ankara’da çalışıyordu. Sonradan Urfa’ya geçip çalıştı’ demesiydi. Evet, bunlar doğru. Haberlerimizin mahreçlerinde zaten nerede olduğumuz yazıyor. Gizlenen bir durum değildir. Mahkeme heyetine de söyledim. Yine iddianamede 149 haber karşıma çıkarıldı. Dosyalara cımbızla ayıklanmış bazı haberler konulmuştu” şeklinde konuştu.
 
‘Neden haber yapıyoruz diye hesap soruluyor’
 
Kendilerinden çok sonra tutuklanan gazeteci Hamdullah Bayram’a değinen Ceylan, Hamdullah’a ajanlık dayatmasında bulunulduğunu paylaştı. Hamdullah’a, “Gizli tanık olursan tutuklanmazsın” denildiğine vurgu yapan Ceylan, şöyle devam etti: “Arkadaşımıza ‘bunlar örgüt adına çalışıyor demen yeterli olur’ demişler. Gizli tanığın da nasıl ortaya çıktığını biliyoruz ve gördük. Suç anlamında karşımıza koyulacak somut bir şey yoktu. Biz onlara, ‘Bizi neden ısrarla örgüte bağlamaya çalışıyorsunuz’ diye sorunca, ‘Gizli tanık öyle diyor’ cevabını verdiler. Hem gizli tanığın nasıl oluşturulduğu belli hem de bu dayanaksız şeylerle birlikte gizli tanığın beyanlarıyla birlikte 7 aydır tutukluyduk ve hala davamız sürüyor. Biz ve diğer arkadaşlarımız gözaltına alındığında büyük bir sessizlik hakimdi. Diyebileceğim tek şey bizi savunmak, sadece Kürt basınını değil, tüm gazeteciliği savunmaktır. Bütün faaliyetlerimiz gazetecilik anlamında yaptığımız şeylerdir. Biz gazetecilikten yargılandık. Önümüze haberlerimiz konuldu. Bununla intikam alınmaya çalışılıyor.”
 
Duruşmaya çağrı
 
Ceylan son olarak, “15 Haziran’da arkadaşımız Safiye Alağaş’ın davası görülecek, 11 Temmuz’da da diğer arkadaşlarımızın davası görülecek. Gazeteciliği savunan, bunu dert edinen bütün gazetecileri, STK’leri ve insan haklarını savunan herkesi bu duruşmalara bekliyoruz” çağrısında bulundu.