Kadın örgütleri: Anayasa Değişikliğine Hayır!

  • 11:30 28 Aralık 2022
  • Güncel
İSTANBUL - Muhalefet partilerine “Anayasa Değişikliğine Hayır!” başlıklı yazılı açıklamaları ile çağrı yapan 171 kadın örgütü, “Söz konusu değişiklik teklifi sadece anayasanın ruhuna ve evrensel insan hakları normlarına açıkça aykırı ve ayrımcı olmakla kalmayıp, anayasa yapım tekniği ve kamuoyunun gündemine getiriliş biçimi dolayısıyla da kabul edilemez niteliktedir” sözleriyle seslendi.
 
171 kadın ve LGBTI+ örgütü AKP, MHP ve BBP’nin 9 Aralık tarihinde 336 milletvekilinin imzasıyla Meclis Başkanlığı’na sunduğu Anayasa’nın “din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24’üncü ve “ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41’inci maddelerine ilişkin değişiklik önerilerini içeren teklife karşı muhalefet partilerini “hayır” demeye çağırarak yazılı basın açıklaması yayınladı.
 
‘Devlet müdahalesinin önünü açıyor’
 
Türkiye’nin her bölgesinden kadın ve LGBTI+ örgütlerinin muhalefet partilerine “Anayasa Değişikliğine Hayır!” başlığı ile yaptığı çağrıda şu ifadelere yer verildi: “24’üncü maddede yapılmak istenen değişikliğin din ve vicdan hürriyeti açısından hak alanını genişletici değil, tam tersine, hak alanını daraltıcı, ayrımcı ve laiklik ilkesiyle çelişkili nitelikte olduğu görülmektedir. Devlet, din ve inanç özgürlüğünün hayata geçirilmesinde yurttaşların sahip olduğu tüm din ve inançlara eşit mesafede durmakla yükümlüdür. Ne var ki, 24'üncü maddeye getirilmek istenen düzenleme ile din ve vicdan özgürlüğü yalnızca belli bir inanç üzerinden tarif edilmektedir. Fıkrada yalnızca kadınların başörtüsünün referans alınması kadın bedeni üzerinden son derece dar, ayrımcı ve laiklik ilkesi ile çelişir bir şekilde kılık kıyafete ilişkin devlet müdahalesinin önünü açmaktadır.”
 
‘Devletin yükümlülüğü eşitliği sağlamak’
 
Söz konusu düzenlemenin kadınlar arasında da “başı açık-başı örtülü” ayrımı yapılması nedeniyle  tehlikeli ve ayrımcı olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Türkiye tarihi boyunca farklı biçimleriyle var olan başörtülü kadınlara yönelik ayrımcılık, yine başörtülü ve başörtüsüz kadınların ve LGBTI+'ların yıllardır süren ortak mücadelesi sonucu kazanımlarla sonuçlanmıştır. Türkiye’de kadınlar dini inançları veya kılık kıyafeti fark etmeksizin kadın oldukları için ayrımcılığa ve erkek şiddetine maruz kalmakta, patriarka karşısında baskılanmakta, kamusal hayattan dışlanmaktadır. Devletin yükümlülüğü, anayasanın 10’uncu maddesinde açıkça belirtildiği üzere, kadınlar arasında hiçbir ayrım yapılmaksızın kadına yönelik erkek şiddeti ve ayrımcılıkla mücadele etmek ve kadınlarla erkekler arasında fiili eşitliğin hayata geçirilmesini sağlamaktır” ifadelerine yer verildi.
 
‘Kabul edilemez!’
 
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Değişiklik teklifinin genel gerekçesinde ‘sapkın akım’ ifadesinin dışında ‘kutsallık’, ‘kültür ve medeniyet anlayışı’, ‘güçlü aile’, ‘insan tabiatına uygun birliktelik’, ‘çürüme’ gibi ifadelere yer verilmektedir. Evrensel insan hakları normlarıyla çelişen ve iktidarın kadınlara ve toplumsal cinsiyet eşitliğine bakış açısını yansıtan bu ifadeler,  toplumsal cinsiyet rollerinin kaynağının toplumsal cinsiyet normları olduğunu reddeden, cinsiyetler arası tahakküm ilişkilerini görmezden gelen, kadınların toplumsal konumunu biyolojik özelliklerine indirgeyen bir bakış açısını dayatmaktadır. İnsan haklarına dayalı bir hukuk devletinin anayasasında yer verilmemesi gereken bu gibi muğlak ve ayrımcı ifadeler çoğulcu demokrasilere doğrudan bir tehdittir. Söz konusu değişiklik teklifi sadece anayasanın ruhuna ve evrensel insan hakları normlarına açıkça aykırı ve ayrımcı olmakla kalmayıp, anayasa yapım tekniği ve kamuoyunun gündemine getiriliş biçimi dolayısıyla da kabul edilemez niteliktedir.”