Cumartesi Anneleri: 925 haftadır neden suskunsunuz?
- 13:20 17 Aralık 2022
- Güncel
İSTANBUL- Cumartesi Anneleri, 925 haftadır zorla kaybetmelerin açığa çıkarılması için kamuoyu yaratmaya çalıştıklarının altını çizerek, yetkililerin yaptığı açıklamalara, “En ağır hak ihlali olan gözaltında kaybetmeler karşısında neden suskunsunuz? Gözaltına alınarak resmi ya da gizli gözaltı merkezlerine götürülen ve bir daha geri dönemeyen yüzlerce insana ne olduğunu soruyoruz” diye seslendi.
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin açığa çıkarılıp yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’na çıkan Cumartesi Anneleri, 925’inci hafta eylemlerini de meydanın kendilerine yasaklanmasından dolayı online gerçekleştirdi. Bu haftaki eylemde tozlu raflara terk edilen gözaltında kayıp dosyalarının yeniden açılması, etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi çağrısında bulundu.
925 haftadır gelmeyen adalet
Bu haftaki açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri yaptı. Gülseren, gözaltında kaybedilenler için sürdürdükleri hakikat ve adalet arayışlarının 925’inci haftasına girdiğini söyledi. Etkili bir ceza adalet sisteminin yokluğunda 925 haftadır zorla kaybetmelerle ilgili gerçeklerin ortaya çıkarılması için kamuoyu yaratmaya çalıştıklarını belirten Gülseren, “Cezasızlığın önlenmesi için iktidarı, adli ve idari makamları yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırıyoruz. Çünkü; bağımsız bir yargı olmadan, adil ve hukuka uygun kararlar verecek mahkemeler olmadan, zorla kaybetmeler gibi ciddi insan hakkı ihlallerinde maddi gerçeği açığa çıkartacak, suçun faillerini sorumlu tutacak etkili bir ceza adaleti sistemi de olmaz” dedi.
‘Kaybetmeler karşısında neden suskunsunuz?’
“925 haftadır güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınarak resmi ya da gizli gözaltı merkezlerine götürülen ve bir daha geri dönemeyen yüzlerce insana ne olduğunu soruyoruz” diye ekleyen Gülseren, ancak devletin bu insanların kaybedilmesindeki rolü, etkin soruşturma ve kovuşturmaların yürütülmesini engellediği için sorularının karşılıksız bırakıldığının altını çizdi. Gülseren, 226 haftadır barışçıl toplanma özgürlüklerini kullanarak kamuoyu yaratma haklarının hukuksuz yasaklarla engellendiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Yasaklar ülkesi haline getirilen bu topraklarda yaşanan hukuksuzlukların ve hak ihlallerinin gölgesinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabulünün 74’üncü yılına girdik. Geçtiğimiz 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde yetkililer ard arda açıklamalar yaptı. ‘Bir bütün olarak insan haklarının, insanların acılarını azaltmayı amaçlayan barış projesi olduğunu’ söyleyen TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı, ‘Her insan hakkı ihlalinin bu projeye karşı geliştirilmiş bir saldırı niteliğinde olduğunu, insan hakkı ihlallerinin aynı zamanda başta insanlık onuru olmak üzere insanlığın, vicdani ve ahlaki değerlerinin reddi ile eşdeğer’ olduğunu söyledi. Öyleyse söyleyin bize, en ağır hak ihlali olan gözaltında kaybetmeler karşısında neden suskunsunuz? Bizden kayıplarımızı aramamamızı, Galatasaray Meydanını bize yasaklayarak susmamızı isteyenlere itirazınız yoksa siz neyi inceliyorsunuz?”
‘Adaletsizliğin derinleştiği ortada’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Türkiye’nin her türlü insan hakları ihlallerine karşı mücadelesiyle uluslararası topluma örnek olmaya devam ettiği” yönündeki açıklamasını da hatırlatan Gülseren, şöyle seslendi: “Hükümetiniz dönemi boyunca hak ihlallerinin arttığı, hukukun askıya alındığı ve adaletsizliğin derinleştiği tüm gerçekliğiyle ortada duruyor. Dört yılı aşkın zamandır Galatasaray Meydanı hükümetiniz tarafından kayıp yakınlarına ve tüm topluma çelik bariyerlerle kapatılmışken; toplumun her kesiminin hak talebi baskıyla, şiddetle engellenmeye çalışılırken insan haklarından yana görünmeye çalışmayın. Hükümetinizin uygulamalarıyla bağdaşmayan açıklamalarınızın inandırıcılıktan uzak olduğunu artık görün.”
‘Vazgeçmiyoruz’
Gülseren, açıklamalar değil köklü değişim adımlarının atıldığını görmek istediklerini vurgulayarak, “Kaç yıl geçerse geçsin tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan 226 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.