Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti), İstanbul Yenikapı Meydanı’nda seçim çalışmalarının finalini yaparak gerçekleştirdiği Büyük İstanbul Mitingi, on binlerin büyük bir coşku ile haykırdığı AKP-MHP iktidarını göndereceği mesajı ile devam ediyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’a gönderilen selamların damga vurduğu mitingde, on binlerce kişi “Bijî Serok Apo” sloganı ile halaya durdu. Her kesimden halkların ortak taleplerinin öne çıktığı mitingde, ortak mücadele ile yarın sandıklarda kullanılacak oylar ile “tek adam rejiminin” gönderileceği vurgusu da öne çıktı.

 

Çiğdem Kılıçgün Uçar on binlere seslendi

 

 

 

AKP-MHP iktidarının 21 yıldır sürdürdüğü “saltanatını” yarın Yeşil Sol Parti mührüne vurulacak oylar ile halkların son vereceği mesajını veren konuşmacılar da, kitlenin coşku ve umuduyla kazanacaklarını dile getirdi. Emek ve Özgürlük İttifakı temsilcileri ile Yeşil Sol Parti İstanbul milletvekili adaylarının konuşmaları ardından miting, Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar’ın konuşmasıyla devam etti. 

 

‘İstanbul isterse kaybettirir’

 

Konuşmasına, “Yarın başarı günümüzdür” ile başlayan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Zaferimizi tescillemek için tek bir şeye ihtiyacımız var. Sandığa gideceğiz, oyumuzu Yeşil Sol Parti ağacına vereceğiz” diye devam ettirdi. 24 saat boyunca uyumayacaklarını söyleyen Çiğdem, “Bu hile ittifakına karşı sandıklarımızı koruyacağız ve 15 Mayıs’ta AKP-MHP iktidarının olmadığı, bize zulmün reva olmadığı bir Türkiye’yi birlikte var edeceğiz. Var mısınız?” sözleriyle kitleye seslendi. Kitle de hep bir ağızdan, “Varız” diye bağırdı. Çiğdem, “İstanbul isterse kazanır, isterse kaybettirir. Yaptık, yine yapacağız. Türkiye’nin seçim kaderini İstanbul’dan belirleyeceğiz” dedi.

 

‘Her Kürt’ün oyu kendi ağacına gidecek’

 

AKP-MHP iktidarını “kaybedenler korosu” olarak tanımlayan Çiğdem, “Tek adam rejiminin sözcüleri yeniden Kürt halkına sesleniyor. Biz bu iktidarı çok iyi tanıyoruz. ‘Çocuk da olsa kadın da olsa gereğini yapın’ talimatından tanıyoruz bu iktidarı. Biz bu iktidarı Cemile’nin küçük bedeninin buz dolabında bekletmesinden tanıyoruz. Biz bu iktidarı yolsuzluk şefleri olarak atadıkları kayyımlardan, kaldırıma gömdükleri Kürt çocuklarından tanıyoruz. Biz bu iktidarı MHP ile kurduğu savaş koalisyonundan tanıyoruz. Bu iktidarı barış önüne set olarak kurduğu tecrit politikalarından tanıyoruz. O yüzden hiçbir Kürt’ün oyu bu iktidara, bu zulme gitmeyecek. Her Kürt’ün oyu kendi mücadelesine, kendi ağacına gidecek” vurgusunu yaptı.

 

‘Jin jiyan azadî’ sloganlarıyla gideceksiniz!’

 

Kürt halkının irade ve mücadelesinin, AKP-MHP iktidarına çok güçlü bir “elveda” diyeceğinin mesajını veren Çiğdem, “Sadece Kürtler değil, açlıkla sınadığınız her bir insanın oyuyla gideceksiniz. Evine ekmek götüremeyen insanların ahıyla gideceksiniz. Yaşamak için çalışmak zorunda kalan 5 milyon emekçinin tercihiyle gideceksiniz. Şiddetle, katliamların önünü açtığınız cezasızlık politikalarıyla, biat ettirmek istediğiniz kadınların kahkahalarıyla, ‘Jin jiyan azadî’ sloganlarıyla gideceksiniz. Öyle büyük gideceksiniz ki…” diye konuştu.

