Semsûr’da çadırlar tarikatların denetiminde!
- 09:02 29 Mayıs 2023
- Güncel
Rozerin Gültekin
SEMSÛR - Depremler ile hayalet kente dönüşen ve dört ayı aşkın süredir barınma ve hijyen sorunlarının devam ettiği, enkazların da kaldırılmadığı Semsûr’da, tecavüz failleriyle dolu tarikat ve cemaatlerin çadırları denetlemesine karşı iktidar ortadan kaybolmuş durumda. Semsûr halkı oluşan tehlike karşısında, “Kentin zihni ve fiziksel inşası konusunda tüm demokratik kurumların hareket geçmesi gerekiyor. Aksi halde kenti cemaatçilere bırakmak zorunda kalacağız” çağrısında bulundu.
Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen ve 11 kenti etkileyen depremlerin üzerinden dört aydan fazla bir süre geçti. 11 kentte büyük bir hasar ve yıkıma neden olan depremlerin hayalet kente dönüştürdüğü yerlerden biri de Semsûr (Adıyaman). AFAD ve yetkililerin günler sonra uğrayıp hiçbir şey yapmadan geri döndüğü Semsûr’da, on binlerce kişi toplu ve kefensiz bir şekilde gömüldü. Birçok köyde halkın kendi imkanları ile yeni mezarlıklar yapıldı. İktidarın ihmalkarlığı nedeniyle çok sayıda göçün yaşandığı Semsûr adeta hayalet kente dönüştü.
Yaralar dayanışmayla sarıldı…
Öte yandan gönüllü yurttaşlar ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) ile çok sayıda sivil toplum örgütünün dayanışması sonucunda Semsûr’da birçok çadır kent kuruldu. Büyük bir emekle komünal yaşamın inşa edildiği kentte, yaralar da dayanışmayla sarıldı. Ancak depremden bu zamana geçen süre içerisinde hala birçok sorun devam ediyor. AKP-MHP iktidarının yalnızca seçim propagandası yapmak için uğradığı kentin her sokağında, insan onuruna yakışır ve halkın ihtiyacına cevap olacak hiçbir çalışma gerçekleştirilmediğini öfke ve tepkiler ile görmek mümkün. İktidarın umursamadığı deprem kentlerinden Semsûr’da, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ile Alevi dernekleri de yeni bir yaşamı halkın talepleri doğrultusunda kurmak için çalışmalarını son hız sürdürüyor.
Enkazlar dere yatağına dökülüyor!
Kentte hala devam eden sorunlardan biri de enkazların kaldırılmaması. Yaşanan yıkımın ardından ortaya çıkan ve ilk günden bu yana yeni bir felaketin yaşanmaması için halklar tarafından çağrısı yapılan enkaz toplama işlemi büyük bir tehdit oluşturuyor. Dört ayı aşkın süredir hala bitmeyen enkaz kaldırma işleminin yapıldığı esnada da hem doğa hem de sağlık açısından büyük bir risk oluşuyor. Tüm uyarılara rağmen önlem alınmadan sürdürülen enkaz toplama işlemi, devamında da yeni bir sorunu getiriyor. Enkazların büyük bir çoğunluğu Semsûr’un Merkez ilçesinde bulunan Karapınar Mezarlığı yanında bulunan dere yataklarına dökülüyor. Bu durumun son bulması için Semsûrluların valiliğe yaptığı başvuru ve girişimlere de hala bir dönüş yapılmadı.
İktidar depremzedeleri görmüyor!
Ağır hasarlı yapılar ile enkazlar hala kentte yer alırken, halkın yıkık ve enkaza dönüşen evleri içerisinden değerli eşyalarını hatta inşaat demirlerini almalarına dahi izin verilmiyor. Bunun karşısında iktidar halkın ihtiyaçlarını ise hiçbir şekilde gidermiyor. Semsûr halkı depremin dördüncü ayında hala bu sorunlarla mücadele ederken, iktidar ise yaşananlara rağmen kentte propaganda yapmaktan çekinmiyor. İktidarın, yeni yapılar inşa ettiğini iddia etmesine karşı ajansımıza bilgi veren Semsûr halkı, kentte hala bir proje çalışmanın gerçekleşmediğini paylaştı.
Çadırlar cemaatlerin denetiminde!
