İkinci turda belirleyici rol basının
- 09:03 21 Mayıs 2023
- Medya Kritik
Leyla Ayaz
HABER MERKEZİ - Cumhurbaşkanlığı seçimi için 2. tur, kadınlar, gençler, halklar, inançlar açısından hayati öneme sahip. Yine seçimlerde etkili olacak olan da basın.
14 Mayıs seçimlerinin sonuçları hem muhalefet hem de iktidar tarafından tartışılıyor. Bu tartışmalar bir süre daha devam edecek kuşkusuz. Seçim sonucunda bir tablo ortaya çıktı ve bu tablo da Türkiye’nin geleceğini belirleyecek. 14 Mayıs’ta çıkan sonuç ve 28 Mayıs’ta çıkacak sonuç halkı, toplumu, inançları, gençleri, öğrencileri, barış isteyen kesimleri, muhalifleri, yurtseverleri ve özellikle de kadınları etkileyecek.
Eşit olmayan koşullarda yürütülen seçim çalışmaları sandıkları da etkiledi. İktidar bir kez daha her seçimde olduğu gibi Anadolu Ajansı’na tarihi bir “görev” verdi. Bu amaçla görevlendirilen televizyon kanalları baştan sona kadar aynı oranı yansıttılar. Ancak sandıklara sahip çıkma tutumu sandıktan ikinci turu çıkardı. İktidar kaybetmemiş gibi ve seçimin meşruluğu için ikinci planını devreye soktu. Hem “zaferini” ilan etti hem de ikinci tura gidileceğini.
Seçmenlere yönelik hemen bir algı operasyonu başlattı ve medyayı devreye koydu. Yandaş gazeteler ertesi gün “Cumhur İttifakı kazandı” manşetleri ile okuyucuların karşısına çıktı. Haber kanalları aynı anlayış ile yayın yaptı. Yine seçim sonuçları dünya basınında da geniş yer aldı. İngiliz Haber Ajansı Reuters, “Ne Erdoğan ne de Kılıçdaroğlu yüzde 50 barajını aşamadı… Sonuç, siyasi ayrımcılığın olduğu ülkeyi kutuplaşmaya götürüyor” diye yazdı. Fransa’da yayın yapan Le Monde gazetesi cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kaldığına dikkat çekti ve “Hiçbir aday yüzde 50 barajına geçemedi; ülkenin 100 yıllık tarihinde ilk kez gidilecek ikinci tur seçimleri 28 Mayıs’ta yapılacak” diye yazdı. Almanya’da yayın yapan Der Spiegel Dergisi de seçimlere dikkat çekerek “İktidar için sinir savaşı” diye yazdı. CNN International de seçimlere dikkat çekerek canlı yayınlar yaptı ve şu ifadeleri kullandı: “AKP Genel Merkezi’ndeki ekranlarda yüzdeler değiştiğinde müzik durdu, moraller düştü.” New York Times gazetesi internet sitesinde, “Erdoğan’dan kaçan çoğunluk ikinci tura doğru gidiyor” başlığını kullandı. Amerikan Associated Press (AP) ise, “Erdoğan’ın oyları düştükçe ikinci tura doğru gidiliyor” dedi. Türkiye’deki muhalif basın da “Cumhur İttifakı’nın iktidarı sarsıldı” manşetleri ile okuyucuların karşısına çıktı.
İttifakların şimdi ikinci tura ilişkin yürüttükleri strateji seçmenlerin psikolojisini, fikir ve düşüncelerini nasıl etkileyecek belli değil. Ancak parlamento seçimlerinde ortaya çıkan tablo kesin olarak toplumu etkileyecek. Ortaya çıkan sonuçlara göre 16 siyasi parti Meclis’te olacak. AKP 263, CHP 130, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi 62, MHP 50, İYİ Parti 44, DEVA 14, Gelecek Partisi 10, Saadet Partisi 10, Yeniden Refah Partisi 5, HÜDA PAR 4, TİP 4, DP 3, DSP 1, TDH 1 ve TOP 1 vekil ile Meclis’te temsil edilecek. Ortaya çıkan bu tablo Türkiye’nin geleceğini belirleyecek.
