Filiz Budak: Kuşatma Türkiye-Irak-KDP’nin Kürt düşmanlığı

  • 09:01 27 Mayıs 2023
  • Güncel
 
 
Melek Avcı
 
ANKARA - Mexmûr Demokratik Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak Irak ordusunun kampı kuşatma girişiminin Türkiye, Irak, KDP işbirliği ile yapıldığını, ortak noktalarının da Kürt düşmanlığı olduğunu belirterek, esir alma politikalarına karşı 30 yıldır direndiklerini ve direnmeye devam edeceklerini söyledi.  
 
Irak ordusu 20 Mayıs’tan bu yana Mexmûr Kampı’nı (Şehîd Rüstem Cudî Kampı) ablukaya alarak tel örgü ile çevirip kuleler yapmak için halka saldırmayı sürdürüyor. Ablukaya karşı direnen halk, denetim altında olmayı ve özgürlüklerinden ödün vermemekte kararlı olduğunu belirtiyor.  
 
Mexmûr Demokratik Halk Meclisi Eşbaşkanı Filiz Budak, yaşanan ablukayı, amacını ve halkın direnişini değerlendirdi. 
 
Halk 5 noktada çadır kurdu
 
20 Mayıs sabahı Irak ordusunun abluka için kampa geldiğini belirten Filiz, buna karşı halkın hızla örgütlenerek direnişe geçtiğini söyledi. Filiz, “Irak Ordusu 20 Mayıs sabahı saat 5 buçuk civarında kampa bir saldırı girişiminde bulundu. Buna saldırı diyoruz çünkü sabahın köründe büyük bir askeri güçle, zırhlı araçlarla, ağır silahlarla Mexmûr’un etrafını kuşatmak için saldırdılar. Sabah 5 buçuk civarında gelen Irak hükümetinin askerleri ve Federe Kürdistan’ın polisleriyle birlikte kampın etrafını kuşatmaya, etrafına askeri kuleler inşa etmeye ve ayrıca tel örgülerle örüp kampın etrafını kuşatmak istediler. Bunu duyan Mexmûr halkı direkt sabah saatlerinde Mexmûr kampının kapısına kadar yürüdü ve orada çadırlar kurdu. Irak hükümeti 5 koldan kampa girmeye çalışarak kuşatmaya çalıştı. Halk da bu 5 noktada çadırlarını kurarak direnişlerini sürdürdü. Saldıran Irak ordusuna karşı taşlarla karşı konuldu. Özellikle gençlerin, kadınların ve halkın ağır silahlara karşı taşlı direnişi oldu. İlk gün saldırıda yaralananlar oldu. Bir gencimiz yaralandı, hastaneye kaldırdık buna rağmen Irak hükümeti inkâr ederek ‘biz mermi kullanmadık, size ateş açmadık’ dediler. Fakat bunun kanıtları var, görüntüleri var, yaralanan gencin Musul hastanesinde belgeleri var buna rağmen Irak Ordusu bunu inkâr ediyor” sözlerini kullandı.
 
‘25 yıllık misafirliği esir alma ve tutsaklığa çevirmeye çalışıyorlar’
 
Kamptaki halkın baskı altına alınarak bir esir alma politikasının işletilmeye çalışıldığını söyleyen Filiz, 30 yıldır bu politikalara karşı direndiklerini belirtti. Filiz, şöyle devam etti: “Burada asıl hedef Mexmûr’u bir bütünen kuşatma altına almak, giriş çıkışları tek kapıdan sağlayarak bütün insanları denetim altına alma, psikolojik baskı yaratma ve bir toplama kampına çevirmeye çalışıyorlar. 30 yıldır özgürlüğümüz için ve irademizi teslim etmemek için biz ta Kuzey Kurdistan’dan gelen bir topluluğuz. 30 yıl içinde biz 7 kamp değiştirmiş bir topluluğuz. Kimseye teslim olamamak için, kimseye boyun eğmemek için biz çoluğumuzu çocuğumuzu sırtımıza alıp 30 yıl içinde 7 yer 7 kamp değiştirmiş bir topluluğuz. 30 yıl içinde Irak hükümetinin yapmaya çalıştığı bizi esir almaktır. Bizi esir alıp toplama kampına çevirmektir. Bu insan haklarına, insan özgürlüğüne, insanın iradesine saygısızlıktır. Evet 98’de bize kapılarını açtılar, bizi misafir ettiler ama 25 yıldan sonra bu misafirliği bir tutsaklığa çevirmeye çalışıyorlar. Bu misafirliği bir kuşatmayla bitirmeye çalışıyorlar.” 
 
