Deprem bölgesinde şiddete karşı mekanizmalar askıya alındı
- 09:11 11 Mayıs 2023
- Güncel
Dilan Babat
SEMSÛR - Deprem bölgelerinde erkek şiddetine karşı hiçbir mekanizmanın işletilmediğini belirten Mor Çatı ve Afet için Feminist Dayanışma Grubu üyesi Kübra Karagöz, kadınları kadın kurumlarına yönlendirmek zorunda kaldıklarını belirterek, “En temelde şiddetle ilgili aksiyon alma hali hiç yaşanmamış” sözleriyle yaşanan güvenlik zafiyetine dikkat çekti.
Türkiye, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 20 Mart 2021 yılında kadınların kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi’nde bir gece yarısı geri çekildi. Sözleşmeden çıkılmasıyla beraber failler iktidardan bir kez daha güç alırken, kadın katliamlarında daha fazla artış yaşanmaya başladı. Öyle ki 14 Mayıs’ta gidilecek olan seçimler için AKP-MHP iktidarı gerici ittifaklar kurarak, Yeniden Refah Partisi ve HÜDA-PAR ile 6284 sayılı kanunun kaldırılması üzerine uzlaştı. Ülkede kadınları koruyacak mekanizmalar neredeyse yok duruma gelirken, özellikle 6 Şubat günü Mereş merkezli meydana gelen depremde evlerdeki şiddet çadırlara da yansıdı.
Çadır kentlerde kadınlar güvende değil
Deprem bölgelerinde özel alanların olmaması, güvenlik alanlarının oluşturulmaması kadınları şiddete daha fazla açık hala getirmiş durumda. Çadırlar içerisinde yaşanılan şiddete ilişkin ise daha önce işletilmeyen mekanizmalar deprem bölgelerinde durdurulmuş durumda. Hatay’da geçtiğimiz aylarda bir kadın boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından çadırı basılarak katledilmeye çalışıldı. Yine Hatay’da bir genç kadın, babası tarafından ateşli silahla katledildi. Çadır kentlerde güvenlik amacıyla duran jandarma ve polislerin kadınları taciz ettiği de gelen bilgiler arasında.
Aylardır Semsûr’da kadınlar için çalışma yürüten Mor Çatı ve Afet İçin Feminist Dayanışma Grubu’ndan Kübra Karagöz, deprem bölgelerinde kadınların yaşadıkları sorunlara dair ajansımıza değerlendirmelerde bulundu. Semsûr’da feminist kadınların oluşturdukları Mor Çadır alanına gelen 5 kadın, erkek şiddeti ile yüz yüze kaldıklarını belirterek başvuru yaptı.
‘Kadın örgütleri ile dayanışma halindeyiz’
Affet için Feminist Dayanışma Grubu olarak depremin ilk gününden bu yana yan yana geldiklerini söyleyen Kübra, grup içerisinde farklı yerlerden, şehirlerden kadınların olduğunu dile getirdi. Kübra, “Hem Adıyaman’da hem de Hatay’da kadınlarla diyalog içerisindeyiz. Deprem öncesinde olan bu şiddet döngüsü deprem sonrası ayyuka çıktı. ‘Şiddet arttı’ söylemleri oluyor ama biz dışarıda daha net görmeye başladık. Mekanizmaların ciddi işletilmediği, çok uzun süredir de işletilmediği bir süreçten geçiyoruz. Affet için Feminist Dayanışma Grubu’ndan arkadaşlarla beraber Mor Çatı gibi bir takım kadın örgütleri ile birlikte dayanışma halindeyiz” dedi.
