İkinci tur neden önemli?
- 09:09 24 Mayıs 2023
- Güncel
Melek Avcı
ANKARA - Avukat Hediye Gökçe Baykal, ikinci tur seçimlerinin kadınlar için adeta bir kader seçimi olduğunu belirterek, “Haklarımız, özgürlüklerimiz konusunda gerçekten çok büyük risklerle karşı karşıyayız. O yüzden oy kullanırken kadınlar muhakkak dikkat etsin, kendi gelecekleri için oy versinler” dedi.
Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nin ardından ortaya çıkan Meclis tablosu tartışılmaya devam edilirken, gözler ikinci tura çevrildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oy oranı yüzde 50’nin altına düşerken, ciddi oranda oy kaybettiği de açığa çıktı. İkinci tur seçimlerinin çok kritik bir seçim olduğu birçok kesim tarafından dile getirilmeye devam ediliyor. Özellikle Hizbullah’ın siyasi temsillerinin Meclis’te yer alması ve yüzde 30 üzerinde eril grubun oluşması kadınlar ve çocuklar için ciddi riskleri içinde barındırdığına dikkat çekilirken, bu durum geleceğe dair karamsar bir tabloya neden olduğu vurgulanıyor. Diğer yandan güçlü bir parlamenter sistemle birlikte değişecek olan cumhurbaşkanının, bu karamsar tabloyu dengeleme ve değiştirme potansiyeline işaret ediliyor.
Tüm bu gelişmelerle beraber, ikinci turun, kadın ve çocuklar için önemini Önce Kadınlar ve Çocuklar Derneği’nden avukat Hediye Gökçe Baykal’dan dinledik.
‘14 Mayıs Meclis tablosu kadınlar için risk’
14 Mayıs seçimleri sonrası ortaya çıkan tablonun kadınlar olarak kendilerini dehşete düşürdüğünü söyleyen Hediye Gökçe, Meclis’e giren partilerin seçim öncesi beyanlarının ne kadını ne de çocuğu öncelediğini belirtti. Hediye, “Seçim öncesi beyanlarında ne kadını ne çocuğu önemseyen, dikkate alan ve kadını ikinci sınıfı vatandaş yerine koyan bir temsil var. Hatta Yeniden Refah Partisi’nin kadın adayının yüzünü karalayarak göstermişlerdi. İki partinin Meclis’te temsil ediliyor olması gerçekten dehşet verici ve bizi endişelendiren bir durum. Bu, iki partinin beyanları ve buna destek olanların çünkü ‘biz bu şartlarla beraber hareket edeceğiz, ittifaka destek olacağız’ demişlerdi bunun aksine bir beyanda da bulunmadılar. Cumhur İttifakı’nın içerisinde yer aldılar, bu da demek oluyor ki onların beyanları aslında üstü kapalı olarak AKP tarafından da onaylanıyor. Bu sebeple gerçekten büyük bir tehlike ile karşı karşıyayız. 6284 sayılı yasa üzerinde ciddi bir tehdit oluşmuş durumda. İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kalktığı zaman çok büyük tepkiler gösterdik. İktidar bu tepkilere, ‘bizim 6284 sayılı yasamız var zaten kadınlarımızı koruyor’ şeklinde bir savunmada bulunmuştu. Ancak şimdi ittifak ortaklarının 6284 sayılı yasaya tamamen düşman gözüyle baktıklarını görüyoruz; 6284 sayılı yasanın kaldırılması, bununla birlikte süresiz nafakanın kaldırılması, bu kanunla erkeklerin mağdur olması gibi çok akla sığmayan iddialar ile geldiklerini görüyoruz” dedi.
‘Cinsiyetçi ve gerici bir Meclis’i dengeleyecek bir unsur şartı’
Meclise giren Yeniden Refah ve HÜDA PAR’ın aynı zamanda cemaat ilişkilerini de açıktan yürüttüğünü belirten Hediye, bunun çocuklar için büyük risk teşkil ettiğini vurguladı. Hediye, “Özellikle kadınlar ve çocuklar açısından deprem döneminde cemaatlerle ilgili büyük sıkıntı yaşamıştık. Cemaatlerin refakatsiz çocukları kaçırdığı, onlara din eğitimi vermek üzere cemaat okullarına yerleştirdiği gibi çok sayıda ihbar gelmişti derneğimize ve bunun üzerine harekete de geçmiştik. Mesela Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmaya yer olmadığına dair bir karar verdi. Tabi burada iktidarın yargı üzerindeki etkisi de çok büyük. O açıdan bu düzenin bu şekilde devam etmesi riskli. Kadınlar açısından zaten cemaatlerin kadınlara bakış açısı ortada; süreli nafaka olsun, 6284 sayılı kanun kaldırılsın, erkekler evden uzaklaştıkça şiddete daha meyilli oluyor gibi tamamen temeli olmayan erkek bakış açısı, eril düşünceyle ortaya konmuş bu fikirleri daha da çok dile getirecekler. Cemaat yapıları daha çok artacak, söz hakları artacak Meclis’te temsil edilmeleriyle birlikte. Bu açıdan muhakkak bir dengeleyici unsurun olması gerekiyor, yoksa gerek kadınlar açısından gerek çocuklar açısından çok kötü günler bizleri bekliyor. Çocuğun rızası varsa evlenebilir şeklinde hem Yeniden Refah Partisi’nden hem de HÜDA PAR’dan da açıklamalar gelmişti. Gerçekten dehşet içerisinde izliyoruz bu açıklamaları, bu sebeple Meclis’te olmaları çok büyük bir risk. Eğer bu rejim bu şekilde devam ederse ne kadınlarımız güvende olacak ne de çocuklarımız” ifadelerini kullandı.
