Sakine Cansız’ın fotoğrafını ağaca asan Barış Annesi’ne dava!

  • 09:11 10 Mayıs 2023
  • Hukuk
Marta Sömek
 
İSTANBUL - 25 Kasım dolayısıyla katledilen kadınları anmak için Sakine Cansız’ın fotoğrafını ağaca asan ve çekilen görüntüden de hakkında zorlama “suçlarla” dava açılan Barış Annesi Bedia Gökguz, “Bunlar tamamen sindirme politikasıdır. Kanımızın son damlasına kadar mücadelemize devam edeceğiz” mesajını verdi.
 
Kurdistan’da 1995’te ev ve köy yakmalarının, “faili belli” katliamların, saldırıların, zorunlu göçlerin ve koruculuk dayatmalarının yoğun yaşandığı süreçte devlet, Kürt halkına dönük “yok etme” politikalarını farklı bir boyuta taşıdı. Bu politikalar karşısında beyaz tülbentli anneler de direniş hattını örmeye başladı. 1996’da ise Kürt kadınları, dönemin savaş koşullarının yarattığı ihtiyaç üzerine Barış Anneleri İnisiyatifi’ni kurdu. Anneler Kurdistan ve Türkiye’nin dört bir yanında, gerilla ve asker cenazeleriyle deneyimlenen acı ile savaşı bitirmek için barışı inşa etmeye çalıştı. Tüm annelere barış taleplerinde birlikte mücadele etme çağrısında bulunan Barış Anneleri, kuruldukları günden bu yana sayısız girişim, eylem ve çalışmalar yürüttü.
 
Barış istedikleri için ‘yargılanıyorlar’!
 
Barış Anneleri’nin, 1999’daki ilk eylemlerinde haykırdığı “Analar barış istiyor” sloganıyla bugün hala büyük bir kararlılık ve dirençle sürdürdükleri mücadelelerden biri de, başta İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve 25 aydır hiçbir haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan olmak üzere tüm siyasi tutsaklar üzerindeki tecridin son bulması. Barışın çözüm adresinin Abdullah Öcalan olduğunu vurgulayan Barış Anneleri, cezaevlerindeki açlık grevi eylemleri ve tecridin son bulması ile yaptıkları sayısız eylemlerinden dolayı erkek-devlet-yargı tarafından haklarında açılan davalarla yargılanıyor. Tüm baskılar karşısında yıllardır inisiyatifte mücadele yürüten ve birçok dava ile yargılanan annelerden biri de Bedia Gökguz.
 
Sakine Cansız’ın fotoğrafını asması ‘suç’ sayıldı!
 
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) öncülüğünde 16 Kasım 2022’de bir araya gelen çok sayıda kadın, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü eylem ve etkinlikleri kapsamında Kartal Meydanı’nda alkış, zılgıt ve “Jin Jîyan Azadî” sloganı eşliğinde Rıhtım Caddesi’ne yürüdü. Kadınlar daha sonra mor çerçevelerle taşıdıkları mücadele yürüten ve katledilen kadınların fotoğraflarını cadde üzerindeki ağaçlara astı. Eyleme katılan ve katledilen kadınların fotoğraflarını ağaçlara asarak katliamların son bulmasını isteyen kadınlar arasında Bedia da yer alıyordu. Bedia, eylemden günler sonra polisler tarafından ifadeye çağrıldı. Eylem görüntüsünü izleten polisler Bedia’ya, Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013’te düzenlenen katliamda yaşamını yitiren Kürt siyasetçi Sakine Cansız’ın fotoğrafını neden taşıdığını sordu. Zorla suç üretmeye çalışan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ise 13 Mart tarihinde “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla Bedia hakkında iddianame hazırlandı.
 
İlk duruşma 30 Mayıs’ta
 
İddianamede sunulan deliller arasında ise, “İddia, yer, kolluk tahkikat evrakı, şüphelinin savunması, kolluk tutanakları, nüfus ve adli sicil kayıtları ile tüm soruşturma evrakı kapsamı” yer aldı. Bedia hakkında Barış Anneleri ile daha önce yaptıkları eylemler nedeniyle açılan davalarda, eyleme katıldığı gerekçesiyle yargılanmasının “suç” delillerinden biri olarak sayıldı. Ardından iddianame, 17 Mart’ta jet hızıyla İstanbul 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilerek Bedia hakkında “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla dava açıldı. Onlarca yıldır sürdürdüğü mücadelesinde kararlı olan Bedia’nın yargılandığı davanın ilk duruşması, 30 Mayıs günü saat 10.50’de Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi 28’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
 
Mücadelede kararlı: Vazgeçmeyeceğim!
 
 
24 Kasım’da eyleme katıldıktan birkaç gün sonra ifadeye çağrılarak görüntülerin izletildiğini anlatan Bedia,  “Terörist’ kadının fotoğrafını taşıyorsun’ dediler. Ben de onlara katledilen kadınların fotoğraflarıdır, erkek eli ve zihniyetiyle katledilmiş dedim” yanıtını verdiğini belirtiyor. “Ne yaparsak barış için yapıyoruz” diyen Bedia, “Bizler barış talep ederken onlar bizleri gözaltına alıyor. Soruşturma açıyor” sözleriyle kadınlar üzerinde uygulanmak istenen erkek-devlet-yargı politikalarına tepki gösteriyor. Hakkında dava açıldığını ve ilk duruşmasının da 30 Mayıs günü görüleceğini söyleyen Bedia, “Bana dağda çocukların var mı, yok mu diye sordular. Daha sonra zaten biliyoruz her şeyi, bir de senden duymak istiyoruz’ dediler. Ben de, ‘Madem Barış Annesi olduğumu biliyorsunuz neden bana böyle sorular soruyorsunuz’ dedim. Bunlar tamamen sindirme politikasıdır. İstedikleri şeyi yapsınlar, biz mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle mücadelesini sürdürmekte kararlı olduğunu vurguluyor.
 
‘Bu seçim varlık yokluk mücadelesidir’
 
Annelerin tek talebinin barış olduğunun altını çizen Bedia, “Kanımızın son damlasına kadar da bu mücadelemize devam edeceğiz. Kadınları katleden faillere hesap sormuyorlar, gelip benden soruyorlar. Barış talebimizi görmezden gelip suçlu görüyorlar bizi. Asıl hesap sormaları gerekenler faillerdir ama bizden hesap soruyorlar. Bir fotoğraf taşıdım diye gelip bana hesap soruyorlar. Neden gidip o kadınları katledenlerden hesap sormuyorsunuz. Barış talebimizde ısrarcıyız. Barış sağlanana kadar vazgeçmeyeceğiz. Bütün sloganlarımız barıştır. Başka da bir sloganımız ve silahımız yoktur. Kadınlar korkmasınlar, barış talep etsinler. Kadınlar ne için mücadele ettiklerini çok iyi bilsinler. Kadınlar kararlı ve mücadelecidir. Bu seçimde de kadınlar bütün güçleriyle kendilerini ifade etsinler, birlikte mücadele etsinler. Bu seçim varlık yokluk mücadelesidir. Elimizden geleni yapmalıyız. Mücadelemizi büyütmeliyiz” çağrısında bulunuyor.