Direnen işçiler ve kadınlar dayanışmayla ablukaları yıktı
- 17:42 16 Aralık 2022
- Emek/Ekonomi
İSTANBUL - Koç Üniversitesi Hastanesi’nde maruz kaldıkları sistematik taciz, mobbing ve düşük ücrete karşı sendikalaştıkları “bahanesiyle” işten çıkartılan ve 9 gündür direnen 4 işçi ile dayanışan kadınlar, polis ablukasını yıkarak dayanışma ile birlikte kazanacakları mesajını verdi.
Yoksulluğa Feminist İsyan, Koç Üniversitesi Hastanesi’nde maruz kaldıkları sistematik taciz, mobbing, düşük ücret dayatması ve taşeron çalıştırılmaya karşı sendikalaştıkları “bahanesiyle” 16 Kasım’da işten çıkarılan 18 kişiden 4 sağlık işçisinin 9 gündür sürdürdüğü direniş nöbeti ile dayanışmak amacıyla Bayrampaşa’da bulunan hastane önünde bir araya geldi. Çok sayıda kadının katıldığı eyleme işçiler, öğrenciler, sendikalar ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da destek verdi.
Sloganlarla yürüdüler
Bayrampaşa metrobüs durağı önünde buluşan kadınlar, hastaneye kadar yürüyüş gerçekleştirdi. Ardından çok sayıda polis kadınların yürüyüşünü engellemek istedi. Bu esnada, gazetecilere yönelik tehdit, darp ve hakaretlerde bulunan, hakkında soruşturma açılan İstanbul Güvenlik Şube Amiri Muhammed Hanifi Zengin’in de polislerin arasında bulunması dikkat çekti. Polis engelini tanımayan kadınlar, metrobüsten hastaneye kadar yürüdü. Hasteneye çok yakın bir mesafede, flamaları ile birlikte “Yaşasın kadın dayanışması” sloganı atan kadınlar, polisler tarafından ablukaya alınarak işçilerin yanına gitmeleri engellendi. Muhammed Hanifi Zengin’in gülerek, “Muhatabınız kim” sorusuna tepki gösteren kadınlar, “Kimseyle görüşemezsin sen. Hakkında davamız var, yargı sürecindesin. Kadınlara işkence ettin, seninle kimse görüşmeyecek” dedi. Daha sonra kadınlar engellemeleri tanımayarak hastane önüne yürüdü.
Engellemelere rağmen pankart açıldı
Ardından kadınlar yeniden çok sayıda polis tarafından ablukaya alındı. Muhammed Hanifi Zengin bu sefer de nöbet tutan işçilerin yanına gitmelerine izin verilmeyen ve uzun süre ablukada tutulan kadınların pankartını yırtmaya çalıştı. Muhammed Hanifi Zengin bu esnada tehditlerde bulunurken, duruma tepki gösteren kadınlar da alkış ve “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “İş yerinde tacize, sömürüye son”, “Koç işçileri yalnız değildir” sloganları ile protesto etti. Kadınların yanına gelmek isteyen işçiler ve çekim yapan gazeteciler de polislerce engellenerek darp edildi. Kadınlar ve işçiler ablukada sık sık, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, Tacizci müdür işten atılsın”, “Koç işçileri yalnız değildir”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Dünya yerinden oynar, özgür olsa işçiler”, “Emeğimiz bizimdir, vazgeçmiyoruz”, “Bir numara, Koç tacizciliği bir numara” sloganları attı. Kadınlar tüm engellemelere rağmen sloganlarla, “Koç Üniversitesi Hastanesi’nde Tacize, Mobinge Karşı Sendika Hakkı İçinDirenen İşçilerin Yanındayız!” pankartını açtı.
Ablukayı direnişle yıktılar
Kadınlar, polis engellemesi ve şiddete rağmen ablukayı yıkarak direnen işçilerin yanına alkış ve sloganlarla yürüdü. Büyük bir coşku ile karşılanan kadınlar, uzun süre sloganlar atarak işçiler ile dayanıştı. Ardından Yoksulluğa Feminist İsyan Kampanya Grubu adına Ezgi Karakuş, basın metnini okudu. Ezgi, “Koç Üniversitesi Hastanesi'nde tacize, mobinge, kötü çalışma koşullarına, angarya işlere, taşeron çalıştırılmaya karşı insanca çalışma koşulları için sendikalaşan 4 işçi işten atıldı. Biz biliyoruz ki arkadaşlarımızın atılma sebebi işyerindeki direnişleridir, sendikal haklarını kullanmasıdır, tacize ses çıkarmasıdır. İşçiler günlerdir atılan işçilerin işe geri alınması, tacizci müdürün işten atılması, sendikalı çalışmanın önünün açılması, tüm işçilerin kadroya alınması, angarya ve mobbingin son bulması için direniyor” dedi.
