Mücadelesinin depremzedeler için emsal olmasını istiyor
- 09:07 11 Şubat 2023
- Güncel
Melike Aydın
İZMİR - İzmir depreminde çocuklarını, yeğenlerini ve annesini kaybeden Emine Yücel, rant için çürük raporlarının görmezden gelindiğini belirterek verdiği hukuk mücadelesinin tüm depremzedeler için emsal niteliği taşımasını amaçladığını belirtti.
Mereş merkezli yaşanan depremlerde on binlerce insan yaşamını yitirdi. 6 Şubat’ta yaşanan deprem daha önce yaşanan depremlerde yaşananları da gündeme getirdi. İzmir’de 2020 yılında Sisam Adası merkezli 6,9 şiddetindeki depremde İzmir’in Bayraklı İlçesinde 7 apartman çökerek 118 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştu. Depremde 37 kişinin hayatını kaybettiği Rıza Bey apartmanında iki kızı Ferda ve Diren’i, yeğenleri Vera ve Lena’yı ve annesi Arife Yücel’i kaybeden Emine Yücel yürüttüğü hukuk mücadelesinin tüm depremzedeler için emsal oluşturmasını amaçlıyor.
‘Çürük raporları imar dosyasına konmamıştı’
Yaşanan hiçbir felaketin unutulmadığını, can kayıplarının aslında birer katliam olduğunu dile getiren Emine, “Depremden sonra birçok bina ayakta kaldı ama 7 binanın yıkılması sonucu canlarımızı kaybettik. Çürük raporları var, özellikle Rıza Bey Apartmanı’nda. Sonradan gördük raporları. Sorumsuzca bu çürük raporlarını imar dosyalarına koymadıklarını gördük. Katliam geliyorum dedi. Doğal bir afetle değil ihmalkarlık ve rant uğruna görmezden gelinen raporlar ve ruhsatsız yapılan tadilatlar, epoksi işlemleriydi ‘sizi öldüreceğim diyerek gelen bir ölüm” dedi.
‘Deprem farkındalık parkı talebi görmezden gelindi’
“Enkaz başında 4 gün bekledik, şimdi yine aç susuz bekleyen insanlar var enkaz başında” diyen Emine, dileklerinin çocukların hayatını kaybetmemesi olduğunu ifade etti. Emine, “Yıkılan Rıza Bey apartmanının bulunduğu alanda deprem farkındalık parkının yapılmasını istedik. Amacımız depremi, burada yaşanan acıları katliamı unutturmamaktı. Çürük binaların insanları nasıl katlettiğini göstermek ve herkesi önlem almaya çağırmaktı. Burada çocuklara deprem eğitimi vererek neler yapılması gerektiğinin anlatılmasını sağlamaktı. Ama taleplerimiz yerine ulaşmadı. Bunlar da görmezden gelindi” şeklinde konuştu.
İhmal, rant…
Depremin her an yaşanabileceğinin farkındalığıyla önlem alınması gerektiğini ancak günlük koşturmacada bina güvenliğinin göz ardı edildiğini dile getiren Emine, “Nasıl bir binada yaşıyoruz, gittiğimiz binalar, işyeri sağlıklı mı diye sorgulamıyorlar, oysa önemli olan insan canının güvenliği. Şu anda yürüttüğümüz mücadelede bu katliama neden olanlar yargılanıyor. Tutuklu sanıklar var. En son 2 belediye çalışanı 2 buçuk yıldan sonra dosyaya eklendi. Ve diyorlar ki ‘biz bu raporu sosyal işlem olarak verdik’. Bir rapor sosyal işlem olarak verilir mi? Rapor ihmal ve rant uğruna göz ardı edildi. 2012 yılında çürük raporu verilmiş ama belediyeler apartmanda oturan daire sahipleri işlem yapmamışlar. 37 insan böyle katledildi” diye ifade etti.
Belediye işlem yapmamış
Binada ruhsatsız epoksi işlemi yapıldığını, Bayraklı Belediyesi’nin bunu fark etmesine rağmen işlem yapmadığını belirten Emine, şöyle konuştu:“Üst üste görmezden gelmelerle, rant ilişkisiyle canları kaybettik. Gördüğümüz felaketin çoğu bu şekilde olduğunu biliyorum. Televizyonda yıkılmayan binaları da görüyoruz. 50 yılık bina yıkılmazken 1 yıllık bina yıkılıyor. Bina çürük yapılmış.”
Dosya emsal olmalı
Dosyanın emsal olması için mücadele verdiklerini, İzmir depremindeki ölümlerin tesadüf olmadığını, kasıt taşıdığını ifade eden Emine, davanın aynı şeylerin yaşanmaması için emsal olması gerektiğini dile getirdi. Emine, “Bayraklı Belediyesi’nde çürük raporunu düzenleyen dönemin Fen İşleri Müdürü ve Bornova Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürü tutuksuz yargılanıyor. Bina yapımı esnasında projelere onay veren kişiler. Belediye çalışanları hakkında tutuklama kararı istedik, görevi kötüye kullanma veya ihmalden değil; hiçbir ihmal 37 insanın canı alınması olamaz, kasıtla yapılmış işlemler. Ama tutuksuz yargılanıyorlar” diye belirtti.
İzmir Adliyesi 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden dava 26 Mayıs’ta görülecek.