‘Kürt sorununun çözümü konusunda muhatap Sayın Öcalan’
- 09:04 23 Kasım 2022
- Siyaset
Melek Avcı
ANKARA - Partisinin, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile yaptığı görüşme sonrasında Millet İttifakı’ndan gelen eleştirilere dair HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar, yol haritalarının belli olduğunu söyledi. Pero, “Demokratik çözüm açısından Kürt sorununun çözümü konusunda söylemeye hiç gerek yok. Bunun başında da Sayın Öcalan geliyor. HDP’nin kuruluş amacı müzakere ve arabulucudur, doğalında da demokratik siyasetin muhatabıdır” dedi.
Türkiye ve Kürdistan’da bir yandan baskıların, bir yandan ekonomik krizin bir yandan da saldırıların ve gözaltıların giderek derinleşmesiyle beraber yaşanan çoklu krizler devam ederken, siyasi partilerin ise bu kriz ortamında seçim odaklı çalışmaları sürüyor. Kilit parti rolünde olan Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı’ndan kamuoyu ve seçmenin kafasını karıştıracak hamleler de gelirken, son olarak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın HDP’yi ziyareti sonrası Millet İttifakı’nda yer alan siyasi partilerin açıklamaları ve havuz medyanın da çizdiği tablo ile seçmene ‘acaba’ dedirttiği yönünde de söylemler söz konusu oldu.
‘Seçimin kaderini de varlığını da HDP belirleyecek’
Her iki ittifakın da, 3’üncü büyük parti olan HDP ile seçimi olumlu bir şekilde tamamlayamayacağı değerlendiriliyor. HDP, Emek ve Özgürlük İttifakı ile 3’üncü yol siyasetini izlerken, diğer iki ittifakın ise çıkmaza girdiği ve bu çıkmazdan nasıl çıkacağı ise tartışılmaya devam ediliyor. Tüm bu gelişmeler ışığında HDP’nin kapısının seçim öncesi daha çok çalınacağı konuşuluyor.
HDP Mardin Milletvekili Pero Dündar, her iki ittifakın HDP’ye karşı tutumunu değerlendirdi.
‘Mesele Kürt sorununun çözülmek istenmemesidir’
Türkiye’de iki kutuplu bir siyaset yürütüldüğünü söyleyen Pero, “Biri daha fazla inkar, imha, savaş ve Kürtleri inkar etme konsepti üzerinden kutuplaşma, diğer ise daha çok liberal, sol kesimlerin Kürt sorununu tartıştığı bir noktada ama Kürtlerin olmadığı bir tartışma” diye belirtti. Siyasetin merkezinde Kürt sorunu ile çözümü ya da çözümsüzlüğünün olduğunu ifade eden Pero, şu sözleri kullandı: “Demokratik siyasete, Kürtleri en fazla temsil eden HDP, solcuların, bileşenlerin, kadınların ve gençlerin temsiliyetinin olduğu bir partidir. Doğalında da hedef olarak kimi gösterirler, temsiliyet kimdeyse, kim konuşuyorsa, kim Kürtler adına konuşuyorsa ya da kim demokratik siyasette ısrar ediyorsa savaş ve inkara karşı çıkan kimse doğalında da o parti birinci derecede hedef haline getirilir. Bu da, HDP’dir. Aslında mesele HDP değil, mesele Kürt sorununun çözülmemesidir. Çözmek istemeyen bir gücün olması, ısrarla savaşta kendi varlığını gösteren bir güç var ve bu gücün oluşturduğu bir algı. Bir algının ötesine de geçti. Direkt fiili bir saldırıya dönüştü.”
