Meclis’te eril siyasete karşı mücadele edecekler

  • 09:02 18 Mayıs 2023
  • Siyaset
 
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Yeşil Sol Parti’nin en çok kadın milletvekili çıkardığını söyleyen İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, eril siyaset ve baskılar karşısında daha güçlü örgütlenmek gerektiğini vurgulayarak, kadın özgürlük mücadelesini büyüteceklerini ve İmralı tecridinin son bulması için mücadelelerini sürdüreceklerinin mesajını verdi.
 
14 Mayıs seçimlerinde aday listelerini belirlerken eşit temsiliyeti esas alan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) seçiler milletvekilli sayısı ile Meclis’e de eşit temsiliyetle girdi. Kesin olmayan sonuçlara göre Meclis’e giden 600 milletvekilinden yaklaşık 120’sinin yani 5’te birinin kadın olması Yeşil Sol Parti’nin eşit temsiliyet ile seçim sonrası da dikkatleri üzerine çekmesini beraberinde getirdi. 
 
Yeşil Sol Parti’nin milletvekili adaylarından olan ve İstanbul’dan milletvekili seçilen Çiçek Otlu, yaşanan gelişmelere ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu. 
 
‘Tayyip Erdoğan istediği oyu alamadı’
 
AKP’li Tayyip Erdoğan’ın ilk turda kazanamadığına dikkat çeken Çiçek, “Biz bu 2023 seçimlerine başlarken AKP ve MHP faşist bloğu kendisi bakımından politik İslamcı faşist rejimi restore etmek ve inşa etmek göreviyle karşı karşıyaydı. CHP ve İYİ Parti de cumhuriyetin ikinci yüz yılında kendisi bakımından burjuva restorasyonu çizgisini inşa etme perspektifiyle hareket etmişti. İkisine de baktığımızda Türkiye ve Kürdistan toplumu yarı yarıya kalmış gibi gözüküyor. Yani Erdoğan istediği oyu alamamış oldu. Sonuçta 49.51’de kaldı ve aslında yüzde 50’nin üzerindeki bir kitle onun cumhurbaşkanlığına ilk turda razı olmadığını, bir değişim istediğini gösterdi. Artık bu rejimde yaşamak istemediğini, bu devlet sisteminde ya da devletin bu baskıcı, terörcü, polis şiddeti, inkar eden, asimile eden bir sistemde yaşamak istemediğini belirtti. Bu aslında bizim ilk tutmamız gereken halkadır” dedi.
 
‘Halkın faşist şeflik rejimine karşı tepkisi oluştu’
 
AKP ve Tayyip Erdoğan'ın gitmesini isteyen bir kitle olduğunu belirten Çiçek, “Bu, baktığımız sonuçlarda aslında bugüne kadar hiç olmamıştı. Daha çok birinci turda tamamlanan ikinci tura kalmayan seçimler oluyordu. Halkın son 5-6 yılda bu başkanlık sistemine, faşist şeflik rejimine karşı tepkisinin oluştuğunu görüyoruz. Ama daha çok İç Anadolu ve Karadeniz bölgelerindeki kesimin de AKP ve MHP'yi desteklediği görülüyor. Kılıçdaroğlu'nu da daha çok Marmara, Ege ve Akdeniz'in desteklediği görülüyor. Biz bu iki şeye baktığımızda, kırsal kesimlerde AKP ve MHP'nin özellikle politik İslamcı rejimiyle Türk milliyetçiliğinin birbirinin içine geçtiğini, bu politik İslamcı yaşam tarzını benimsediklerini ve bu yaşam tarzına sahip çıktıklarını görüyoruz. Ama Kılıçdaroğlu'nu destekleyen ise daha kentli ve daha seküler kesimlerin kendi yaşam tarzını dayattıklarını görüyoruz. Yüzde 50 yüzde 50’ye yakın yani. Bu iki şeyde bir saflaşma var” sözlerini kullandı.
 
Kadınlardan AKP-MHP’ye oy çıkmadı!
 
