Kalp sağlığını korumak için ne yapılmalı?
- 09:04 14 Mayıs 2023
- Sağlık/Spor
HABER MERKEZİ - Kalp yetersizliğine karşı günümüzde ilaç ve cihaz destekli tedavilerin olduğunu belirten uzmanlar, bunun yeterli olmayacağını vurgularken, sağlıklı yaşam için daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiği üzerinde duruyor.
“Kalp yetersizliğine blok, hayata 3 sayı” etkinliğine katılan Prof. Dr. Muzaffer Değertekin ile Prof. Dr. Ahmet Çelik, kalp yetersizliği nedeniyle hastaneye başvuran her iki hastadan birinin sonraki 5 yıl içinde yaşamını yitirdiğine dikkat çekiyor.
En sık hastaneye başvuru yaşı 65 yaş ve üstü
Özellikle 65 yaş üstü kişilerde en sık hastaneye yatış nedeni olarak kalp yetersizliğine işaret eden uzmanlar, kalp yetersizliğinin hayat boyu tedavi gereksinimi, sık sık hastaneye yatma ihtiyacı, çoklu ilaç tedavisi komplike ve pahalı cihaz tedavisi uygulamaları nedeniyle hastaların ekonomik olarak da zorlandıklarını vurguluyor. “Bundan dolayı tüm dünyada ve ülkemizde kalp yetersizliği ile mücadele için acil eylem planlarının uygulanması büyük önem taşımaktadır. Çünkü tüm dünyada çığ gibi büyüyen bir hastalık olan kalp yetersizliği hem gelişmiş hem de gelişen ülkelerde giderek artmaktadır” diye belirten uzmanlar, her yıl Mayıs ayının ilk haftası Avrupa ile eş zamanlı aktiviteler düzenleyerek, bu hastalık ile ilgili hem farkındalığı arttırmak hem de hasta, hasta yakınları ve sağlık çalışanlarını bu konuda bilgilendiriyor. Uzmanlar, “Kalp yetersizliği gelişimini engellemek, gelişmişse ilerlemesini yavaşlatmak ve ileri olgularda yaşam süresini uzatıp yaşam kalitesini yükseltmek ve bu hastalık ile mücadele etmek için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz” diye vurguluyor.
‘20. yüzyıldan itibaren önemli gelişmeler yaşandı’
Yüz yıllar boyunca sadece kan akıtma ve sülük tedavisi ile iyileştirilmeye çalışılan kap yetersizliğinin farmakolojik tedavisi konusunda, 20’nci yüzyıldan itibaren, önemli gelişmelerin kaydedilirken, uzmanlar, modern ilaç tedavilerine sürekli yenilerinin eklenmeye başlandığını ifade ediyor. Uzmanlar, “İlaç tedavilerinin yanı sıra cihaz ve cerrahi tedavi seçenekleri konusunda da buluşlar hızlanmış, kalp destek cihazları 1966'dan itibaren ileri evre kalp yetersizliği hastalarına takılmaya başlanmıştır. Kalp nakilleri ise 1967 yılından beri ülkemiz dâhil birçok ülkede yapılmaktadır” diye ekliyor.
‘Türkiye'de kalp yetersizliğine yakalanma yaşı daha genç’
Türkiye’de kalp rahatsızlığı görülme sıklığına da değinen uzmanlar şunları belirtiyor: “Türkiye'deki kalp yetersizliği görülme sıklığı batılı ülkelerin çoğu ile benzer olmakla birlikte ortalama kalp yetersizliğine yakalanma yaşı daha gençtir. Türkiye'de batı ülkelerinden farklı olarak kadınlarda kalp yetersizliği görülme oranı erkeklerden biraz daha yüksektir. Çocukluk çağından itibaren her yaşta görülmekle birlikte ülkemizde en sık görüldüğü yaş grubu 70 yaş üzeri popülasyondur. Kalp yetersizliği olan hastalarda birçok başka hastalık da eşlik edebilir. Türkiye'de kalp yetersizliği hastalarında en sık birlikte görülen hastalıklar; hipertansiyon, kalp damar hastalıkları, dislipidemi, anksiyete, diyabet, kronik obstruktif akciğer hastalığı (KOAH), anemi, atriyal fibrilasyon, demir eksikliği, depresyon, hipotiroidizm ve kronik böbrek yetersizliğidir.”
Kalp yetersizliğinin belirtileri
Uzmanlar, kalp yetersizliğinin başlıca belirtilerini ise şöyle özetliyor: “Nefes darlığı, vücutta şişlik, halsizlik ve efor kapasitesinde azalmalar bu hastalığın belirtileri olabilir. Kalp yetersizliğine yol açan nedenler arasında koroner arter hastalığı, hipertansiyon, diyabet, kalp kapakçık hastalıkları, enfeksiyonlar, genetik etkenler, kalbe yan etkide bulunan ilaçların maruziyeti sayılabilir. Kalp yetersizliği olan hastalar için birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır.
İlaç ve cihaz destekli tedaviler
Kalp yetersizliği için tedavi yöntemlerine de değinen uzmanlar şu ifadeleri kullanıyor: “Geldiğimiz noktada kalp yetersizliği olan hastanın durumunun ciddiyetine göre ilaç tedavisinden kalp destek cihazlarına ve nakile kadar birçok imkândan faydalanabiliyoruz. Kalp yetersizliğinden dolayı artmış olan ölüm riskini azaltan, hastalığın kötü ve olumsuz olan seyrini yavaşlatabilen, bazen de iyi yönde değiştirebilen birçok ilaç tedavisinin yanı sıra kalp yetersizliğinde ani ölümlere neden olan ritim bozukluklarını şok verip düzelten ve kalbin yeniden senkronize bir şekilde çalışmasını sağlayan kalp pilleri mevcuttur. Ağırlaşmış ve ileri kalp yetersizliği olan insanlarda da kalp destek cihazları, yapay kalp ve kalp nakli devreye girmektedir. Ülkemizde bu tedavilerin hemen hepsi yapılabilmektedir. Kalp yetersizliğini tedavi edebilmekten daha da değerli olan bu hastalığın henüz başlamadan önlemini alabilmektir. Kalp yetersizliği ile sık görülen hastalıkları ve kalp yetersizliğine neden olan muhtemel hastalıkları olan bireylerin bu hastalıkları ile ilgili etkin ve düzenli bir tedavi almaları halinde kalp yetersizliğine yakalanma olasılıklarının düşeceği aşikardır. Dolayısıyla kalp yetersizliği ile mücadele ilk olarak kalp yetersizliği olmayan fakat diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalığı gibi kalp yetersizliğine yol açan hastalıkları olan kişileri iyi tedavi etmekle başlamalıdır. Kalp yetersizliği ile mücadelenin ana hedefi buraya kaydırılmalıdır.”