‘HDP arada kalan bir parti değil’
HDP’ye dönük saldırıların, Kürtlere sınır içi-sınır dışı operasyonlardan ve uluslararası alanın yaklaşımdan bağımsız ele alınamayacağını vurgulayan Pero, “HDP’nin onların çizdiği yoldan gitmemesinin bir sonucudur” dedi. İktidarın kendince çizdiği bir siyasetin oluğunu dile getiren Pero, “Bu siyaset daha fazla, halkları, toplumu dışında tutan ben merkeziyetçi bir siyaset, tekçi bir siyaset. Bunun üzerine kimlik, dil, inkâr hala devam ediyor. Bunların hepsini üst üste koyduğunuzda, bu iktidarın kendi meşruiyetini neyin üzerine oluşturmak istediğini görüyoruz, daha fazla savaş ve inkar. Dikkat edilirse şu anda yaşanan üç kriz var; biri ekonomik kriz, bir toplumsal kriz, bir siyasi kriz. Bu üç kriz üzerinden kendini var etmek istiyor. HDP bu üç krizden çıkışın yol haritasını ortaya koydu. Biz bu yol haritasını HDP’nin paradigmasıyla ve oluşumuyla çizdik. Hiçbir zaman ne ak ne kara, ne sağda solda değil kendi yolunu çizen olduk. Arada kalan bir durumda değil HDP. Bizim 3’üncü yol dediğimiz nokta da şu; ne cumhur ittifakı ne de millet ittifakından bahsetmiyoruz. HDP bu ikisinin arasında kalan bir şey değil, HDP bunların hepsini aşan 3’üncü bir yoldur” ifadelerini kullandı.
‘En temel sorun Kürt sorunudur’
Güçlü bir dönüşüm ve değişimi esas alan radikal bir demokrasi çizgisini benimsediklerini söyleyen Pero, sorunun temeline yani Kürt sorununa bakılması gerektiğini kaydetti. Pero şunları dile getirdi: “İster kabul edilsin ister edilmesin tarihten bugüne kadar en temel sorun Kürt sorunudur. 4 parçaya bölünse de şu anda Ortadoğu’da çözülmeyen bir düğüm var, bir yumak var ve bu yumağın içerisinde Kürt sorunu hapsedilen bir noktada. ‘Ya siz onun içinde kalırsınız biz istediğimiz gibi sizi kabul ederiz ya da o yumağı delerseniz kabuğu kırarsanız sonucuna katlanırsınız’ böyle bir mesaj veriliyor. Buna karşı güçlü bir direniş var toplumun her kesiminde. Çünkü 21.yüzyıl dünya tarihine de siyasetine de, politikasına da baktığınızda bu genel bir krize dönüşmüş durumda. Demokrasi, insan hakları, özgürlükler, halkların bir arada yaşaması, ortak kimlik, demokratik bir alanda buluşma, ben merkeziyetçi daha fazla yerelin ihtiyaçlarını esas alan bir ses var. İran, Afganistan bunların başında gelir, Avrupa’nın birçok yerinde bu kriz yükseliyor. Halkların toplumların sesi de yükseliyor.”
‘Kürt sorunu seçimlere kurban edilemez’
HDP’nin en ufak bir saldırıda hedef tahtasında olmasının Meclis’te tek muhalefet eden parti olmasından da kaynaklandığını ifade eden Pero, “Meclis’te çıkarılan, tartışılan kanunlar, gözaltılar, saldırılar, bütçe görüşmesi, toplumu tatmin edecek, toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak bir noktada değil ve buna tek muhalefet eden HDP’dir. HDP olunca da doğalında komplolar ve teoriler oluşturuyor, hepsi de ellerinde patlıyor. Mesele Kobanê Davası, bunun bir parçası, kapatma davası bunun bir parçası, eşbaşkanların, vekillerin şimdiye kadar içeride olması bunun bir parçası ve sonucudur. Hepsi de seçimlerle Kürt sorununu ele alıyor. Oysaki Kürt sorunu ne seçimlere kurban edilebilecek ne de seçimlerle ele alınabilecek bir konudur. Kürt sorunu hiçbir zaman dönemsel olarak ela alınabilecek bir sorun değil. HDP’yi de böyle ele almak gerekiyor, çünkü sonuçta en temel programın başında ‘Kürt sorununun demokratik yolla çözümü’ esas alır” dedi.