‘Direnişi dayanışma ile büyüteceğiz’
Ezgi, devamında şunları söyledi: “Kadın arkadaşlarımız işyerinde mobbing, angarya işler, kötü çalışma koşulları ve taşeron olarak emeğinin sömürülmesiyle karşı karşıya olmasının yanında tacizci müdür tarafından tacize maruz kalıyor, cinsiyetçilik ve ayrımcılıkla da mücadele ediyorlar. Biz biliyoruz ki kadınlar olarak evde ve işte çifte sömürüye maruz kalıyoruz. Derinleşen ekonomik kriz ile her gün artan ve artık ödenemez bir durumda olan kiralar ve faturalarla nasıl yaşayacağımızı düşünürken, akşam yapacağımız yemeği hesaplamak zorunda kalırken düşük ücrete emeğimizi sömürüp hakkını aradıkları için, sendikalaştıkları için, tacize ses çıkarıldığı için arkadaşlarımızın işten atılmasını kabul etmiyoruz. Başhekimlik, tacizci müdürü işten çıkaracağına dair sözlü beyanda bulundu. Tacizci müdürün işten çıkarılmasının hep birlikte takipçisi olmakla beraber tüm talepler yerine getirilinceye kadar bu direnişin sesini birlikte yükselteceğiz. Biz de Yoksulluğa Feminist İsyan Kampanya Grubu olarak, arkadaşlarımızın direnişini sahipleniyoruz. Direnişi dayanışma ile büyüteceğiz.”
Direnen işçi: Karşınızda duracağım
Daha sonra söz alan direnen 4 işçiden Suna Erkoçak, günlerdir haksız bir şekilde işten çıkartıldıklarını ve tacizde bulunan müdürlerinin hala çalışmaya devam ettiğini duyurmaya çalıştıklarını ifade etti. Seslerini duymak istemediklerini söyleyen Suna, “Bizler taşeronluğun kaldırılmasını istiyoruz. Çantalarımızın aranmasını istemiyoruz. Bizler hırsız değiliz. Bizler kadınız, bizler üretiyoruz. Bizler sayesinde koskoca holding sahibisiniz” dedi. İşverenlerden hiçbir şey istemediklerini belirten Suna, “Sizler ne zaman bizim yanımızda durduysanız ya öldürülüyoruz, ya da işten atılıyoruz. Ben sizin yerinizde olsam kafamı kuma sokarım, bir daha da o kumdan çıkarmam. Günlerdir burada tacizi dile getiriyorum, yalnızlaştırdığınızı söylüyorum, eteğime karıştı diyorum, sendikalaştım diyorum duymuyorsunuz. Yalnızlaştırdınız, ötekileştirdiniz, azarladınız, küçümsediniz. Tabii ki sendikalı olacağım, karşınızda duracağım. Saçımıza karışamazsınız, emeğimize dil uzatamazsınız. Bizler işçiyiz. Unutmayın ki, biz olduğumuz sürece siz var olacaksınız. Bizler yoksak, sizler de yoksunuz” şeklinde konuştu.
Sonuna kadar direniş
Yıllardır hastanede kendilerine “hırsız” muamelesi yapıldığını söyleyen Suna, “Biz işimizi yaptıkça onlar, ‘Siz hırsızsınız’ dediler. Biz emeğimize sahip çıktıkça onlar, ‘Burada yeriniz yok’ dediler” ifadelerini kullandı. İşverene, “Yaptığınız sözleşmelerde ne vaat ediyorsunuz?” diye soran Suna, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın “Bizler ekibiz” sözlerini hatırlatarak, “Biz ekip falan değiliz. Sizler çalansınız, bizler çalışanız. Eğer ekipsek eşit ücret talep ediyoruz” dedi. Suna son olarak, işlerine geri dönene ve taciz faili müdür de işten çıkartılana kadar direniş nöbetlerini sürdüreceklerinin mesajını verdi.
Direnişin ve dayanışmanın sürdürüleceği çağrısında bulunulan eylem, slogan, alkış ve zılgıtlarla son buldu.