Bizim için önemli olan parlamentoda kadınlara yönelik siyaset. Kadın vekil sayısı önceki dönemde 100 idi. Ancak bu kez 121 kadın vekil Meclis'e girdi. AKP 50, MHP 4, CHP 30, İYİ Parti 6, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi 30, TİP 1 kadın vekil ile temsil edilecek. Ancak Semsûr, Aksaray, Amasya, Ardahan, Artvin, Bayburt, Bîlecîk, Çewlîg, Bolu, Burdur, Çanakkale, Çorum, Xarpêt, Erzîngan, Gümüşhane, Îdir, Karabük, Kırıkkale, Karaman, Kırklareli, Kırşehir, Kilis, Kütahya, Niğde, Ordu, Rize, Sinop, Tokat, Uşak, Yozgat ve Zonguldak yani 31 ilin parlamentoda kadın temsiliyeti olmayacak.
Seçim çalışmalarında kadınlar alanlarda aktif ve öncü bir şekilde yer aldı. Bu tüm ittifaklarda böyle idi. Her yerde olan kadınlar temsiliyette ise azdı. Çağrılarda varlardı ancak sahnede yoklardı. Kağıt üzerinde isimleri vardı ancak sorunları dile gelmedi. Alanlarda yapılan seçim çalışmalarında İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin tutum değişmedi. 6284 sayılı yasanın kaldırılması için tartışmalar devam etti. Miras hakkından, boşanma hakkına nafakaya kadar kadınları tartışma malzemesi yaptılar. Çocuklara yönelik cinsel saldırı ve çocuk yaşta evliliklerin faillerinin affedilmesini seçimin bir malzemesi yaptılar. Bu şeriat talepleri alanlardan yükseldi. Medya da aynı zihniyet ile programlar, gazeteler, internet siteleri bunları topluma yansıttı.
Düzce’de ortaya çıkan örnek ise daha somut ve şimdi bu zihniyet Meclis’te yer alacak. Düzce’de kadın aday Çiğdem Kulalı’nın Yeniden Refah Partisi’nin seçim aracı üzerindeki fotoğrafı bir gölge olarak erkek adayların arasında yansıtıldı. Daha sonrasında ise tümden kaldırıldı. Kadının fotoğrafını karartan zihniyet, parlamentoya gitmeden kadınlar için kararlar alıyorlardı. Yine HUDA PAR İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün’ün söylemi şu şekilde: “6284 sayılı yasa, ulusal ilke, ahlak ve adalete göre değiştirilmeli.”
Kübra Ergün isimli genç bir kadın… 15 Mayıs’ta Yenikapı Marmaray İstasyonu’nda yaşamına son verdi. Arkasında bir mektup bıraktı ve şöyle dedi: “Yoruldum, gençliğimi çaldılar. Ben AKP’ye ve yandaşlarına hakkımı helal etmiyorum. Kendimi hiçbir zaman özgür hissetmedim. Her ne kadar ailemin desteği olsa da yine de kendimi özgür hissetmedim…”
Kübra’nın bu söylemleri kadın kurumları ve örgütlerinin öngörüsü idi. Alanlarda eylemlerinde sürekli olarak geleceğe yönelik kaygı ve korkularını dile getirdiler. İkinci tur kadınlar, gençler, halklar, inançlar için hayati önemde. Bu yüzden de 28 Mayıs’ta seçmenler bir kez daha sandığa gidecek.
Özgür basın, muhalif basın ve yandaş basın için yeni bir mesai başlıyor. İkinci turda seçim yarışı medya üzerinden yürütüleceğe benziyor. İkinci turda belirleyici rol yine basının.