MKGP 6 yaşında: Baskılara karşı örgütlülük büyütülecek
- 10:52 2 Mayıs 2023
- Güncel
Nişmiye Güler
AMED - Kadın gazetecilerin dayanışma ruhu ile bir arada olmasına öncülük eden ve erkek medya ile de bu kapsamda mücadele eden MKGP 6’ncı yaşını karşılıyor. Platform Sözcüsü Roza Metina, “Tüm baskılara rağmen hedefimiz örgütlülüğümüzü daha çok büyütmek” dedi.
Kürt Özgür Basını üzerinde yıllardır iktidarlar tarafından sürdürülen baskılar, özelde de Kürt kadın gazeteciler üzerinde her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Tam da bu baskılara karşı 6 yıl önce 3 Mayıs 2017’de Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde kurulan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), bugün kadın gazeteciler için bir çatı görevi görüyor. Kadın gazetecilerin MKGP çatısı altında buluşması Türkiye’de bir ilki teşkil ediyor.
Hak ihlalleri raporlaştırılıyor
Platform kurulduğu günden bu yana tutsak kadın gazeteciler için kampanyalar, habercilik atölyeleri, eylem ve etkinlik ile 3 aylık ve yıllık kadın gazetecilerin maruz kaldığı hak ihlallerinin veri altına alındığı raporlar hazırlıyor. Platformun hazırladığı raporlar kadın gazeteciler için bir kaynak da ayrıca.
MKGP’yi, Platform Sözcüsü Roza Metina’dan dinliyoruz.
Platform kadın gazetecilerin haklarını savunuyor
2016’de 15 Temmuz darbe girişimi sonrası Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile birçok basın kurumunun kapatıldığını anımsatan Roza, platformun da tam da o süreçte 2017’de kadın gazetecilerin örgütlülüğünü büyütme amacıyla kurulduğunu söylüyor. Roza, “O süreçte hem kadın hareketi hem de Özgür Basın üzerinde büyük bir baskı vardı. Kadınlar hangi alanda aktiflerdi ise oraya bir saldırı vardı. Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu tam da o nedenle kuruldu. Platformun çatısı altında kadın gazeteciler bir araya geldi ve birbiri ile dayanıştı. Sadece Kürt kadın gazetecilerin değil tüm dünya kadınlarının da sesi oldu aslında. Çünkü platform kurulduğunda tüm kadın gazetecilerin haklarının savunulması esas alındı” sözleri ile platformun amacına dikkat çekiyor.
Platformun çalışmaları
Eril siyaset ve medya diline de karşı olduklarını belirten Roza, platformun tekçi zihniyete karşı kurulduğunu sözlerine ekliyor. Roza, platform olarak yaptıkları çalışmalara da değinerek, bugüne kadar pek çok kampanya yaptıklarını, yine dijital medya üzerinden de platformun programlar yaparak kadın gazetecilere ulaştığını kaydediyor. Roza devamla çalışmalarına dair, şunları aktarıyor: “3 ayda bir kadın gazetecilere dönük hak ihlali raporu hazırlıyoruz. Bu rapor ile kadın gazetecilere dönük hak ihlallerine dikkat çekiyoruz. Yine platformun kadın gazetecilerin emeklerini de ön plana çıkarıyor diyebiliriz. Yaptığımız programlarda da var olan sistemin kadınlara ve gazetecilere dönük sistematik baskısına dikkat çekildi. Öne çıkan ise kadın gazetecilerin mücadelesi ve dayanışmasının büyütülmesi oldu. Programlar ile amacımız ana akım medyanın eril ve tekçi zihniyetine karşı dijital medyada kadın gazetecilerin seslerini duyurmak ve mücadeleyi öne çıkarmak.”
‘Baş eğmiyoruz’
Roza, Kürt kadınların sistemin dil ve anlayışına karşı daha çok Özgür Basın çatısı altında çalışmalarını sürdürdüğünü ifade ederek, Özgür Basın’ın tarihsel bir geçmişi olduğuna ve Kürt kadınların da bu mirası sürdürüp sahip çıkmak istediğini söylüyor. Türkiye ve Kurdistan’da gazetecilerin özgürce çalışamadığının da altını çizen Roza, “Var olan sistem basını kontrol mekanizması, çıkarlarını korumak amacıyla kullanıyor. Bu yüzden de her geçen gün gazetecilere sahayı daraltmaya çalışıyorlar. Bunu yaparak da gazetecilerin toplumun sesini öne çıkaramayacağını düşünüyorlar. Bu da toplumun sesinin bastırılması anlamına geliyor. Ama buna karşı alanlarda ciddi bir mücadele var. Kadın gazeteciler sahaya çıktıklarında fiziki ve psikolojik her türlü şiddet ile yüz yüze kalıyor. Fakat buna karşı da ciddi bir mücadele sergiliyorlar. Bunu 25 Ekim’de Ankara’da yapılan operasyonda gördük. Arkadaşlarımız üzerinden ‘başınızı eğeriz ve siz işinizi özgürce yapamayacaksınız. Siz sadece bizim çıkarımızın sözcülüğünü yapmalısınız’ mesajı verilmek istendi. Ama kadın arkadaşlarımız verdikleri mesajlarda da baş eğmediklerini, meslektaşlarının kaleminin yerde kalmayacağını belirttiler. Bugün Türkiye ve Kurdistan’da kadın gazeteciler tüm baskılara rağmen büyük bir direniş ortaya koyuyor diyebiliriz” ifadelerini kullandı.
