Nilofar Ayoubi: Kadınlar Taliban’a karşı cesur ve kararlı

  • 09:04 21 Mayıs 2023
  • Dünya
 
HABER MERKEZİ - Afganistanlı gazeteci Nilofar Ayoubi, Taliban’ın baskılarına rağmen kadınların büyük bir cesaret ve dayanıklılık gösterdiğini söylerken, “Ancak, birçok zorlukla karşılaşmaya devam ediyorlar ve kalıcı bir değişim elde etmek için uluslararası kuruluşların ve toplulukların desteğine hala ihtiyaçları var” dedi.
 
Afganistan’da 2021’den bu yana iktidarını ilan eden Taliban sokakları ve toplumun her alanını kadınlara dar etmeyi sürdürüyor. Birçok baskı ve yasak aracını sahaya süren Taliban, kadınların nefes almasını dahi bir “günah” işleme alanına dönüştürüyor. Tüm bunların karşısında sokak eylemleri ve gizli eğitim kurumlarıyla politikaları çürüten kadınların uluslararası toplumun desteğine ihtiyaç olduğu da bir gerçek. Kadınların ülke içindeki mücadelesi her ne kadar ses getirse de, eril ve kapitalist zihniyetin hakim olduğu sınırlarda tek yetkili mecra olan Taliban’a karşı bu mücadele ve örgütlenme alanı bastırılıyor. Son olarak, Mayıs ayının ilk haftasında Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen toplantıya Afganistan’ı temsilen Taliban’ın Birleşmiş Milletler tarafından davet edilmesi büyük yankı uyandırmıştı. Kadınlar eşitlik, hak ve demokrasi ilkelerini savunan BM’nin bu davetini günlerce protesto etmiş ve BM’ye çağrılarda bulunmuştu.
 
Afganistan’da Taliban’ın yasakları, kadınların mücadele mekanizmalarını ve bu kurumları gazeteci Nilofar Ayoubi ile konuştuk.
 
“Birçok Sivil Toplum Kuruluşu kapandı ve Afganistan'daki sivil toplum, savunuculuk yapma, araştırma yapma ve ülkenin siyasi ve sosyal süreçlerini etkileme gücünü neredeyse tamamen kaybetti.”
 
*Afganistan’da Taliban'ın kadınlara ve çocuklara yönelik birçok yasağı sürüyor. Şu an Afganistan'daki son durum nedir?
 
Afganistan'daki sivil toplum faaliyetleri, Taliban'ın Ağustos 2021'de ülkenin kontrolünü yeniden ele geçirmesinden bu yana önemli ölçüde kısıtlandı. Son raporlar, Taliban yetkililerinin baskıcı politikalar uyguladığını ve sivil toplum kuruluşlarını (STK'lar), insan haklarını destekleyen kalkınma ve insani yardım kuruluşlarını ve kadın hareketleri dâhil diğer sivil toplum aktörlerini hedef aldığını doğruluyor. Taliban halkın yaptığı barışçıl protestoları gerçek mühimmat kullanma, göstericilere elektrik şoku, göz yaşartıcı gaz, kırbaç ve kablolarla şiddet uygulama da dâhil olmak üzere aşırı güç kullanarak bastırdı. Sonuç olarak, birçok sivil toplum kuruluşu kapandı ve Afganistan'daki sivil toplum, savunuculuk yapma, araştırma yapma ve ülkenin siyasi ve sosyal süreçlerini etkileme gücünü neredeyse tamamen kaybetti. Dünya çapında sivil toplumun özgürlüklerini izleyen bir araç olan CIVICUS Monitor'e göre, Afganistan'daki sivil alan 'bastırılmış'tan 'kapalı'ya doğru evirilerek mümkün olan en düşük tanımlamaya geçti.
 
“Kadınlar, önemli risklerle karşı karşıya kalmalarına rağmen eğitim, aktivizm ve sivil katılım gibi çeşitli yollarla hak ve özgürlükleri için mücadele etmeye devam etti.”
 
*Kadınlar bu yasaklarla karşı nasıl bir mücadele pratiği geliştirmiş durumda, buna karşı neler yapıyorlar?
 
Afganistan'ın kadınları, Taliban ve diğer grupların kendilerine dayattığı yasaklara direnme ve bunlara meydan okuma konusunda aktif bir rol oynuyor. Kadınlar, önemli risklerle karşı karşıya kalmalarına rağmen eğitim, aktivizm ve sivil katılım gibi çeşitli yollarla hak ve özgürlükleri için mücadele etmeye devam etti. Afgan kadınları, hem ülke içinde hem de uluslararası düzeyde toplumsal cinsiyet eşitliğini, insan haklarını ve kadınların güçlendirilmesini teşvik etmeyi amaçlayan örgütler ve girişimler oluşturmuş ve yönetmiştir. Örneğin kadınlar, kız çocuklarına ve kadınlara eğitim sağlayabilecek okullar, üniversiteler ve eğitim merkezleri kurup işletiyor. Sosyal medya aracılığı, gazetecilik ve topluluk örgütlenmesi yoluyla kadın haklarını savundu. Afgan Kadın Ağı (Afghan Women's Network), Afgan Kadınları için Kadınlar (Women for Afghan Women) ve Bölgesel Kadın Ağı (Women's Regional Network) gibi kadınların öncülüğünde örgütler kurdu ve bunların tümü kadın haklarının desteklenmesinde kritik roller oynuyor. Bunlar şiddet içeren aşırılığa karşı koyma ve barış inşasını teşvik etme çabalarını birleştiriyor.
 