‘Irak ordusu Mexmûr halkının direnişiyle karşılaştı’
 
Kuşatmaya karşı direnen halkın bir bütün olarak Türkiye, Irak ve KDP işbirliği etrafında esir alınmaya çalıştığının altını çizen Filiz, “Tabi bu da Türk devletinin isteği üzerine yapılan bir girişim ve saldırıdır. Ayrıyeten Mala Barzani dediğimiz KDP güçlerinin isteğidir. Çünkü 94’ten 98’e kadar KDP eliyle yapmak isteği her şeyi yaptırdı. Değiştirdiğimiz bütün kamplar 94-98 döneminde yaşandı. Şimdi de yarım bıraktığı işi Irak hükümetinin eliyle yaptırmak istiyor. Irak hükümeti de son 3 yıldır bu isteklerine cevap vermeye çalışıyor, kampı kuşatma girişiminde bulunuyorlar. Özellikle de 20 Mayıs’ta bunu resmi bir şekilde hayata geçirmek istediler fakat Irak ordusu Mexmûr halkının direnişiyle karşılaştı, direngen kişilikleriyle karşılaştılar. Hiç kimseye boyun eğmeyen bir halkla karşı karşıya kaldılar. Onlar zırhlı araçlarla ve silahlarla saldırırken Mexmûr halkı sadece taşlarla onları kovalamaya çalıştı, kovaladılar da çünkü inşa etmek istedikleri kuleler Mexmûr’un dibindeydi. Halkın onları kovalamasıyla 100- 100 metre kampın aşağısına gittiler” diye konuştu.
 
30 yıllık direniş geçmişi olan bir halk
 
Irak hükümeti ile görüşmelerin sonuç vermediğini belirten Filiz görüşmeleri şöyle anlattı: “Direnç ilk günkü gibi canlı, bütün yorgunluğa, kötü hava koşularına rağmen çadırlarda direniyorlar. Mexmûr halkı şunu söylüyor; ‘Hiçbir şey ama hiçbir şey bizim özgürlüğümüzden daha önemli değil biz 30 yıldır Türk devletine karşı, KDP’ye karşı direniyoruz. DAİŞ’e karşı direndik, bir sürü güce karşı direnmiş bir halkız. Buna karşı da direniriz, gerekirse bedel öderiz ama geri adım atmayacağız.’ Anneleri görüyorsunuz, gençleri, çocukları, herkes kararlı ve moralli. Direnişten vazgeçmeyeceklerini söylüyorlar ‘ta ki öne sürdüğümüz şartlar gerçekleşmeden biz vazgeçmeyeceğiz’ diyorlar. Irak ordusuyla görüşme ve müzakereler yapıldı fakat bir sonuç alınamadı. Çünkü bütün ısrarlarımıza rağmen vazgeçiremedik. ‘Biz orduyuz, devletiz siz bizim topraklarımızdasınız biz bunu yapacağız’ söylemleriyle karşı karşıya kaldık. Bu görüşmelerde halkın talebi ordunun geri çekilmesi, kulelerin kurulmaması ve 20 Mayıs öncesine dönülmesiydi. Bu yapılmadığı takdirde halk direnişe devam edeceğini açıkça belirtti. Fakat Irak ordusu yaptığı hataları bile kabul etmedi, yaraladığını, ateş açtığını kabul etmedi ve ısrarla, ‘biz devletiz, bunu yapacağız, karar verdik’ dediler.
 
Türk devletinin isteği doğrultusunda bu kuşatma gerçekleştiriliyor
 
Tabi biz görüşmelerde şunu da dile getirdik, kampın etrafının kuşatılmasının Türk devletinin isteği doğrultusunda olduğunu. Daha önce yanılmıyorsam 2021 yılında Bağdat müsteşarı şunu demişti, ‘Biz Türk devletine karşı koyabilecek kadar güçlü değiliz. O yüzden bizden istenileni yapmama gibi bir lüksümüz de yok.’ Biz o zaman anlamıştık ‘yarın öbür gün eğer Türkiye devleti size karşı bir yaptırımda bulunmamızı isterse bunu reddedecek durumda değiliz’ demekti. Şimdi Türk devletinin isteği üzerine bu kuşatma gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Irak hükümeti ile Türk devleti arasındaki ilişki bir ittifak ilişkisidir. Bugün kampta yapılmak istenen Türk devletinin isteği üzerinedir. Türk devleti, Irak hükümetini Dicle suyunu kesmekle tehdit ediyor onlar da buna karşılık kampın etrafını kuşatıp, ‘bakın biz istediğinizi yaptık 30 yıldır bu kamp başımıza bela, 30 yıldır kampı dağıtamadınız, istediğiniz sonucu elde edemediniz, bakın biz kampı kuşattık siz de Dicle suyunu bırakın’ demek isteniliyor.  
 
Irak, KDP ve Türkiye sömürge ittifakının kesişimi Kürt düşmanlığı
 
İki devlet de Kurdistan sömürgecisidir. Her ne kadar Kurdistan’da federe hükümet varsa da bu hükümet bugün Irak hükümetinin istemediği hiçbir şeyi yapamayacak durumdadır. Özellikle söz konusu petrol, Kurdistan toprağı olduğunda birinci derece söz sahibi Irak hükümetidir. Kurdistan sömürgecisi olduğu için Türk devletiyle ortak yönleri budur. Ayrıca misakı milli sınırlarını gerçekleştirmek isteyen AKP-MHP faşizmi burada Irak hükümetini kullanarak Şengal-Mexmûr-Kerkük hattını bir yapmaya çalışıyor. Burada ikisinin ortak noktası budur, ortak noktaları Kürt düşmanlığıdır, özgür Kürde olan öfkeleri ve nefretidir. Elbette direniş devam edecek, bu halk böyle bir yaptırıma boyun eğmeyecek, geri adım atmayacaktır. Çocuğuyla, genciyle, yaşlısıyla, kadınıyla, erkeğiyle bu yaptırıma karşı biz direneceğiz diyorlar. Başarana kadar ısrarcılar.”