Özgür Basın’a saldırılar
Platformlarının son verisine göre 17 kadın gazetecinin tutsak bulunduğunu fakat Amed merkezli 25 Nisan’da gerçekleşen siyasi soykırım operasyonu ile bu sayının arttığını söyleyen Roza, “Bir ülkede kimlik ve dil mücadelesi veren kişilerin bu kadar cezaevlerinde olması o ülkede demokrasi sorunu olduğu anlamına geliyor. Türkiye’de de çok büyük demokrasi ve Kürt sorunu var. Bu meseleler çözümsüzlüğe götürülmek için Özgür Basın’a dönük bu kadar baskı var. Yine 14 Mayıs seçimlerine doğru gidiyoruz. Bu tarihsel kritik bir seçim olacak. Bu toprakların kaderi belirlenecek. AKP-MHP iktidarı seçimlerden başarı ile çıkmak, seçimlerdeki kirli oyunların ortaya çıkmaması için Özgür Basın’a saldırıyor. Tabi bu saldırılar sadece seçim ile de bağlantılı değil. Özgür Basın’a saldırı Kürt kimliğine ve haber alma hakkına saldırıdır. Yani saldırıların tek nedeni yok. Özetlersek eğer Özgür Basın’a saldırı kadın ve toplum kazanımlarına saldırıdır” şeklinde konuşuyor.
Türkiye, İran, Afganistan aynı zihniyet
Tutuklu gazetecilere yaptıkları haberlerin suçlama olarak yöneltildiğine de dikkat çeken Roza, geçtiğimiz yıl Amed ve Ankara merkezli yürütülen soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan 25 gazetecinin iddianamelerini örnek gösteriyor. 28 Nisan’da gözaltına alınan ve halen gözaltına olan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu’nun 15 saat boyunca kelepçe ile bekletilmesini de örnek gösteren Roza, gazetecilere bununla mesaj verilmek istediğini söylüyor. Roza, devamında da şunları ekliyor: “Baktığımızda Türkiye’de, İran’da, Afganistan’da aynı zihniyet olduğunu görüyoruz. Bugün dünyada ve Ortadoğu’da ‘Jin jiyan azadî’ sloganı ile kadınların alanlarda olduğunu görüyoruz. Buna Kürt kadınlar öncülük etti. İşte o dönem İran’da katledilen Jîna Emînî’nin haberini yapan kadın gazeteci hedef gösterildi, tutuklanıp yargılanmıştı. Afganistan’da Taliban kadın gazetecileri tutukluyor. Kadın radyosu kapatılmıştı. Kadının öne çıkması istenmemişti. Buralarda zihniyet aynı zihniyet.”
‘Platform dünya kadınlarını da etkiledi’
Platformun toplum ve medya üzerinde de etkileri olduğunu dile getiren Roza, erkek medya dili ile mücadele ettiklerini ve bunun belirli bir aşama kaydettiğini söylüyor. Kadın gazetecilere dönük bakış açısında da değişimler yarattıklarını ifade eden Roza, bunun dünya kadınlarına da etkisi olduğunu belirterek 16 Haziran 2022’den bu yana tutuklu olan JINNEWS Haber Müdürü Safiye Alağaş’a, El Kaide saldırısında yaşamını yitiren İtalyan gazeteci Maria Grazia Cutuli adına 2019’da verilen ödüle layık görülmesi örneğini veriyor. 3 Mayıs’ın Özgür Basın’ın direniş günü olduğunu da kaydeden Roza, bugünün tutsak edilen tüm gazetecilerin özgürlük günü olması temennisinde bulunuyor. Roza, “Yola çıkarken ‘erkekler ne der diye düşünmeden’ yola çıktık. Özgür bir irade ile haberlerimizi yapacağımızı ve eril medya dili ile mücadele edeceğimizi söyledik. Bu iddiamız sürüyor. Kimse Özgür Basın’ın kalemini bükemez sözümüzü de yineliyoruz. O kalem her daim gerçekleri yazmaya devam edecek” diyor.
Roza son olarak da, platformun önümüzdeki dönemde örgütlülüğünü ve dayanışmayı daha da büyüteceğini, erkek medya ve toplum dili ile de mücadeleyi sürdüreceklerinin mesajını veriyor.