AKP-MHP iktidarının sürekli olarak İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçtiğini söylediğini aktaran Çiçek, “6284 sayılı yasayı elimizden almaya çalıştı ya da nafaka yasasıyla ilgili bir sürü değişiklik yapacağını söyledi. Ama bir kesimin de AKP'nin fikrini kabul ettiği gözüküyor. Ama bir diğer kesim de, ben kadın köleliğine, kadın düşmanı politikalara, evde köle olmaya, çocuk doğurmaya, senin belirlediğin kutsal aile ya da makbul kadın tanımına itiraz ettiğini belirtiyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Kürdistan illeri kadın özgürlük mücadelesine sahip çıkıyor. Jin jiyan azadî sloganını kendisi bakımından evrensel görüyor. Ama Karadeniz'deki, İç Anadolu'daki kadınları bu konuda örgütleyemediğimiz, kendi tarafımıza çekemediğimiz gözüküyor. Demek ki bizim önümüzdeki dönem bakımından kesinlikle bu kesimlerde daha ilişkili olmamız gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
 
YSK sonuçlarına itirazlar sürüyor
 
Yeşil Sol Parti oylarının bir bölgede düşüş gösterdiğini söyleyen Çiçek, “Bunun daha çok Kürdistan'da değil, batıda olduğu gözüküyor. Bunun birçok nedeni vardır. Eşsözcülerimiz, eşbaşkanlarımız açıkladı. Hem bunun öz eleştirisi sürecinden geçilecek eleştiriler alınacak halkımızdan. Yani örgütsel, politik ve ideolojik boyutları nedir bunların hepsini tartışacağız. Ama bir oy kaybımızın olduğu gözüküyor. Bu oy kaybımızın bir kısmını boykotçu olarak da görmek lazım. Oy vermeye gitmeyen bir kitlemiz, tabanımız da var. Ama bir kısım da ittifak politikamızdan dolayı oylarımızı kaybettiğimiz gözüküyor. Bunların hepsini oturup tartışacağız. Nerelerde eksik, nerelerde yanlış yaptık diye tartışacağız. Ve önümüzdeki süreçte daha nitelikli ve daha güçlü bir sürece gireceğiz. Tabanımızda YSK'nin yaptığı oy sonuçlarını incelediğimizde özellikle Kürdistan'da epeyce oylarımızın yanlış yazıldığı da gözüküyor. Belki büyük illerde bazı yanlış yazılmalar çok büyük sorun olmayabilir vekillik bakımından ama Amed'de, Hakkari'de, Urfa'da gerçekten etkili olduğunu görüyoruz. Bir tane 100 oy bile bir vekilin kazanmasını sağlayabilir. O yüzden itirazlar devam ediyor. Umarız Urfa'daki gibi güzel sevindirici haberler Amed’den de gelecektir” diye belirtti.
 
Yeşil Sol kadın vekilleri eril zihniyete karşı Meclis’te
 
Partilerinin milletvekili sayısının iyi olduğunu dile getiren Çiçek, “Parti programımızda eş başkanlık sistemi, eşit temsiliyet ilkesi çok benimsenmiş durumda. Sürece başladığımızda da 270’e yakın kadın adayımız vardı. 35 ilde ilk sıralardaydık. Bu itirazlarla birlikte belki daha fazla olacağız. Sayımız artacak gibi gözüküyor. Bu veriye baktığımızda aslında bizim ne kadar doğru bir program ve ilkeyi benimsediğimizi gösteriyor. Meclis arıtmatiğine baktığımızda ise tam erkek siyaseti, erkek egemen siyasetin daha hakim olacağını görüyoruz. Yani eril dilin daha fazla kullanılacağı, kadının yok sayılacağı hatta kadına yönelik ve lehimizdeki yasaların elimizden alınacağını da gösteriyor. Ama biz kadınlar bugüne kadar hiçbir hakkımızı ya da kazanımlarımızı öyle Meclis kürsülerinden almadığımız, sokak mücadelesiyle aldığımız için kadın özgürlük mücadelesi de kendini daha fazla örgütleyecek ve bunun sokak ayağını daha fazla mücadelesini yükseltecektir. Bizim görevlerimizden biri de bu” sözleriyle eşit temsiliyet ile mücadelelerini her yerde sürdüreceklerini vurguladı.
 
