Avrupa’da son gün: 1 milyon 600 bin kişi sandığa gitti
- 09:14 9 Mayıs 2023
- Siyaset
ANKARA - Seçimlere ilişkin yurtdışında 27 Nisan’da başlayıp bu gün bitecek olan oy kullanmada 1 milyon 600 bin kişinin sandığa gittiğini belirten Yeşil Sol Parti müşahidi Helene Dersim, bugün de kullanılacak oylar dahil sahip çıkmanın önemine dikkat çekti.
14 Mayıs seçimlerine ilişkin yurtdışında 27 Nisan’da başlayan oy verme işlemi bugün akşam bitiyor. Yeşil Sol Parti müşahidi Helene Dersim, yapılan oy kullanma sürecine ve sandığa giden seçmenlere ilişkin bilgi verdi.
1 milyon 600 seçmen oy kullandı
27 Nisan’da seçimlerde oy kullanmak için startının verildiği Avrupa’da bugün oy kullanma işlemleri konsolosluklarda sona eriyor. Bu seçimlere ilginin yoğun olduğunu belirten Helene, 3 milyon 600 bin civarında olan seçmenden 8 Mayıs verileri itibariyle 1 milyon 600 bin civarında insanın sandığa gittiği bilgisini verdi. Helene, “İlgi fena değildi özellikle ilk günler çok yoğundu. Strasburg şehrindeyim, hafta içi 5 sandık hafta sonu 10 sandık, cumartesi ve bugün 10’ar sandık konuldu. Her sandıkta da aynı anda 3-4 insanın oy kullanması sağlandı. Bu şekilde bir düzenleme yapıldı. Şunu diyebilirim seçim olanakları fena değildi. İnsanlar fazla kuyrukta beklemeden oylarını kullandı. Tabi bu yüzde 50’yi geçmiş gibi görünüyor ama sandığa gitmesi gereken diğer yüzde 50 ise henüz sandığa gitmiş değil. Avrupa’da iki ayrı düşünce var; ilki Avrupa’da yaşayanların geleceği tayin etmeme gerekçesi, diğer kesim ise şu anda iktidarda olan kesime destek olanlardı ama bunun yanında karşı cephe, yani Türkiye’deki iktidarın değişmesi gerektiğini ve Türkiye’deki insanların artık nefes alması gerektiğini düşünen de tabi ki az değildi” ifadelerini kullandı.
‘Anneler ağacı tanıdılar’
Bazı seçmenlerin pusulada HDP’yi aradığını belirten Helen, HDP’nin Yeşil Sol Parti listelerinden seçime girdiğini sıkça açıklamak durumunda kaldıklarını söyledi. Helen, “Bizim Kürt kesiminden gelen yaşlı analarımıza biz ‘ağaç’ diyorduk tabi hemen anlıyorlardı. Hatta Kürtçe ağaç dediğiniz zaman başkaları anlamadan onlar hemen anlıyordu. Tabi biz bunu dışarıda yapıyorduk, salonda kesinlikle hiçbir şekilde hiçbir parti yönlendirme yapmadı. Şunu da söylemeliyim gerçekten Strasburg Başkonsolosluğu, salon sorumlusu ve orada görevli olan bütün konsolosluk elemanları hakikaten oldukça titiz, tamamen aynı mesafede bütün insanlara yaklaştılar. Çok iyi bir şekilde bu seçiminin yurtdışında yapılmasını sağladılar. Bu arada tabi dışarıda yaşanan bazı olumsuzluklar da oldu” dedi.