Afganistanlı kadınlar ayrıca zorunlu başörtüsü takma, kadınların sosyalleşme ve hareket kabiliyetine getirilen kısıtlamalar, eğitim ve sağlık hizmetlerine erişim dâhil olmak üzere tüm ayrımcı ve baskıcı yasalara karşı protestolar düzenledi. Şiddet ve gözdağıyla karşı karşıya kalmalarına rağmen, kadınlar haklarını aramak için Kabil sokaklarında ve ülke genelinde büyük yürüyüş eylemleri gerçekleştirdi. Genel olarak, Afgan kadınları kendilerine dayatılan yasaklara direnme ve meydan okuma konusunda olağanüstü bir dayanıklılık, cesaret ve kararlılık gösterdi diyebilirim. Ancak, kültürel, siyasi ve güvenlik engelleri nedeniyle birçok zorlukla karşılaşmaya devam ediyorlar ve kalıcı bir değişim elde etmek için uluslararası kuruluşların ve toplulukların desteğine hala ihtiyaçları var.
 
“Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, kadın hakları da dâhil olmak üzere insan haklarını ihlal eden tüm gruplardan hesap sormalı ve en savunmasız durumdakileri savunmalıdır.”
 
*Birleşmiş Milletler, Katar’ın Doha kentindeki toplantıya Taliban’ı da çağırdı. Afganistanlı kadınlar, BM’nin kararını protesto etti. BM'nin kadınları baskılayan bir yapı ile masaya oturmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Birleşmiş Milletler,  kadın hakları da dâhil olmak üzere dünya çapında insan haklarını geliştirmeye ve korumaya adanmış bir kuruluş olarak kendini tanımlamıştır. Konuya ve çatışmalara müdahil olan tüm taraflarla diyaloga girmek esas olmakla birlikte, bu diyaloğun kadın haklarının önemini göz ardı etme pahasına gerçekleşmemesini sağlamak da hayati önem taşımaktadır. Taliban gibi kadın haklarını ihlal eden gruplarla ilişki kurma süreci ve kadınların seslerinin hala masada temsil edilmesini sağlamak için incelikli bir yaklaşım gerektiren hassas bir süreçtir. Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların Afgan kadınlarının endişelerine kulak vermesi ve nihayetinde hayatlarını etkileyecek herhangi bir tartışma veya müzakereye dâhil olmalarını sağlaması elzemdir. Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, kadın hakları da dâhil olmak üzere insan haklarını ihlal eden tüm gruplardan hesap sormalı ve en savunmasız durumdakileri savunmalıdır. Kuruluş amacı budur.
 
“Bu kurumların hepsinin insan haklarını ve kadın haklarını her ülkede eşit şekilde korumada başarılı olmadığı bir gerçek olarak karşımızda duruyor.”
 
*Hukuk ve insan haklarını koruduğunu iddia eden bu kurumlar kendi ülkeleri dışındaki kadınları, kız çocuklarını gerçekten koruduğunu düşünüyor musunuz?
 
İnsan haklarını ve kadın haklarını koruduğunu iddia eden uluslararası kuruluşların, coğrafi konumu ne olursa olsun, bu ilkeleri evrensel olarak desteklemesi beklenmektedir. Bu kurumların hepsinin insan haklarını ve kadın haklarını her ülkede eşit şekilde korumada başarılı olmadığı bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Ancak bu kurumlar, hükümetlere ve sivil toplum kuruluşlarına işbirliği yapmaları, bilgi paylaşmaları ve dünya çapındaki insan hakları ihlalleriyle ilgili sorunları ele almaları için bir platform sağlamak için var. Bu kurumlar, çeşitli program, inisiyatif ve kampanyalarla farkındalık yaratmayı, değişimi savunmayı ve insan hakları ile kadın haklarını ihlal edenlerden hesap sormayı amaçlıyor. Daha yapılacak çok iş varken, bu kurumların varlığı insan haklarının ve kadın haklarının her yerde korunduğu ve saygı duyulduğu bir gelecek için her şeye rağmen umut da veriyor.
 
*Taliban'ı tanıma yoluna giden BM'ye söylemek istediğiniz nedir?
 
Birleşmiş Milletler’e Taliban'ın tanınmasını içeren herhangi bir eylem ve hareketten kaçınmasını, ayrıca insan hakları ile kadın haklarını ilk sıraya koymasını şiddetle tavsiye ediyorum. Aksi takdirde bu kurum başka bir feci başarısızlığa doğru adım atmış olacak.
 
 
 

Etiketler:

Okumadan geçme!