Kadınların ulaşabileceği mekanizmalar yok
Mor Çatı’nın depremden sonra deprem sahasına dayanışma ziyaretleri gerçekleştirdiğine dikkat çeken Kübra, deprem bölgelerinde yerel mekanizmalarla, kamu kurumlarıyla görüşmeler yapmaya çalıştıklarını kaydetti. Kübra, devamında da deprem bölgelerinde tespit ettikleri sorunlara dair şunları aktardı: “Kurumlarda neler oluyor, kadınlar nerelere ulaşıyor üzerine bir rapor yayınladı. O raporda da çok net görülüyor. Kadınların şiddete maruz kaldıklarında ilk ulaşabileceği yerler ŞÖNİM gibi yerler ya yok ya da taşınmış ama nereye taşındığı bilinmiyor ya da kadınların oraya ulaşabileceği araç yok. Dolayısıyla kadınların gidebileceği alanlar yok, gidebilecekleri ilk aşama olan kolluk kuvveti. Ama kolluk zaten ‘şimdi şiddetten mi konuşacağız’ gibi bir tavır takınıyordu. Orada ciddi bir aksama söz konusu oldu. Hala bu durum devam ediyor. Bazı illerde ŞÖNİM’ler çalışıyor ama bazı alanlarda yok. Sığınaklar ya yok ya taşınmış durumda ve kadınlar başka şehirlere gönderilmeye çalışılıyor. Bununla beraber barolar da aynı durumda.”
Kadın örgütleriyle iletişim kurdurtuluyor
Kadınların 6284 sayılı yasa için başvurduğunda koruma mekanizmasının mümkün olmadığını dile getiren Kübra, şöyle ekledi: “Ya başvurular kabul edilmiyor ya da kabul edildiğinde bir şey yok. Nerden kimi nereye uzaklaştıracaksınız çadır kentlerde. Yan çadırda fail kalıyor olabilir, kadının adresi biliniyor olabilir. En temelde şiddetle ilgili aksiyon alma hali hiç yaşanmamış oldu. Buradaki kadın çadırı içerisinde zaman zaman kadınlarla kurduğumuz diyaloglardan şiddet deneyimini duyuyoruz. İlk günden itibaren, Mor Çatı, SES ve KESK ekipleri şiddet yaşanıldığında nerelere başvurulabilir, nasıl destek alınabilir üzerine bilgilendirme yazıları dağıtmıştı. Biz de hem şiddet deneyimlerini konuşuyoruz hem de Mor Çatı, Rosa Kadın Derneği ve Urfa Yaşam Evi gibi kadın örgütleriyle doğrudan iletişim kurmalarını sağlıyoruz. Çünkü bu destekler buraya gelmiyor, kadınların şiddeti konuşabilecekleri başka kadınlarla konuşması gerekiyor ve böyle bir dinamik kurmaya çalışıyoruz.”
Deprem alanlarında düzenli çalışma yapılmalı
Semsûr’da doğrudan şiddet üzerine çalışmadıklarını daha çok kadın dayanışmasını oluşturmaya çalıştıklarına vurgu yapan Kübra, kadınlarla dayanışmayı kurarken şiddet deneyimlerinin de ortaya çıktığına işaret etti. Kübra, “Destek aldığımız tek mekanizma kadın örgütleri. Zaten devlet kurumlarına da yönlendirsek de hakkını vermiyor. En azından kadın örgütlerindeki kadınlar üzerinden bu desteklerin nereden nasıl alabileceğine dair bilgi alabiliyor kadınlar. Buradaki kadınlardan doğrudan Mor Çatı ile buluşturuyoruz. Mor Çatı’daki arkadaşlar bölgeleri takip ediyorlar, güncel bilgileri alıp kadınları yönlendiriyorlar. Şu anda bazı şeyler çok belirsiz çünkü buraların ne olacağı da belirsiz. Buradaki kadınların ihtiyacı olduğu sürece buralarda düzenli çalışmalar yapılması gerekiyor. Kadınlar ve çocuklar için alanlar oluşturulması lazım. Bunlar görünür olduğu sürece buradan çekilmemiz zor. Burada hiçbir şey yapmasak bile kadın çadırının olması kadınların nefes almasına, biraz oturup konuşmasını kolaylaştırıyor. Gönüllü gücü oldukça buralarda kalmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.