‘Kadın özgürlük mücadelesini daha fazla yükselteceğiz’
 
Çiçek, Yeşil Sol Parti’li kadın milletvekillerinin Meclis’te eril zihniyete karşı yapacaklarını ise şöyle sıraladı: “Eşit temsiliyet sağlamak, eşbaşkanlık çizgisini korumak, bugüne kadar kadınların özgürlük mücadelesindeki hak ve kazanımların mücadelesini daha fazla yükseltmek, eril dili geri itmek, erkek egemen yaklaşımları ya da rejimin kurumsallaşmasını engellemek. Bunun mücadelesini vereceğiz. İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden getirilmesi mücadelesi. 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması, kadına yönelik şiddetin engellenmesi. Hapishanede tutuklu bulunan arkadaşlarımızın haklarını yerine getirme mücadelesi vereceğiz. Hasta tutsaklarımızın kesinlikle tahliye edilmesini sağlayacağız. Kadın örgütlenmemizi yeniden şekillendireceğiz. Kadın vekillerimizin sayısının bu kadar yüksek olması konuda da çok avantajlı konumdayız. Bir de önümüzdeki dönem bakımından hem sert hem de daha güçlü ve örgütlü bir mücadelenin içerisinde olacağımızı gösteriyor.”
 
Kürt sorununu kimse görmüyor!
 
Ne Cumhur ne de Millet İttifakı’nın Kürt sorununu çözmek gibi bir yaklaşımı olmadığının altını çizen Çiçek, “Kürt halkına statüsünü vermek, anadillerini konuşmalarını sağlamak gibi bir şeyin olmadığı gözüküyor. Yani işgal ve savaş politikalarını yükseltecekleri gözüküyor. Özellikle bu Türk milliyetçiliğiyle politik İslamcı tabanın birleşmesi konusunda baktığımızda da Sinan Oğan'ın anlaşma metni var. Anlaşma metninde çok net bir mülteci ve Kürt düşmanlığı var. ‘Bunları kabul ediyorsanız ben masaya gelirim’ diyor. Yeşil Sol Parti programında koyduğu gibi Kürt halkının, Kürt ulusunun statüsünün hayata geçmesi için mücadele etmeli, anadil hakkı için mücadele etmeli. Yani onun dışında hapishaneler sorununda İmralı'daki tecridin kaldırılması konusunda mücadele etmeli. Hapishanedeki politik tutsakların kesinlikle tahliye edilmesi konusunda mücadele etmeli. Hapishanedeki hasta tutsakların tahliyesi, hapishanelerdeki ağırlaşmış koşulların düzenlenmesi konusunda mücadele etmelidir. Kadın özgürlük mücadelesi konusunda mücadele etmeli. Bunları yapmadığımız her koşulda bizim tabanımız bizmden uzaklaşıyor” dedi.
 
Baskı politikaları karşısında daha güçlü örgütlenme
 
Çiçek, “Kendi çizgimizi, ilkelerimizi, programatik görüşlerimizi yansıttığımız her durumda halkımız bizimle birlikte örgütlenmeye, yürümeye, mücadele etmeye hazır. O yüzden de önümüzdeki dönem mücadelemizi en üst boyutta örgütlemeli ve bu rejimin karşısında Kürtlerin var olduğunu, var olmaya devam edeceğini, kadınların var olduğunu, var olmaya devam edeceğini, demokratik Alevi hareketinin taleplerinin var olduğunu, var olmaya devam edeceğimizi söyleyeceğiz. Öbür türlü bunları yapmadığımız koşullarda İmralı'daki tecridin, hapishanelerdeki tecrit koşullarının daha ağırlaşacağını görmek gerekiyor. Hatta devletin daha da sertleşeceğini görmek gerekiyor. Bu baskılar devam edebilir. Ama bu baskılar karşısında hep böyle bir direnme, direniş geleneğimiz oldu. O yüzden de önümüzdeki dönem bu devletin baskıcı politikalarına karşı daha güçlü örgütlenmeli ve antifaşist mücadeleyi yükseltmeye ihtiyacımız var” sözlerini kullandı.