1 Mayıs 1977’de katledilen kadınlar anıldı
- 20:24 28 Nisan 2023
- Güncel
İSTANBUL- Emek örgütleri temsilcisi kadınlar, 1 Mayıs 1977’de Taksim’de katledilen kadınlar için Kazancı Yokuşu’nda anma gerçekleştirdi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyon (DİSK) Kadın Komisyonu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyon (KESK) Kadın Meclisi, Türkiye Mühendisler ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İKK Kadın Komisyonu, Türk Tabipler Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlık Kolu ve Türkiye Bilişim Derneği (TDB) Kadın Komisyonu öncülüğünde “1 Mayıs 1977’den 2023’e katledilen kadınların hesabını vereceksiniz” şiarıyla Taksim Kazancı Yokuşu’nda basın açıklaması gerçekleştirdi.
Halkların Demokratik Partisi(HDP) İstanbul Milletvekili Zuleyha Gülüm’ün de aralarında bulunduğu çok sayıda kadın da eyleme destek verdi. “1 Mayıs 1977'de katledilen kadınlar burada" pankartının taşındığı açıklamada sık sık "Geceleri de sokaklarda, meydanları da terk etmiyoruz", "Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz", "Yaşasın örgütlü mücadelemiz", "Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir", "Yaşasın 1 Mayıs", "Bijî yek Gulan," “Kadın yaşam Özürlük", "Jin jiyan azadî" sloganları atıldı. Basın metnini kitle adına Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-SEN) 3 No’lu Şube Kadın Sekreteri Seher Göğerçin okudu.
Kadınlar ellerinde karanfillerle 1977’de yaşamını kaybedenler anısına yaptıkları bir dakikalık saygı duruşuyla eylemlerine başladı.
‘Mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız’
İstanbul Emek Meslek Örgütleri’nden, KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve TDB’li kadınlar olarak burada olduklarını belirterek söze başlayan Seher Göğerçin, kendilerine yasaklanan Taksim Meydanı’na her yıl olduğu gibi bu yılda mücadelelerini geleceğe taşımak istediklerini söyledi. Seher, “Bu yıl öfkemiz acımız kadar büyük, depremle üstümüze çöken kapitalist, yıkıcı ve rantçı tek adam rejiminin enkazından geliyoruz bu meydana. Geçmişten bugüne ördüğümüz mücadeleyle, değiştirmeye muktedir olanın kadın olduğuna inancımız tam. 1 Mayıs 1977’de bu meydanda yaşamını yitiren işçi kadınları, o gün bu alanda kaybettiğimiz tüm kardeşlerimizi anmak, o günlerden bu yana büyüttüğümüz özlemini duyduğumuz dünyayı kurma mücadelesini sürdürmekte kararlı olduğumuzu bir kez daha haykırmak için buradayız” dedi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği vurgusu
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yer bulamadığı çalışma koşullarına değinen Seher, ayrımcılığa ve tacize maruz kaldıklarına işaret etti. Seher, hayatın her alanında, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ve tüm ayrımcılık biçimlerini ortadan kaldırmak zorunda olduklarının da altını çizdi. Seher, “Bu meydanda söz söylemiş tüm kadınların sesine ses veriyor, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalkmasına engel olan ne varsa karşısındayız diyoruz. Mevcut koşullarda haklarımızın gasp edilmesine engel olan, emek gaspı, mobbing, istismar ve taciz karşısında hakkımızı aramamıza, sorumluların cezalandırılmasına olanak veren bir mevzuat için mücadele ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanundan vazgeçmiyor, uluslararası mekanizmaların çalışmasını istiyoruz” sözleriyle haklarını gasp edenler karşısında mücadele edeceklerini vurguladı.
‘Meydanlar bizim’
İktidarın bütçeyi savaşa harcadığını aktaran Seher, “Bütçeyi savaş politikalarını sürdürmeye ayıran hükümetlere dur diyoruz. Kadın emeğine güvence istiyoruz. Depremden etkilenen kadınların okullarına ve işlerine, güvenceli bir biçimde, sosyal haklardan tam olarak yararlanacak şekilde dönebilmelerini sağlayacak politikalar istiyoruz, İstediğimiz koşullar yerine getiriline kadar sözümüzü örgütleyecek, geçmişi bugüne taşımayı sürdüreceğiz. Yaşasın mücadelemiz, emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz, meydanlar bizim” şeklinde konuştu.
Açıklamanın ardından kadınlar, 1 Mayıs 1977 yılında 34 kişinin katledildiği yere karanfil bırakıldı.