‘Kürt sorunu da Kürtler de eskisi gibi değil’
Yönetimler ve kişiler el değiştirse de zihniyet ve anlayışın değişmediğini kaydeden Pero, Kürt sorununa yaklaşımın da hiçbir zaman değişmediğine işaret etti. Pero, çözüm ve ihtiyaçların değişerek Kürtlerin artık eskisi gibi olmadığını vurgulayarak şunları söyledi: “Birçok iktidar geldi geçti bazı dönemler insan hakları esas alındı, AKP’nin çıkışı da böyledir, çıktığında ‘Kürt sorununu çözerim, demokraside gerekenleri yaparım, insan haklarında iyileştirmeye giderim.’ Oysa bunların hepsi tersine oldu. Örneğin cezaevlerine bakarsak, bu iktidarın aynasıdır. Neredeyse tüm ülke cezaevlerine dönüştürüldü, tecrit bu iktidarın aynasıdır; sokakta var, evde var, tüm toplumsal alanımıza sirayet etmiş, kadın yaşamına sirayet etmiş, gençleri, solcuları, muhalefet eden herkesi sınırı da sınır ötesini de kendi içine alan bir politika oluşturuyor. HDP’ye de hala saldırı devam ediyor, biri sokakta düşüyor HDP, biri evine ekmek götüremiyor isyan ediyor HDP’ye saldırıyor. HDP bunların hepsini savunuyor evine ekmek götürmeyeni de savunuyor, sokağa çıkıp özgürce kendi sesini çıkaramayanı da savunuyor, cezaevindekini de dışarda olanı da savunur. Saldırıların nedeni de aslında kendi varlık gerekçelerini HDP’nin yok oluşunda görüyorlar. Sen eskisi gibi ne Kürt sorununa yaklaşabilirsin ne de eskisi gibi çözümü dayatabilirsin çünkü talepler, tercihler, çözümler ve ihtiyaçların hepsi değişti. Kürt sorunu da Kürtler de eskisi gibi değil. “
‘HDP ile bir biçimde temas kurmak zorundalar’
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın ziyareti sonrası Millet İttifakı’nda gelişen ve artarak büyüyen HDP’ye yönelik suçlayıcı dil ve tutuma ilişkin ise Pero, “Bunu diyeceklerine şimdiye kadar niye HDP ile görüşülmüyor çünkü bir muhataplık sorunu var ve bu sorunun muhatabı HDP’dir ama HDP’siz bir tartışma yürütülüyor” yorumunu yaptı. Partileri ile bir biçimde her iki ittifakın da temas kurmak zorunda olduğunu belirten Pero, “Kürt sorununun çözümünü koyduk biraz önce ortaya, HDP’nin konumunu ortaya koyduk. Muhalefet açısından da iktidar açısından da HDP ile bir biçimde temas kurmak zorundalar. Eğer Kürt sorununa yaklaşımları değişecekse, gerçekten bölgeye barış getireceğini söylüyorsa kendince ya da meselenin seçim meselesi olmadığına iknalarsa bu konuda dürüst ve samimilerse doğalında gelip kiminle tartışacaklar? HDP ile tartışacaklar, çünkü bunun muhatabı HDP’dir. Gidip Kürdistan’da herhangi bir parti ile tartışamaz, çünkü muhatap değil ve asıl sorunun, çözümünün yeri HDP’dir. Bunun çok daha farklı aktörleri var, partiler, kurumlar var, Kürtlerin adına mücadele eden hareketler, farklı mecralarda mücadele eden güçler var. Bunların hepsi birer parçadır muhatap olarak” dedi.
‘Muhatapların başında Sayın Öcalan geliyor’
Pero sözlerini şöyle sürdürdü: “Demokratik çözüm açısından Kürt sorununun çözümü konusunda söylemeye hiç gerek yok. Bunun başında da Sayın Öcalan geliyor. HDP’nin kuruluş amacı müzakere ve arabulucudur doğalında da demokratik siyasetin muhatabıdır, bir güçtür yoksa sadece eşbaşkanlarıyla görüşülüp sözü bağlayacağımız bir noktada değiliz ki öyle bakmıyoruz zaten. Tüm güçlerin hepsinin dâhil edileceği, ciddi anlamda bunun temelinde de anayasa değişikliği var, çünkü Kürt sorunun inkârı anayasa ile başlıyor. Anayasa hak ve hukukuyla, kanunlarla başlıyor. Meclis bunun bir parçasıdır. Bunların hepsi tartışılarak bir çözüme bağlanmak zorundadır. HDP ile görüşülmesinde çok anormal bir şey yok. Biz özel olarak randevu vermek için uğraşmadık. Geldiler, görüştüler, sunumlarını yaptılar MYK’mız, eşbaşkanlarımız kendilerine gereken cevabı vermiştir. Bizim ilkelerimiz bellidir, ilkelerimiz bunu bütün kamuoyuyla toplumla tartışarak ve görüşerek bir sonuca vararak cevap vermeyi gerektirir.”
