Asrın Hukuk Bürosu: Sayın Öcalan’dan 25 aydır haber alamıyoruz

  • 18:46 2 Mayıs 2023
  • Güncel
 
İSTANBUL - Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının, 25 aydır hiçbir haber alamadıkları müvekkilleri PKK Lideri Abdullah Öcalan ile ilgili kamuoyunda çıkan haberleri “dezenformasyon” olarak değerlendirdiği açıklamada, “Öcalan’ın kendisini ifade etme olanaklarının bulunmadığı bu koşullarda, tecrit ve haber alamama gerçeğini göz ardı etme veya perdeleme anlamına gelecek spekülatif tartışmaların doğru olmadığını düşünüyoruz” vurgusu yapıldı.
 
Asrın Hukuk Bürosu, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit altında tutulan ve 25 aydır hiçbir şekilde kendisinde haber alamadıkları PKK Lideri Abdullah Öcalan’la ilgili kamuoyunda çıkan tartışmalara cevap vermek için yazılı açıklama yaptı.
 
‘Dezenformasyonlara konu edilmesi…’
 
14 Mayıs seçimleri yaklaşırken, kamuoyunda çıkan haberler üzerine yapılan açıklamada, 2 yıldan fazla bir süredir tüm girişimlerine rağmen PKK Lideri’nden hiçbir haber alamadıkları hatırlatıldı. Yine kamuoyunda çıkan haberlerin “dezenformasyon” olarak değerlendirildiği açıklamada, “Mutlak tecrit koşullarında tutulan ve 25 aydır kendisinden haber alamadığımız Sayın Öcalan’ın durumunun kabul sınırlarını zorlayan şekilde dezenformasyonlara konu edilmesi, durumun ilk elden muhatapları olan biz avukatları tarafından bazı hususları kamuoyunun bilgisine sunmayı zorunlu kılmıştır” denildi.
 
Açıklamanın tamamı şöyle: “Türkiye halkları açısından son derece kritik bir seçim sürecine girmiş bulunuyoruz. Bu seçim hepimizin, tüm toplumun geleceğine etki edecek önemde görünmektedir. Bizim beklentimiz ve umudumuz seçimin demokratik bir geleceğe ve barışa hizmet edecek şekilde sonuçlanmasıdır. Seçim süreci sona yaklaştıkça oy hesapları adına tarafların ciddi bir şekilde manipülasyonlara başvurduğu tarafımızca gözlemlenmektedir. Mutlak tecrit koşullarında tutulan ve 25 aydır kendisinden haber alamadığımız Sayın Öcalan’ın durumunun kabul sınırlarını zorlayan şekilde dezenformasyonlara konu edilmesi, durumun ilk elden muhatapları olan biz avukatları tarafından bazı hususları kamuoyunun bilgisine sunmayı zorunlu kılmıştır.
 
*Öcalan’dan ve yanında tutulan diğer 3 müvekkilimizden 25 Mart 2021 tarihinden sonra HİÇBİR ŞEKİLDE haber alamıyoruz. Bu tarihte kardeşiyle gerçekleştirdiği telefon görüşmesi yarıda kesilmiş olup görüşmeye devam edilememiştir. Bu kesintinin nedeni tarafımızca bilinmemektedir.
 
*Bu tarihten sonra İmralı’da tutulan müvekkillerimizin tutulma koşulları, maruz kaldıkları muamele ve sağlık durumları hakkında hiçbir bilgiye sahip değiliz.
 
*Kamuoyuna sunulduğu gibi disiplin cezaları seçim sürecine özgü olmayıp tecrit sisteminin belirgin araçlarındandır. 2016 öncesinde hava muhalefeti, koster bozuk gibi gerekçelerle sürdürülen mutlak tecrit, 21 Temmuz 2016 tarihinden 14 Eylül 2018 tarihine kadar OHAL kararları ile bu tarihten sonra da aralıksız hem disiplin cezaları hem de İnfaz Hakimliğinin kısıtlama kararları devreye konularak sürdürülmüştür.
 
*5275 sayılı yasanın 66/3 maddesi gereğince “hükümlüler altsoy, üstsoy, eş ve kardeşlerinin ölüm, ağır hastalık, salgın hastalık veya doğal afet hâllerinde, kuruma ait telefon ve faks cihazından derhâl yararlandırılırlar.” Buna rağmen Öcalan ve diğer müvekkillerimiz aile bireylerinin değil hastalıkları, vefatları durumunda dahi bu haktan yoksun tutulmuş, 6 Şubat tarihinde yaşanan depremde bile bu yasak hali esnetilmemiştir.
 
*14 yıl boyunca yalnızca tek kanallı radyo kullanmasına izin verilen Öcalan bütün mahpusların kullanımında olan televizyona ancak 2013 yılında erişim sağlayabilmiştir. Ve fakat televizyon kanallarında kısıtlama yapıldığı ve gazetelerin 40 gün gecikmeyle verildiği Mayıs 2018 tarihli İl cezaevi izleme kurulu raporlarına da yansımıştır.
 
*Öcalan 16 Şubat 1999 tarihinden 17 Kasım 2009 tarihine değin geçen 10 yıl 9 ay boyunca Ada Hapishanesinde tek başına tutulmuş; bu tarihten sonra İmralı Hapishanesine beş müvekkilimiz daha sevk edilmiştir. Daha sonra bu mahpuslar değişmiş olsa da gelinen son aşamada CPT’nin 2016 ve 2019 raporlarına yansıdığı üzere haftada yalnızca 6 saat bir araya gelen müvekkillerimiz, geriye kalan zamanın tümünü hücrelerinde yalnız geçirmektedirler.
 
‘25 Mart 2021’den bu yana haber alamamaktayız!’
 
Kuruluşundan itibaren gerek ruhen gerek bedenen zamana yayılı bir çürütmeyi hedefleyen, tutulma koşullarının işkence oluşturduğu AİHM kararları ve CPT raporları ile de teyit edilen İmralı Tecrit Sisteminin bu denli magazinsel ele alınmasının kabulü mümkün değildir. Tekraren vurgulamak durumundayız ki 25 Mart 2021 tarihinden bu yana Öcalan’dan haber alamamaktayız. Avukatları ve ailesinin tüm başvurularına ve çabalarına karşı Öcalan ve İmralı’da bulunan diğer üç müvekkilimizin yaşam koşullarından ve sağlık durumundan haberdar değiliz. Bu durum bizleri ve tüm toplumu tedirgin etmektedir.
 
‘Propaganda yarışı’
 
Seçim sürecinde siyasi merkezler, Öcalan üzerinden propaganda yarışına girmiş durumundadırlar. Bu koşullar altında, tüm topluma haber alamama durumunun ve ağır tecrit koşullarının sürdüğünü, tüm bu tartışmaların Öcalan’ın bilgisi, katkısı ve katılımı olmadan sürdüğünü belirtmek isteriz. Doğru ve olması gereken, Öcalan’ın avukatlarıyla acilen görüşme olanağının sağlanmasıdır. Hukuk ve asgari bir etik anlayışı da bunu gerektirmektedir. 
 
‘Kendisini ifade etme olanakları bulunmuyor’
 
Öcalan’ın kendisini ifade etme olanaklarının bulunmadığı bu koşullarda, tecrit ve haber alamama gerçeğini göz ardı etme veya perdeleme anlamına gelecek spekülatif tartışmaların doğru olmadığını düşünüyoruz.
 
Herkesin bu hassasiyeti gözeterek gereken duyarlılığı sergileyeceğine inanıyoruz. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.”