 

‘Bu siyasetin sahipleri sizlersiniz’

 

Yeşil Sol Parti’nin Meclis’te olmasının önemini anlatan Çiğdem, “Meclis’te güçlü bir Yeşil Sol Parti, güçlü bir halk temsiliyeti demek, bugüne kadar bizi yok saydıkları, devletin baş tacı yaptıkları cumhuriyetin demokrasi ile buluşması demektir. Bu cumhuriyette yaşayan bütün halkların Cumhuriyet’i olmadığı sürece yarım bir Cumhuriyet’ti. Bunu tamamlamaya sizlerle birlikte geliyoruz. Bu sistemi birlikte değiştireceğiz. Yerel demokrasi ile güçlendirilmiş parlamentoyu sokak mücadelemizle, kendimizi Türkiye’nin en güçlü demokrasi adresi yapacağız sizlerle birlikte” ifadelerini kullandı. AKP-MHP iktidarının Türkiye’de siyaseti kirlettiğini dile getiren Çiğdem, “AKP ile birlikte çözüm, müzakere gücü olan siyasetin kendisi ranta bulaştı. Siyaset kana, yalana bulaştı. Çünkü bu siyaseti halktan toplumdan kaçırdılar. Biz demokratik siyaseti inşa ederek siyasetin kendisini esas sahipleriyle buluşturacağız. Bu siyasetin sahipleri sizlersiniz sevgili halkımız” dedi.

 

Kürt halkının bitmeyen mücadelesi…

 

İktidarın demokratik siyasetten de çok korktuğunun altını çizen Çiğdem, “Önce Kürdistan’da seçtiğimiz belediyelere kayyım atadılar, belediye başkanlarımızı cezaevine attılar. Tabloyu söyleyelim, iki fotoğraf var. Kayyımların yaptığı yolsuzlukları örtemeyen bir iktidar ile demokratik, halkçı belediyeciliği cezaevinde yıllardır savunan belediye başkanları ve onları destekleyen milyonlarca Kürt var. Bu onlara dert oldu. Demokratik siyaseti bitirmek için Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Ayşe Gökkan, Selahattin Demirtaş ve yüzlerce arkadaşımızı tutuklayarak, cezalar vererek demokratik siyaseti, Kürt halkının mücadelesini bitirebileceğini sandılar. Gelsinler İstanbul Meydanı’nı görsünler. On binlerce demokratik siyaset yürütmeye hazır yol ve mücadele arkadaşımız var. Bu da size dert olsun” sözleriyle iktidara seslendi.

 

‘Bir mühürlük siyasi ömürleri kaldı’

 

“Bir mühürlük siyasi ömürleri kaldı” diyen Çiğdem, “Yarın her birimiz mührü ile yolculuklarına çıkacaklar. Tek adam rejimini kendilerini bile kurtaramadıklarını gördüler. Bizlere, halklarımıza tek bir vaatleri yok. Ama kadı, çocuk düşmanı tarikatlara verdikleri sözler var. Bu sözlerini tutmak için iktidarı istiyorlar. Doğamızı talan eden,  havamızı, suyumuzu kirleten, yerli ve yabancı şirketlere verdikleri sözler, 5’li çeteye verdikleri sözler var. Bu sözlerini tutmak için iktidarda kalmak istiyorlar. Ama halklara verdikleri bir söz yok” şeklinde konuştu.

 

Yeşil Sol’un hikayesi başlıyor…

 

Sloganlarının “Disa Em, Reya Me, Buradayız Birlikte Değiştireceğiz” olduğunu hatırlatan Çiğdem, “Kadınlarla, gençlerle birlikte değiştireceğiz. Hep birlikte değiştireceğiz, kimsenin şüphesi olmasın. Buradan sesimizi tek adam rejiminin sözcüleri, faşist bir rejim kuranlar duysun, bizim hikayemiz başlıyor. Büyük bir mücadele yürüttük, mücadelenin son aşamasında, yolun sonundayız. Mührümüzü Yeşil Sol’a vuralım, bizler kazanalım. Hepimizin yolu açık olsun. An serkeftin an serkeftin” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

 

Coşku doruklara tırmandı

 

Çiğdem’in konuşması ardından sanatçı İlkay Akkaya’nın sahne almasıyla kitlenin coşkusu doruklara tırmandı. Kurmancî, Kurmançkî, Ermenice ve Türkçe seslendirilen şarkılar eşliğinde kitle uzun süre halay ve zılgıtlar çekti.