AKP-MHP yurtdışında da provokatörlüğü elden bırakmadı
Oy kullanılan bölgede AKP-MHP ittifakının seçmenleri provoke etmeye çalıştığı ve valiliğin buna karşı önlem almak zorunda kaldığını belirten Helen, seçmende bir “Seçimlere hile karışır” kaygısı olduğunu da söyledi. Helen, “Mesela şu anda iktidarda olan AKP-MHP militanları özellikle seçim bölgesine arabalarla, müzikle gelip orada bekleyen HDP’li olduğunu bildikleri veya kendilerinden olmadığını bildikleri insanları çok rahat bir şekilde taciz etmeye, rahatsız etmeye ve provoke etmeye çalıştılar. Bunu birkaç kez yaptılar. Valiliğin aldığı bir kararla Cuma öğleden sonradan bugün sabaha kadar o bölgeye hiçbir araba giremedi. Bütün araç sirkülasyonuna o bölge kapatıldı. Ama şu da var halkta özellikle yurtdışında, ‘Türkiye’deki seçime ben dâhil olacağım’ diyen büyük bir kesimde oldukça bir heyecan, ‘değişim olmalı’ heyecanı vardı. Şunu diyorlardı, ‘Biz sandığa geldik dileriz oylarımız gerektiği şekilde yerine varır, gerektiği şekilde sonuçlara aktarılır ve bir hile hurda olmadan bu seçim bir şekilde yapılır.’ Halktan CHP ve Yeşil Sol, iki ittifaktan gelen insanlar da ‘bu seçimlerin demokratik bir ortamda olmayacağı, hile katılacağı’ doğrultusunda bir kaygı da vardı. Ne yapıp edip bu seçime hile katılacağı kaygısı hakimdi elbette. İktidarın seçimi almak için belli hilelere başvuracağı, kaybettikleri taktirde çok rahat bir şekilde iktidarı vermeyecekleri doğrultusunda bizimle konuşan muhalif kesimde bu düşünceler de var. Bu ciddi bir kaygı” diye konuştu.
‘Oylarınız için etten duvar olun’
Basına yansıyan “kapalı pusulalarda AKP-MHP koalisyonuna çıkan oy” gibi bir seçim güvenliğini riske atan bir durumla Fransa’da ve kendi bölgesi açısından karşılaşmadığını dile getiren Helene şöyle devam etti: “Burada karşılaştığım sadece şu oldu; iki mühürlü zarf gelmesi gerekiyordu, iki mühür değil de, yani Yüksek Seçim Kurumu’nun var ama bölgenin yoktu, sandığın da vardı. Biz bunları tutanak altına aldık. Dilerim halkın kaygıları doğru çıkmaz ve hakikatten yana olduklarını söyleyen, Müslüman olduklarını söyleyen, gerçekten halkın sesini dinleyeceğini söyleyen kesim seçime hile katmadan, manipüle etmeden, demokratik bir şekilde bu seçimin sonuçlarını açıklar. Değişim istiyorsanız kesinlikle manipülasyona gelmeyin, sandıklara gidin. Kullandığınız oyların korunması için bana göre etten bir duvar oluşturulması lazım, sokak provokasyonlarına gelinmemesi lazım. Okuma yazma bilmeyen, gerçekten zorluk çeken sandığa giden yaşlılarımızı önceden hazırlayarak götürmemiz gerekiyor. Çünkü sandık çevresinde olduğu zaman ister istemez bir sorun yaşanıyor. Her kesimden bir şeyler yapılmaya çalışıldığı zaman bunu provokasyon olarak görebiliyorlar ya da bunu kendilerine inat olarak görüyorlar ve bazı olumsuzluklar yaşanabiliyor.
‘Annelerin ellerine bağlanan ip titizliğiyle yaklaşın’
Bu nedenle bütün değişim isteyen seçmenlerimize, yeni baharlar isteyen sandığa giden bütün kesime çağrım şu; niçin sandığa gittiğimizin bilincindeyiz bu bilinç ile hiçbir provokasyona gelmeden herkesi sandığa götürmeye çalışsınlar. Tabi sandığa gitmek yetmiyor, o sandıkların etrafında etten bir duvar olmak zorundalar ve tüm oylar YSK’ye götürülene kadar ve sonrasında da gerekirse sabaha kadar nöbette durmaları gerektiğini düşünüyorum. Yurtdışından gelen oylar için de buradan birçok insan sayım için gelecek ama oradan da destek gelmesi gerekiyor. Aynı titizlikle yurtdışından gelen 1 milyon 600 mü olur bugün 1 milyon 800 mü olur bilemiyorum bunlara da sahip çıkmak gerekiyor. Özellikle okuma yazma bilmeyen annelerimize babalarımıza destek vermek gerekiyor, Kürdistan’da çok fazla bir kesimin olduğunu düşünüyorum. Gültan Kışanak’ın çok güzel bir açıklaması vardı, ‘Biz yüzde 10 barajını annelerimizin ellerine ipler vererek geçtik.’ İşte bu titizlikle yaklaşıp sandığa gitmemiz gerekiyor ve daha sonra o sandıkların korunması gerekiyor. Dilerim herkese yeni baharlar gelir, değişim olur ve biz de gururlu bir şekilde buralardan ülkemize dönüp hasret giderebiliriz.”