‘6’lı masa kararını versin’
Ne Kürt sorununun ne de anayasa hazırlıklarının iki ittifak arasında gidip gelecek bir sorun olmadığını vurgulayan Pero, Adalet Bakanı ile yapılan görüşmeye de normal bir görüşme olarak baktıklarını ifade etti. Pero, “Sonuçta biz Meclis’te siyaset yapıyoruz, her gün Meclis’te de onlarla karşı karşıyayız. Muhalefetimizi orada da söylüyoruz, tekli görüşmelerde de olsa muhalefetimizi sürdürüyoruz. Kamuoyunda farklı bir görüşmenin imajını yaratacak bir noktada değiliz. Basına yansıyan görüşme neyse odur. 6’lı masa bu konuda daha kararını vermemiş. Daha çok toplumun sorununu çözecek mi çözmeyecek mi, gerçek anlamda demokratik bir iktidarı hedefliyor mu? Bu iktidarın bir bütün olarak bu zihniyetini ve anlayışını değiştirme konusunda kararını vermiş mi vermemiş mi? Bunların hepsi muğlak. Daha kendi aralarında cumhurbaşkanı adaylarını tartışıyorlar ya da HDP’nin kiminle bağlantısı var, kimin uzantısıdır? Bunu tartışıyorlar. Oysa bu 6’lı masa kendini muhalefet olarak ilan etmiş, bu iktidara karşı iktidara yürüyebileceğini de ilan etmiş. Ama sözleri, söylemleri, pratikleri ve duruşları bunu çok ifade etmiyor. Siz ne HDP’siz yapabileceksiniz ne de HDP ile. O zaman bunun kararını vereceksiniz? Kararını vermeleri gerekiyor, iktidar da kararını vermelidir, 6’lı masa da kararını vermelidir. Kürt sorununu çözecek mi çözmeyecek mi?” diye sordu.
‘Hiçbirinin sözü birbirini tutmuyor’
Seçimin kaderini de varlığını da, HDP’nin, Kürtlerin, halkların ve kadınların belirleyeceğini kaydeden Pero, şu ifadeleri kullandı: “Biz tüm umutları seçime bağlayan bir noktada değiliz. ‘Bu iktidar gider, biz bu seçimle hepsini devireceğiz’ değil, seçim bir mücadele aracıdır. Seçimde kazanım, bir bedelin sonucudur, bir değişimi dönüşümüz zorlamaktır. Bu 6’lı masa önce kendi içerinde anlaşsınlar, ne yapmak istediklerine kendileri karar versin, çünkü hiçbirinin sözleri birbirini tutmuyor. Sanki aynı ittifakta değiller, aynı şey için mücadele etmiyorlar. Ya da bir araya gelmemişiler. Her biri ayrı telden çalıyor. İktidar da öyle, bir günü bir gününü tutmuyor. Ne iktidarı ne muhalefeti, daha kararını vermemiş. Bir seçime nasıl girilir, iki Kürt sorununa nasıl yaklaşıyorlar, üç tecride nasıl yaklaşıyorlar, adalet, hukuk ve anayasayı nasıl ele alıyorlar. Cezaevleri sorunu var, sınırların ötesinde yürütülen bir saldırı, işgal var. Bu operasyonlara nasıl yaklaşacak? Diğer yandan ABD ile Rusya ile ilişki içerisindeler, onlar kendileri açıklasın.”
‘HDP açısından net olmayan bir şey yoktur’
HDP’nin yaptıkları açısından her şeyin açık bir şekilde net olduğunu dile getiren Pero son olarak şöyle konuştu: “HDP açısından net olmayan bir şey yoktur ne mücadele hattında ne de ittifaklarında. Bizim hedefimiz belli, kendi yolumuzu çizdik. Emek ve Özgürlük İttifakı’mız var. Biz bunu genişletme çalışmalarını sürdürüyoruz. Bizim amacımız tüm toplumu kapsayacak ortak bir halkların ittifakını oluşturmak. Yol haritamız bellidir. İhtiyacı olan kendisi bize gelir. Biz toplumumuza, halklara, kendi bulunduğumuz zeminlere gideriz. Biz onlara gideceğiz, ama diğer yandan iktidarın da muhalefetin de ihtiyacı olursa kendileri HDP’ye gelir.”