Özgür Basın emekçileri için duruşmaya katılım çağrısı

  • 09:03 15 Mayıs 2023
  • Güncel
ANKARA - Yarın ilk duruşması görülecek Özgür Basın emekçileri ile dayanışma çağrısı yapan Avukat Sipan Cizreli, “Bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmesi için gazetecilik mesleğini, basın ve ifade özgürlüğünü savunan tüm demokratik kamuoyunu mesleki faaliyetleri yargılanan gazeteciler dayanışmak için duruşmaya çağırıyoruz” dedi.
 
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 25 Ekim 2022 tarihinde farklı illerden 11 gazeteci gözaltına alınarak Ankara’ya getirilmiş,  emniyet ve savcılık ifadelerinin ardından Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilen gazetecilerden 9’u hakkında 29 Ekim 2022 tarihinde tutuklama kararı verildi.
 
Muhabirlerimiz Habibe Eren ve Öznur Değer ile Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar, Ceylan Şahinli’nin ilk duruşması 16 Mayıs’ta (yarın) görülecek. Davanın avukatlarından olan Sipan Cizreli, hazırlanan iddianameyi değerlendirerek duruşmaya katılım çağrısı yaptı.
 
Habercilik faaliyetleri ve ajanslar topyekün illegalize edilmiş
 
Gazetecilerin tutuklanmasından 3 buçuk ay sonra hazırlanan iddianamede, yaptıkları haberlerin ve gazetecilik faaliyetlerinin “suç” olarak yer aldığını söyleyen Sipan, direkt olarak Mezopotamya Ajansı’nın sanık olarak gösterildiğine dikkat çekti. Sipan, “Gazeteci müvekkillerimizin tutuklanmasından 3 buçuk ay sonra 8 Şubat 2023 tarihinde haklarında dosyanın soruşturma savcısı tarafından iddianame düzenlendi. 210 sayfalık iddianamenin 153 sayfası Mezopotamya Ajansı ve Jinnews Ajansı’nda yayınlanan haberlerden oluşuyor. Haberlerin yanı sıra müvekkillerin alınan ifadeleri, el konulan dijital materyallerin inceleme sonuçları, MASAK raporları gibi hiçbir şekilde suç teşkil etmeyen diğer hususlara da iddianamede yer verilmiştir.  İddianamede dikkat çeken bir diğer husus ise Mezopotamya Ajansı’nın sanık olarak gösterilmiş olması. Türk Ceza Kanuna (TCK) göre tüzel kişilerin ceza yargılamalarında sanık olarak gösterilmesi mümkün değilken bu durum savcının pozitif hukuk normlarını bile göz ardı edecek düzeyde müvekkillerin gazetecilik faaliyetlerini ve faaliyet yürüttükleri haber ajanslarını topyekün illegalize etme ve hedef haline getirme saikini ortaya koymaktadır” diye konuştu.
 
‘Algı yaratmaya dönük bir iddianame var’
 
İddianamenin tamamında gerçek dışı iddiaların yer aldığını dile getiren Sipan, algı yaratmaya dönük bir dosya olduğunu kaydetti. Sipan, “İddianamenin geneline bakıldığında; Cumhuriyet savcısının delilleri değerlendirme noktasında gerçek dışı bir tutum benimsediğini, maddi gerçekler ile uyuşmayan ve algı yaratmaya dönük hazırlandığı belli olan kolluk değerlendirmelerini somut gerçeklermiş gibi iddianameye eklendiğini söylemek mümkün. İddianamenin hazırlanma biçimi bizlere soruşturmanın başlangıcından bu yana devam eden bir mizansenin olduğunu ve bu çerçevede müvekkillerin gazetecilik faaliyetleri hedef alınarak seçim sürecinde muhalif gazetecilerin faaliyetlerini engellemeye dönük bir amaç taşıdığını bir kez daha göstermiştir” dedi.
 
‘Gizli tanık beyanları tamamen çelişkili ve gerçek dışı’
 
Dosyada gizli tanık beyanlarının yer alması ve bu gizli tanık beyanlarının ilk ifade işlemleri sırasında dahi gazeteciler ile ilgili paylaştıkları gerçekliğinin çürütüldüğü ortaya çıkmıştı. Dosyada hala gizli tanığın yer almasına ilişkin Sipan, “Müvekkil gazeteciler hakkında tek tek beyanda bulunan K8Ç4B3L1T5 kod isimli gizli tanık, yalnızca müvekkillerin MA ve JINNEWS’te çalıştıklarına ilişkin beyanlarda bulunmuştur. Kaldı ki gazetecilik faaliyetlerine ilişkin beyanların tamamı ise çelişkili ve gerçek dışı beyanlardan oluşmaktadır. Dosyada yer alan gizli tanık beyanının herhangi bir suça delil olarak gösterilebilecek nitelikte olmadığı açık olmasına rağmen müvekkillerin tutuklama kararına ve soruşturma süresince tutukluluk hallerinin devamı kararlarına gerekçe yapılması kabul edilemez. Beyanın nerede, nasıl, hangi koşullarda alındığı bilinmeyen, sorgulanamayan, söylediği bilgiyi nasıl elde ettiği öğrenilmeyen, beyanlarının doğruluğu, inandırıcılığı tartışılamayan dosya içerisindeki gizli tanık beyanını delil olarak nitelendirmek hukuken mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
 