‘Yalnızca kadın temsiliyeti değil bakış açısı da komple değişmeli’
Eşit temsil konusunu da seçim boyunca gündeme getirdiklerini kaydeden Hediye, partilerin bu talebi dikkate almadığını söyledi. Hediye, “Tüm partileri eleştiriyorum birkaç parti dışında kadın temsiliyeti noktasında gerçekten bu seçimde de sınıfta kaldığını görüyoruz. 120 kadın vekilin olması bu nedenle şaşırtmadı. Kadın vekil adaylarını koyulduğu yerler de genelde seçilmeyecek yerlerden olduğunu gördük ki sonuç da ortada o nedenle 121 kadın vekil var. Bakış açısı da çok önemli Meclis’te. Somut örnek verecek olursak geçen dönem Aile Bakanı Derya Yanık bir kadın olmasına rağmen gerek kadın cinayetlerinde, gerek çocuk istismarında ya da çocukların kaçırılmasına ilişkin gerçekten hiç korumacı bir tavır sergilemedi. Bu sebeple zihniyet de önemli, kadın temsiliyetinden ziyade kadına bakış açısının Meclis’te nasıl temsil edildiği de önemli. İlla kadın olduğu için kadın haklarını savunacak diye biri olmadığını maalesef bu sonuçtan da görüyoruz. O sebeple bakış açısının değişmesi gerekiyor. Tabi daha çok kadın vekil olursa bu bakış açısı da o yönde değişecektir. İktidardaki kadın vekillerin de zaman zaman yaptığı destekleyici açıklamaları var. Örneğin, 6284’te olduğu gibi, bunu yaptıklarında kendi partilerinde linç edildiklerini gördük. Bunu da yaşadık. Bu sebeple bakış açısı komple değişmelidir” sözlerini kullandı.
‘Kadın ve çocuk haklarından yana bir cumhurbaşkanı Meclis’i dengeler’
Meclis’te kadınların karşısında kötü bir tablo yer alsa da bu tablonun ikinci turda seçilecek cumhurbaşkanı ile dengelenebileceğinin altını çizen Hediye şu ifadeleri kullandı: “Meclis çoğunluğu şu an Cumhur İttifakı’nın elinde o sebeple kadınlar ve çocuklar için büyük bir risk oluşmuş durumda. Bir sonraki milletvekili seçimlerinde kadın temsiliyetinin artması için yine çalışacağız, bunu hedefleyeceğiz çünkü önemli olan zihniyet meselesi kadın haklarını orada en iyi şekilde savunmak gerekiyor. Bu yüzden ne kadar çok kadın Meclis’te olursa o kadar iyi olacak. Tabi ki tüm bunlar şu açıdan önemli cumhurbaşkanlığı seçiminde de eğer kendi taraflarından bir kişinin kazanmasıyla birlikte tek adam rejimi devam edecek. Böylece istedikleri kararları çok rahat bir şekilde aldırabilecekler. Biliyorsunuz biz İstanbul Sözleşmesi’nden tek bir kişinin kararı ile çıktık, hiçbir hukuki dayanağı olmadan. Yine aynı düzen devam ettiği sürece bundan sonraki düzenlemelerinde yine aynı şekilde kadınlar ve çocuklar aleyhine olmak üzere artarak devam edeceği endişesini taşıyoruz. Bu sebeple cumhurbaşkanlığı seçimi çok önemli. En azından cumhurbaşkanın kadınlara, çocuklara saygılı, temel hak ve özgürlükleri savunan bir kişi olması durumunda bu Meclis üstünlüğünün dengeleneceğini düşünüyoruz.”
‘Bu düzen bu şekilde devam etmemeli’
İkinci tur seçiminin oy kullanacak olan 32 milyon kadın için çok önemli olduğunun altını çizen Hediye şöyle konuştu: “Bu seçim tüm ülke için önemli ama kadınlar için daha çok önemli. Tamam ya da devam. Haklarımız, özgürlüklerimiz konusunda gerçekten çok büyük risklerle karşı karşıyayız. Bilmiyorum kadınlar bunun farkındalar mı; hangi özgürlüklerin ellerinden alınabileceğini, şiddet vakalarının artabileceğinin ya da temel haklarından olacaklarının farkındalar mı bilmiyorum ama gerçekten biz kadınlar için çok önemli bir seçim. Bu nedenle sandığa giderken muhakkak bunu düşünmeleri lazım, kendi özgürlüklerini, temel haklarını, geleceklerini ve çocuklarının geleceklerini düşünmeleri lazım. Kararlarını bu doğrultuda vermelerini istiyorum. Bu tek adam rejimiyle ve Meclis’e giren yeni partilerin düşünceleriyle, mütedeyyin yaşam tarzlarıyla kadın haklarının çok sekteye uğrayacağını düşünüyorum. O yüzden oy kullanırken kadınlar muhakkak dikkat etsinler, kendi gelecekleri için oy versinler. Tüm beklentim bu yönde. Bu, akıllarının bir köşesinde olsun özgür gelecekleri için oy versinler. Bu düzen bu şekilde devam etmemeli.”