Yine aylar geçmesine rağmen süren barınma sorunu da Semsûrluların yaşamını derinden etkiliyor. Özellikle geçtiğimiz aylarda bölgede yaşanan yoğun yağış, fırtına ve sel baskınları karşısında AFAD’ın “göstermelik” kurduğu çadırlar yerle bir oldu. Depremzedeler günlerce ıslak çadırlarda kaldı ve hiçbir yardımda bulunulmadı. İktidarın, “sözde” çadır ve konteyner kurduğunu söyleyen Semsûr halkı, yaşam alanı değil de adeta “toplama kampı” gibi olduğunu dile getirdi. Yine bu çadır ve konteynerlerin çoğunun da cemaatlerin denetiminde olduğunu ifade ettiler.
Kayıp çocukların bilinmezliklerle dolu ‘akıbeti’…
Diğer yandan depremin ilk gününden beridir devam eden erkek şiddeti ve iktidarın sistematik bir şekilde sürdürdüğü ihmalkarlık politikalarıyla karşı karşıya kalan kadınlar ve çocuklar için de yaşam tüm zorluğuyla devam ediyor. İktidarın saymakla bitmeyecek ihmalkarlıklarının yanı sıra depremler ile ortaya çıkan en önemli gündemlerden biri de kayıp çocukların akıbeti oldu. İktidar ve yetkililerin ihmalkarlığı nedeniyle çok sayıda çocuk depremlerde hayatını kaybederken birçoğu da ya ailesini kaybetti, ya kayboldu ya da kaçırıldı. Yine sayısız kayıp ya da yaşamını yitiren çocuğun resmi kayıtlara geçirilmediği öğrenilirken, birçok aile de depremin ilk gününden bu yana kayıp ve kaçırıldığını düşündükleri çocuklarından hala hiçbir haber alamıyor. “Yurttaşlarımızı kurtardık” naraları atan iktidar, kayıp çocuklar için de hiçbir girişimde bulunmuyor.
Tecavüz failleriyle dolu tarikatlar alanda, iktidar yok!
İktidara yakınlığı ile bilinen ve 6 yaşındaki kızı H.K.G’yi “müridi” Kadir İstekli ile evlendiren Yusuf Ziya Gümüşel’in kurucusu olduğu İsmailağa Vakfı ve Menzil tarikatının, şu an bölgede “ne yaptığı” bilinmiyor. 8 Mart’ta da Menzil tarikatı, köylerde bin 100 depremzede çocuğun “bulunduğunu” açıklayarak, çocuklara “tekbir işareti” yaptırdığı görüntüleri paylaşmıştı. Görüntüde asker ve polislerin ise “Menzil şeyhi” karşısında “el pençe divan” durduğu görülmüştü. Şimdi de fail Yusuf Ziya Gümüşel’in 6 yaşındaki çocuğun sistematik tecavüzüne neden olmakla yargılandığı İsmailağa Vakfı, Menzil tarikatı ile birlikte kentte çadırların denetimini sağlıyor. Tüm bunlara karşı da tarikat ve cemaatler ile ajandası oldukça kabarık olan iktidar kanadından hiçbir şey yapılmıyor. AKP-MHP iktidarı ne kayıp çocukları aramak ne de tarikatların “bulduğu” çocuklar için bir girişimde bulunmuyor.
Halkın umudu yeni yaşam inşasıyla filizleniyor
Öte yandan iktidarın kente yönelik gerçekleştireceği ve “koltuğunu” güçlendireceği kent boşaltma politikası da gerçekleşmedi. Yakın zamanda kentte gönüllüler ile belediyenin yaptığı yardımlar son bulurken, Alevi dernekleri ve Yeşil Sol Parti’nin yardım çalışması ile yeni yaşamın inşası için çalışma yürütülüyor. Kente dönen depremzedeler, ilçe ve köylerde yeniden yaşamlarını kurmak için çalışmaya başladı. İktidarın umursamazlığı nedeniyle kentten göç etmek zorunda kalan depremzedelerin duvarlara yazdığı, “Gidiyoruz ama döneceğiz” yazılaması da umudu bir kez daha yeşertti.
Semsûr halkının talepleri
Semsûr halkının talepleri arasında ilk sırada ise iktidarın vaatten öteye geçmeyen barınma sorunun çözülmesi yer alıyor. Yine ilk günden bu yana büyük bir tehlike unsuru olan hijyen sorunun çözülmesi ve tüm deprem sürecinin, kayıpların yarattığı travmalara karşı psikososyal desteğin sağlanması da taleplerin devamı olarak geliyor. Ajansımız aracılığıyla kamuoyuna çağrıda bulunan Semsûrlular, “Kentin zihni ve fiziksel inşası konusunda tüm demokratik kurumların harekete geçmesi gerekiyor. Aksi halde kenti cemaatçilere bırakmak zorunda kalacağız” sözleriyle sesleniyor.