‘Özgür basına yönelik ne ilk ne son operasyon’
 
Özgür Basın’a yönelik operasyonların tarihten bugüne sürdüğünü belirten Sipan şöyle konuştu: “Kürt basınına dönük baskı geçmişten bugüne hep devam etti. Birçok gazeteci katledildi ve bugüne kadar failleri yakalanmadı ve açıklanmadı. 2022 yılı da muhalif gazeteciler ve özellikle Kürt gazeteciler açısından, son derece baskı dolu bir yıl oldu. 2022 yılının Haziran ayında, Diyarbakır merkezli Mezopotamya Ajansı’na yönelik operasyonda, 18 gazeteci gözaltına alındı, 15 gazeteci tutuklandı. Gazeteciler, 10 ay boyuncu hiçbir iddianame hazırlanmadan cezaevinde tutuldu. Ardından Ankara merkezli bu dosya kapsamında 9 gazeteci müvekkilimiz tutuklandı ve daha önce bahsettiğim gibi dosyanın merkezine müvekkillerimizin gazetecilik faaliyetleri konuldu. Daha sonra yine Ankara merkezli bir operasyon ile gözaltına alınan gazeteciler Sedat Yılmaz ve Dicle Müftüoğlu 2 Mayıs’ta tutuklandı.
 
‘Kürt gazetecilerin ifade özgürlüğü kısıtlanıyor’
 
Hem Anayasal düzenlemeler ve ulusal mevzuatta hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin altına imza attığı uluslararası sözleşmeler kapsamında basın özgürlüğü ve ifade hürriyeti güvence altına alınmış durumda. Ancak gelinen süreçte bir hukuk devletinden bahsedilemeyeceği için temel hakların güvence altına alındığı yasalar ve sözleşmeler ile uygulama arasında ciddi farklar görüyoruz. Basın özgürlüğüne ve ifade hürriyetine getirilen yasak ve kısıtlamalar farklı dönemlerde farklı biçimlerde kendini her zaman göstermiştir. Gazetecilere dönük yargı eliyle oluşturulan bu baskı temel hakların tamamen göz ardı edildiği ve gazetecilik faaliyetlerini engellemeye yönelik müdahalelerdir. Muhalif ve özellikle Kürt gazetecilerinin her dönem olduğu gibi bugün de basın ve ifade özgürlükleri gazetecilik faaliyetleri illegalize edilmeye çalışılarak kısıtlanmaktadır.”
 
Gazeteciliğe sahip çıkma çağrısı
 
Gazetecilerin Salı günü Ankara Sıhhıye Adliyesi’nde görülecek ilk duruşmasına katılım çağrısı yapan Sipan son olarak şu sözleri kullandı: “Gazeteci müvekkillerimizin 25 Ekim 2022 tarihinde gözaltına alınmasının ardından dosyaya ilişkin bilgi almak istememize rağmen bizlere ‘kısıtlılık’ gerekçesiyle dosya kapsamına dair bilgi verilmedi. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü ise saat 12.30’da Twitter hesabından açıklama yaparak, soruşturmanın Mezopotamya Haber Ajansı’na yönelik olduğunu, 14 gazeteci hakkında ‘halkı kin ve düşmanlığa sevk edici içerikte haber yapmak’ iddiasıyla yakalama kararı çıkarıldığını ve 11 gazetecinin gözaltına alındığı duyurdu. Aynı paylaşımda gazeteciler Berivan Altan ve Deniz Nazlım’ın ters kelepçeli ve başlarının eğilmeye çalışarak gözaltına alındığı görüntüler servis edildi. Gazeteciler hedef gösterilerek bir mizansen ile gözaltına alındı. Genel olarak gazetecilere yönelik bu uygulamaları gazeteciliği kriminalize etme çabası olarak değerlendirmek mümkün. Mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklanan gazetecilerin ilk duruşması 16 Mayıs Salı günü saat 10.00’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Bu hukuksuzluğa bir an önce son verilmesi için gazetecilik mesleğini, basın ve ifade özgürlüğünü savunan tüm demokratik kamuoyunu mesleki faaliyetleri yargılanan gazeteciler ile dayanışmak için duruşmaya çağırıyoruz.”